#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Çiftçinin Kuraklık Endişesi Büyüyor, Su Alanlarında Bakteriler Artıyor

Türkiye’nin tahıl ambarı olarak bilinen Konya Ovası, kuraklıkla karşı karşıya. Karatay Ziraat Odası Başkanı Rıfat Kavuneker, önümüzdeki günlerde yağış olmazsa Aralık ayında çimlenen ürünün çürümeye başlayacağını söyledi.

2 milyon 200 bin hektarlık ekim alanına sahip Konya’da, yılda yaklaşık 2,5 milyon ton buğday üretiliyor. Bu nedenle de ‘Türkiye’nin tahıl ambarı’ olarak biliniyor.

Konya’ya geçen yıl temmuz-aralık döneminde 80 mm yağış düşerken, bu sene 30 mm yağış düştü. Kuraklık tehlikesi olan kentte, geçen ayki 2 günlük yağış ovadaki mahsulün çimlenmesine neden oldu. Ancak yağışların sürekli olmaması tarladaki ürünleri çürümeyle karşı karşıya getirdi.

2021’de Daha Vahim Bir Durum Bekliyor Diyebiliriz

Karatay Ziraat Odası Başkanı Rıfat Kavuneker, çiftçinin yağışların devamının gelmemesi nedeniyle sıkıntıya girdiğini söyledi: “Maalesef, arazilerimiz ektiğimiz şekliyle duruyor. Ürünler, geçen günlerdeki yağışla çimlendi ama henüz bir çıkış gösteremedi. Ürünler için bu daha tehlikeli. Eğer yağışın devamı gelmezse bu durum çok daha tehlikelidir. 2021 yılında çok daha vahim bir durum bekliyor diyebiliriz. Önümüzdeki 15-20 gün içerisinde yağış olursa kurtarma ihtimali var.”

Elde bulunan stokların bu yılın yaz aylarına kadar yetebileceğini anlatan Kavuneker, şunları söyledi: “2020 yılında kaldırdığımız ürünler, bizi 2021’in Ağustos ve Eylül aylarına kadar rahat bir şekilde götürür. Ancak sonra sıkıntı başlar. Çok acilen su tüketimiyle ilgili tedbirler almamız lazım. Hızlı bir şekilde gerekirse kampanya başlatılarak su tasarrufu yapılması lazım. Su tüketimlerinin sınırlandırılması lazım. Bırakın tarımsal sulamayı, ülkede içme suyu tehlikeye giren 3-4 tane büyük ilimiz var. Bugün çöpe attığımız ekmek kadar ekmeği bile bulamayabiliriz. Tavaya dökecek yağı bulamayabiliriz. Çünkü bahar ayında da kurak giderse, ay çekirdeği ve mısırdan elde ettiğimiz yağlar da olmayacak. Çok büyük bir sıkıntıya doğru gidiyoruz. Şimdiden tedbirlerimizi almamız lazım.”

Su Kaynaklarında da Bakteri Artışı Görülüyor

Kuraklıkla birlikte kirlilik tehdidinin arttığı su kaynaklarında mavi-yeşil alg de denilen siyanobakteri artışı görüldü. Uzmanlar bu bakterilerin siyanotoksin de ürettiğine; insan ve hayvan sağlığına zararlı olduğuna dikkat çekerek uyarılarda bulundu.

Türkiye Tabiatını Koruma Derneği (TTKD) bilim danışmanı ve göl uzmanı Dr. Erol Kesici, mavi-yeşil alglerin suların azalmasıyla genellikle mayıs-eylül ayları arasında görülürken, artık kasım-aralık aylarında bile ortaya çıkabildiğini söyledi.

Su kaynaklarında azalma ve güneş ışınlarının etkisiyle bakterilerin koloniler oluşturduğunu anlatan Dr. Kesici, “Suların bezelye çorbası kıvamına dönüşmesine neden olmakta. Eğirdir, Beyşehir gibi doğal göllerde bile aralık ayında mavi-yeşil alg dediğimiz siyanobakteri artışları görülüyor” dedi.

Dr. Kesici, bu suları hayvanların içmemesi gerektiğine dikkat çekerek şu bilgileri verdi: “Bu tür sular özel bir sistemle arıtılmalı. Hayvanların su ihtiyacı da buralardan karşılanmamalı. Soruna karşı ilk adım, göl, gölet gibi su kaynaklarının, bölgesel ve ekolojik özelliklerini çok iyi bilmek. İkincisi doğal göllerde tarımsal kirlilik ve sirkülasyonunu engellemek.”

İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Meriç Albay ise sağlık için zararlı olan bu artışlar için kurumlara çağrıda bulunarak şöyle dedi: “Ülkemizde daha önce ağustos-ekim ayları arasında gördüğümüz siyanobakteri artışı aralık ayı sonunda ortaya çıktı. Değişen iklim şartları nedeniyle su yönetimi ile ilgili yetkili kurumlar siyanotoksin yönetimini öncelikli ele almalı.”

EkoIQ Editör