Yaklaşık 200 ülkeden bakanlar ve hükümet yetkililerinin COP15’te bu gece yarısına kadar önerilen 23 hedef üzerinde fikir birliğine varması gerekiyor.
Pazar günü BM’nin doğayı koruma zirvesinde müzakereciler; dünyadaki karaların ve denizlerin %30’unun 2030’a kadar korunmasını ve yüz milyarlarca doları yönlendirerek vahşi doğayı ve türleri korumayı içeren yeni bir küresel anlaşmaya yaklaştılar.
Montreal’deki COP15 konferansının başkanı Çin, Pazar sabahı bakanların kimi tereddütleri olsa da memnuniyetle karşıladığı bir taslak metin yayımladı.
Kolombiya Çevre Bakanı Susana Muhamad, “Kaynakları ve iddiayı uyumlu hale getirebilmemiz için başka bir potansiyel çalışmanın yapılması gerekiyor. Ancak ana hedeflere ulaşıldığı ve genel olarak bu hedeflere karşı bir muhalefet olmadığı için ileriye doğru çok önemli bir adım attığımız konusunda çok iyimserim” dedi.
Politika yapıcılar, iddialı bir anlaşmanın, 2015’te Paris’te düzenlenen uluslararası bir anlaşmanın gezegeni ısıtan karbon emisyonlarını sınırlama çabalarını harekete geçirmeye yardımcı olduğu gibi, doğayı korumaya teşvik edebileceğini umuyor.
Son iki haftadaki görüşmelere dayanan taslak, kimi gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkelerden isteklerini karşılamasa da koruma girişimleri için yılda 200 milyar dolarlık çok önemli mali bir hedef belirliyor.
Gayri resmi olarak 30’a 30 olarak bilinen dönüm noktası niteliğindeki bir hedef olan 2030’a kadar kara ve suların %30’unun korunmasına destek veriyor ve bozulmuş arazilerin %30’unun eski haline getirilmesini öneriyor.
Avrupa’dan bir delege Reuters’a “Metnin aslında ilerlemek istediğimiz şeylerin çoğunu yakalamasına şaşırdık” dedi. Restorasyonda, metnin %20 yerine %30 gibi daha iddialı bir hedefle gittiğini ve bunun “gerçekten iyi, iddialı ve gerekli” olduğunu belirtti.
Şirketlerden doğa kaybını nasıl etkilediklerini ve bundan nasıl etkilendiklerini değerlendirmeleri ve açıklamaları istenmeli, fakat mevcut belge bu tür raporlamayı zorunlu kılmıyor.
AB Delegesi Virginijus Sinkevicius bir mola sırasında gazetecilere verdiği demeçte, müzakerecilerin anlaşmayı “sonlandırmak için doğru yolda” olduğunu belirtirken sayısal hedeflerdeki eksikliklerin altını çizdi ve gelişmiş ülkelerden gelen fonların artmasıyla ilgili endişelerini dile getirdi.
Yaklaşık 200 ülkeden bakanlar ve hükümet yetkililerinin Pazartesi gece yarısına kadar önerilen 23 hedef üzerinde fikir birliğine varması gerekiyor.
Detaylardaki Şeytan
İyimser olmakla birlikte, çevre kampanyacıları 30’a 30 hedefinin teknik ifadesinin okyanusun korunmasına yeterince değinmeyebileceğinden endişe ediyorlar.
Hedef; karasal, iç su, kıyı ve deniz alanlarının en az %30’unun korunmasından bahsediyor.
Kâr amacı gütmeyen Doğa Kampanyası’nın (Campaign for Nature) direktörü Brian O’Donnell, bunun karaların %30’u ve ayrı olarak okyanusların %30’u anlamına gelip gelmediğini netleştirmediğini belirterek, Çin’in niyetini hızla netleştirmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.
Greenpeace Doğu Asya kıdemli küresek politika danışmanı Li Shuo, “Hedef, sırasıyla %30’un kendilerine uygulandığından emin olmak için karayı ve denizi ikiye ayırmalı” dedi.
Para Seferberliği
Taslak, koruma girişimleri için kamu ve özel sektör de dahil olmak üzere tüm kaynaklardan yılda 200 milyar dolar tahsis edilmesini öneriyor. Herhangi bir anlaşmanın başarılı bir şekilde uygulanması için kritik olarak görülen bir hedef.
Gelişmekte olan ülkeler bunun yarısını – yılda 100 milyar doları – refahı yüksek ülkelerden daha yoksul ülkelere aktarılması için baskı yapıyordu. Bununla birlikte metin, 2030 yılına kadar yalnızca yılda 20 ila 30 milyar doların gelişmiş ülkelerden geleceğinden bahsediyor.
Kolombiyalı Muhammed gazetecilere verdiği demeçte “Muhtemelen 30 ila 100 milyar dolar arasından bir anlaşmaya varmamız gerekecek” dedi.
Taslak ayrıca, paranın herhangi bir ülkeden gönüllü olarak gelebileceğine de dikkat çekiyor. Bu, Çin gibi büyük ekonomilere sahip gelişmiş ülkelerin de fon katkısı sağlama arzusuna bir sinyal niteliğinde.
Sinkevicius, Çin’in ve Arap ülkelerinin katılmasının “ileriye dönük bir adım” olacağını belirtti.
Çin’in hâlâ gelişmekte olan bir ülke olarak kabul edilip edilmeyeceği sorulduğunda, “Bence 1992 tanımlarına bağlı kalamayız, gerçekleri görmeliyiz ve bu 1992’den çok farklı” dedi.
Delegeler için en büyük tartışma noktalarından biri, para için mevcut yapıyı iyileştirerek yeni bir fon kurulup kurulmayacağıydı. Çarşamba sabahı, gelişmekte olan ülke müzakerecileri protesto amacıyla bir finansman toplantısın terk ettiler. Taslak anlaşma ayrı bir olanak kurulmasından bahsetmiyor.
Metin, zararlı sübvansiyonların 10 yılın sonuna kadar yılda en az 500 milyar dolar azaltılması gerektiğini öne sürüyor, ancak bunların ortadan kaldırılması, aşamalı olarak kaldırılması veya reforma tabi tutulması gerekip gerekmediğini belirtmiyor.
Diğer öneriler arasında, politika yapıcılarının şirketleri biyoçeşitliliğin nasıl etkilediklerini ve bundan nasıl etkilendiklerini izlemeleri, değerlendirmeleri ve açığa çıkarmaları için “teşvik etme ve etkinleştirme” doğrultusunda yönlendirmeler yer alıyor, ancak bu süreçleri zorunlu hale getirmiyor.
Şirketlerin doğayla ilgili ekonomik riskleri yönetmesi ve açığa çıkarması için bir çerçeve üzerinde çalışan bir grubun başkanı olan Tony Goldner, bir dizi ülke ve finans şirketinin her halükarda zorunlu ifşaya doğru ilerleyeceğini söyledi.
Son olarak, pestisitlerden ve yüksek derecede tehlikeli kimyasallardan kaynaklanan riskler en az yarı yarıya azaltılacak, ancak metin bunların genel kullanımlarını kesmeye değinmiyor.
Sinkevicius, “Günün sonunda bu, biyoçeşitlilik kaybının büyük nedenlerinden biri” dedi.