#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
kapak k

“Bereket Kavramı İleri Dönüşümün Özünü Oluşturan Yaklaşımdır”

İADE, İleri Adımlar Derneği’nin doğa dostu sürdürülebilirliğin toplumda bir yaşam bilinci haline gelebilmesi amacıyla kurulduğunu anlatan İADE Derneği Kurucusu ve Sanat Mediatörü Dolunay May, küresel tüketim alışkanlıklarının bereket kavramının tanımını erozyona uğrattığını söyledi. İnsanlığın tüketim yoğunluğunun ve hızının gezegenimizin daha fazla karşılayamayacağı bir sınıra çoktan ulaştığını vurgulayan May, “İleri dönüşüm salt imkan kısıtlarından değil, doğaya ve emeğe duyulan saygıdan elde var olanı değerlendirmek, yaşatarak kullanıma devam etmek üzerine bir yaşam kültürüdür” dedi.

Elif YAŞAR ÖZYÜREK

Öncelikle İleri Adımlar Derneği’nin (İADE) kuruluş amacını ve hedeflerini öğrenebilir miyiz? 

İADE, İleri Adımlar Derneği, doğa dostu sürdürülebilirliğin toplumda bir yaşam bilinci haline gelebilmesi amacıyla kuruldu. İADE olarak “Doğaya ‘iade’ ediyoruz!” mottosuyla, sanat ve tasarımın sınırsız yaratıcılığından faydalanan örnek çalışmalarla ileri dönüşümün hayatın her alanında uygulanabilirliğini göstermeyi amaçlıyoruz.

Proje ve uygulamalarımız aracılığıyla bireylerin yaratıcılıklarını deneyimleyerek bunu kendi yaşam ve uzmanlık alanlarına aktarabilmelerine imkan yaratmaya çalışıyoruz. Destekçilerden maddi katkıdan öte atıl ve atık haldeki obje ve eşyaları bağışlamalarını bekliyoruz. Bununla birlikte üye ve gönüllülerimizin uygulayacakları ileri dönüşüm teknikleriyle kullanıma yeniden kazandırılma sürecinde emek ve gönül birliğinde bulunmaya davet ediyoruz. Kullanıma yeniden kazandırdığımız her nesne ve objeyle toplumda sürdürülebilir tüketim bilincinin tesis edilmesine katkıda bulunduğumuz gibi ortaya çıkan değerin ihtiyaç sahibi kitlelere aktarılmasını da sağlıyoruz.

DolunayMay k
Dolunay May

Sizce ileri dönüşüm nedir? Doğa dostu sürdürülebilir bir yaşam bilincinin oluşmasında ileri dönüşümün önemini değerlendirir misiniz? 

İleri dönüşüm, çoğunlukla sanıldığı gibi ileri uzmanlık gerektiren, sınırları belirli teknik işlemler süreci değil, yaratıcılığın sınırsız alanında keşfedilmeye açık fikirlerin hayata getirilmesidir. Bir meyve sandığını çöpe atmak yerine hiçbir işlem yapmadan yalnızca ters çevirerek sehpa olarak kullanmak da, onu küçük boyama ve dokunuşlarla şık bir peyzaj objesi haline getirmek de ileri dönüşümdür.

İADE ailesi olarak kendi kültürümüzde ileri dönüşümün asırlardır zaten mevcut bir bilinç olduğunu sürekli hatırlatıyoruz. Küresel tüketim alışkanlıklarıyla “bereket” tanımı erozyona uğrayarak günümüzde sadece bolluk gibi algılanır olsa da bu kavram aslında ileri dönüşümün özünü oluşturan yaklaşımdır. İleri dönüşüm salt imkan kısıtlarından değil, doğaya ve emeğe duyulan saygıdan elde var olanı değerlendirmek, yaşatarak kullanıma devam etmek üzerine bir yaşam kültürüdür. Bizimki gibi göçebe kökenli toplumların doğayla çok daha bütünleşik bir yaşam kültürü oluşturduklarını, tarih boyunca harika ileri dönüşüm fikirlerini yaşamın ayrılmaz bir gerekliliği olarak uyguladıklarını gözlemliyoruz.

İleri dönüşüm uygulamalarla sanat ve tasarım arasında nasıl bir bağ kuruyorsunuz? Bu üç kavram birbirlerini nasıl etkiliyor? 

Sanat ve tasarım, bir yanıyla özünde, önceden belirlenmiş çerçeveler içine hapsolmadan, insana özgü yaratıcılığın sınırsızlığında düşünme ve fikirler üretebilme yetisidir. Aslında her insanda mevcut olan bu yeti, günümüz yaşamının karmaşası, üretim bantlarının bizlere hazır sunduğu tüketim ürünlerinin çeşitliliği nedeniyle kendini ortaya çıkarmakta güçlük yaşıyor. İleri dönüşüm de tıpkı yaratıcılıkta olduğu gibi, bir nesne ve objenin ürün olarak belirlenmiş işleviyle sınırlı kalmadan tüketildiği düşünüldüğü anda ona farklı işlev ve özellikler kazandırmaya devam etmekten başka bir şey değil. Bir şeyin yok olmamasını çoğunlukla doğayı tahrip bağlamında olumsuz yanlarıyla anlıyoruz. “Yok olmama” aynı zamanda tam olarak tüketilmediğinin, ileri dönüşüm fikirleriyle kullanıma devam edebileceğinin kendiliğinden bir kanıtı ve göstergesi durumundadır. Biraz olsun yaratıcı düşündüğümüz anda “yok olmama” doğa ve bizler için belki de bir avantaja dönüşecektir.

iade (1) k

İADE olarak ileri dönüşüm üzerine hangi çalışmaları yürütüyorsunuz?

Belirlediğimiz çalışma ve organizasyon, atık olarak görülen her türlü eşya, obje ve nesnenin çöpe atılmak yerine İADE’ye bağışlanması yöntemiyle başlıyor. Böylelikle bağışçı için bir maddi külfete neden olmak şöyle dursun, atık olarak doğrudan ve yerine üretimlerle dolaylı biçimde doğaya zarar vermeye devam edecek, tüketime teşvik edecek bir döngünün önüne geçmiş oluyoruz. Bu atıkları üye ve gönüllülerimizle ileri dönüştürerek kullanıma yeniden kazandırıyoruz. İleri dönüşümü, sanat ve tasarım zemininde gerçekleştirerek sosyal sorumluluk ve gönüllülük tanımını sadece fedakarlıkla sınırlanan bir düzlemden, bireysel yaratıcılığın keşfedildiği keyifli bir deneyime dönüştürüyoruz. Düzenlediğimiz ileri dönüşüm sanat ve tasarım atölye çalışma etkinliklerinde, bireylerin yaşamlarına ve uzmanlıklarına aktarabilecekleri yaratıcı yetilerini keşfetme ve deneyimleme alanları sunarken çıktı ürünleriyle toplumsal sosyal sorumluluğa katkıda bulunmalarına aracılık etmiş oluyoruz. Mediatör, tanım olarak aracı anlamına geliyor. İADE olarak, sanat mediatörlüğünde öteden beri edindiğimiz bilgi ve deneyimleri, organizasyonumuzun tüm süreçlerinde doğa dostu sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluğa azami katma değer oluşturacak biçimde değerlendiriyoruz. Atölye çalışma etkinliklerimizde, katılımcılardan kendileri için atık hale gelmiş herhangi bir objeyi ele almalarını istiyoruz. Bu objenin kullanım ömrünü tamamlayıp tamamlamadığı üzerine fikirleri tartışmaya açıyoruz. Şayet ömrünü tamamladıysa ne şekilde ileri dönüştürülerek yeniden işlevlik kazandırabileceğimize yönelik birlikte beyin fırtınası yapıyor ve yaratıcı fikirlere uygun olarak çeşitli sanat ve tasarım tekniklerini kullanarak objeleri ileri dönüştürüyoruz.

Atölye çalışmalarında artık hiçbir işlevi kalmamış çeşitli obje ve nesnenin katılımcılarımızın ellerinde birbirinden özgün ve şık dekoratif objelere dönüşmesini keyifle deneyimliyoruz. İleri dönüştürdüğümüz objelerle yardım etkinlikleri düzenleyerek, ortaya çıkan değerleri ihtiyaç sahibi kitlelere aktarmayı amaçlıyoruz. Bugünlerde üzerine yoğunlaştığımız geniş katılımlı güncel projemizde, bağışçılarımızca teslim edilen mobilya ve eşyaları üye ve gönüllülerimizle birlikte ileri dönüştürerek, sosyoekonomik anlamda dezavantajlı bölgede ihtiyacını tespit ettiğimiz bir ilkokulumuza bağışlıyoruz. Geniş katılıma açık bu projemize ekoIQ ailesi ve takipçilerini de davet ediyoruz.

urun k

Günümüzde ileri dönüşümün toplum tarafından daha fazla benimsenmesi neden gerekli ve bu nasıl mümkün olabilecek?

Son yıllarda yapılan bilimsel araştırma verileri gösteriyor ki, insanlığın tüketim yoğunluğu ve hızı gezegenimizin daha fazla karşılayamayacağı bir sınıra çoktan ulaştı. Daha düne kadar doğal yaşam alanlarının, tabiattaki canlı tür devamlılığının karşı karşıya kaldığı tehditlerden bahsederken kısa süre içinde kendi türümüzün devam edemeyeceği bir eşiğe yaklaştık. Birey olarak kütlemiz ve etkilerimiz sınırlı gibi görünse de tüketim alışkanlıklarımızın kitlesele olan katkısı korkunç düzeylerde.

Uzunca süredir kitlesel fenomenler bağlamında temelde ihtiyaç olmayan, varlığı dışında işlevi bulunmayan her türden sayısız ürünle kendimizi sosyal ve psikolojik alanda var etmeyi alışkanlık haline getirdik. Böylesi bir tüketim anlayışı, gezegenimizi yaşanmaz hale getirdiği gibi insanı, iç dünyasında keşfederek kendini sosyal alanda var etmesini beraberinde getirecek asıl erdem ve yeteneklerinden de gitgide uzaklaştırıyor. Dolayısıyla her birimiz gezegeni mahveden birer makineye dönüşüyoruz. Öte yandan geridönüşüm kavramı öyle bir eksene kaydı ki -doğanın korunmasına hassas yaklaşan zihinlerde dahi- geri dönüştürülebilir olduğu sürece sınırsızca tüketiminde sorun görmeyen bir algı meydana geldi. Geridönüşüm meselesinin bizi getirdiği noktada anlaşılıyor ki üretim biçim, yöntem ve teknikleri uluslararası anlaşmalar, kanun ve yasalarla ne denli düzenlenip kontrol altına alınırsa alınsın, bireysel tüketim alışkanlıklarımız değişmediği sürece gezegenimizi yaşanır biçimde muhafaza etmemiz mümkün olamayacak.

İleri dönüştürdüğümüz her bir şey, zaman ve çarpan etkisiyle yerine üretilecek onlarca yeni ürünün önünü kesiyor. Bir şeyin üretiminde sarf edilen enerjinin, kaynakların ve emeğin deneyimlenerek meselenin daha iyi kavranmasına imkan veriyor. Bireyin kendi yaratıcılığını deneyimlemesine, tüketim trendlerinin dışsal etkileriyle değil de kendi kendini keşfederek var etmesine imkan veriyor. Deneyimlediği yaratıcılığını yaşamının her alanında uygulayabileceği gibi ileri dönüştürerek var ettiği yeni şeylerle çok daha değerli, anlamlı ve derin bağlar kurabiliyor. İleri dönüşüm, tüketimin sınırlarını belirlemek ve mevcut alışkanlıklarımızı değiştirmek için elimizdeki en etkili yöntem olarak görünüyor.