Geçen sene kronik açlık çeken sayısı tahminen 130 milyon artarak 800 milyonu aştı. Bu da bugüne kadarki Covid-19 vakalarının yaklaşık olarak sekiz katı. Uluslararası toplum, gıda acil durumları büyük bir açlık salgınına dönüşmeden önce harekete geçerek ileriye dönük bir yaklaşım benimsemeli.
Haber: Mark Lowcock, Axel van Trotsenburg*
Çeviri: S. Sena Akkoç
İklim değişikliği, çatışmalar ve Covid-19’un zehirli karışımı, dünyanın en yoksul ve savunmasız ülkelerinde en yoğun şekilde hissediliyor. Bunun sonucunda geçen yıla göre %40 artarak dünya çapında 235 milyon insan 2021’de insani yardım ve korumaya muhtaç olacak.
Sayılar üzerinden bu durumu anlamak zor olabilir. Ancak istatistiklerin arkasında insan hayatı var. En savunmasız insanlar için koronavirüsün kendisinden çok pandeminin ikincil etkileri zarara neden olacak. Covid-19’un tetiklediği açlık salgını, en büyük katil olmakla tehdit ediyor.
Kronik açlık çeken insanların sayısı 130 milyon daha artıp 800 milyonun üzerine çıkarak toplam Covid-19 vakalarının sekiz katına çıktı. Gıda güvensizliğine karşı özellikle çatışma ve iklim değişikliğinden etkilenen ülkeler savunmasız konumda. Boş mideler, tüm nesilleri bodur bırakabilir.
Ayrıca, insanları ve ekonomiyi salgından korumaya çalışan hükümetlerin bütçeleri gerilerken kıtlık hayaletleri ortaya çıkıyor. Böyle felaketlerin önlenmesine yardımcı olması için uluslararası dayanışma zor bir iş. Fakat kıtlığı ve gıda güvensizliğini önlemek herkes için akıllı bir yatırım.
Yine de harcadığımız her kuruştan en fazla dönüşü aldığımıza emin olmalıyız. Birleşmiş Milletler ve Dünya Bankası’nın insani ihtiyaçlara yönelik ve ileriye dönük yaklaşıma yatırımlarının artmasının nedeni de bu. Krizlerden önce insani ihtiyaçları karşılamak için erken hareket etmenin felaket gelene kadar beklemekten daha etkili, onurlu ve düşük maliyetli olduğu her zamankinden daha açık. Böyle bir strateji zor kazanılan kalkınma kazanımlarını da koruyabilir.
Örneğin geçen yıl Bangladeş’te Birleşmiş Milletler, Kızılhaç ve Kızılay yıkıcı sellerden önce savunmasız kişilere kendilerini ve hayvanlarını kurtarabilmeleri için nakit sağladı. Bu çabaların maliyeti, parçaları daha sonra toplamanın yarısı kadardı ve daha fazla insana yardımcı oldu.
Gıda acil durumları kıtlığa dönüşmeden önce harekete geçerek, büyüyen açlık salgınına karşı da öngörücü bir yaklaşım uyguluyoruz. Bu yaklaşım, gelecek krizleri önlemek için aşırı hava olayları ve zararlılara karşı savunmasızlık, düşük gelir, kırılgan değer zincirleri ve çatışma da dahil olmak üzere uzun vadede gıda güvensizliğinin etkilerini ele almayı kapsıyor.
Bu hedef doğrultusunda Uluslararası Kalkınma Birliği (Dünya Bankası’nın en yoksul ülkeler için hazırlanan programı), 2020’nin nisan ve ekim ayları arasında gıda güvenliği için 5,3 milyar dolar taahhüt etti. Bu taahhüt, kısa vadede Covid-19’a karşı yanıtların ve gıda güvensizliğine karşı uzun vadeli nedenlerin ele alınmasına yönelik yatırımların bir karışımıydı.
Dünya Bankası Bangladeş’te savunmasız küçük ölçekli süt ve kümes hayvanı çiftliği hanesine nakit transferi sağlamak için mevcut bir projenin kaynaklarını da yeniden yönlendirdi. Pandeminin sonucunda işçi dövizlerinin düşmesi beklenen Haiti’de Uluslararası Kalkınma Birliği, gelecek hasatlarını korumaları için çiftçilere tohum ve gübre sağlayarak uzun vadeli dayanıklılığı artırmak için de küçük sulama çalışmalarına destek verdi. Uluslararası Kalkınma Birliği ayrıca Kriz Müdahale Penceresini de gıda güvenliği krizlerinin ve salgınların erken aşamalarında yanıt vermesi için ayrılmış 500 milyon dolarlık finansmanı içerecek şekilde genişletti.
Aynı şekilde BM’nin Merkezi Acil Müdahale Fonu da Haziran 2020’de Somali’de bir gıda krizinin önlenmesi için finansman sağladı. Çekirge, sel ve Covid-19’un üçlü tehdidinin önüne geçmek hastalık salgını riskini de azalttı. Sondaj deliklerini erkenden iyileştirerek su kaynakları üzerine anlaşmazlıkları önleyen BM, hayvancılığı daha sağlıklı hale getirerek hane halkına finansal destekleri de iyileştirdi, akıl sağlığını destekledi ve büyük ölçekli yerinden edilmelerin önüne geçti.
Etkili Covid-19 aşılarının geliştirilmesi, dünyanın pandemi tünelinin sonundaki ışığı görmeye başlaması anlamına geliyor. Ancak en savunmasız ülkelerin çoğu için krizin gelir, sağlık, beslenme, eğitim ve ekonomi üzerinde derin ve uzun etkileri olacak.
Hızlı hareket etmek, akşamdan kalmışlığı daha az acı verici hale getirebilir. Bugün riskleri ve bu riskleri birleştiren faktörleri izlemeye odaklanarak gelecekte daha büyük maliyetlerden kaçınmak için en etkili önlemleri ve uzun vadeli yatırımı vurgulamalıyız.
Şu anda tehlike sinyallerine göre hareket etmek akıllı, ahlaki ve düşük maliyetli bir strateji. Hayatları kurtarmak ve dönüştürmek için birlikte çalışarak, dünyanın en savunmasız insanlarını sakat bırakan açlık ve güvensizliklerden kurtarabilir ve herkes için daha iyi bir geleceğe temel atabiliriz.
*Bu yazı Project Syndicate‘dan çevrilmiştir.