Yoksul ülkelerin küresel ısınmanın yarattığı ve fosil yakıttan çıkışın oluşturduğu risklerle başa çıkabilmeleri için ayrılan bütçeler, bilim insanlarını ve iklim aktivistlerini yeterince ikna edemiyor! Son olarak ABD Kongresi’nde iklim yardımına ayrılan bütçe, soru işaretlerine neden oldu.
New York Times’ın Küresel İklim Muhabiri Somini Sengupta, yaptığı haberde iklim taahhütlerinde bulunmanın kolay olduğunu söylerken bu taahhütleri hayata geçirmenin zorluğuna dikkat çekiyor. Sengupta, yakın zamanda ABD Kongresi’nden geçen harcama kararını değerlendirmeye alıyor.
Geçtiğimiz haftalarda 1 milyar dolarlık iklim yardımı da dahil olmak üzere ABD Kongresi’nde, 1,5 trilyon dolarlık bir harcama kararı kabul edildi. Sözü edilen miktar, Beyaz Saray’ın istediğinin yarısından az. ABD Başkanı Joe Biden, 2024 yılına dek her yıl için 11,4 milyar dolarlık bir harcama vadetmişti. Ancak karşımıza çıkan tutar, vaatlerinin çok altında kaldı.
İklim Finansmanı Bulamacı
Kıdemli bir iklim diplomatı olan ve ABD’deki Tufts Üniversitesi Fletcher Okulu’nun Dekanı Rachel Kyte, mevcut tabloyu Twitter üzerinden değerlendirdi. Kyte, “ince bir iklim finansmanı bulamacı” yorumunda bulundu.
Yoksul ülkelerin küresel ısınmanın yarattığı ve fosil yakıttan çıkışın oluşturduğu risklerle başa çıkabilmeleri için ayrılmış bir miktar, bütçe içerisinde görünse de bilim insanlarını ve iklim aktivistlerini yeterince ikna edemiyor. Bir düşünce kuruluşu olan Power Shift Africa’dan Aktivist Mohamed Adow, iklim yardımı için ayrılan 1 milyar dolarlık bütçenin “korkunç“ olduğunu ifade ediyor. Küresel Güney’deki birçok ülkenin iklim taahhütlerini iklim finansmanı alacaklarına güvenerek oluşturduklarını söyleyen Adow, “ABD’nin bir kez daha finans sözleşmeleri konusunda verdiği sözleri tutmaması, bu ülkelerin emisyon hedeflerine ulaşmalarına dair umutları yok edecek” diyor.
Sözler Tutulmadı
Zengin ve endüstrileşmiş ülkeler, 2020’den bu yana her yıl 100 milyar dolarlık iklim yardımı toplayacaklarına dair verdikleri sözleri tutmakta geri kaldı. Seragazı emisyonlarında tarihsel ve en büyük sorumluluğa sahip olan ABD, mercek altında. Londra merkezli düşünce kuruluşu Overseas Development Institute (Denizaşırı Kalkınma Enstitüsü) ve benzer kuruluşlara göre, ABD’nin iklim değişikliğine yönelik finansal katkısı beklenenin altında kalıyor. Yine bu kuruluşlara göre ABD’nin katkısı, payın adil dağıtımından da uzak.
İklim Değişikliğinin Ağır Maliyetleri
İklim değişikliğinden kaynaklanan aşırı hava olayları tüm ülkelerde olduğu gibi ABD’de de ağır maliyetlere neden oluyor. 2012 yılında Sandy Kasırgası’nın ardında bıraktığı hasar 60 milyar dolardı. 2018 yılında Kaliforniya’da yaşanan orman yangınları ise 148,5 milyar dolara mal olmuştu.
ABD Kongresi’nin iklim finansmanına bu yılki bütçesinden 1 milyar dolar ayırmasını irdeleyen Somini Sengupta, ABD’li yetkililerin iklim konusundaki sözlerinin “ne kadar gerçekçi!” olduğunu gösterdiğini söylüyor. Sengupta; geçen hafta, Kongre harcama paketini onaylamadan önce ABD İklim Elçisi John Kerry’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne 100 milyar dolar hedefini gerçekleştirmek için ilerleme kaydedeceklerini söylediğini de hatırlatıyor.
Dünya Kaynakları Enstitüsü’nden Joe Thwaites’ten de bir eleştiri var. Thwaites’in yorumu şu şekilde: “Bakan Kerry, Başkan Biden ve diğer yönetim yetkililerinin ‘ABD geri döndü, artık iklim liderleri biziz!’ sözlerinin üzerinden bir yıl geçti. Ancak gerçekten bir finansman eksikliği var. Diğer ülkelere ders vermeye çalışırken iklim eylemine yatırım yapmamanızın sonuçları iyi olmayacak.”
Sonuçlar Dikkat Çekici
Somini Sengupta, finansmandaki eksikliği bir kez daha vurguluyor. Dünya liderlerinden iklim uyumunu finanse etmelerinin istenmesine karşın ortaya çıkan sonucun (bütçenin) dikkat çekici olduğunu belirtiyor. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC), şubat ayının sonlarında yayınlanan kapsamlı raporu, son derece çarpıcı verileri gözler önüne sermişti. Rapora göre, en yoksul ülkelerin, -deniz seviyesinin yükselmesi de dahil olmak üzere- iklim şoklarından korunabilmeleri için her yıl 100 milyarlarca dolara ihtiyaç duyacakları sonucuna varılmıştı.
En Savunmasız Yerlerden: Mumbai
Mumbai, dünyanın en kalabalık ve en savunmasız yerlerinden biri. Hindistan’ın ticaret başkenti olan Mumbai, yaklaşık 20 milyon insana ev sahipliği yapıyor. IPCC, şehrin yükselen deniz seviyeleri nedeniyle 2050 yılına dek 162 milyar dolarlık bir zararla karşılaşabileceği konusunda uyarılarda bulunuyor. Geçtiğimiz hafta şehre yönelik iddialı bir iklim planı açıklandı. Plana göre Mumbai’de, 2030’a dek elektriğin yarısı yenilenebilir kaynaklardan sağlanacak. Yurttaşların ısı stresiyle başa çıkmalarını sağlamak amacıyla sel savunması desteklenecek ve şehri kaplayan yeşil örtü genişletilecek.