Mısır’ın tatil beldesi Şarm-el Şeyh’te düzenlenen COP27 zirvesi, iki hafta süren müzakerelerin ardından noktalandı. Zirvede ileriye dönük önemli gelişmeler yaşansa da gerekli birçok adımın atılmadığına dair eleştirilen yönleri de oldu.
Bu yılki BM iklim zirvesinde dünya liderlerinin ziyaretleri, iş dünyası liderlerinin önerileri ve yaklaşık 200 ülkenin iklim değişikliği konusunda küresel eylemin geleceği hakkında müzakereleri yer aldı. İki haftalık müzakerelerde ileriye dönük önemli gelişmeler yaşansa da birçok gerekli adım da atılmadı ve zirvenin eleştirilen yönleri de oldu.
Mısır’ın Şarm el-Şeyh tatil beldesinde düzenlenen COP27 zirvesinden önemli çıkarımlardan bazıları:
Kayıp ve Zarar Fonunun Kurulması Kabul Edildi
Zengin hükümetlerin yıllarca süren direnişinden sonra uluslar ilk kez iklim kaynaklı fırtınalar, seller, kuraklıklar ve orman yangınlarından “kayıp ve zarar” gören gelişmekte olan ülkelere ödeme sağlamak için bir fon kurmayı kabul etti. Müzakerelerin göze çarpan başarısına rağmen paranın nasıl dağıtılacağı ve hangi ülkelerin uygun olacağı da dahil olmak üzere, fonun nasıl yönetileceğine ilişkin ayrıntıları ortaya çıkarmak muhtemelen birkaç yıl alacak.
COP27, Fosil Yakıtlar Konusunda Ağır Eleştiriler Aldı
Nihai COP27 anlaşması, hem daha iddialı ulusal hedefler belirlemede hem de kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtların kullanımını azaltarak iklime zarar veren emisyonları dizginlemede başarısız olduğu için ağır şekilde eleştirildi.
Sonuç metninde “karbon tutma teknolojisine sahip olmayan kömür enerjisinin aşamalı olarak azaltılması ve verimsiz fosil yakıt sübvansiyonlarının aşamalı olarak sonlandırılması” ifadesi yer alırken, Hindistan gibi bazı ülkelerin tüm fosil yakıtlardan kademeli çıkış veya en azından kademeli azaltım talebi yer almadı. Ayrıca açılış konuşmalarından nihai anlaşmanın duyurulmasına kadar, yakın gelecekte fosil yakıtların kullanılması tasdik edildi. Gelecek yılki COP28 iklim zirvesine ev sahipliği yapacak olan Birleşik Arap Emirlikleri Lideri Şeyh Muhammed bin Zayed el-Nahyan, ülkesinin “dünya ihtiyaç duyduğu sürece” petrol ve gaz sağlamaya devam edeceğini söyledi.
COP26’da sınırları zorlayan petrol şirketi CEO’ları, bu yılki zirvede de hazır bulundu. Doğalgaz şefleri, kendilerini iklim şampiyonu olarak ilan ediyorlar. Bununla birlikte, Afrika’daki bazı elektrik yoksulu ülkeler, kuraklık gibi artan iklim etkileriyle karşı karşıya kalsalar bile, doğalgaz rezervlerini geliştirme haklarını savundular. Geçen yıl Glasgow’da düzenlenen zirvede kurulan fosil yakıtı aşamalı olarak sonlandırmayı amaçlayan birlikler, bu yıl Ukrayna savaşının neden olduğu enerji krizinin ortasında yeni üyeler bulmakta zorlandı.
Brezilya İklim Mücadelesine Geri Döndü
Luiz Inacio Lula da Silva, küresel iklim mücadelesinde “Brezilya’nın geri döndüğünü” ilan etti ve 2025’te Amazon bölgesinde COP30’a ev sahipliği yapma isteğini dile getirdi. Solcu lider, 2019 iklim zirvesini düzenlemeyi reddeden ve Amazon Yağmur Ormanları’na politikalarıyla büyük zararlar veren sağcı Cumhurbaşkanı Jair Bolsonaro’ya karşı geçen ay Brezilya’nın cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazandı. O günden bu yana ilk yurtdışı ziyaretini de Mısır’a yaptı.
Brezilya, Endonezya ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti bir araya geldi ve ormanların korunması konusunda işbirliğine yönelik bir ortaklık başlattı. Üçlü ittifak, zengin ülkelere ormanların korunması için ödeme yapmaları için baskı yapacak.
Dünyanın En Büyük İki Seragazı Yayıcısı: Çin ve ABD
COP ikinci haftasına girerken, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve ABD Başkanı Joe Biden, G20 için Endonezya’da bir araya geldi. Burada dünyanın en büyük iki seragazı yayıcısının başkanları, aylar süren gerilimlerin ardından iklim değişikliği konusundaki işbirliğini yeniden başlatma konusunda anlaştı. Çin İklim Özel Temsilicisi Xie Zhenhua, daha önce yaptığı açıklamada, “25 yıllık yakın arkadaşı” Kerry ile resmi olmayan diyaloğu sürdürdüğünü açıklamıştı.
Finans Dünyası Yeterli Parayı Sağlayamadı
Finans dünyası, ülkelerin karbon emisyonlarını azaltmalarına ve ekonomilerini küresel ısınmanın yol açtığı değişikliklere uyarlamalarına yardımcı olmak için yeterli parayı sağlayamadı, ancak COP27 müzakereleri değişimin gelmekte olduğunu gösteriyor. Daha fazla nakdin serbest bırakılması muhtemel adımlar arasında; Dünya Bankası gibi önde gelen kamu borç verenlerin daha fazla risk alabilmeleri ve daha fazla borç verebilmeleri için reform yapma planları yer alıyor.