2012 yılında “Kartonworks” markalı tasarımlara imza atmaya başlayan Mete Mordağ ve arkadaşları, mobilyalara verdikleri çöl isimleriyle de tüketicide farkındalık yaratmayı hedefliyor. Biz de Mordağ ile mukavva kullanarak yaptıkları tasarımları, özelliklerini ve ekolojik tasarımın geleceğini konuştuk.
Füsun AKAY
Mukavva kullanarak yaptığınız mobilya tasarımlarınız dikkat çekiyor. Kartonworks adını verdiğiniz bu tasarımları hayata geçirmeye nasıl karar verdiniz? Ürünlerin öne çıkan özelliklerini anlatır mısınız?
2012 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nde “Mühendislik ve Sanatın Buluştuğu Çizgi” isimli seminerimin ardından Ömer Faruk Kahya ve Onur Kuru, kartondan mobilyalar üretme fikirlerini benimle paylaştılar. Geçtiğimiz iki yıl içinde de bu birliktelikten Kartonworks doğdu.
Mukavvanın akılcı katlama yöntemleri ve iyi tasarım üzerinden inanılmaz ağırlık ve sağlamlık oranlarına ulaşabiliyorsunuz. Bunun yanında bu ürünlerin sundukları kalite-fiyat oranlarının da mobilya sektöründe rakipsiz olduğunu düşünüyorum. Ürünlerin çeşitli grafik tasarımları üzerinden çeşitlendirmeye son derece uygun olması da bir diğer olumlu tarafı. Bu özelliklerin yanı sıra estetiği de tasarım üzerinden çözerek Kartonworks için son derece önemli bir avantaj sağladığımızı düşünüyorum.
Ürünlerinizin her birine çöl isimleri vermeniz de ilginç: Kalahari, Meke, Antartika ve Sahara. Neden çöl isimleri?
Ürünleri çöl isimleri üzerinden adlandırmak Onur Kuru’un çok başarılı bir fikriydi. Ürünlere görsel anlamda mukavva malzemesi dolayısı ile sahip oldukları doku ve ana renk olarak bundan daha yakışan bir isimlendirme düşünemiyorum. Anlamsal olarak baktığınızda ise örneğin dünyanın en büyük çöllerinden biri olmasına ve “büyük susuzluk” anlamına gelen ismine rağmen, yaşam verdiği inanılmaz çeşitliliği ile Kalahari, dünyanın en çelişik habitatlarından biri. İyi tasarımın, “az”la, ne kadar “çok”u başarabildiğine, bu isimler üzerinden gönderme yapılmış olduğunu düşünüyorum.
Kartonworks’ün ürün grupları ve kullanım alanları hakkında da bilgi verir misiniz?
Şu ana kadar Kartonworks ile üç ürün grubu üzerine çalıştık. Koleksiyona 2015 yazına kadar içinde bir masa grubu ve aksesuarları da kazandırmayı planlıyoruz. Evlerin yanı sıra ofislerden kafelere, fuarlardan restoranlara kadar geniş kullanım alanı bulunan ürünlerimize www.kartonworks.com sitesi üzerinden ulaşılabilir. Kısaca ürün gruplarımızın özelliklerinden de bahsedeyim:
Meke: 4 mm kalınlığında dört parça yüksek kalite kartondan akılcı katlama yöntemleriyle oluşturulmuş ve LED ile aydınlatmayı sağlayan bir lambader ünitesi. Yüksek kalitede oluklu mukavvadan üretilen Meke, estetiğin ve mühendisliğin hafif, güçlü, zarif ve çevreci bir aydınlatma ünitesi üzerinden sentezlenmiş hali. Üzerinde kullanılan tüm malzemeler de geridönüşüme uygun. Dört adet 2 metrelik şerit LED’ler üzerinden bulunduğu ortamda 90 derecelik açılarla ayrılmış üç ayrı yöne endirekt ve dingin bir ışık yayıyor.
Kalahari: Yüksek kalite mukavvadan oluşturulmuş bir tabure ve sehpa ünitesi. Akışkan dinamizmi, üstün dayanıklılığı ve su geçirmez renkli üst tabla opsiyonları ile Karton serisinin üst segment modeli olan Kalahari, 1,75 kg ağırlığı ve 180 kg taşıma kapasitesi ile üstün bir mukavemet/ağırlık oranına sahip. Tasarımda, 4 mm kalınlığında Z şeklinde katlanmış ana plaka ile hem 7 adet triplex sütunun diyagonal bir hat boyunca sabitlenmesi, hem de ince bir yan duruş elde edilmesi sağlandı.
Antarktika: Farklı kalınlık değerlerine sahip toplam altı parça yüksek kalite kartondan akılcı montaj yöntemleri ile oluşturulmuş modüler bir kitaplık ünitesi. Antarktika, kontrolsüz sanayileşmenin sonucu dengesini yitirmekte olan ve dünyanın ısıl dengesinin korunması açısından hayati önem taşıyan bir bölge. İsmini buradan alan tasarımımız da kitaplığı işlevsellikten ödün vermeden, hatta ek avantajlar sunarak yeşilci bir bakış açısı altında ortaya koymayı hedefliyor. Üç dakika içerisinde hiçbir bağlantı, yapıştırma veya kağıt dışı bir elemana ihtiyaç duyulmadan kurulabiliyor. 4,8 kg ağırlığı, dikey/yatay kullanım özgürlüğü ve modülerliği ile kullanıcısı için birçok ek avantajı da mümkün kılıyor.
Söz konusu tasarımlarınızı çevreye duyarlılık açısından değerlendirir misiniz? Konvansiyonel mobilyalara göre ne gibi farklılıkları var?
Öncelikle tüm Kartonworks koleksiyonunda kağıdın çevre ve süreklilik açısından tüm olumlu yanları bu ürün üzerine doğrudan aktarıldı. Üründe kullanılabilen sınırsız grafik çeşitliliği ise ürünün yine çevreci bir bakış açısı altında sınırsız olarak özelleştirilebilmesini sağlıyor.
Sağlamlık ve dayanıklılık açısından da ürünlerimiz plastik ve ahşap benzerlerinden farksız. Diğer yandan ağırlıklarını ve kağıt üzerinden bu sağlamlığı sunabilmiş olmalarını göz önüne aldığınızda fiyat ve ağırlıklarına oranla sundukları dayanıklılık ve kalite değerlerinde pazarın en iyileri olduğunu söylemenin abartılı olacağını düşünmüyorum. Kalahari tabure üzerinden bunu örneklendirmek gerekirse 180 kg taşıma kapasitesini 1,75 kg ağırlığı ile sağlayabiliyor. Diğer yandan sehpa ünitesi olarak kullanıma uygunluğu için Kalahari’nin sudan etkilenmez renkli üst tabla versiyonları da mevcut. Kartonworks ürünleri aynı zamanda bir yıl garantili.
Dünya geneline baktığımızda, tasarımcıların çevre korumayı ön planda tutarak tasarımlarını buna göre şekillendirmeye başladıklarını görüyoruz. Sizce bu bir trend mi, yoksa gereklilik mi? Bu doğrultuda nasıl bir gelecek öngörüyorsunuz?
Ekolojik tasarım, 20. yüzyılın son çeyreğinden itibaren tasarım süreçlerinin içerisine girmeye başladı ve günümüzde ürün geliştirme süreçlerinin “olmazsa olmazları” arasında yerini aldı. Ürün ve servislerinin ekolojik farkındalığa ve sürdürülebilirliğe uygun olabilmesi için kendi ekiplerini kuran veya dışarıdan danışmanlık alan firmaların sayısı gün geçtikçe artıyor. Bu, aslında toplumun bu konuda her geçen gün daha bilinçlenmesi ve tüketim alışkınlarını değiştirerek bu kavramlara özen gösteren markaları tercih etmesinden kaynaklanıyor. Önümüzdeki 10 yıl içinde rekabetçi pazarda başarılı olabilmek için firmalar bu konuda gerekli tedbirleri almak ve iş akışlarında gerekli düzenlemeleri yapmak gerektiğinin farkındalar.
Peki, tüketici farkındalığını artırmak için tasarımcılara düşen görevler nelerdir?
Geçtiğimiz son 10 yılda özellikle yeni kuşak tüketicinin bu konudaki duyarlılığının son derece artmış olduğunu, satın alma kararlarını verirken bu bilincin önemli bir etkisi olduğunu görüyoruz. Bu kapsamda, çevre duyarlılığı ve sürdürebilirlik kavramlarına özen gösteren markaları ve ürünleri tercih etmeye başladıklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu sebeple markaların bu farkındalığı ürünlerinin ve projelerinin içine dahil etmesi bir zorunluluk haline geldi.
Endüstriyel tasarımcılar ise tasarım ve ürün geliştirme süreçlerinde gerek malzeme seçimi olsun gerek seçilecek üretim yöntemi olsun firmaları yönlendirme gücüne sahipler. Bu güçlerini çevreye daha duyarlı, daha sürdürülebilir ürünler ortaya koymak için kullandıklarında aslına bakarsanız bu bilinçlenmede oldukça direkt bir rolleri var. Son olarak tasarım gelişimi, katma değeri ve sunduğu yenilikler ile toplumu ileri taşımayı hedeflemek zorundadır. Her proje, her parça beraberinde bir sürü yatırım, emek, çevreye bir sürü ağırlık getirirken, bunları sadece anlamsız bir çeşitlilik sunmak uğruna kullanma lüksümüz artık yok.
Mete Mordağ Kimdir?
1977 İstanbul doğumlu olan Mete Mordağ, Alman Lisesi’ni bitirdikten sonra Boğaziçi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. New South Wales Sydney Üniversitesi’nde Endüstriyel Tasarım yüksek lisans eğitimini tamamlayan Mordağ, 2005’te İstanbul’a döndü ve Mordag Design Studio’yu kurmadan önce Eczacıbaşı Vitra ve T-Design firmalarında ürün tasarımcısı olarak çalıştı. Mordağ, 2007’den bu yana da mutfak eşyaları, aksesuarlar, mobilyalar, dalış ekipmanları, kentsel mobilyalar, mimari donatılar, yapı sektörlerinde faaliyet gösteren firmalara tasarım ve ürün geliştirme konusunda destek veriyor.