#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
baris gungoren deger zincirimizin tum karbon emisyonunu raporluyoruz

Barış Güngören: “Değer Zincirimizin Tüm Karbon Emisyonunu Raporluyoruz”

BASF, dünya genelinde, kurumsal karbon ayakizini 2008 yılından bu yana kapsamlı raporlayan tek endüstri firması. Değer zinciri boyunca oluşan tüm emisyonlar raporlanıyor. Bu sayede kurumsal karbon ayakizine istinaden iklim koruma aktivitelerini de planlamayı amaçlıyorlar.

Tedarik Zinciri Sürdürülebilirliği, özellikle büyük, küresel firmalar için giderek daha büyük önem kazanıyor. BASF olarak nasıl yaklaşıyorsunuz bu konuya? 
Sürdürülebilirlik anlayışı, -olması da gerektiği gibi- küresel ölçekte giderek daha büyük önem kazanıyor. BASF olarak, sürdürülebilirlik konusuna her zaman öncülük eden küresel şirketlerden biriyiz. ‘Sürdürülebilir bir gelecek için kimya yaratma’ felsefesini ekonomik, çevresel ve sosyal sorumluluk alanlarında bir misyon olarak benimsedik. BASF çalışanları olarak öncü bir şirkette çalışmanın verdiği gururu yaşarken, bunun sorumluluğunu küresel, bölgesel ve lokal arenada her zaman omuzlarımızda hissediyoruz.
Dünyanın en büyük 800 şirketi içerisinde, değer zincirinin tamamından kaynaklı emisyonu raporlayan tek şirketiz. Bu sorumluluk sayesinde sürdürülebilirlik felsefesi, BASF’de her çalışanın günlük işlerine kadar etki etmiş durumda.
Bizim için bir kültür haline gelmiş olan sürdürülebilirlik anlayışı, hammadde aşamasından son kullanıcıya ulaşıncaya kadarki tüm süreci kapsıyor. Bu süreç içerisinde üretimi ve dolayısıyla ürünü çevresel etki ve maliyet etkinliği açısından mercek altına almak için patentli metotlar geliştirdik. BASF olarak, tüm değer zinciri boyunca da sorumlu davranmayı ilke edindik. Değer zincirimizin içerisindeki tüm paydaşlarımızın da aynı sorumluluğu hissetmesi ve aynı hassasiyete sahip olması en büyük hedeflerimiz arasında yer alıyor.
Tedarik konusunda ise; her ne kadar yıllık karbon emisyonumuzun büyük bölümü, üretimimiz ve son ürünümüzün kullanımından kaynaklı olsa da, tedarik zincirinden kaynaklı karbon emisyonu, raporladığımız yıllık toplam karbon emisyonunun yüzde 2,5-3’ünü oluşturuyor. Bu oran 2012 yılında 4 milyon ton CO2 emisyonuna karşılık geldi. Bu rakam, 2,2 milyon ağacın ömürleri boyunca absorbe ettiği CO2 miktarına veya dünyadaki en küçük 30 ülkenin yıllık CO2 emisyonu miktarına eşit. Rakamlar, tedarik zinciri sürdürülebilirliğine verdiğimiz önemin ne kadar doğru olduğunu bize net bir şekilde gösteriyor.
BASF olarak tedarikçi, nakliye firması ve servis sağlayıcı seçim kriterlerimiz ve standartlarımız, tüm dünya genelinde lokal yasa ve yönetmeliklere uyumludur ve değişkenlik göstermez. Lokal anlamda, özellikle Türkiye özelinde, tedarik zincirinin çevresel ve sosyal etkileri, küresel ölçekteki etkilerle genele kıyasla, hemen hemen diğer bölgelerle aynı yüzdelere sahip.
Ayrıca, merkezimiz Ludwigshafen’de bulunan fabrikalarımıza gelen hammaddenin çevresel etkileri her açıdan inceleniyor. Aynı şekilde, merkezimizden Türkiye’ye gelen hammaddenin lojistik operasyonunun ‘Yeşil Lojistik’ projesi kapsamında çevreye duyarlı şekilde yapılması sağlanıyor.

Zincirde yapılan düzeltmelerin etkilerini ölçüyor musunuz? Elinizde hangi somut veriler var? 
Dünya genelinde kurumsal karbon ayakizini 2008 yılından bu yana kapsamlı raporlayan tek endüstri firmasıyız. Değer zinciri boyunca oluşan tüm emisyonlarımız raporlanıyor. Bu sayede kurumsal karbon ayakizimize istinaden iklim koruma aktivitelerimizi planlamayı amaçlıyoruz. Bu doğrultuda da Tedarik Zinciri kaynaklı CO2 emisyonumuzu, 2011 yılına kıyasla 2012 yılında 5,2 milyon tondan 4 milyon tona düşürmeyi başardık. Ludwigshafen’deki üretim tesislerimizde 2012 yılında yapımına başlanan intermodal taşıma terminalinin devreye girmesi, ürünlerimizi tren yoluyla taşımaya geçişi hızlandıracak. Böylece taşımadan kaynaklı oluşan karbon emisyonunda, yılda 100 bin metrik tona kadar tasarruf sağlayacağız.
Dünya genelindeki enerji verimliliğini artırmak hedefi çerçevesinde 2020 yılı itibarıyla satılan ürünlerin tonu başına global sera gazı emisyonlarını 2002 yılına oranla yüzde 40 oranında azaltmayı planlıyoruz. Bu planın gerçekleşebilmesi için tedarik zincirinde oluşan emisyonun önemli oranda azaltılması gerektiğinin farkındayız. Bunu yapabilmek için, tedarik zinciri sürdürülebilirliği konseptini oluşturmanın unsurları olan çalıştığımız tedarikçilerde sürdürülebilirlik bilincini oluşturmayı, bu konuda şeffaflığı artırmayı, seçtiğimiz ortaklarla stratejik girişimlerde bulunmayı ve tedarik zinciri ortaklarımızla işbirliği yapmayı amaç edindik.
Küresel ölçekte ve Türkiye’de konu sürdürülebilirlik olduğu zaman, kendi ürünlerimizi ve süreçlerimizi takip ettiğimiz kadar, değer zincirimizi oluşturan tedarikçilerimizi, nakliyelerimizi de takip ederek, çevresel ve sosyal etkileri iyileştiriyoruz. İş ortaklarımızla bu iyileşmeler sayesinde daha istikrarlı ve sürdürülebilir ilişkiler kuruyoruz. Tüm tedarik zinciri boyunca sorumlu davranmak, sadece fiyat esasına göre nakliye firması, servis sağlayıcı veya tedarikçi seçmekle değil, karar verirken onların çevresel ve sosyal sorumluluk alanlarındaki performanslarını da göz önünde bulundurmaktan geçiyor.
Bu konuda bir ölçümleme ve denetim sistemimiz bulunuyor. Hem yeni tedarikçi seçerken hem de mevcut tedarikçilerle çalışırken, bu şirketleri Tedarikçi Davranış Kurallarımızda belirttiğimiz çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim ilkelerine göre, yerinde tedarikçi denetimleriyle değerlendirip bu konularda gelişime açık yönlerini, risk potansiyellerini belirliyoruz.
Risk matrislerimiz, yüksek riske sahip tedarikçileri ülke ve ürün bazında tespit etmemize yardımcı oluyor. 2012 yılında, risk analizine dayanarak küresel olarak çevresel, sağlık ve güvenlik kriterlerini denetlemek için toplam 210 hammadde tedarikçimizi tesislerinde ziyaret ettik. Gelişime açık bir nokta bulduklarımıza, düzeltici faaliyet talebinde bulunduk; birkaç ay sonrasında da takip denetimleri gerçekleştirdik. Bu takip denetimleri sonrası, belirlenen konularda gelişim kaydedemediğini gördüğümüz altı hammadde tedarikçisiyle iş ilişkilerimizi iptal etmek durumunda kaldık.
BASF için tedarik zincirimizdeki riski minimize etme konusunda bir diğer önemli adım da Tedarikçi Günleri. Bu etkinliklerde tedarikçilerimize, lojistik firmalarımıza, servis sağlayıcılarımıza, uluslararası kabul görmüş çalışma ve sosyal standartların BASF için önemini gösteriyoruz ve bu standartların onların daha rekabetçi olabilmesi için ne kadar önemli birer avantaj olduğunu anlatıyoruz.
Belirtmek istediğim bir diğer nokta, BASF olarak değer zincirinde oluşan kurumsal karbon ayakizini kapsamlı bir şekilde raporlarken aynı zamanda kendi iklim koruma ürünlerimizin kullanılması sayesinde engellenmiş olan emisyon miktarlarını da raporluyor olmamız. Burada, tedarik zinciri açısından ilgi çekici olan nokta, ürünlerimizin kullanılmasıyla taşımacılık sektöründe 2012 yılında 8 milyon metrik ton CO2 emisyonunun engellenmesine de yardımcı olmamız. Ayrıca, otomotiv sektörüne sattığımız, araçları daha hafif hale getiren ürünlerimizle enerji tüketimlerinin azaltılmasını sağlayarak, tedarik zincirlerinin sürdürülebilirliğine bir katkı daha sağlıyoruz.

Barış Doğru – EKOIQ Genel Yayın Yönetmeni
baris@komurmasallari.com

EkoIQ Editör