Çevreye duyarlı, doğa dostu iş araçları diyince belki de aklımıza ilk olarak bilgisayarlarımız gelmeli. Sabah ofise gittiğimizde, ne iş yapıyor olursak olalım, ilk önce bilgisayarımızı açıyoruz ve bütün gün kapatmıyoruz. Belki de bu yüzden bilgi işlem, enerji sarfiyatında en hızlı yükselişe sahne olan sektör olarak görülüyor. Dünyada bilişim sektörü karbon salımlarının yaklaşık yüzde 2’sinden sorumlu. Yüzde 2 deyip geçmeyin; bu rakam küresel ısınmada en büyük günahkarlardan biri olarak anılan havacılık sektörünün toplam emisyon oranıyla aynı. Gelişmiş ülkelerdeki bilgisayar şirketleri söz konusu olduğunda bu pay yüzde 5’e 6’ya kadar çıkabiliyor. Kurumsal danışmanlığın marka şirketlerinden McKinsey’in tahminine göre bilgisayarlarımızın karbon ayak izi 2010’dan 2050 yılına kadar üç kat büyüyecek. Bilgisayarlarımızın hammaddelerinden biri olan bakır’ın yüzde 90!ı geri dönüştürülebilecekken sadece yüzde 10’u geri dönüştürülüyor Birçok büyük şirket bilgisayarlarda enerji sarfiyatını nasıl azaltacağının yolunu bulmaya çalışıyor. İkinci ve üçüncü dünya ülkeleri tarafından depolanan elektronik atıklar ise, örneğin Çin’de olduğu gibi, koca bir şehrin suyunu dışarıdan taşımasına sebebiyet verebiliyor. Avustralya merkezli yeşil bilişim sitesi greenitreview.com, kişisel bilgisayarlarımızı bir tür zaman ayarlı bomba olarak tanımlıyor.Uzmanlar ise bu saatli bombayı nasıl etkisiz hâle getirilebileceğini bulmaya çalışıyor.
Nedeni nasılı EKOIQ’nun Mayıs sayısında…
About Post Author
