Suudi Arabistan Enerji Bakanı Prens Abdülaziz bin Salman, 13 Aralık’ta yaptığı açıklamada, nihai anlaşma konusunda COP28 Başkanlığı ile aynı fikirde olduğunu ve bunun krallığın hidrokarbon ihracatını etkilemeyeceğini belirtti.
Suudi Arabistan’ın Enerji Bakanı Prens Abdülaziz bin Salman, COP28’deki fosil yakıtlardan uzaklaşmayı onaylayan metnin ülkenin hidrokarbon ihracatını etkilemeyeceğini söyledi. COP28’e ev sahipliği yapan Birleşik Arap Emirlikleri’ne teşekkür eden Enerji Bakanı, “Sürekli koordinasyon ve istişarede bulunduk ve bize öncelik verildi” dedi. Kararın eksik yönlerine dikkat çeken küçük ada devletleri ve gelişmekte olan ülkeler ise “Bir kez daha yeni sömürgeciliğin kurbanı olduk” eleştirisinde bulundu.
“Hiçbir Konferansta Böyle Bir Şey Görmedim”
Prens Abdülaziz, Suudi Arabistan’ın sahibi olduğu Al Arabiya televizyonuna yaptığı açıklamada, “Metin alternatifler sunuyor. Ancak bu metinlerin ihracatımızı ve satış yapma yeteneğimizi etkilemeyeceğini düşünüyorum” dedi. Prens, ülkelerin farklı ulusal koşullara, yollara ve yaklaşımlara göre geçiş yapacaklarını öngören 28. Madde’de yer alan anlaşma metnine de atıfta bulundu.
Bu yıl COP28’e ev sahipliği yapan Birleşik Arap Emirlikleri’ne teşekkür eden Prens Abdülaziz, iki ülke arasında tam işbirliği ve koordinasyon olduğunu dile getirdi. “Aramızda mükemmel bir işbirliği vardı” diyen bin Salman, “Bizi yalnız bırakmadılar, sürekli koordinasyon ve istişarede bulunduk ve bize öncelik verildi. Sanırım daha önce hiçbir konferansta böyle bir şey görmedim” şeklinde konuştu.
Küçük Ada Devletleri ve Gelişmekte Olan Ülkeler Metne Tepkili
İklim Haber’den Bulut Bagatır’ın haberine göre, COP28 İklim Zirvesi, iklim değişikliğinin en kötü etkilerini önlemek için ülkelere ilk kez fosil yakıtlardan uzaklaşma çağrısında bulunan nihai bir anlaşmayı kabul etti. Birçok lider kararı övgü dolu sözlerle kutlarken özellikle küçük ada devletleri ve gelişmekte olan ülke temsilcileri metne dair eleştirilerde bulundu.
ABD İklim Elçisi John Kerry de kararı alkışlayanlar arasında yer alarak, “Herkesi bir araya getiren işbirliği ruhuna hayranım” dedi. COP28’in düzenlendiği ülkeye dikkat çeken Danimarka İklim ve Enerji Bakanı Dan Jorgensen, “Burada petrol ülkeleriyle çevrili bir petrol ülkesindeyiz ve petrol ve gazdan uzaklaşma kararı verdik” değerlendirmesinde bulundu.
Kanada’nın Çevre Bakanı Steven Guilbeault ise COP28’in tarihi bir anlaşmaya vardığını belirtti. Guilbeault anlaşmanın, kısa vadeli eylem fırsatları sunduğunu ve güvenli, uygun maliyetli, 1,5 derece ile uyumlu ve temiz bir geçiş için baskı yaptığını vurguladı: “Metinde yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve fosil yakıtlardan uzaklaşma konularında çığır açıcı taahhütler yer alıyor.”
“Görünüşe Göre Küçük Ada Devletleri Odada Değildi”
Küçük Ada Devletleri İttifakı adına açıklama yapan Samoa ise karar alınırken, İttifak temsilcilerinin olmamasına tepki gösterdi. “Genel Kurul’a girdiğimizde ayakta alkışlamayı bölmek istemedik ama ne olduğu konusunda kafamız biraz karışık” diyen Anne Rasmussen, “Görünüşe göre siz karar alırken gelişmekte olan küçük ada devletleri odada değildi. İhtiyaç duyulan rota düzeltmesinin sağlanamadığı sonucuna vardık” dedi.
Aynı Fikirdeki Gelişmekte Olan Ülkeler Bloğu sözcüsü Bolivyalı Diego Pacheco, gelişmiş ülkelerin iklim krizine karşı öncülük etmeye ya da yaşam tarzlarını değiştirmeye karar vermediğini söyledi. Pacheco, “Fosil yakıtları 2050’ye kadar yaygınlaştırmayı planlayan gelişmiş ülkeler bilime ters düşüyor. Geçtiğimiz sekiz yıl, gelişmiş ülkelerin sorumluluklarını aşındırmak ve silmek için yoğun bir şekilde çalıştıklarına tanık oldu. Daha fazla eşitsizlik ve adaletsizlik, sorunlara çözüm olmaktan uzak” dedi.
Bolivya’nın ilk Küresel Durum Değerlendirmesi’ne ilişkin deklarasyondaki fikir birliğini destekleyeceğini söyleyen Pacheco, “Ancak ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklara ilişkin bir çekince koymak istiyoruz. Bir kez daha yeni sömürgeciliğin kurbanı olduk. Bir paradigma değişimine ihtiyacımız var” diye konuştu.
“1.5 Derece Hedefi Güvence Altında Değil”
Strategic Perspectives Yöneticisi Linda Kalcher, BM iklim müzakerelerinde ilk kez fosil yakıtların yakılmasının durdurulması ihtiyacının ele alındığını söylerken, COP28’in fosil yakıt çağının sonunun başlangıcını işaret ettiğini dile getirdi: “Bu sonuçtan hükümetler ve piyasalar faydalanmalı. Küresel ekonomide kömür, petrol ve gazın sonlandırılmasına dair açık bir sinyal verirken, yenilenebilir enerji kaynaklarının muazzam büyümesini de işaret ediyor.”
Kalcher, “Ekonomik gerçekler, bu metinde hâlâ yer verilen CCS ve sözde geçiş yakıtları gibi yanlış çözümlerden bazılarını ortadan kaldıracak” derken COP28 liderliğinin, 1,5 derece hedefini kurtardığını iddia edemeyeceğini de söyledi. Kalcher, “Bu anlaşma hâlâ boşluklarla dolu, zaman çizelgeleri eksik ve insanların çoğunluğunun şu anda ihtiyaç duyduğu hızlı geçişi finanse edecek desteği sağlayamıyor” diye konuştu.
OPEC’in Güçlü Muhalefeti
Anlaşmada özellikle “bilime uygun olarak 2050 yılına kadar net sıfıra ulaşmak için enerji sistemlerinde fosil yakıtlardan adil, düzenli ve hakkaniyetli bir şekilde geçiş yapılması” çağrısında bulunuluyor. 100’den fazla ülke, COP28 anlaşmasında petrol, gaz ve kömür kullanımından aşamalı çıkış yönünde güçlü bir dil kullanılması için yoğun lobi faaliyetleri yürüttü ancak Suudi Arabistan liderliğindeki petrol üreticisi grup OPEC’in güçlü muhalefetiyle karşılaştı.