Fransa’dan yola çıkan, 10’u aşkın ülkeye yayılan seyahat paylaşım platformu BlaBlaCar artık Türkiye’de… Topluluk temelli bu seyahat sisteminin hem sosyal, hem ekonomik, hem de çevresel olduğunu savunan şirketin CEO’su ve kurucu ortağı Frederic Mazzela, 13 ülkede 10 milyonun üzerinde üyeleri olduğunu ve şimdiye kadar 3 milyar kilometrenin üzerinde yolculuğun paylaşılmasını sağladıklarını söylüyor. Bakalım Türkiye’de bu yeni fikre ve harekete açık ne kadar insan var?
Bize biraz BlaBlaCar hakkında bilgi verebilir misiniz?
BlaBlaCar’ın temel amacı, sürücüler ve yolculardan oluşan güvenilir topluluğuyla, insanların kontrol ettiği yepyeni bir ulaşım ağı yaratmak. Aslında hep beraber, seyahat endüstrisini de sarsacak, daha efektif ve toplumsal bir ulaşım formu inşa etmeye çalışıyoruz. Buna da “insan kontrolünde seyahat” (people powered travel) ismi verdik ve bu yöntemi, seyahat edenlerin ilk seçeneği haline getirmek istiyoruz.
Küresel ölçekte, yedi ofiste toplam 170 kişiden oluşan bir ekibimiz var (Paris, Madrid, Milano, Hamburg, Moskova, Londra, Varşova). Sekizinci ofisimizi şimdilik üç kişiden oluşan ama hızla büyüyeceğini düşündüğümüz bir yerel ekiple İstanbul’da açtık.
Yolculuklarımızı paylaşırken tanıştığımız yerel topluluklarla da çok yakın ilişkilerimiz var (BlaBlaCar ekibindeki herkes bu seyahat alternatifini kullanıyor) ve farklı ülkelerde düzenlediğimiz organizasyonlarla (2014 yazında tam 42 BlaBlaDrinks organizasyonu gerçekleştirdik) BlaBlaCar üyelerini yakından tanıma şansımız oluyor. Servislerimizi daha da geliştirmek için onların da öneri ve geri dönüşlerini alıyoruz.
Şimdiye kadar kaç kişi kullandı bu sistemi? Ve ne kadarlık bir çevresel etki yaratıldı?
BlaBlaCar’ın 13 ülkede 10 milyonu aşkın üyesi var. Ve şimdiye kadar topluluğumuzda 3 milyar kilometrenin üzerinde yolculuk paylaşıldığını; bunun, dünyanın etrafında 80.535 kez dönmeye eşdeğer bir rakam olduğunu söyleyebiliriz. Ve bu paylaşılan yolculuklar sayesinde, bugüne kadar 700.000 ton karbondioksit salım azaltımına neden olduğumuzu hesaplıyoruz. Tabii bir de işin, araç sahibi olma bağımlılığını azaltma yanı var…
Kullanıcı profiliniz nasıl?
BlaBlaCar, herkes için çekici bir servis hizmeti sunmaya çalışıyor: 18’den 75 yaşa, öğrencilerden aktif profesyonellere ve emeklilere, herkesin BlaBlaCar kullandığını görüyoruz. Kullanıcılarımızın %46’sı kadın, bu da oldukça dengeli bir dağılıma işaret ediyor. BlaBlaCar’da bir koltuk rezerve etmek otobüsten çok daha ucuz, daha sosyal, hızlı ve esnek. Yolculuğun sebebi ne olursa olsun, BlaBlaCar cool bir seçenek: İstanbul’dan Eskişehir’e gitmesi gereken öğrenciler, biraz dalga yakalamak için Alaçatı’ya gitmek isteyen sörfçüler, uzaktaki bir futbol maçını izlemek için yola çıkacak diğer taraftarları arayanlar ya da sadece haftasonu seyahatlerinde iyi bir fiyat yakalamak isteyen herkes için…
Peki, sistem nasıl çalışıyor?
Sadece birkaç saniye alıyor aslında. Ücretsiz BlaBlaCar aplikasyonunu indiriyorsunuz (iPhone ya da Android) ve facebook hesabınızla sisteme kayıt oluyorsunuz. Ardından eğer sürücüyseniz arabanızdaki boş koltukları belirtiyorsunuz; yolcuysanız da sizle aynı yöne gidecek başka arabalardaki boş koltukları arıyorsunuz. Sonra iletişime geçiyor, tanışıyor ve yola çıkıyorsunuz. Son derece basit gördüğünüz gibi…
BlaBlaCar üyelerinin facebook profilleriyle bağlantılı, onaylanmış profilleri var. Birlikte yolculuk yaptıktan sonra üyeler birbirleri hakkında detaylı değerlendirmeler yapıyor ve profillerinde giderek yükselen deneyim dereceleriyle toplulukta güvenilir bir itibar oluşturuyorlar.
Bu sistemin Türkiye’de de hızla yayılacağına inanıyor musunuz?
Neden olmasın? Pozitif bir işbirliği ruhuyla Avrupa’da 10 milyondan fazla kişi bugüne kadar yolculuklarını güvenle paylaştı, şimdi de sıra Türkiye’de. BlaBlaCar’ın en önemli rolü, bu sosyal güveni kurmakta ve bu işi çok ciddiye alıyoruz. Sadece kadın üyelerimizin kadın yolcularla yolculuk paylaşabildiği bir seçeneğimiz de bulunuyor. Bizim için her yolcunun kimle seyahat edeceğini kendinin seçebilmesi çok önemli. Ayrıca dünyanın dört bir yanında milyonlarca üyemize yardımcı olmak üzere haftanın her günü hazır bir üye ilişkileri ekibimiz var.
BlaBlaCar’ın Türkiye’de karayolu ulaşımını daha uygun fiyatlı bir ulaşım yolu haline getirebileceğini düşünüyoruz ve bu anlamda bu pazara girmekten büyük bir heyecan duyuyoruz. Özellikle bayramlarda insanlar Türkiye’nin dört bir yanında uzun yollar katediyorlar. Umuyoruz ki Türkler kısa zaman içinde bu bayram yolculuklarını paylaşarak hem daha az maliyetli hem de daha eğlenceli hale getirecekler…
BlaBlaCar ilk hangi ülkeden yola çıktı ve nerelerde yaygın kullanıma ulaştı şimdiye kadar?
BlaBlaCar, Fransa’dan 12 ülkeye yayıldı. Her girilen yeni pazarla büyüme hızlandı. Örneğin en son girilen pazar olan Rusya’da, operasyonun ilk çeyreğinde 250.000 yeni üyeye ulaştık. Aynı şekilde BlaBlaCar, Almanya’da 1 yıl içerisinde 1 milyonun üzerinde üyeye sahip oldu.
Amacımız, BlaBlaCar topluluğunun Türkiye’de hızla büyümesi ve platformun yolcular için her gün faydalı olması. Umuyoruz ki gelecek Bayram’da kullanıcılar BlaBlaCar’ı diğer pazarlarımızdaki kadar çok kullanacak!
Bize biraz Türkiye’de yapılacak çeşitli rotaların maliyetleri konusunda bilgi verebilir misiniz?
Yolculuk paylaşımı, seyahat etmenin gerçekten çok ucuz bir yolu. Tasarruf, kuşkusuz bu servisin kitlesel boyutta popüler hale gelmesinin anahtarı. BlaBlaCar sürücülerin benzin ve yol masraflarını paylaşmasına olanak veriyor. Sürücüler Türkiye’de her 400 kilometrede 100 TL tasarruf edebilecek. Yolcular da çok uygun fiyatlara yolculuk edebilecekler (otobüsten %30 daha ucuz), özellikle son dakika alımlarda. İşte BlaBlaCar’dan birkaç örnek yolculuğun ücreti:
İstanbul – Ankara 35 TL
İstanbul – Eskişehir 25 TL
İstanbul – Çeşme 52 TL
Ankara – Adana 38 TL
Samsun – Trabzon 26 TL
Son olarak ne söylemek istersiniz?
BlaBlaCar, bugüne kadar dünyanın pek çok ülkesinde olduğu gibi, Türkiye’de de kişilerin yolculuk etme şekillerini gerçekten değiştirebilir. Benzin fiyatları Türkiye’de oldukça yüksek, bu sebeple BlaBlaCar bir şehirden başka bir şehre gidecek olan akıllı sürücüler için hızla bir refleks haline gelecektir diye düşünüyoruz.