Brisa’nın ortakları Bridgestone Corporation ve Sabancı Holding’in vizyonuyla sürdürülebilirliği kurum kültürlerinin ve tüm faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçası olarak değerlendirdiklerini belirten Brisa Genel Müdürü Haluk Kürkçü, “Kuraklık tek global problemimiz değil; iklim krizi, dünya kaynaklarının etkin kullanımı hepimizin ortak gündemi. Tüm dünya olarak ivedilikle aksiyon alınmazsa çok yakında yaşayacak bir dünyamız olmayacak” dedi.
Yazı: Barış DOĞRU
Türkiye lastik pazarının önemli isimlerinden biri Brisa. İklim krizi açısından önemli sektör ve başlıklardan biri olan mobilite alanında çalışıyorsunuz. Ama o konuya gelmeden önce açıklanan Karbon Saydamlık Projesi’nin (CDP) İklim Değişikliği ve Su programı üzerine konuşalım biraz. Bu konuda uzun zamandır çalışıyorsunuz sanırım. Biraz bilgi verebilir misiniz?
Brisa’da biz, şirketimizin ortakları Bridgestone Corporation ve Sabancı Holding’in vizyonuyla sürdürülebilirliği kurum kültürümüzün ve dolayısıyla tüm faaliyetlerimizin ayrılmaz bir parçası olarak değerlendiriyoruz. Karbon yol haritamızı ve su politikalarımızı Bridgestone’un sürdürülebilirlik vizyonuyla paralel olarak yürütüyoruz. “Birimiz Hepimiz İçin” anlayışımızla, iklim değişikliğiyle mücadele programımızı 2005 yılından bu yana somut projelerle, çevre odaklı, toplumsal ve yönetişim sistemleri kurarak istikrarla sürdürüyoruz. Sürdürülebilirlik yolculuğumuzda, daha 1990’lı yıllarda, Türkiye’nin ilk, Avrupa’nın ikinci ISO14001 Çevre Yönetim Sistemleri belgesini almış bir firmayız. 2017 yılında ISO14046 Su Ayak İzi Standardı’nı almaya hak kazanan Türkiye’deki ve Avrupa’daki ilk şirket olduk. İklim değişikliğiyle mücadele ve doğal kaynakların kullanımı konusundaki adımlarımızı şeffaf ve ölçülebilir biçimde takip edebilmek için 2011 yılından bu yana Karbon Saydamlık Projesi Türkiye’de (Carbon Disclosure Project-CDP) tarafından değerlendiriliyoruz. 2021 yılında, altıncı kez İklim Değişikliği Lideri, üçüncü kez Su Lideri olduk. Şirketlerin tedarikçilerini iklim değişikliğiyle mücadele sürecine ne kadar dahil ettiğini ölçen Tedarikçi İlişkileri Değerlemesi’nde ise A notu ile üçüncü kez Küresel Liderler listesinde yer aldık. Emisyon azaltım hedeflerimizi 1,5 derece senaryosuna göre, Bilim Temelli Hedefler Girişimi’ne onaylatan, Türkiye’den ilk ve şimdiye kadarki tek şirketiz. Ayrıca, Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UNGC) girişimi olan CEO Water Mandate’in Türkiye’den imzacısı olan sekiz şirket arasındayız.
İklim konusu, mobilite alanı dolayısıyla doğrudan sizinle ilgili. Peki su programı konusunda neden çalışıyorsunuz? Su sizin için neden öncelikli?
Geçtiğimiz yıl Birleşmiş Milletler, dünyadaki kullanılabilir temiz suyun oranının yalnızca %0,5 olduğunu raporladı. 2000’den bu yana sel bağlantılı afetler 20 yıl öncesine oranla %134, kuraklık sayısı ve süreleri ise %29 oranında arttı. Birleşmiş Milletler’e bağlı Dünya Meteoroloji Örgütü’nün konuya ilişkin yayımladığı raporda, su kıtlığının en fazla görüldüğü ve en çok risk altındaki bölgeler arasında Türkiye’nin batı ve güney kesimleri de yer alıyor. Kuraklık tek global problemimiz değil; iklim krizi, dünya kaynaklarının etkin kullanımı hepimizin ortak gündemi. Tüm dünya olarak ivedilikle aksiyon alınmazsa çok yakında yaşayacak bir dünyamız olmayacak. Bu tablo karşısında hiçbirimiz kayıtsız kalamayız. İşimiz, konumumuz ne olursa olsun hepimizin elimizi taşın altına koymamız gereken kritik bir dönemdeyiz. Hem bugüne kadarki başarılarımızın verdiği motivasyon hem de ortaklarımız olan Bridgestone ve Sabancı Holding’den aldığımız vizyonla, biz de şirketimizde enerji verimliliği ve emisyonların azaltılması ile kaynakların etkin kullanımına yönelik zorlayıcı hedefler koyarak kararlılıkla gerçekleştiriyoruz.
Enerji verimliliği projelerimiz kapsamında yürüttüğümüz sistematik iyileştirme çalışmalarımız sayesinde son 10 yılda %23 enerji tasarrufu sağladık. Yalnızca son iki yılda 625 verimlilik projesini hayata geçirdik. 2021 yılında ise 1.182 ton karbon emisyonu salımını engelledik. 2023 yılı sonuna dek İzmit fabrikamızda %23, Aksaray fabrikamızda %29 yenilenebilir enerji kullanma hedefimiz var. 2022 yılı başında Aksaray fabrikamızın çatısına kurulan solar paneller üretime geçti. Bu sayede elde edilen elektrik ile yıl ortalamasında fabrika tüketiminin 5’te 1’inden fazlası yenilenebilir enerji olacak. İzmit fabrikamızdaki akıllı ısıtma sistemleri ile 6 bin ton buhar tasarrufu sağladık. Yüksek verimli hava kompresörleri ile 494 ton karbon emisyon azaltımı sağladık. Ayrıca, forkliftlerimizi elektrikli modellere dönüştürmek için yatırımlar yapıyoruz. Yalnızca bu proje ile 200 ton üzerinde karbon emisyonu azaltımı hedefliyoruz. Su yönetimi konusuna gelirsek en önemli gündemimiz daha az su kullanmak. Kuyu suyu tüketimini 2008 yılına göre İzmit fabrikamızda 2025 yılında %75, Aksaray fabrikamızda 2030 yılında %70 azaltmayı hedefledik. İzmit fabrikamızda 2021 yılı sonu itibarıyla, %63 azaltmayı başardık. Aylık makine inceleme ziyaretleriyle, su kaçaklarının önüne geçiyoruz. 9.500 m3 su toplama kapasiteli “Yağmursuyu Toplama Göleti Projesi”ni devreye aldık. Toplanan yağmur suyunu, boru hatları ile yeni proses arıtma tesisine göndererek gerekli iyileştirmeler ile geri kullanıma kazandırıyoruz. Kuyu suyu filtreleme sisteminin atıklarını geri kazanmak için de MBR membran filtre teknolojisini kullanmaya başladık. Böylelikle %95 verimle filtreleme sisteminin atıklarını geri kazanarak su döngüsüne tekrar katıyoruz.
Operasyonlarımızı sürdürürken biyolojik çeşitlilik üzerinde negatif etkimiz olabilecek süreçlerden de kaçınıyor ve ağaçlandırma çalışmalarıyla karbon dengesini korumayı hedefliyoruz. Biyoçeşitliliği koruma ve karbon salımlarımızın giderilmesi için yutak alanları oluşturma çalışmaları da yürütüyoruz. 2020 yılında İzmit fabrikamızda yer alan serada, tohumdan 20.000 adet ağaç fidanı yetiştirdik; 7.500 fidanı toprakla buluşturduk. 2021 yılındaki orman yangınları sonrası ise Hatay Ormanları’na 4.000 adet fidan bağışında bulunduk. Yangın ve sel bölgelerine destek olmak için Sabancı Topluluğu’nun “1 milyon fidan ve 41 su tankeri ile Yarınlarımıza Nefes Oluyoruz” kampanyasıyla katkı sağladık. Aksaray fabrikamıza 2.500 ağacı yetiştirdik ve 2021 yılı Cumhuriyet Seferberliği’nde 1.700 fidan daha ektik. Bu ağaçların sulanması için gerekli olan suyu, fabrika alanında bulunan yağmur suyu göletimizden karşılıyoruz. Tema Vakfı işbirliğiyle başlattığımız Dijital Orman projemiz ile dijitalorman.org adresindeki bilgi formunu dolduranlar adına yıl boyunca İzmir Bademli-2 ağaçlandırma sahasında isme özel fidan dikimi gerçekleştirdik. 8.620 adet ağaç hayat buldu. Çalışanlarımızın bu alandaki farkındalıklarının artması için de destek verdik. Brisa Akademi’de e-eğitimler açarak tamamlayanlara Ecording Tohum Kiti hediye ettik.
“Yalnızca Faaliyetlerimizden Kaynaklanan Karbon Salımlarımıza Odaklanmıyoruz”
Temel faaliyetlerimiz dışındaki değer zincirindeki diğer tüm salımlarımızı azaltmaya özen gösteriyoruz. Bu amaçla, tedarik zincirimizde sürdürülebilirlik bilincini artırmayı, sürdürülebilirlik anlayışımızı geniş değer zincirimizde yaygınlaştırmayı da sorumluluklarımızdan biri olarak görüyoruz. Bu doğrultuda küresel sürdürülebilirlik bakış açısıyla oluşturduğumuz Sorumlu Satın Alma Politikamıza ve Yolsuzlukla Mücadele Politikamıza tedarikçilerimizden %100 uyum ve yıllık bazda beyan bekliyoruz. Sorumlu Tedarik Zinciri programlarıyla tedarikçilerimizin performanslarını değerlendiriyor, iş yapış şekillerine olumlu katkı sağlıyoruz. Bu kapsamda Global Bridgestone tedarikçilerinin %48’i EcoVadis ile değerlendirme sürecini tamamladı. İncelenen tedarikçilerin %55’i, sürdürülebilir tedarik uygulamalarına uygunluğunu teyit eden EcoVadis Madalyası kazandı. Yerel tedarikçiler içinse bu alandaki farkındalıklarını artırmak amacıyla e-eğitim desteği veriyoruz. Kategoriler bazında değerlendirme sistemimize tabi tutuyoruz. Sistemimizdeki sorularla, tedarikçilerimizi iklim değişikliğine duyarlı, enerji verimliliği çalışmaları yürüten, çalışanlarına sağlıklı ve güvenli işyerleri sunan ve temel insan haklarına saygılı kuruluşlar olma yolunda yönlendirmeler yapıyoruz. Periyodik tedarikçi denetimleri kapsamında sosyal, çevresel ve ekonomik alanlardaki performansını ve ISO 9001 ve IATF 16949 kalite standartlarını arıyoruz. Üçüncü adım olarak bu denetim raporuna göre sonuçları tedarikçilerimizle paylaşıyor, gelişim planları oluşturuyor, iyileştirme aksiyonlarını takip ediyoruz. Çevresel etkilerine yönelik hedefler konusunda ise birlikte çalışıyoruz. Sistemin son adımı olarak tüm bu aşamaları tamamlayan ve en iyi performanslı tedarikçilerimizi onurlandırıyoruz.
Biraz da mobilite ve iklim krizi üzerine konuşmak istiyoruz. Buraya kadar anlattıklarınız daha çok sizin üretim ve iş süreçlerinizle bağlantılı. Ama bir başka önemli başlık da ürünleriniz aslında. Önemli bir fosil yakıt kaynağı olan petrol bugünkü ulaşım alanının temellerini oluşturuyor. Ancak bu konuda da iklimi krizi ve diğer kirlilikler nedeniyle önemli bir dönüşüm hazırlığı var tüm dünyada. Siz ürünlerinizle bu dönüşüme hazır mısınız? Neler planlıyorsunuz önümüzdeki süreç için?
Mobilite ve iklim krizi konusunda ürünlerimizin yaşam döngüsü boyunca yaratacakları çevresel etkileri dikkate alıyoruz. Ayrıca ürün ve hizmetlerimizin “çevre dostu” olması için çaba gösteriyoruz. Pazara daha düşük yuvarlanma direncine ve daha düşük gürültü seviyesine sahip, daha hafif, enerji tasarrufu sağlayan, içinde geridönüşümlü malzeme kullanılan, ömrü uzun lastikler sağlamaya ve bunların portfolyomuz içindeki payını artırmaya çalışıyoruz. 2021 yılında, toplam Ar-Ge harcamalarımız içinde sürdürülebilirliğe katkı sağlayan ürünlere yönelik harcamaların payı %60. Sürdürülebilir ve kolaylaştırıcı ürün ve hizmetlerimiz ise toplamda 484 adede ulaşırken bunlardan elde ettiğimiz gelirler 2,9 milyar
TL ile ciromuzun %45’ini kaplıyor. Burada bir parantez açmamız gerekir; sürdürülebilir ürün tanımını 2021 yılında yaptığımızda lastik sektöründe sürdürülebilir ürünler için bir uluslararası tanım ne yazık ki yoktu. Yalnızca “doğası gereği sürdürülebilir kabul edilmeyen teknoloji ve faaliyetlerde, çevresel kaynak kullanımının karbon emisyonlarının azaltımına ilişkin ürünler” yani geçiş ürünleri tanımı üzerinden ilerleniyordu. Biz de bu tanımı kullanarak ve AB Etiketleme regülasyonu temelinde ürünlerimizin iklim dostu verilerini somutlaştırdık. Bu metodolojinin doğrulamasını ISAE3000 standardına göre gerçekleştirdik. Lastik etiketleri üzerinde trafikte tüketimi azaltarak karbon salımını azaltmak için yakıt verimliliği değeri verilir. Lastik yuvarlanma direnci testleri baz alınarak belirlenen bu değer, “A” seviyesine ne kadar yaklaşırsa ürünün yakıt verimliliğine katkısı, yani karbon emisyonunun azaltımına dair etkisi o kadar yüksek olur. Örneğin testlerde yakıt verimliliği A olan bir lastik ile G olan diğer bir lastik arasında yakıt tasarrufu açısından %7,5’lik bir fark oluşur. Ürünü 1 seviye yükseltebilmek için 1000 km’de 1 lt yakıt tasarrufu sağlaması gerekir. Bu değer 50.000 km’de 50 lt yakıt tasarrufuna denk gelir. Biz ürün portfolyomuzu sebep oldukları karbon emisyonu göstergeleri açısından da takip ediyor ve raporluyoruz.
Çevre dostu portfolyomuzda ürünlerimizin yanında sunduğumuz servislerimiz de var. Örneğin, Mobilfix hizmetimizle filolara yerinde servis vererek araçların servise giderken yolda harcayacağı yakıt ve zamandan tasarruf sağlıyoruz. Özetle, emisyon azaltımı konusunu her boyutuyla ciddiyetle ele alıyoruz. Bu konudaki kararlılığımızın bir teyidi olarak emisyon azaltım hedeflerimizi CDP, Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi, Dünya Kaynakları Enstitüsü (WRI) ve Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) arasında bir işbirliği olan Bilim Temelli Hedefler Girişimi’ne onaylattık. Buna göre, 2030 yılına dek doğrudan emisyonlarımızı %56 azaltmayı, 2050 yılında ise net sıfır emisyona ulaşmayı hedefliyoruz. Yol haritamızın garantörlüğü için de bu alanda dünya lideri olan uluslararası firmalardan düzenliolarak danışmanlık hizmetleri alıyoruz.
Sürdürülebilir mobilite konusunda elektrifikasyon giderek önem kazanıyor. Elektrikli araçlarla ilgili olarak kendinizi nasıl hazırlıyorsunuz?
Biz Türkiye’deki ilk elektrikli araca lastik geliştirdik. Ortağımız Bridgestone ise dünyadaki lider elektrikli araç üreticilerinin lastiklerini sağlıyor. Dolayısıyla otomotiv üreticilerinin elektrifikasyonla ilgili gelecekteki ihtiyaçlarına cevap verebilecek birikime sahibiz ve projeleri ardı ardına gerçekleştiriyoruz. Burada sürtünme direnci önemli bir parametre. Gelecekteki elektrifikasyon çalışmalarına hem OE hem de yenileme kanalında hazırız. Yüksek performanslı ürünlerimiz, müşteri odaklı hizmetlerimiz ve filo çözümlerimizle müşterilerimizin yolculuğunu sağlama alma vizyonuyla çalışıyoruz. Türkiye’de mobilitenin lideri olmak için lastiğin ötesinde hizmetler sunuyoruz. Elektrikli araç kullanımının yaygınlaşmasında önemli bir kriter olan şarj istasyonu ihtiyacına çözüm sunmak için, 2019 yılının son çeyreğinde, 360 derece servis ve bakım hizmetleri sunan Otopratik mağazalarımızda, E-Şarj ile birlikte elektrikli araçlar için şarj hizmeti sunmaya başladık. 2021 sonunda İstanbul, Bursa, Denizli, Antalya, Tekirdağ, Trabzon, Adana, Mersin ve Diyarbakır’da olmak üzere 11 istasyona ulaştık. 2022 yılında ise şarj istasyonu ağına İzmir, Amasya, Aydın ve Kocaeli illerini de ekleyerek yedi yeni yüksek hızlı şarj özellikli istasyon açtık. Toplamda ise 20 noktaya ulaştık. İlk hedefimiz hızla 40 istasyona ulaşmak.
Döngüsel ekonomiye yönelik çalışmalarınız, ürün ve hizmetleriniz var mı?
Lastik sektörünün önde gelen oyuncularından biri olarak döngüsel ekonomiye katkı sağlamak konusunda da sorumluluk alıyoruz. Öncelikle, döngüsel ekonomiyi destekleyen üretim modelleri uygulayarak sürdürülebilir doğal kaynak yönetimine katkıda bulunuyoruz. Örneğin üretim esnasında oluşan lastik atıklarımızı geridönüştürmek için kurduğumuz makine, bunun bir örneği. Elde ettiğimiz çelik ve kauçuğu farklı geridönüşüm yöntemleriyle
tekrar ekonomiye kazandırıyoruz. Biz bu alana Geri Dönüşüm Tarlası diyoruz. Hedefimiz bu alanda birçok döngüsel ekonomi projemizi hayata geçirmek. Üretim sahamız dışında ise Bandag kaplama hizmetimizle lastiklerin kaplanmasını ve tekrar kullanılmasını sağlıyoruz. Döngüsel ekonomi modeline uyumlu hizmetimiz ile lastiğin ömrünü uzatıyoruz. Bir kamyon veya otobüs lastiğinin kaplanması sayesinde hammadde kullanımında 55 kg’lık bir tasarruf sağlayabiliyor, 60 kg’lık atık oluşmasını önleyebiliyor, karbon salımını %30 azaltabiliyoruz. Üstelik kaplama işlemi, üretim sürecine göre yaklaşık %70 oranında daha az petrol kullanımı anlamına geliyor. Bandag filoların lastik maliyetlerinde %40’a varan tasarruf ve hatta %80’e kadar karbon emisyon miktarında azaltım sağlıyor. Lastiklerin kaplanması ve tekrar kullanılması sayesinde ömrünü üç katına çıkartıyoruz ve daha az lastik atığı ile çevre korunmasına katkıda bulunuyoruz. Bir de en son aşama diyebileceğimiz ömrünü tamamlamış lastiklerin bertarafını sağlıyoruz. Ömrünütamamlamış lastiklerin piyasadan toplanarak üretime tekrar kazandırılmasını kurucu üyesi olduğumuz Lastik Sanayicileri Derneği (LASDER) çalışmalarıyla sağlıyoruz. Bu lastikler, granül olarak çocuk parkları, yürüyüş yolları zeminlerinde, suni çim futbol sahalarında, pirolitik yağ olarak elektrik üretiminde ve ek yakıt olarak çimento sektöründe kullanılıyor.
Binalarınızdan/ tesislerinizden herhangi biri yeşil sertifikaya sahip mi?
WWF Türkiye bünyesinde sunulan Yeşil Ofis programı kapsamında İzmit İdari binamız ve Altunizade binamız Yeşil Ofis Diploması’na sahip durumda. Aralıksız iyileştirme çalışmaları gönüllüler liderliğinde yürütülüyor. 2013 yılında İzmit fabrikamızın yanında hizmete aldığımız Brisa Akademi ve Müze, sürdürülebilir-akıllı bina konseptinde. Dünya genelinde çevre dostu, sürdürülebilir yapıları sertifikalandıran en prestijli kuruluşlar arasında yer alan LEED (The Leadership in Energy and Environmental Design/Enerji ve Çevre Tasarımında Öncülük) tarafından da GOLD seviyede sertifikaya sahip. Bina, enerji ihtiyacının %20-25’lik bir bölümünü kendi bünyesinde üretebiliyor.
Eklemek ve vurgulamak istedikleriniz…
Brisa, ülkemize her zaman ilkleri getiren bir şirket oldu. Sürdürülebilirlik alanındaki performansımızı daha ileri seviyelere çıkarmak için de önümüzdeki dönemlere hazırlıklarımızı tüm değer zincirimizi de kapsayacak şekilde eksiksiz olarak sürdürüyoruz. Bu başarıların ise ancak paydaşlarımızın katkıları ile mümkün olduğunun bilincindeyiz. Öncelikle bu başarıları mümkün kılan Brisalılara ve tüm paydaşlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Gönülden bir yaklaşımla çözümün bir parçasıyız ve kararlılıkla sürdürülebilir geleceğe yatırım yapmaya devam edeceğiz.