Hedefsiz insanların ve kurumların, bir adım yol alması mümkün olabilir mi? Bu durumda, ona alınan yol değil, sürüklenmek denir. Rüzgar nereden vurursa oraya savrulur gidersiniz. O noktada da artık bir özne değil, herkesin dilediğince yön verdiği bir oyun hamuruna, nesneye dönüşürsünüz. Halbuki hayat demek, öyle veya böyle bir özne olma çabasından başka nedir ki? Kendinizi yaşadığınıza nasıl inandırabilirsiniz, rotasına en ufak bir müdahale edemediğiniz bir yaşam yolculuğunda…
Bugün, iklim değişikliğinden toplumsal eşitsizlik ve cinsiyet eşitsizliklerine, savaşlardan açlığa, biyoçeşitlilik kayıplarına kadar uzanan binbir türlü sorunla boğuşan dünyada bir yol haritasına sahip olmak ne kadar mümkün diyebiliriz kolayca. Çok da haksız sayılmayız. Dünyanın tüm sorunlarına, ne tek tek bireyler, ne de bir sürü iş yapmakla birlikte tek tek kurumlar veya şirketler bütüncül ve radikal bir çözüm getirebilir. Ama çözümün bir parçası olmaları, o mükemmel çözümün küçücük bir parçasını karınca misali sırtlamaları mümkün. İşte o zaman kendinizden bir özne olarak söz etmeniz, daha da önemlisi öyle hissetmeniz mümkün olacaktır…
Dünyanın türlü türlü probleminin çözümü için çoğu zaman elinden bir şey gelmediği için kızdığımız Birleşmiş Milletler’in, içinde ulusal çıkarları savunduğunu iddia eden ama aslında insanlığın binlerce yıllık o köhne zihniyetlerinin görece kısa dönemli yetkilerini seçimle veya seçimsiz eline geçirmiş hükümet sözcülerinin gayya kuyusu olduğunu söylesek kim kolayca itiraz edebilir? Ama işte o gayya kuyusunun içinde, çoğunun adını bile duymadığımız birileri uğraşıp duruyor. Eylül 2015’te açıklanan ve Binyıl Kalkınma Hedefleri’nin yerine geçen Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (Sustainable Development Goals – SDG), işte o insanların büyük uğraşlarının eseri. 17 küçük kutucuk içinde ise, yeni bir uygarlığın şifreleri saklı…
Şurada linki var: https://sustainabledevelopment.un.org/?menu=1300
Tıklayın ve bir çıkış alın (kağıt israfı demeyin, o kağıt parçası kendisinden çok daha büyük işler başarmaya kadir olabilir) ve duvarınıza asın. İşte karşınızda 17 küresel hedef. Bir birey ve kurumun parçası olarak, bu 17 hedefin kaçı için küçük veya büyük şeyler yapmaya muktedirsiniz bir bakın. Yön verme olanağınız olan kurumlar, bu hedeflerin hangileriyle ilişkilenip neler yapabilir bir düşünün. Her eyleminizin ve kararınızın, bu hedefleri neresinden yakaladığını görmeye çalışın. 169 somut alt başlığıyla, benzersiz bir yol haritası önünüzde. “Ben bu hedeflerin neresindeyim” sorusunu kolayca yanıtlamanız mümkün artık.
Yayınlanmaya başladığımız 2010’dan bu yana geçen altı yıl içinde EKOIQ olarak, bu 17 hedefin her biri için mutlaka bir haber, araştırma, farkındalık yaratıcı bir analiz ortaya koymaya çalıştığımızı görüyor ve gururlanıyorum. 17. Hedef ise, zaten bizim temel çalışma alanımız herhalde: Hedefler için Ortaklıklar (Partnerships for the Goals). 16 hedefi gerçekleştirmek için, sivil toplum, özel sektör ve kamu yönetiminin işbirliği olanaklarını ve farkındalıklarını yükseltmek…
Herkes en az bir hedef tutsun ve asla bırakmasın. Gezegenin ve insanlığın geleceği işte bu bitmez inatta…