Pekin +30 ilerlemenin değerlendirilmesi, politika ve yeni uygulamaların gözden geçirilmesi, kapsayıcı yaklaşımların güçlendirilmesi, yeni hedeflerin belirlenmesi ve küresel bir farkındalık ve eylem çağrısı yapılması adına bir fırsattır.
Gülin YÜCEL, Brika Sürdürülebilirlik, gulin@brikasurdurulebilirlik.com
Tüm dünya ülkelerinin 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’nde kız çocuklarına ve kadınlara verilen sözleri yerine getirmesi için yalnızca altı yılı kaldı. Geçtiğimiz günlerde Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreter Yardımcısı ve Kadın Birimi İcra Direktörü Sima Bahous, Türkiye’ye bir ziyarette bulunarak kamu ve özel sektör yetkilileri, kadınların öncülüğündeki sivil toplum kuruluşları ve BM temsilcileriyle görüşmelerde bulundu. BM Kadın Örgütü tarafından amacının “Türkiye’de toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadının güçlenmesine yönelik desteği tartışmak ve daha da artırmak” olarak belirtilen ziyarette, paydaşlarla stratejik toplantıların yanı sıra 6 Şubat 2023 depreminden etkilenen illerde hayatta kalan kadınlarla bir araya gelerek, felakete müdahalede kadınların liderliğinin öneminin ve toplumsal cinsiyete duyarlı iyileşmeyi sağlamak için sürekli işbirlikçi çaba ihtiyacının vurgulanacağı belirtilmişti.
Bu görüşmelerin birine, KAGİDER’i (Kadın Girişimciler Derneği, Türkiye) temsilen katıldık. Toplantıda Sima Bahous sivil toplum temsilcilerine şu mesajlarda bulundu:
- Sürdürülebilir Kalkınma Amacı 5 (SKA 5) en önemli BM Sürdürülebilir Kalkınma Amacı’dır. Bu gerçekleşmez ise diğer hedeflerin gerçekleşmesi tehlike altına girer.
- Kadın gündemi açısından içinde bulunduğumuz dönemde tüm dünyada zor koşullar yaşanıyor.
- Önümüzdeki yıl, 1995’te Pekin’de düzenlenen Dördüncü Dünya Kadın Konferansı’nda imzalanan, Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu’nun (dünya genelinde kadın hakları ve cinsiyet eşitliği konusundaki en kapsamlı ve etkili belgelerden biri olan anlaşmadır) 30. yılı. Pekin +30’da BM Kadın Birimi bir politika bildirimi yapacak.
Ziyaretin temelinde bu bildirime baz olacak görüşmelerin yapıldığını söyleyebiliriz.
Pekin Deklarasyonu kadınların güçlendirilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması amacıyla 12 kritik alanı adresliyor: Kadın ve yoksulluk, eğitim ve öğretim, sağlık, kadına yönelik şiddet ve silahlı çatışma, ekonomik güçlenme, karar alma süreçlerine katılım, insan hakları, medya temsiliyeti, çevresel koşullar, genç kızların güçlendirilmesi ve kurumsal mekanizmalar. Bu durumda Pekin +30 ilerlemenin değerlendirilmesi, politika ve yeni uygulamaların gözden geçirilmesi, kapsayıcı yaklaşımların güçlendirilmesi, yeni hedeflerin belirlenmesi ve küresel bir farkındalık ve eylem çağrısı yapılması adına bir fırsattır. Bu noktada ilgili kalkınma amacını (SKA 5), ne noktada olduğumuzu ve neler yapılması gerektiğini değerlendirmek faydalı olabilir.
Niye SKA 5 En Önemli Hedeftir?
SKA 5, diğer birçok SKA’yı destekleyen ve tamamlayan bir amaç olarak öne çıkar. Örneğin, eğitimde eşitlik sağlamak (SKA 4), sağlık ve refahı artırmak (SKA 3) ve yoksulluğu azaltmak (SKA 1) gibi hedeflere ulaşmak, cinsiyet eşitliğinin sağlanmasıyla daha kolay hale gelir. Cinsiyet eşitliği;
- Temel bir insan hakkıdır. Tüm bireylerin cinsiyetleri ne olursa olsun eşit haklara ve fırsatlara sahip olmaları gerektiği inancı, adil ve insancıl bir toplumun temel taşını oluşturur. Kalkınmanın ve toplumsal ilerlemenin tüm alanlarında çarpan etkisi yaratır.
- Ekonomik büyümeyi ve sürdürülebilir kalkınmayı destekler. Kadınların iş gücüne eşit katılımı, ekonomik üretkenliği artırır ve ekonomik çeşitliliği teşvik eder. Kadın girişimciler ve iş liderleri, inovasyon ve ekonomik kalkınmada önemli rol oynar.
- Toplumsal adaletin ve refahın temel bir bileşenidir. Eşitlik, toplumsal barışı ve uyumu destekler, ayrımcılığı ve eşitsizliği azaltır. Kadınların güçlendirilmesi, daha sağlıklı ve daha eğitimli nesiller yetiştirilmesine katkı sağlar.
- Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetin ve ayrımcılığın önlenmesinde kritik bir rol oynar. Kadınların haklarının korunması ve şiddetle mücadelede güçlendirilmesi, toplumsal güvenliği ve refahı artırır.
- Küresel denge ve sürdürülebilirlik için hayati öneme sahiptir. Kadınların ve kız çocuklarının eşit haklara sahip olduğu bir dünya, daha dengeli ve sürdürülebilir bir küresel toplum yaratılmasına katkıda bulunur.
Altı Yıl Kala, Ne Noktadayız?
BM Kadın Birimi ile BM Ekonomik ve Sosyal İşler Departmanı tarafından hazırlanan “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nda İlerleme: 2023 Cinsiyet Anlık Görüntüsü” raporunun 2023 baskısı, 17 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı genelinde cinsiyet eşitliğini takip ederek şu engel ve eksiklikleri raporladı:
Liderlikte Kadınların Eksikliği
Parlamentodaki sandalyelerin yalnızca %27’si, yerel yönetimlerdeki sandalyelerin %36’sı ve yönetim pozisyonlarının %28’i kadınların elindedir. Bu durum, karar alma süreçlerinde farklı bakış açılarının eksikliği, kapsamlı politika oluşturmanın önünde engel teşkil etmektedir.
Yoksulluk ve Ekonomik Fırsatların Eksikliği
2030 yılına kadar 340 milyondan fazla kadın ve kız çocuğunun aşırı yoksulluk içinde yaşayacağı tahmin ediliyor. Bu, küresel kadın nüfusunun %8’inin günde 2,15 ABD dolarından daha az bir gelirle hayatta kaldığını göstermektedir. Yoksulluktan çıkış yolunun sağlanması için sosyal korumaya, insana yakışır işe erişime ve diğer destek sistemlerine acilen ihtiyaç var.
İşyerinde Ayrımcılık ve Eşitsizlikler
Çalışma çağındaki erkeklerin %91’i iş gücüne katılırken bu oran kadınlarda yalnızca %61’dir. Bu hem ekonomik büyümeyi hem de toplumsal ilerlemeyi etkilemektedir. Ötesinde, 2019’da erkeklerin emek gelirinden kazandığı her 1 dolar karşılığında kadınlar yalnızca 51 sent kazanmıştır.
Ücretsiz Bakım İşlerinde Dengesizlik
2050 yılına gelindiğinde kadınların dünya genelinde ücretsiz bakım işlerine erkeklerden %9,5 daha fazla zaman (günde 2,3 saat daha fazla) harcıyor olacakları tahmin edilmektedir. Bu da kadınların eğitimde, istihdamda ve diğer fırsatlarda daha az yer almaları anlamına geliyor.
Sosyal Normlar ve Kültürel Uygulamalar
Çocuk yaşta evlilik ve kadın sünneti gibi zararlı uygulamalar devam ediyor. Dünya çapında her 5 genç kadından 1’i, 18 yaşından önce evleniyor. Çocuk evliliklerinin yaygınlığı, ilave yasal korumaların gerekliliğine dikkat çekiyor.
Eğitim ve Sağlık Hizmetlerine Yetersiz Erişim
2030 yılına kadar 110 milyon kız çocuğunun ve genç kadının okula gidemeyeceği tahmin ediliyor. Anne ölümlerinin azaltılmasında ve eğitim fırsatlarının genişletilmesinde ilerlemenin durması, 2030 hedeflerine ulaşmak için hedefe yönelik müdahalelerin yapılmasını gerektiriyor.
Gıda Güvensizliği
2030 yılına kadar kadınların ve kız çocuklarının yaklaşık %24’ünün orta ila şiddetli gıda güvensizliği yaşaması bekleniyor. Arazi ve kaynaklara erişimi artırarak kadınların gıda ve tarım sistemlerinde güçlendirilmesi, gıda güvenliği ve ekonomik büyümenin sağlanması açısından hayati önem taşıyor.
Kadına ve Kız Çocuklarına Yönelik Şiddet
Her yıl 245 milyon kadın ve kız çocuğu, birlikte olduğu partnerler tarafından fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kalıyor. Yaşlı kadınlar aynı zamanda yaşlı erkeklere göre daha yüksek oranda yoksulluk ve şiddete maruz kalıyor.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Girişimlerine Yetersiz Finansman
Toplam ikili yardımın yalnızca %4’ü toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadınların güçlendirilmesine ayrılıyor. 2030 yılına kadar toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için gereken ek yatırımın yılda 360 milyar dolar olacağı tahmin ediliyor.
Yasal Engeller ve Yetersiz Uygulanan Mevzuat
En az 28 ülkede kadınlara eşit evlenme ve boşanma başlatma hakkı tanıyan yasalar bulunmuyor ve 67 ülkede kadınlara karşı doğrudan ve dolaylı ayrımcılığı yasaklayan yasalar bulunmuyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik edecek mevzuatın mevcut olduğu durumlarda, etkili uygulama hâlâ bir zorluk olmaya devam etmekte.
Temiz Enerji ve Sanitasyona Erişim Eksikliği
2030 yılına kadar tahmini 341 milyon kadın ve kız çocuğunun elektrikten mahrum kalacağı öngörülüyor. Oysaki evrensel erişim, yoksulluğu önemli ölçüde azaltabilir ve kadınların sağlığını iyileştirebilir. Özetle, SKA 5’in “en önemli” olarak görülmesinin sebebi, yukarıda belirtilen nedenlerle, yalnızca kadınlar ve kız çocukları için değil, tüm insanlık için daha iyi, daha adil ve sürdürülebilir bir gelecek sağlama potansiyelinden kaynaklanmaktadır. Cinsiyet eşitliği, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın merkezinde yer alır ve tüm bireylerin yaşam kalitesini iyileştirir. Pekin +30, ülkelerin cinsiyet eşitsizliği ve eşitsizliklerin giderilmesi konusunda taahhütlerini gözden geçirmeleri ve 2030 Gündemi’ne yönelik icraatlarını derinleştirmeleri ve hızlandırmaları konusunda bir fırsattır. Bu gündem yalnızca devletleri değil, toplumun tüm kesimlerini ilgilendirir. Özel sektör, sivil toplum örgütleri ve tüm kurumlar bu gündemde kendilerine düşenleri yapmalı; taahhütlerini oluşturmalı veya gözden geçirmelidir. Ve Mart 2025’i beklemeden, bugünden çalışmaya başlamanın öneminin altını çizmek istiyoruz.
Bu yazı, ekoIQ’nun 112. sayısında yayımlanmıştır. Dergiye buradan ulaşabilirsiniz.