Bir süre önce “Cadde güle güle nasıl kullanılır?” diye bir yazı elime geçti. “Akdeniz Gazetesi” yazarlarından Haluk Üncel, Antalya Belediyesi’nin çalışmalarını sorguluyordu. “Antalya’yı Cadde Cadde Güzelleştiriyoruz” programı kapsamında kent merkezinde caddelerin yeniden düzenlenmesini bir belediye çalışması olarak yetersiz buluyor, belediyelerin “büyük projeler” yapması gerektiğini yazıyor.
“… Diğer illerdeki Büyükşehir Belediyeleri’nin yaptığı gibi, raylı sistem, yeni yollar, stadyumlar, kentin insanının rantını yükselten yatırımlar, hizmet binaları gibi daha pek çoğunu söyleyebileceğimiz, Büyükşehir’in yapması gereken büyük projelerden hangisi Antalya’da görülmektedir?”
(…) Büyükşehir Belediyesi dört yıldır halkın önüne hangi büyük projeyi koymuştur veya gerçekleştirmiştir? (…) Güllük Caddesi’ni bir görün, Işıklar Caddesi’ni ışıl ışıl yaptık, Mehmet Akif Caddesi’nin 100 metrelik kısmında harikalar yarattık… Ve tüm bunları bilboard yapıp kentin her bir köşesine koyacak, üstüne de ‘Caddenizi güle güle kullanın’ yazacak. Çözemediğim bir caddenin nasıl ‘güle güle’ kullanılacağı…”
Bugün Türkiye’de hükümette ve yerel yönetimlerde büyük bir “çılgın proje” merakı var. Yap-işlet-devret ve kamu özel ortaklık çerçevesinde büyük yatırımlar yapılıyor ve bunların kentin, bazı kişi ve kuruluşların “rantını yükselten” projeler olduğu bir gerçek. Ama bunların çok azı kentlinin yaşam kalitesini iyileştirmeye yarıyor. Aksine bu yatırımlar belediyelerin büyük borçlar altında zorlanmasına neden oluyor. “Mahalli idarelerin Hazineye olan 13,6 milyar liralık borcu, Hazine alacaklarının yüzde 66’sına karşılık geliyor” (Hürriyet Ekonomi).
Dünyanın en yaşanabilir kentlerinin başarısına baktığımızda büyük rant projeleri, büyük yatırımlar karşımıza çıkmıyor. Kenti yaşanabilir kılan en önemli iki unsur: İnsan odaklı, sürdürülebilir kalkınma politikaları ve katılımcı demokrasiye dayalı, şeffaf yerel yönetimler.
Belediyelerin insan odaklı politikalarına baktığımızda ise, kent merkezinde yaya altyapısının iyileştirilmesi önemli bir yer tutuyor. Kaldırımların genişletilmesi, merkezde araç trafiğinin azaltılması ve hızın düşürülmesi; kaldırımların engellilerin kullanabileceği şekilde detaylandırılması; cadde aydınlatması, çoluk çocuk tüm insanların güven içinde dolaşmasını sağlıyor. Caddeleri güzelleştirme çalışmaları caddelerin güle güle kullanılmasını, kent merkezinin cazibe merkezi haline gelmesini sağlıyor. Neşeli, keyifli kent merkezlerinde buluşan arkadaşlar; bankta oturmuş sohbet edenler; tanıdıklarla selamlaşan, beraber dolaşan aileler kentte sosyal birlikteliği güçlendiriyor, kentli olma duygularını güçlendiriyor. Kentin yaşam kalitesini artırıyor.
Bu durumda insanlar kent merkezinde daha çok vakit geçiriyor ve kent merkezindeki esnaf daha fazla iş yapmaya başlıyor; kente daha çok para kalıyor. Arabayla kent merkezinden geçen insanlar park edebilecekleri AVM’lerde alışveriş yapmayı tercih ediyor. AVM’lerdeki dükkanlar, ağırlıklı olarak merkezi dışarda olan zincir mağazalar olduğundan, oralarda yapılan harcamalar kent dışına akıyor, kent ekonomisine katkısı daha az oluyor.
Kent Ekonomisi Böyle Güçlenir
Bildiğiniz gibi, New York’ta son yıllarda ulaşım politikalarında yayalaştırma ve bisiklet çalışmalarına ağırlık verildi. Bu stratejinin ulaşımı rahatlatmanın yanı sıra kentin ekonomisine de büyük katkıda bulunduğu, New York Ulaşım Dairesi’nin “The Economic Benefits of Sustainable Streets” araştırmasıyla ortaya çıktı. Fotoğraf ve grafiklerde verdiğim örnekler, New York’un Bronx ve Brooklyn ilçe merkezlerinde yaya altyapısı iyileştirildikten sonra bu caddelerdeki dükkanların ekonomik durum incelemesinin sonuçları.
New York Ulaşım Daire Başkanı Janette Sadık Khan şöyle diyor: “İyileştirilen caddeler insanları kent merkezine çekiyor, hareketliliği sağlıyor. Kentte sosyal kaynaşma gelişiyor, kent halkına hizmet veren işyerleri ve kentin ekonomisi bir bütün olarak güçleniyor.”
İyileştirmenin yapıldığı caddelerdeki yerel esnafı ile diğer bölgelerdekilerin kazançları karşılaştırıldığında, birinciler lehine ciddi bir artış görülmüş. Resimlerden de görüldüğügibi, bu iyileştirmeler büyük harcamaları gerektirmiyor: Güvenli yaya ve bisiklet altyapısı, genişletilmiş kaldırımlar, yeşillendirme ve trafik akışının kontrol altına alınması. Bu basit dokunuşlarla sokaklar daha davetkar hale geliyor ve insanlar kent merkezinde daha uzun kalıyorlar.
GEHL Mimarlık Şirketi’nin, Brighton, İngiltere’de yaptığı araştırma da benzer sonuçlar vermiş. Cadde üzerinde iyileştirmeler yapıldıktan sonra yaya trafiğinde %62 artış; araç trafiğinde %93 azalma gerçekleşmiş ve insanların kent merkezinde kalma süreleri de %600 artmış.
Toparlamak gerekirse: Yaşam kalitesi yüksek, hareketli, keyifli kentler için çılgın projelere büyük yatırımlar yapmak gerekmiyor.
Kentte yaşamanın en büyük keyfi sosyal yaşantısıdır. Caddelere yapılan insan odaklı yatırımlar caddelerin güle güle kullanılmasını sağlıyor, insanları merkeze çekiyor… İnsan insanı çekiyor, aileler, arkadaşlar, kent merkezinde buluşuyor, kentli olmanın tadını çıkartıyor. Kentin sosyal dokusu ve yerel ekonomi güçleniyor.
İşte Haluk Bey, caddeler güle güle böyle kullanılıyor.
Sibel Bülay