#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

“Büyük Oyuncuların İddialı Hedefleri Yok!”

Carbon Tracker’dan Kıdemli Politika ve Kamu Kurumlarıyla İlişkiler Danışmanı Richard Folland, Zirve’de özel sektör tarafından verilen taahhütlere rağmen, dünyadaki birçok şirketin ve yatırımcının, iklim krizini ele almak için hâlâ yeterince hareket etmediği konusunda gerçekçi olmamız gerektiğini hatırlatıyor.

Yazı: Bulut BAGATIR

BM İklim Eylemi Zirvesi size göre nasıl geçti? Termik santrallara veda edilmesi gibi, verilen bazı taahhütler ne derece işlevsel?

İklim Eylem Zirvesi’nin sonucunun hayal kırıklığı yarattığını söyleyebilirim. Bunun nedeni, ABD, Çin, Hindistan ve AB gibi büyük ülke oyuncularının hiçbirinin iddialı emisyon azaltma taahhütleri konusunda adım atmamasına dayanıyor. Evet, cesaret verici başka ulusal taahhütler de vardı. Pakistan yenilenebilirler üzerine, Yunanistan ise kömür konusunda açıklamalarda bulundu. Macaristan’ın bu konudaki taahhüdünün ne kadar somut olduğundan emin değilim. Almanya ve Slovakya, Powering Past Coal Alliance’a (Kömür Sonrası Enerji İttifakı) katılacaklar. Görece küçük birkaç devlet net sıfır karbon konusunda taahhütler verdi. Bunları ticari ve kurumsal yatırımcılardan gelen bazı güçlü taahhütler izledi. Ancak genel olarak bu Zirve, Genel Sekreter Antonio Guterres’in hedefler ile ilgili umduğu artışı getirmedi. Şu andaki politik koşulların zorlu olduğunu söyleyebilirim.

Greta Thunberg tüm dünyada adından söz ettirmeye devam ediyor. Zirve’de yaptığı konuşma da hem alkışlandı hem de ağır eleştiriler aldı. Greta çevresinde şekillenen iklim eylemi karşıtlığı hakkında neler söylersiniz?

Greta ve okul grevlerinin etkilerini inkar edemeyiz. The Extinction Rebellion (Yokoluş İsyanı) protestoları, Batı ülkelerindeki sivil toplum arasında iklim değişikliği ile ilgili artan endişenin bir başka tezahürü. Büyük ülkeler daha iddialı emisyon azaltma taahhütlerine ve diğer radikal politika önlemlerine direnmeye devam ettikçe, protestoların, özellikle gençlerin protestolarının büyüyeceğine inanıyorum, yok olmayacaklar.

Zirve’de birçok uluslararası firma çalışanlarının greve katılımını destekledi. Bankalar ve finans kuruluşları 1,5 derece hedefine uyumlu hareket edeceklerine dair kararlar açıkladı. Bu konuda görüşlerinizi alabilir miyiz?

Biraz önce söylediğim gibi, özel sektörün ve yatırımcıların verdiği taahhütler en umut verici olanlar. Örnek olarak, 87 şirketin Science-Based Targets Initiative (Bilim Tabanlı Hedefler Girişimi) kapsamında, şirketlerini 1,5 derece hedefi ile aynı hizaya getirmek adına harekete geçtiğine dair yaptığı açıklamayı verebilirim. Net-Zero Asset Owner Alliance (Net Sıfır Varlık Sahipleri İttifakı) ile bir araya gelen bazı yüksek profilli emeklilik fonları da büyük bir taahhüt verdi. Bu nedenle özel sektörden gelecek vaat eden bir eylem görüyoruz. Ancak, dünyadaki birçok şirketin ve yatırımcının, iklim değişikliğinin neden olduğu ciddi risklere ve felaketlere rağmen, iklim krizini ele almak için hâlâ yeterince hareket etmediği konusunda da gerçekçi olmalıyız.

COP25’ten neler bekleyebiliriz?

COP25 fazla bir şey başaramayacak, başarması da beklenmiyor. Ancak Paris Anlaşması’ndan beş yıl sonra gerçekleşecek, 2020’de Glasgow’daki COP26’nın oldukça önemli bir yeri var.

Bunun nedeni ise, Paris Anlaşması’na göre, tarafların gözden geçirilmiş ve daha iddialı emisyon azaltma taahhüdü sunacak olmaları. Bu nedenle Glasgow, uluslararası toplumun anlaşmanın hedefleri doğrultusunda küresel ısınmayı sınırlamak için ilerleme kaydedip kaydetmediğine karar vermek için Paris’ten sonraki ilk uygun fırsat olacak. Buradaki kilit faktör, siyasi koşulların BM İklim Zirvesi’ndekinden daha uygun olup olmadığı olacak. ABD’deki politik durumun da çok önemli olacağını eklemeliyim.

EkoIQ Editör