Ecologist’te yayımlanan yeni bir makale, çevre savunucularına desteği büyütmeyi doğrudan etkileyen sonuçları ve bugüne kadar meydana gelmiş çevresel çatışmaların en geniş analizini ortaya koyuyor.
Haber: EnvJustice
Çeviri: Onur Yılmaz
Fosil yakıtların çıkarılmasına, açık döküm madenciliğine, ağaç plantasyonlarına, hidroelektrik barajlarına ve topraktan materyal çıkarmaya dayalı diğer endüstrilere ve de ayrıca atıkların yakma veya boşaltma şeklinde bertaraf edilmesine karşı sayısız yerel hareketin birleşiminden oluşan, çevre adaletini sağlamak için çalışan küresel bir hareket bulunuyor.
Bu, yoksulların ve yerli halkların çevreciliği. 1980’lerde ABD’nin güneyinde, ağırlıklı olarak siyah, Latin ve yerli halkların yaşadığı alanlarda haksız, orantısız sosyo-çevresel etkilere karşı gelişen hareketlerden “Çevresel adaleti” adını aldı.
Yok edici kaynak kullanımını protesto eden çevre savunucuları, küresel sürdürülebilirlik ve çevre adaleti için gerçekten de umut veren bir güç. Ancak aktivizminin ağır bir bedeli var: Savunucuların birçoğu kriminalize edilme, şiddet ve hatta cinayet tehlikeleriyle karşı karşıya kalıyor.
Politikalar
Bunlar, çevre savunucularının daha fazla desteklenmesini sağlamak için doğrudan etkileri olacak bulgular içeren ve bugüne kadar meydana gelmiş çevresel çatışmalara dair en geniş analizi sunan EJAtlas çalışmasına dayanan EnvJustice (Çevre Adaleti) ekibinin yayınladığı yeni bir makalenin bulguları.
Global Çevre Değişimi dergisinde (Global Environmental Change) yayınlanan makale dünya çapında yaklaşık 3000 vakayı ele alıyor. Bu hareket hakkındaki bilgilerin büyük bir kısmı akademisyenlerden ziyade aktivistlerden geliyor.
Makalede öne çıkan noktalar şöyle özetlenebilir:
Dünyada neden bu kadar çok çevresel çatışma var?
Çevre savunucuları, özellikle de yerli halklar, genellikle şiddete maruz kalıyor.
Bu tür yerel hareketler çevreyi savunmada ne sıklıkla başarılı oluyor?
Latin Amerika’daki OCMAL (Observatorio de Conflictos Mineros-Maden Çatışmaları İzleme Merkezi) gibi yapılarda yer alan aktivistler, OIlwatch ve 1980, 1990’larda ortaya çıkan diğer örgütler gibi çatışmaların haritalarını çıkarmaya başladılar.
Başka bir sivil toplum kuruluşu olan Küresel Tanık (Global Witness), çevreyi ve yaşam alanlarını savunurken öldürülen çevre savunucularının isimlerinin bir izlencesini tutuyor. Bu veriler, BM’den veya akademik bir kuruluştan gelmiyor.
Çevre adaleti için küresel hareket şimdiye kadar merkezi bilgi alanlarını işgal ederek kamu politikaları öneren uluslararası konferansların (COP) ve panellerin (IPCC, IPBES) etrafında faaliyet gösteriyor.
Dönüm Noktaları
Yeni makale, dünya çapında yer alan yerel çevre hareketlerinden ilham alıyor. Faaliyetlerini, başarısızlıklarını ve başarılarını daha görünür hale getirerek onları desteklemeyi hedefliyor.
Akademisyenler olarak, Bir Küresel Çevre Adaleti Hareketi olarak EJAtlas (www.envjustice.org) başlıklı araştırmamız ERC Advanced Grant (2016-21) tarafından destekleniyor.
Açık erişimli Çevre Adaleti Atlası (www.ejatlas.org), 2011 yılında ICTA-UAB Üniversitesi’nde (Barselona) daha önce Avrupa tarafından finanse edilen bir proje olan EJOLT’da başladı. Mayıs 2020’ye gelindiğinde ekolojik çatışmaların dağılımını içeren 3155 veri girişine ulaştı.
Her girdi, bir açıklama, bilgi kaynakları ve birçok kodlanmış değişken içeriyor. Daniela Del Bene tarafından koordine edilen, Leah Temper ve J. Martinez-Alier tarafından yönetilen proje, yüze yakın katkı sunanla birlikte yapılan ortak bir çalışma. Bu makalenin yazarları, başlıca katkı sunanlar arasında.
Küresel Çevre Adaleti Atlası’nın sonucu olan bu makale, istatistiksel ve karşılaştırmalı politik ekoloji alanında bir dönüm noktasıdır.
Şiddet
Çevresel çatışmaların ve çatışmalara dahil olan çevre savunucularının özelliklerine ve bunların harekete geçmedeki başarılı stratejilerine ışık tutan nicel analizler sunuyoruz.
Çevre savunucuları çoğunlukla şiddet içermeyen protesto biçimlerini kullanan kırılgan grupların üyeleridir. Küresel olarak vakaların %11’inde çevreyi ve geçim kaynaklarını savunarak çevresel olarak yıkıcı ve toplumsal olarak çatışmalı projelerin durdurulmasına katkıda bulundular.
Önleyici hareketlilik, protesto çeşitlendirme ve hukuki süreç stratejilerini birleştirmek, bu başarı oranını %27’ye kadar artırabilir.
Bununla birlikte, dünya çapında savunucular aynı zamanda yüksek oranda kriminalize edilme (vakaların % 20’si), fiziksel şiddet (%18) ve suikast (%13) tehditleriyle karşı karşıyalar ve bu oranlar yerli halklar söz konusu olduğunda önemli ölçüde artıyor.
Çevrenin daha sürdürülebilir ve toplumsal açıdan adil kullanımı için aşağıdan yukarıya tüm hareketlerin, dünya çapında tüm gelir gruplarından ülkelerde gerçekleştiğini ve bu hareketliliğin, sürdürülebilirlik için umut vadeden bir güç olarak çeşitli biçimleriyle yerel çevreciliğinin ortaya çıkışına tanıklık ettiğini görüyoruz.
Haberin aslına buradan ulaşabilirsiniz.
Bizi sosyal medyada takip etmek için tıklayın: LinkedIn | Instagram | Twitter | Facebook