Dersim-Elazığ sınırında bulunan Peri Çayı üzerinde 2010 yılında yapımına başlanan Pembelik Barajı ve HES projesi bağlantı yollarını su altında bıraktıktan sonra Arduç ailesi Nazımiye İlçesi Dallıbahçe Köyü Ilısu Mezrası’nda mahsur kalmış durumda. Uzun yıllar, kiraladıkları botlarla evlerine ulaşan aile, 2015 yılında açlık grevine girerken, devamında tahta köprü yapılıyor. Bu tahta köprünün sorunlarını çözmediğini dile getiren aile, mağduriyetlerin sürdüğünü aktarıyor.
YAZI: Şenol BALI
Ayhan Arduç isimli yurttaş, Dersim’in Nazimiye ilçesine bağlı Dallıbahçe Köyü’ne bağlı Ilısu mezrasında yaşıyor. 2010 yılında köylerin hemen yanından geçen Peri Vadisine 7 ayrı barajın inşa edilmesinden sonra köylerine giden yol kapanıyor. Peri Vadisi aynı zamanda Elazığ ve Dersim illeri arasındaki sınır. Arduç’un yaşadığı Ilısu Mezarlığı tam da bu sınır üzerine kurulu. Arduç, şu an mezarlık statüsünde olan Ilısu’nun, 90’lı yıllarda boşaltılmadan önce bürük bir köy olduğu bilgisini veriyor
Yolların sular altında kalmasıyla, ailesi ile beraber yaşadığı eve kiraladığı botlarla gidip gelen Arduç, uzun yıllardır sorunlarının çözümü için mücadele yürütüyor. Gitmediği kapı kalmayan Arduç, 2015 yılında eşiyle beraber açlık grevine girmeyi deniyor.
Arduç’un talebi, vadinin iki yakasını bağlayacak 60 metre uzunluğunda bir köprünün yapılması. Açlık grevinden sonra ilgili kurumlar tarafından sorunun çözüleceği söyleniyor. Çözüm olarak da tahta bir asma köprü yapılıyor. Ancak Arduç’a göre bu, sorunun çözümünden oldukça uzak. Geçirdiği iş kazasından sonra kısmi bir felç geçiren ve emekliye ayrılan Arduç, her dışarı çıktığında yolun geçtiği vadinin karşı tarafında inip, metrelerce yolu yürüyerek ve risk barındıran tahta köprüden geçerek evine ulaşıyor. Arduç, mahsur kaldıklarını söylüyor ve kış aylarında bu mağduriyetlerinin arttığını dile getiriyor.
“Engelliyim, Büyük Sorunlar Yaşıyoruz”
Arduç şunları söylüyor: “Şu an tek aile kalıyoruz. Üç mezra var yolları böyle kesilen. Diğer insanlar gelip yerleşmek istiyorlar ama yol yok. İnsanlar yok diye köylere geri dönüş yapamıyor. Hayatımızı ilkel yöntemlerle sürdürüyoruz. Geçtiğimiz kışın bir cenaze geldi, herkes elle taşıdı ve elle defin etti. Hastalık durumlarında da önemli sorunlar yaşıyoruz. Ben de engelliyim, birçok sorunla yüz yüze kalıyorum.”
Arduç, Peri Vadisi’ne yapılan barajlardan sonra birçok yolun sular altında kaldığını söylüyor ve şunları ekliyor: “Biz Tunceli’ye bağlıyız, Peri Suyu’nun karşısı Elazığ’a bağlı. Bir tahta köprü var şu an. Demir köprü sözü verildi ancak yerine bu yapıldı. Bunun da riskleri var. Barajlarla beraber bu sorun oldu. 7 baraj var vadinin üzerinde. Bir barajın suyu diğer barajın suyuna kavuşuyor, o kadar sık. Bizim normalde kullandığımız yollar bu barajla beraber kullanılamaz hale geldi. Şu an yapılacak alternatif yol güzergahını da kapatmış. Birçok köyün yollarını da uzatmış vaziyette. Mesela daha önce 10 dakika gidilen yolu şu an bir buçuk saatte gidiyoruz. Hem yollar ortadan kalktı hem de mesafeler uzadı.”
“Ulaşım Anayasal bir Hak”
2012 yılından bu yana yol için mücadele ettiklerini dillendiren Arduç, ulaşım sorunları nedeniyle hayatlarının her geçen gün zorlaştığını ifade ediyor: “Yıllardır uğraşıyoruz. 40-45 tane dilekçe verdik ama sonuç alamadık. Evler yapıldığında yolları yapacağız diyorlar. Şimdi akıl var, mantık var. Yol olmayınca evler nasıl yapılsın? Anlayacağın baştan savma bir iş. Sorunlar her geçen zorlaşıyor. Yollar barajın gövdesinde kaldı. Normal yollar da araçla gidilecek gibi değil. Bu sorunun çözümünü istiyoruz. Gitmediğimiz yer kalmadı. Ulaşım her insanın anayasal hakkı. Vergi veriyoruz sonuçta.”