#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Avrupa Ülkeleri İklim Eylemlerinde Gecikiyor

Lancet Sağlık ve İklim Değişikliği Geri Sayım 2024 Avrupa Raporu, iklim değişikliğinin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini vurguluyor. Avrupa’da sağlık ve iklim değişikliği alanındaki ilerlemeyi takip eden ikinci gösterge raporu, özellikle iklim krizinin Avrupa bölgesindeki eşitsiz sağlık etkilerine odaklanıyor. Rapora göre, pek çok Avrupa ülkesi seragazı emisyonlarının artışına katkıda bulunmakla birlikte fosil yakıtlara sübvansiyon sağlamaya da devam ediyor.

Lancet Halk Sağlığı dergisinin küresel düzeyde sağlık ve iklim değişikliği alanındaki ilerlemeleri takip eden çalışması kapsamında Lancet Sağlık ve İklim Değişikliği Geri Sayım 2024 Avrupa Raporu (Lancet Countdown in Europe) yayımlandı. Geri Sayım çalışması kapsamındaki ikinci rapor, iklim değişikliğinin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini vurguluyor ve özellikle iklim krizinin Avrupa bölgesindeki eşitsiz sağlık etkilerine odaklanıyor.

Rapor, Acilen Harekete Geçilmesi Gerektiği Konusunda Uyarıyor 

İklim değişikliğinin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini, Avrupa ülkelerinin iklim değişikliğini hafifletmek ve uyum sağlamak için geciken eylemlerini ve buna bağlı sağlığı korumak ve iyileştirmek için kaçırılan fırsatları vurgulayan rapor; iklim değişikliğinin sağlık üzerindeki etkilerinin, genellikle sosyoekonomik kalkınma, marjinalleşme ve mevcut eşitsizlik kalıplarının kesişen modellerini yansıtacak şekilde, eşit olmayan bir tarzda dağılma eğiliminde olduğuna dikkat çekiyor.

Rapor, insanları iklim değişikliğinden korumak için gerekli siyasi eylemlerin eksikliğini ortaya koyuyor. Pek çok Avrupa ülkesi seragazı emisyonlarına büyük katkıda bulunmalarına ve sağlığa verdikleri zararlara rağmen fosil yakıtlara net sübvansiyon sağlamaya devam ediyor. Raporun yazarları, seragazı emisyonlarının azaltılması için acilen harekete geçilmesi gerektiği konusunda uyarıyor ve bu eylemlerin daha temiz hava, daha iyi beslenme, eşitsizliklerin azaltılması ve daha yaşanabilir şehirlerin oluşturulması ile sağlığa da fayda sağlayacağını belirtiyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) en son raporunda yer alan 2040 yılına kadar net sıfır emisyon tavsiyesini karşılamak için, Avrupa’nın enerji sistemlerinden kaynaklanan emisyonlarının mevcut düzeyin yaklaşık üçte birine düşmesi gerekiyor.

Bu, Lancet Geri Sayım çalışmasının Avrupa’da sağlık ve iklim değişikliği alanındaki ilerlemeyi takip eden ikinci gösterge raporu. İşbirliği kapsamında, İspanya’daki Barselona Süper Bilgisayar Merkezi liderliğinde 42 akademik ve Birleşmiş Milletler kurumunu temsilen 69 katılımcının disiplinler arası uzmanlığından yararlanarak 42 gösterge izleniyor. Bölge genelinde iklim değişikliği ve sağlık arasındaki bağlantıların izini süren yeni rapor, 42 göstergenin yanı sıra Avrupa’da iklim eyleminin yetersiz,  gecikmiş ya da kaçırılmış fırsatlarını da inceliyor.

Raporda şu temel bulgular öne çıkıyor:
  • Çoğunluğu Güney Avrupa’da (%11) olmak üzere sıcaklığa bağlı ölümlerde %9 ve sıcak hava dalgası yaşanan günlerin sayısında %41 artış oldu.
  • 2021’de Avrupa’da yaklaşık 60 milyon kişi orta veya şiddetli gıda güvencesizliği yaşadı; bu vakaların 11,9 milyonu sıcak hava dalgası yaşanan günlerin ve kuraklık yaşanan ayların sayısındaki artışa bağlanabilir.
  • 2022 yılında, aşırı hava olaylarından kaynaklanan ekonomik kayıpların 18,7 milyar euro olduğu tahmin ediliyor. Bu kayıplar Avrupa’nın GSYH’sinin % 0,08’ini temsil ediyor. Kayıpların % 44,2’si (8,2 milyar euro) ise sigortasızdı.
  • 2005-20 döneminde, fosil yakıtların yanmasından kaynaklanan hava kirliliğine (PM2.5) bağlı ölümler Avrupa’da %59 oranında azaldı. Ancak bu iyileşme daha az fosil yakıt kullanılmasından değil, büyük ölçüde hava kirliliği kontrol teknolojilerinden kaynaklandı.
  • Bölgelerde net sıfır enerji sistemlerine giden yol ne yazık ki yetersiz kalıyor – mevcut patikada Avrupa’da bu hedefe 2100 yılına kadar ancak ulaşılacağı tahmin ediliyor.
  • Kömüre bağımlılık, 2020’de % 12 iken, 2021’de % 13’e çıktı. Değerlendirmeye alınan 53 ülkeden 29’u hâlâ fosil yakıtlara sübvansiyon sağlıyor.
  • Temiz enerji yatırımları 2022’de Avrupa’daki fosil yakıt yatırımlarını %261 oranında aştı (112 milyon euroya karşı 404 milyon euro). Yatırımlar 2021’dekinden % 16 daha yüksek gerçekleşti.
Çalışma, Avrupa’yı İnceleyen İkinci Gösterge Raporu

Çalışmanın Avrupa’yı inceleyen ikinci gösterge raporu, Barselona Süper Hesaplama Merkezi (Centro Nacional de Supercomputación BSC-CNS) tarafından, la Caixa Vakfı tarafından desteklenen bir merkez olan Barselona Küresel Sağlık Enstitüsü (ISGlobal) ve Avrupa çapında 40 diğer kurumla işbirliği içinde yürütüldü. Gösterge bulguları, iklim değişikliğinin olumsuz sağlık etkilerinin başlangıç seviyelerine kıyasla arttığını ve çoğu etkinin daha önce bildirilen seviyeleri aştığını gösteriyor.

  • Sıcaklığa bağlı ölümlerin, 2003-2012 ve 2013-2022 yılları arasında 100.000 kişi başına ortalama 17 ölüm artışıyla, Avrupa’nın çoğunda arttığı tahmin ediliyor.
  • Isı stresi nedeniyle fiziksel aktivite için riskli saatler 1990-2022 yılları arasında hem orta  (örneğin bisiklet veya futbol) hem de yorucu (örneğin rugby veya dağ bisikleti) aktiviteler için arttı. Bu da muhtemelen fiziksel aktivitenin azalmasına ve dolayısıyla bulaşıcı olmayan  hastalık riskinin artmasına neden oldu.
  • Avrupa’da iklime duyarlı çeşitli patojenler ve hastalık vektörleri (örneğin, Vibrio, Batı Nil virüsü, dang, chikungunya ateşi, zika, sıtma, layşmanyaz ve  Lyme hastalığı ve diğer kene kaynaklı hastalıkları yayan keneler) için iklimsel uygunluk  arttı.
  • Polen sezonunun hem başlangıcı hem de sonu kızılağaç, huş ağacı ve zeytin için değişirken sezon süresi Avrupa’nın çoğunda neredeyse aynı uzunlukta kaldı.
Hava Kirliliğini Maruz Kalmak İnsanların Sağlığına Zarar Veriyor”

Lancet Geri Sayım Avrupa Eş Direktörü ve ISGlobal Araştırma Profesörü Profesör Cathryn Tonne,  “Hava kirliliğine maruz kalmak Avrupa’da ve ötesinde insanların sağlığına zarar veriyor. Raporumuz Avrupa’da son 15 yılda hava kirliliğinde (PM2.5) bir azalma olduğunu gösterse de bu azalma ağırlıklı olarak hava kirliliğini azaltan ancak seragazı emisyonlarını azaltmayan gelişmiş hava kirliliği kontrol teknolojilerinden kaynaklanmaktadır. Hava kirliliği ve seragazı emisyonlarını paralel olarak ele alan uygun politika tedbirlerine hala ihtiyacımız var” dedi.

“Benzeri Görülmemiş Bir Eylemin Zamanı Geldi”

Lancet Geri Sayım Avrupa Europe Direktörü, ICREA araştırma profesörü ve İspanya Barselona Süper  Bilgisayar Merkezi Küresel Sağlık Direnci grubu lideri Profesör Rachel Lowe, “İklim değişikliği şimdiden Avrupa’daki insanların yaşamlarını ve sağlıklarını tahrip ediyor” dedi ve ekledi: “Raporumuz,  sıcaklığa bağlı ölümler, yeni ortaya çıkan bulaşıcı hastalıklar ve gıda ve su güvencesizliği de dahil olmak üzere Avrupa genelinde iklimle bağlantılı sağlık etkilerindeki endişe verici artışlara ilişkin kanıtlar sunuyor. Avrupa’da ve tüm dünyada sağlık üzerindeki bu olumsuz etkileri sınırlandırmak için benzeri görülmemiş bir eylemin zamanı geldi.” Lowe, “Gecikmiş eylemin maliyetini şimdiden hissediyoruz – ancak fosil yakıtları aşamalı olarak terk etmenin sonucunda ve buna giden yollardan elde edebileceğimiz ödülleri de biliyoruz” dedi.

“İklim Değişikliğini Şimdi, Şu An Yaşıyoruz”

Temiz Hava Hakkı Platformu adına konuşan Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Çiğdem Çağlayan ise rapor hakkında “İklim değişikliği uzak bir gelecek senaryosu değildir. İklim değişikliğini şimdi, şu an yaşıyoruz.  İklim değişikliği halihazırda insanların sağlığını olumsuz etkiliyor ve bu etkiler eşit değil” dedi. Raporun eşitsizliklere odaklanırken Avrupa’nın iklim krizindeki sorumluluğunu da vurguladığını belirten Çağlayan şunları söyledi: “Rapora göre, sıcaklığa bağlı ölümler kadınlarda erkeklere kıyasla iki kat daha yüksektir. İklim değişikliğinin bir sonucu olarak ortaya çıkan gıda güvencesizliğini düşük gelirli hanelerin yaşama olasılığı önemli ölçüde daha yüksektir. Dengesiz beslenmeye bağlı ölümler erkeklere göre kadınlar arasında daha yüksektir. İklim değişikliği ile sıklığı ve şiddeti artan orman yangınlarında dumana maruz kalma oranı yüksek yoksunluk bölgelerinde daha yüksektir. Yine raporun dikkat çekici bir bulgusu, Avrupa’da hava kirliliği (PM2,5) azalırken bu azalmanın ağırlıklı olarak hava kirliliğini azaltan ancak seragazı emisyonlarını azaltmayan gelişmiş hava  kirliliği kontrol teknolojilerinden kaynaklandığıdır. Bu nedenle hem hava kirliliğini hem de seragazı emisyonlarını birlikte ele alan ve azaltan politikalara gereksinim vardır.”