Gıda

“Çocuklarımıza Bırakabileceğimiz En Büyük Miras: Doğa Sevgisi”

Organik gıdayla ilgili çalışmalarının yanı sıra radyo programcılığı ve çevreyle ilgili faaliyetlerinden tanıdığımız Aslı Dede, gezegenimizin kahramanlara ihtiyacı olduğunu belirterek “Her birimiz birer kahraman olabiliriz” diyor.

Röportaj: Barış DOĞRU

Sevgili Aslı Dede, seni organik gıdayla ilgili çalışmalarından, radyo programcılığından ve çevreyle ilgili daha birçok faaliyetinden tanıyoruz. Bir süredir ise çocuklara yönelik sürdürülebilirlik içeriğiyle dikkat çeken “Yeşil Çocuk” sitesini hazırlıyorsun. Yeşil Çocuk sitesi nasıl doğdu? Ve bu siteyle neyi amaçlıyorsun?

2006 yılında Türkiye’nin ilk organik ürün sunan e-ticaret sitesinin kurucularından oldum. Doğa dostu üreticiler, çiftçiler, sivil toplum kuruluşu çalışanları, yazarlar ve akademisyenler ile tanıştım. Öğrendiklerimi paylaşmak için 2011’de “yeşil yaşam” radyo programlarına başladım.  2011-2015 yılları arasında, hafta içi-her gün, doğal, organik, ekolojik, sürdürülebilir yaşam konuştuk. “Türkiye’de ve dünyada yeşil yaşam için neler yapılıyor, biz neler yapabiliriz?” sorusunun cevaplarını konuklarımla birlikte aradık. Süreç boyunca her ay EKOIQ Dergisi ile Barış Doğru da konuğum oldu.

2013 yılının 23 Nisan günü radyoya Eko-Okul öğrencisi çocukları davet ettim. Okullarında Eko-Tim üyesi olan çocuklar “Temiz bir dünya istiyoruz” dediler. “Peki, biz büyükler bunun için ne yapıyoruz?” sorusu aklıma takıldı. O gün, çocuklar için bu alanda bir proje geliştirmeye karar verdim.

İ.Ü. SBF Kamu Yönetimi lisans, iletişim yüksek lisans mezunuyum. Yüksek lisans öğrencisiyken çocuk tiyatrosu çalışmalarım oldu. Ve yine o dönemde vekil 3. sınıf öğretmenliği yaptım. Pazarlama iletişimi alanındaki profesyonel kariyerimde çoğunlukla çocuk ve eğitim projeleri için çalıştım.

Çocuk ile yeşili buluşturmak için 2017 yılında YesilCocuk.com sitesini yayına açtım. 2018’de ise Yeşil Çocuk radyo programını hazırlamaya başladım. Program ile 2018 ÇEVKO Yeşil Nokta Basın Ödülü aldım. Çocukları ve büyükleri buluşturan Yeşil Çocuk Festivali’ni düzenlemeye başladım.

Yeşil Çocuk ile amaçlarımızı şu çerçeve içine aldık: Sürdürülebilir yaşam için farklı temalarda çocukların ve yetişkinlerin farkındalıklarını ve yaratıcılıklarını beslemeliyiz. Doğal, ekolojik, sağlıklı, sürdürülebilir yaşam için rehber olmalıyız. Sorumlu üreticiler ve tüketiciler oluşmasına katkıda bulunmalıyız. Bahsettiğim amaçlar doğrultusunda bilgilendirici ve eğlenceli içerikler ve etkinlikler oluşturmalıyız. Sosyal fayda yaratan projeler geliştirmeli ve uygulamalıyız.

Çocuklarla birlikte sürdürülebilirlik oyunları oynuyorsun. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı daha iyi kavramaları için eğitimler veriyorsun. Çocukların konuya olan ilgileri konusunda neler söyleyebilirsin?

Sürdürülebilir Yaşam Okulu projesi 2021 yılında başladı. Öncelikle sürdürülebilir yaşam kültürü oluşması için çalışıyoruz. Çocuk, genç, ebeveyn, öğretmen ve kurum çalışanları için eğlenceli atölyeler düzenliyoruz.

Gezegenimizin kahramanlara ihtiyacı var. Ve her birimiz birer kahraman olabiliriz. “Gezegenin Kahramanları” atölyelerimizde, Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları rehberliğinde ilerliyoruz. Farkındalık geliştiriyoruz. Harekete geçiyoruz. Ve paylaşıp çoğaltıyoruz.

Önceliğimiz çocuklar elbette. Çocuklar için Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları üzerine uzman eğitmen ekibimizle birlikte bir öğretmen ağı kurduk. Türkiye’nin 81 ilinde il temsilcimiz olan gönüllü öğretmenler var. Çocuklara ve ebeveynlerine ulaşıyoruz.

Çocuklar bizim yarattığımız soruların içine doğdu. WWF Küresel Gençlik Ödülü alan İklim Aktivisti Atlas Sarrafoğlu podcast konuğum oldu. Gelecek planlarını ve hayallerini sorduğumda şöyle cevap verdi: “İklim krizini öğrendiğimde 11 yaşındaydım. Toprak, hava, su kirlenirken ve insan yaşamının tehlikede olduğunu bilirken nasıl bir gelecek planı yapabilirim ki?”

2013 yılında stüdyoda konuğum olan yedi yaşındaki Mehmet bana “Biz, bizden sonrakileri düşüneceğiz” dedi. Çocuklar gelecekleri için düşünüyor, harekete geçiyor, üretiyor. Konuya çok ilgililer, bizden çok bilinçliler ve tercihleri de bu yönde olacak. bizlere, “Sunduğunuz ürün ve hizmet dünyamıza nasıl bir etki bırakıyor?” diye soracaklar.

Bizim yaşam biçimimizin olumsuz sonuçlarını gözlemliyorlar ve benzer hataları yapmayacak gibi görünüyorlar.

Çocuklar sürdürülebilirlik hakkında en çok hangi konularla ilgileniyorlar? Ne ilgileri çekiyor?

Sürdürülebilirlik için bütünsel yaklaşım önemli ve biz de 17 Küresel Amaç’ın hepsini kapsayan bir yol izliyoruz. Tüm sürdürülebilirlik amaçları arasında çocukların en çok farkında oldukları ve ilgilendikleri konu ise SKA 13 iklim değişikliği oluyor.

İlkokul derslerinde daha çok Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın çevre boyutu ile ilgili konu ve kazanımları bulunuyor. Bu nedenle SKA 6 Temiz Su ve Sanitasyon, 12 Sorumlu Üretim ve Tüketim, 14 Sudaki Yaşam ve 15 Karasal Yaşam konuları öne çıkıyor.

Çocukların eğitimi tamamen ayrı bir disiplin. Pedagojik olarak bu konuda doğru yaklaşım nasıl olmalı?

Çocuklar öğrendiklerini kolaylıkla hayatlarına geçirir, hatta yetişkinlerden daha hızlı değişebilirler. Önce neden-sonuç ilişkisini anlatalım ve hissetmelerine izin verelim.

Çocuklarımızın doğa ile bağ kurmasını sağlayalım. Bağ kuran ve seven çocuk doğayı korumak için elinden geleni yapmaya çalışır. Biz, uzman eğitmenlerimizin yönlendirmesi ile çocukların bilişsel, sosyal, duygusal ve davranışsal gelişimini destekleyen bir yaklaşım izliyoruz.

Önemli bir sorun da özellikle iklim krizi gibi gerçekten bazen insanı korkutan, durdurulması mümkün görünmeyen, bu nedenle de kaygı yaratan bir ortam olması. Sürdürülebilirlik eğitiminde bu konularda nasıl bir yaklaşım sergilemek gerekiyor sence? Bu konuda nasıl bir yaklaşımı benimsiyorsun?

Tasarım Odaklı Düşünme yöntemi ile çalışıyoruz. Bahsettiğim yöntem, çocukların farklı bakış açılarını ortaya çıkarıp alternatif çözümler yaratmalarını sağlıyor. Atölyelerimizde, çocuklar sürdürülebilirlik hedefiyle geleceği tasarlıyor. Var olan ve olabilecek değişik senaryolar için yeni ve yenilikçi çözümler üretiyorlar. Düşünüyor, hissediyor, harekete geçiyor ve çözüm geliştiriyorlar.

Sürdürülebilirlik anlatırken bu alanda çalışan eğitmenlerin rehberlerinde ilerliyoruz. Örneğin, ekibimizde, “Çocuklar için Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (Y) Etkinlik Kitabı” yazarları Akademisyen Sümeyra Ayık ve Sınıf Öğretmeni Çelebi Kalkan da bulunuyor.

Bir de şunu merak ediyorum: Birçok araştırma, çocukların bu devasa sorunlar nedeniyle aşırı bir kaygı geliştirdiklerini ortaya koyuyor. Kimi zaman bu sıkıntı, eko-kaygı veya eko-anksiyete olarak da tanımlanıyor. Sen çocuklarda bu kaygılı ruh halini hissediyor musun? Neler söylemeyi istersin?

İklim krizi kadar ve hatta daha önemli bir sorun “umut krizi” elbette. Çocukların geleceğe umutla bakmalarını sağlamak için yol gösterici araçlara ihtiyacımız var. Birleşmiş Milletler’in belirlediği Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları bu yolda etkili öneriler sunuyor.

Çocuklarla sürekli iletişimde olan Çelebi öğretmenimiz şöyle diyor: “Çok fazla çocuk ve genç umutsuzluk içinde, tatminsiz ve kayıtsız, umuttan yoksun yaşamlar sürüyor. Eğitimde Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları bunu değiştirmenin bir yolunu temsil eder. Çocuklara umut verirken aynı zamanda hayatlarını ve topluluklarını dönüştürmenin araçlarını da verir. Uygulama araçlarını güçlendirmek ve sürdürülebilir kalkınma yolunda küresel ortaklığı canlandırmak için Sürdürülebilir Yaşam Okulu çatısı altında buluştuk. Gönüllü öğretmenlerle birlikte, katma değeri yüksek çalışmalar yapıyoruz.”

Çocukların geleceğe umutla bakmaları ve yılmadan yürümeleri için ebeveynlerin örnek olup ilham vermeleri çok önemli. Çocuklar yetişkinlerin bu konuda hiçbir şey yapmadıklarını düşünüyor. Önce hevesleniyorlar, sonra yalnızca kendi adımlarının etkili olamayacağını düşünüp değişim için hareket etmekten vazgeçiyorlar. Yalnız olmadıklarını bilmeleri ve hissetmeleri gerek.

Ebeveynler çocuklarının gelecekte yaşayacağı dünyadan endişeli görünüyor ve elbette, çocuklarını korumayı istiyorlar. Öyleyse en etkili adım, yaşam biçimi alışkanlıklarımızı değiştirip çocuklara umut ve esin kaynağı olmamız.

Biz de bu amaçla eğitim psikoloğu, müzisyen Banu Kanıbelli ile 12 ilde 12 sınıfa gönüllü öğretmenlerimiz aracılığıyla online ulaştık. Adana, Antakya, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya, Samsun, Urfa, Zonguldak’ta yaşanabilir bir gelecek için çocuklara hikaye anlattık, birlikte şarkı söyledik. Çocuklar ebeveynlerine, doğa için yapmak istediklerini anlatan bir mektup da yazdılar.

Sürdürülebilir bir gelecek için doğa dostu alışkanlıkları beraber geliştiriyor, gezegenimizi hep birlikte koruyoruz.

Son olarak bu söyleşiyi 23 Nisan Çocuk Bayramı ile denk getirdik. Dünyada çocuklara bir bayram hediye eden ilk ve tek ülkeyiz sanırım. Bu vesileyle Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü de minnetle anıyoruz. Ama hem dünya çocukları hem de ülkemizin çocukları bugün birçok sıkıntı yaşıyor. Ve daha da önemlisi onlara iyi bir gelecek bırakmıyoruz; birçok sorunu miras bırakıyoruz. Bu bağlamda neler söylemeyi istersin?

Evebeynlerimizin ve bizlerin yaşam biçimleri ve seçimlerimizin sonucu bugün çocuklarımıza yeterince iyi bir dünya bırakamıyoruz. Ancak bugün çocuklarımıza bırakabileceğimiz çok önemli ve etkili bir miras var: “Doğa sevgisi”

Eğitimci David Sobel, “Çocuklara doğa eğitiminde kalbin yeri: Ekofobiyi Aşmak” adlı kitabında şöyle diyor: “Eğer çocukların gelişmesini, gerçekten güçlenmelerini istiyorsak o zaman dünyayı kurtarmalarını istemeden önce onu sevmelerine izin verelim.”

Çocukların doğayı sevmesi için evinizin bahçesinden ve sokağınızdaki ağaçlardan başlayabilirsiniz. Doğayı seven insan, kendini ve tüm canlıları sever. Sevince korur. Ve iyi bir gelecek yaratır.

 

About Post Author