Temiz Hava Hakkı Platformu, baca gazı arıtımı ve kül depolama sahalarının mevzuata uygun hale getirilmesi için gerekli altyapı yatırımlarını tamamlamayan kömürlü termik santralların çalışmasına izin verilmemesi çağrısında bulundu.
Temiz Hava Hakkı Platformunun yayımladığı çarpıcı görüntüler, geçici faaliyet belgesi alarak 2020 yılından beri çalışmaya devam eden santralların bazılarından hâlâ siyah dumanlar yükseldiğini gözler önüne serdi.
Ayrıca pek çok santralın, kül depolama sahasının yol açtığı kirliliğin suya ve toprağa karışmasını önleyemediği halde çalışmaya devam ettiğine vurgu yapıldı. Santralların geçirimsiz zeminli kül depolama sahası olmadan çevre izni almalarına olanak tanıyan “Atıkların Düzenli Depolanmasında Dair Yönetmelik”in Geçici 3’üncü maddesinin iptali talebiyle açılan davalarda yürütmeyi durdurma kararı verildiğini hatırlatan Platform, çevre yatırımlarını tamamlamamış tüm santralların faaliyetlerinin acilen durdurulmasını talep etti.
Santrallar Salgın Zamanı Halk Sağlığını Tehdit Ediyor
Platform temsilcileri, muafiyet süresi dolan santralların çevre izni alabilmek için gerekli yatırımları yapıp yapmadığının kamuoyuyla paylaşılmadığını belirtti. Geçici izinlerle çalıştırıldıkları sürede ortaya çıkan emisyon verilerine de aynı şekilde ulaşmanın mümkün olmadığını eklediler. Gerekli yatırımlar tamamlanmadan santralların çalışmaya devam etmesinin, temiz havanın hayati değerinin daha iyi anlaşıldığı COVID-19 salgını sürecinde halk sağlığı öncelikleriyle bağdaşmadığının altı çizildi.
Muafiyetler Veto Edilmişti Ama Yatırımlar Hâlâ Yapılmadı
Temiz Hava Hakkı Platformu Koordinatörü Buket Atlı “Altı yıl boyunca çevre yatırımlarını tamamlamamış olan kömürlü termik santrallara iki yıl daha ek muafiyet verecek yasa teklifi 2019 yılında, toplanan yüz bin imza ve sivil toplum kuruluşlarının tepkileri sonucu veto edilmişti. Ancak, Ocak 2020’de kapatılan santrallar, çevre ve halk sağlığı için yapmaları gereken yatırımlar tamamlanmadığı halde tekrar açıldı ve çalışmaya devam ediyor. Halk sağlığını korumak amacıyla santrallara daha fazla muafiyet verilmeyeceği söylenmiş olmasına rağmen, gerekli yatırımlarını tamamlamamış santrallara geçici izinler ve ek süreler verilerek havamızı kirletmelerine göz yumuluyor” dedi.
Atlı, kül depolama alanlarını mevzuata uygun hale getirmeyen santrallara da değinerek; “Mevcut kömürlü termik santralların küllerin geçirimsiz zeminli sahalarda depolanması konusunda da altyapı yatırımlarının yapılması gerekiyordu. Fakat, santrallara tanınan altı yıllık muafiyetin bitmesine beş gün kala yapılan ani bir yönetmelik değişikliğiyle kül depolama alanlarında gerekli çevre yatırımlarını sağlamayan santralların çalışabilmesinin önü açılmıştı. 2020 yılında sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütleri tarafından açılan davalarda söz konusu yönetmelik değişikliğinin; çevreye telafisi mümkün olmayacak zararlar verecek olması gerekçesiyle madde hakkında yürütmeyi durdurma kararı verildi. Kül depolama sahası yatırımları yapılmadığı halde yönetmelik değişikliği kapsamında çevre izni alabilmiş santralların izinleri artık geçerli değil ve derhal faaliyetlerinin durdurulması gerekiyor” dedi.
Afşin’de Kara Kar
Kahramanmaraş Elbistan – Afşin Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu Üyesi İbrahim Yalçın “Filtre yapıldığı söylenerek açılan Afşin A santralının iki ünitesi de Haziran ayından beri her gün eskisi gibi kül saçmaya devam ediyor. 2020’de santral kapandığında yıllar sonra ilk defa beyaz kar görmüştük ama bu kış yine Afşin’e kara kar yağdı. Çevre ve Şehircilik Bakanı ‘Biz izliyoruz, eğer limitler aşılırsa kapatırız’ demişti. Fakat burada santralların çalıştığı her gün zehirleniyoruz. Temiz hava için daha kaç yıl beklememiz lazım? Gerekli yatırımlar yapılmadan, sürekli yeni izinler vererek bu santralların çalışmalarına izin vermeyin” dedi.
Makine Mühendisleri Odası Enerji Grubu Üyesi Orhan Aytaç, “2019 yılından beri çevre izni veya geçici faaliyet belgesi alan santralların hangi yatırımları yaptığını ve ulusal limitlere uyup uymadığını bilmiyoruz. Sahadan, yerel basından ve sektör dergilerinden aldığımız bilgilere göre, yılbaşında kapatılan ancak Haziran 2020’de tüm veya bazı ünitelerine geçici faaliyet belgesi verilen Afşin-Elbistan A, Seyitömer, Tunçbilek, Çatalağzı, Soma B ve Kangal santrallarına yalnızca kükürt giderimi için geçici ‘kuru soğurucu püskürtme’ sistemi monte edildi. Başka bir iyileştirme yapılmadı. Santrallara buldukları bu ‘geçici’ çözüm, ülkemizdeki kömürün kükürt oranı ve yandıktan sonra oluşan kül miktarı çok fazla olduğu için verimli değil” dedi.
Aytaç, Kahmaramanmaraş’ın Afşin ilçesinde artık kronik hale gelen hava kirliliğine de değindi: “Afşin’de Greenpeace Akdeniz tarafından 5 Ekim – 11 Kasım 2020 arasında dört farklı yerde yapılan 24 saatlik hava kirliliği ölçüm sonuçları, bazı günler kanserojen olan kirleticilerin Dünya Sağlık Örgütü’nün önerdiği limitlerinin (PM10) tam 16 katına kadar aşıldığını gösteriyor. Türkiye’deki santrallarda kullanılan elektrofiltreler, kurulan “geçici” sistemin getirdiği ilave toz yüküne göre tasarlanmadığı için, hem kükürt salımı gerektiği kadar azalmıyor hem de eskisinden de fazla toz salımı olabiliyor.”
Temiz Hava Hakkı Platformu, 30 yılı aşkın süredir çalışan ve ekonomik ömrünü doldurmuş kömürlü termik santralların; yıllarca tanınan muafiyetler nedeniyle Çanakkale, Kütahya, Manisa, Muğla, Zonguldak, Kahramanmaraş, Sivas ve Muğla illeri başta olmak üzere Türkiye’nin pek çok yerinde hava, toprak ve suyu kirletmeye devam ettiğini vurguladı. Bu illerdeki çevre kuruluşları tarafından muafiyetlerin uzatılmaması için 2019 yılında başlatılan ve 105 bin kişiye ulaşan imza kampanyasının devam ettiği belirtildi. Şubat ayında duyurulan bir araştırmaya göre, her gün 13 kişinin yaşamını kaybetmesine sebep olan Türkiye’deki kömürlü termik santralların; kimsenin istihdam sorunu yaşamayacağı adil bir geçiş planı ile emekli edilmesi çağrısı yapıldı.