#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
Barış

Barış Kültürü Vicdanlı Uygulamalardan Geçiyor

5 Nisan Uluslararası Vicdan Günü ile tüm dünya için hedeflenen dönüşümün, ancak değerlerden ve davranışlardan oluşan bir barış kültürü ile mümkün olabileceği vurgulanıyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 2019 yılında 5 Nisan tarihini Uluslararası Vicdan Günü olarak kabul etti. Günle uluslararası topluluğun barış, hoşgörü, kapsayıcılık, anlayış ve dayanışma adına sistemli bir şekilde çaba sarf etmesinin önemi hatırlatılıyor. Bununla birlikte barışı kalıcı kılmaya, dayanışma ruhunu güçlendirmeye ve herkesin uyum içinde yaşayabileceği bir dünya inşa etmeye yönelik çabalar da teşvik ediliyor.

Uluslararası Vicdan Günü’nün tüm insanlığın yararına küresel amaçları ise şöyle:

  • Bireylere ve topluluklara ilham vermek,
  • Günümüzün küresel zorluklarını ele almada etik düşüncenin önemine vurgu yapmak,
  • Tüm tutum ve eylemlerde şefkatli bir anlayış izlemek,
  • Toplumlar arasındaki diyaloğu teşvik etmek,
  • Empatinin gelişmesine yönelik çabaları desteklemek,
  • İnsan onurunu koruyan, sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunan ve farklı kültürler arasında barışçıl bir arada yaşamayı teşvik eden vicdanlı davranışları

Tüm bunların yanı sıra Uluslararası Vicdan Günü’nde, insanlık ailesinin karşılaştığı başta açlık ve yoksulluk olmak üzere küresel sorunlara çözüm bulmak için bir zihniyet değişikliğinin acil gerekliliği vurgulanıyor. Nesilleri savaş ve çatışmalardan korumak için öncelikle şiddetin reddedilmesi gerekiyor. Çatışmaların kökenine inerek sorunları küresel diyalog ve empati yoluyla çözüme taşımak şart. Bununla birlikte kalkınma süreçlerine tam katılım için hükümetler kendi topluluklarının tüm haklarını ve kalkınma araçlarının kullanımını da garanti altına almalı. Çünkü tüm dünya için hedeflenen dönüşüm, ancak değerlerden ve davranışlardan oluşan bir barış kültürü ile mümkün olabilir.

2030 Ajandası’na Bağlılık 

Dünya çapında farklı bölgelerde devam eden uluslararası gerilimlere karşın Eylül 2024’te BM Üye Devletleri, “tüm insanlık için daha parlak bir gelecek yolunda” ilerlemeye karar vererek Gelecek Paktı’nı imzaladılar. Bu ülkelerin İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi temelinde “çok taraflılıkta yeni bir başlangıç” taahhüdünde bulundukları bir adım oldu.

Üye devletler ayrıca 2015 yılında kabul edilen ve 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı (SKA’lar) içeren 2030 Ajandası’na olan “sürekli bağlılıklarını” yinelediler. Hükümetler, “herkesi kapsayan” ve “kimseyi geride bırakmayan’ ilkelerine bağlılıklarını bir kez daha yineleyerek, tüm sivil toplum bileşenlerine bu ilkeleri benimsemeleri için çağrıda bulundular.