Yazı: Arif ERGİN, GEFF Türkiye Pazarlama Başdanışmanı arif.ergin@ebrdgeff.com
Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), yeşil ekonomiye geçiş sürecine katkıda bulunma ve Türkiye’nin önde gelen firmalarının ve finans kurumlarının rekabet gücünü artırma amacıyla yeni bir “yeşil finansman” programını hayata geçirdi: Yeşil Ekonomi Finansman Programı GEFF (Green Economy Financing Facility).
GEFF Türkiye, EBRD’den sağlanan 500 milyon euroluk finansmanı Temiz Teknoloji Fonu’ndan (Clean Technology Fund, CTF) sağlanan yaklaşık 20 milyon euroluk finansmanla birleştiriyor. Bu fonlar GEFF anlaşmalı bankaları ve leasing firmaları aracılığıyla yeşil ekipman ve ürünlerin satıcıları ve üreticileri de dahil olmak üzere yüksek performanslı yeşil teknolojilere yatırım yapmak isteyen bireyleri ve işletmeleri desteklemek için kullanılacak.
Yeni program, GEFF Türkiye, yeşil yatırımların önündeki engelleri çeşitli şekillerde ele alan ve kısaca SEFF adı verilen önceki EBRD finansman programlarının başarısının üzerine inşa edildi. TurSEFF, TuREEFF ve MidSEFF programları; enerji verimliliği projelerinin sağladığı finansal getiriler konusunda farkındalığın artırılmasını, enerji etütlerinin ve fizibilite çalışmalarının ön maliyetlerinin karşılanmasını, bankalarda yeşil projeleri belirleme, değerlendirme ve finanse etme kapasitesinin oluşturulmasını ve yeşil bankacılık alanında gelişmek isteyen bankalara özel, uzun vadeli finansman sağlanmasını içeriyordu.
2010 yılında başlatılan Türkiye Sürdürülebilir Enerji Finansman Programı (TurSEFF), enerji verimliliğine ve küçük ölçekli yenilenebilir enerji projelerine odaklandı. Bunu, büyük ölçekli yenilenebilir enerji projelerine odaklanan Orta Ölçekli Sürdürülebilir Enerji Finansman Programı (MidSEFF) izledi. 2014 yılındaysa konutlarda enerji verimliliğine odaklanan (TuREEFF) hayata geçirildi. TurSEFF ve MidSEFF’in ilerleyen fazlarında hammadde verimliliği, su verimliliği gibi kaynak verimliliği projeleri de SEFF kapsamına alınarak finanse edildi.
2021’de 11,3 Milyon Gigajoule/Yıl Enerji Tasarrufu
Bu süreçte SEFF programları aracılığıyla finanse edilen projeler, Türkiye’nin enerji ithalatını ve cari açığını azaltmada önemli katkılar sağladı. Örneğin, SEFF’ler aracılığıyla finanse edilen enerji verimliliği projeleri ile 2021’de yaklaşık 11,3 milyon GigaJoule/yıl tasarruf sağlandı -ki bu miktar toplam ulusal enerji talebinin yaklaşık %1’ine denk geliyor. SEFF’ler aracılığıyla finanse edilen yenilenebilir enerji projeleri ise şu anda kurulu güneş enerjisi (PV) gücünün %10’undan fazlasını, biyokütle ve atıktan enerji kapasitesinin %8’ini, rüzgar enerjisi kapasitesinin yaklaşık %7’sini ve jeotermal enerji kapasitesinin %5’ini teşkil ediyor. Toplamda baktığımızda, SEFF aracılığı ile finanse edilen projeler, 2021’de ulusal elektrik üretiminin yaklaşık %1,8’i olan yıllık 5,95 TWh temiz enerji (birincil enerji eşdeğeri) üretiyor. Bu projelersayesinde tasarruf edilen ve üretilen toplam enerji, 2020 yılında kömürle çalışan termik santrallardan sağlanan enerjinin yaklaşık %12’sine eşdeğer.
Kurumsal İklim Yönetimi CCG
Büyük resme bakıldığında, SEFF’ler tarafından finanse edilen projeler, yılda 5,45 milyon ton CO2 eşdeğeri kadar emisyon azaltımı sağladı -ki bu sayı da Türkiye’nin 2020 emisyonlarının %1,5’inden fazlasına eşit. Yeni başlayan GEFF Türkiye programı ise sözünü ettiğim başarılı SEFF modelinin de ötesinde, EBRD’nin faaliyet gösterdiği tüm ülkeler için bir ilk olan “Kurumsal İklim Yönetimi CCG” (Corporate Climate Governance) bileşenini içeriyor. CCG kavramı; kuruluşların iklim değişikliğinden kaynaklanan riskleri ve fırsatları belirleme, değerlendirme, yönetme ve raporlama için kullandıkları kural, politika ve süreçleri ifade ediyor. GEFF’le birlikte hayata geçirilen CCG bileşeni; Türkiye’nin finansal sisteminde, ülkenin yeşil büyüme hedeflerinin daha iyi desteklenmesini sağlayacak değişiklikleri hızlandırmak amacıyla kurumsaliklim yönetimi konusunda bir eğitim ve destek programını da kapsıyor.
Türk İhracatçılarına 777 Milyon Euro Ek Maliyet Yüklenecek
GEFF Türkiye, belirli sayıda finans kuruluşunu ve müşterilerini, iklimle ilgili bilgileri karar alma ve raporlama süreçlerine entegre etme konusunda destekleyerek Türkiye’nin ihracatının %40’ından fazlasını yaptığı AB gibi önemli ihracat pazarlarında işletmelerin rekabet gücünü korumalarına yardımcı olacak. Örneğin, yeşil yatırımları desteklemek ve sağlıklı bir izleme, raporlama ve doğrulama (Monitoring, Reporting, Verification MRV) sistemi kurmak, hem ticaret risklerini azaltmak hem de Avrupa Birliği Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması’ndan (CBAM) kaynaklanan uyum maliyetlerini azaltmak için kritik öneme sahip.
EBRD tarafından geçen yıl yaptırılan bir araştırma, Türk ihracatçılarının bu yıldan itibaren aşamalı olarak uygulamaya konulacak yeni AB karbon kuralları nedeniyle 777 milyon euro ek maliyet yükleneceğini ortaya koydu.
İklimle İlgili Faaliyetlerde Büyük Bir Artış Gerekiyor
Karbon fiyatlandırma düzenlemeleri küresel olarak yaygınlaşmaya başladı. Bu bağlamda GEFF anlaşmalı finansal kurumları, bu zorluklarla uğraşan müşterilerine rehberlik ve destek verme yeteneklerini geliştirerek kendileri de finansal piyasada rekabet avantajı elde edebilecek.
GEFF Türkiye programının kapsamı, Türkiye’nin iddialı iklim taahhütlerine destek olabilecek nitelikte tasarlandı. Türkiye Paris Anlaşması’nı 2021 sonbaharında onaylayarak diğer 193 ülkeye katıldı ve 2053 yılına kadar seragazı emisyonlarında net sıfıra ulaşma hedefini açıkladı. Bu hedefe ulaşmak için iklimle ilgili faaliyetlerde büyük bir artış gerekiyor. Türkiye’nin bu 10 yılın sonundaki emisyon artışı, seragazı emisyonlarını azaltmaya yönelik uluslararası taahhüdünde öngörülen seviyelerin çok altında kalacak olsa da 2053’te net sıfıra ulaşma yolundaki istikrarlı ilerleme, 2030’a kadar mevcut seviyelerde yaklaşık %30’luk bir azaltma başarısı sağlanabileceğini varsayıyor.
Başarmak için Çok Sayıda Fırsat Var
Bunu başarmak için çok sayıda fırsat var. Hedefe ulaşma yolunda atılacak adımlar, emisyon azaltımlarının yanı sıra enerji fiyatlarındaki küresel artışlar nedeniyle keskin bir şekilde artmakta olan enerji maliyetlerini düşürerek büyük ekonomik faydalar sağlayabilir. Sanayi ve bina sektörlerindeki enerji verimliliği projeleri, nüfus artışı, gelişen sanayi ve artan elektrifikasyondan kaynaklanan enerji talebindeki artışı karşılamanın uygun maliyetli bir yolu olacaktır. Örneğin, Türkiye Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı’na göre, yalnızca sanayi sektöründe hayata geçirilecek enerji verimliliği iyileştirmeleri yoluyla bile elde edilebilecek potansiyel tasarruf miktarı 10 milyar ABD Doları’na denk.
Ve Yeşil Ekonomiye Geçiş
Türkiye yenilenebilir enerjideki hızlı gelişimine karşın tahmini toplam güneş enerjisi potansiyelinin yalnızca %3’ünü ve karadaki rüzgar potansiyelinin %15’ini kullandığı için önünde hâlâ katetmesi gereken uzun bir yol var. GEFF Türkiye, yeşil yatırımları desteklemeye devam ederken bir yandan da Türkiye’deki bankaların, leasing şirketlerinin ve özel sektörün iş yapma biçimindeki dönüşümü hızlandırarak bu alanda daha da büyük bir etki yaratmayı umuyor. Daha yeşil bir finansal sistem, Türk işletmelerinin uluslararası sermayeye ve uluslararası pazarlara erişiminin devamlılığını sağlamanın anahtarı olmakla kalmayıp aynı zamanda 2053 yılına kadar net sıfır emisyon taahhüdüne ulaşılması için gereken önemli yatırımların hayata geçirilmesinin de önünü açabilir.
Finansal sistem ile reel ekonominin buluştuğu yer olan bankalar ve leasing şirketleri, çoğu kişinin işyerlerine ve evlerine yaptığı yatırımların temel finansman kaynağı. GEFF Türkiye, yüksek performanslı yeşil teknolojiler ile finansmanı bir araya getirirken iklimle ilgili riskleri ve fırsatları değerlendirmeye, yönetmeye ve raporlamaya yarayan yeni bileşeniyle finansal kurumlara destek olacak. Böylelikle banka ve leasing kurumlarının müşterilerini yönlendirme, yatırımlarını karbondan arındırma ve inovasyon yeteneklerini artırarak Türkiye’nin yeşil ekonomiye geçişinde önemli bir katkı sağlayacak.