COP21’in Ardından…
Paris’te gerçekleşen BM İklim Zirvesi yaklaşık 200 ülkenin imzaladığı anlaşmayla sonuçlandı. Kyoto’nun sona ereceği 2020 yılından sonra yeni küresel iklim politikalarını düzenleyecek olan çerçeveyi belirleyen bu anlaşma tarihin en büyük demokratik başarısı olacak mı, göreceğiz, zaman gösterecek. Ama daha önemlisi, ülkelerin tamamen kendi inisiyatifleri ile belirledikleri emisyon azaltım hedeflerine ne kadar sadık kalacakları. Üstelik bu hedeflerin her beş yıl sonunda tekrar üstünden geçilerek yenilenmesi bekleniyor. İster istemez aklıma şu soru takılıyor: Acaba bu anlaşma ile varılmak istenen 1,5 derece hedefi ve verilen azaltım sözlerini yerine getirebilmek üzere ülkeler, şirketler in yatırımlarını düşük karbonlu teknolojilere doğru kaydırmasını ne kadar teşvik edecek (veya zorunlu kılacak). Zirve sonunda Türkiye için oluşan kritik durum ise iklim fonlarından yararlanma talebinin nasıl gerçekleşeceği ve önümüzdeki dönemde karbon piyasaları ile ilgili nasıl bir gelişme olacağı…
Karbonsuzlaşmanın Getireceği Fırsatlar
Paris Konferansı dünya ve yoksulluk için bir umut getirdi. Ancak atmosfer sıcaklığımızı endüstri devrimi öncesine göre 1,5 derecelik artışla sınırlama yolunda alınacak çok yol olduğu gerçeğini bir kenara atmayalım. Dünya Bankası Başkanı Jim Yong Kim’e göre şimdi önümüzde beş önemli fırsat var: Birincisi, şehir düzeninden gıda üretimine kadar her alandaki gelişime farklı bir yaklaşımla odaklanmak. İkincisi, ihtiyacımız olan temiz enerji dönüşümünü tıpkı dijital devrim hızında ve ölçeğinde gerçekleştirmek. Üçüncüsü, iş dünyasının odağını süratle iklim konusuna çevirmesi. Dördüncüsü karbon fiyatlaması ve ticareti mekanizmalarının küresel ölçekte hızla yayılması (halen 40 ülkede uygulanıyor ve tüm seragazı emisyonlarının sadece %12’sine karşılık geliyor). Ve nihayet sonuncusu da yine küresel ölçekte emisyon azaltımı için gerekli teknolojilerin uygulanması için ihtiyaç duyulan trilyonlarca dolar tutarındaki finansmanın sağlanması. Neticede yaklaşık 200 ülkenin katılımıyla beklentilerin ötesinde bir tarihi anlaşmaya varıldı. Şimdi sıra, gelecek jenerasyonlar için dünyamızı kurtarmak üzere zararlı seragazlarıyla yapacağımız savaşa geldi…
World Bank Climate @WBG_ Climate
https://t.co/64z7MUgrNq
Temiz Enerji Şampiyonu: Çin
Dünyanın en büyük kirleticisi sıralamasında birinci olan Çin, 2014 yılında yenilenebilir enerji alanında yaptığı 89 milyar dolarlık yatırımla da liste başı. Yeşil enerji yatırımı ve sermaye dağıtımı açısından dünyanın en önemli 55 gelişmekte olan ülkesinin performansını baz alan 2015 İklim Ölçüsü Araştırma Raporu’na göre Çin, yenilenebilir enerji projelerine yatırım yapan ülkelerin en büyüğü konumunda bulunuyor. Çin’i Brezilya, Şili, Güney Afrika ve Hindistan takip ediyor. Raporda Çin’in temiz enerji evriminde sadece gelişmekte olan ülkeler alanında değil, aynı zamanda tüm ülkeler için de kritik rol oymamaya devam edeceği vurgulanıyor. Çin, çevreyi kirleten kömür merkezli enerji santrallarının yerine birçok yenilenebilir enerji projelerini hayata geçirmeye başladı ve 2014’te 35GW yeni yenilenebilir enerji yatırımı yaptı.
Enerji Gazetesi @EnerjiGazetesi https://t.co/G45gJ9fOGQ