#ekoIQ Enerji COP28’de Gündem “Yeşil Dönüşüm Çıkmazı”
Enerji

COP28’de Gündem “Yeşil Dönüşüm Çıkmazı”

Küresel Karbon Projesi’nin ön değerlendirmesi, fosil yakıtlardan kaynaklanan küresel karbon emisyonları 2023’te rekor seviyelere ulaştığını ortaya koyarken Anadolu’da yaşam alanlarını ve geleceklerini kömürün ipoteğinden kurtarmak için mücadele eden 13 yerel kurumdan COP28 açıklaması geldi.  

COP28’de, Türkiye Pavilyonu’nda düzenlenen etkinliğin kapanış konuşmasını yapan Uluslararası Enerji Ajansı Başkanı (IEA) Dr. Fatih Birol, “Yeşil Dönüşüm Çıkmazı: Zorlukların Üstesinden Gelmek, Fırsatların Kilidini Açmak ve Tutarlılığı Sağlamak” (The Dilemma of Green Transition: Navigating Challenges, Unlocking Opportunities, and Ensuring Coherence) başlıklı panelde konuştu.

“Küresel Enerji Sistemi Hızla Değişiyor”

“Hiçbir ülke ada değildir. Her ülke diğerini etkiler” diyen Dr. Birol, günümüzde bir ülkenin politikalarının diğerini etkilemeyeceğini zannetmenin miyop bir bakış açısı olduğunu; küresel enerji sisteminin çok hızla, hatta birçok insanın zannettiğinden de hızlı değiştiğini vurguladı.

2023 yılında küresel enerji sistemine eklenen yeni kurulumların büyük bir kısmının yenilenebilir enerji alanlarından geldiğini belirten Dr. Birol benzer bir sürecin ulaşım sektöründe de görüldüğünü söyledi. Halihazırda bir elektrikli araç devrimi yaşandığını vurgulayan Birol, “En muhafazakar tahminle 2030’da trafikteki araçların yarısı elektrikli olacak” dedi ve ekledi: “Üzgünüm ama söylemek zorundayım, Türkiye bu konuda doğru yöne gitmiyor”.

“Ürünleri Nasıl Karbonsuzlaştıracağımızı Düşünmeliyiz”

Enerji fiyatlarındaki artışı, enerji güvenliği konusundaki sorunları, iklim krizi ve AB Yeşil Mutabakatı’nın getirdiği Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması gibi yeni gelişmelerin Türkiye’yi derinden etkileyeceğinin altını çizen IEA Başkanı, “Türkiye’nin ihracatının yaklaşık yarısı AB ile. Dolayısıyla ticaretini yaptığımız bu ürünleri nasıl karbonsuzlaştıracağımızı şimdiden düşünmemiz lazım. Bu süreç geliyor, eğer siz uyum sağlayamazsanız, sizin yerinizi başkası alır. Başka bir ülke bu ticareti ele geçirir” şeklinde konuştu

Karbon fiyatlarının yükseldiğinin, bunun devam edeceğinin, hidrojen gibi yeni enerji teknolojilerinin büyük bir hızla geliştiğinin altını çizen Birol, Türkiye’nin önemli fırsatları olduğunu, bunları kullanması için zamanın daraldığını belirti.

Türkiye’nin enerji dönüşümünü hızla gerçekleştirmesi gerektiğini söyleyen Dr. Birol, fosil yakıtlardan enerji üretimi konusunda dışarı bağımlı olduğumuzun da altını çizdi. “Tek bir ülkeye veya birkaç ülkeye bağımlı bir enerji politikası doğru değil. Bunu çeşitlendirmemiz lazım. Ukrayna-Rusya arasındaki çatışma bu yaklaşımın ne kadar sorunlu olduğunun açık bir örneği” diyen Dr. Birol, “Yeşil enerji dönüşümü oyununun galiplerinden biri olmak ama aynı zamanda iyi bir dünya vatandaşı olabilmek için bu dönüşüme ihtiyacımız var” dedi.

Fosil Yakıt Kaynaklı Karbondioksit Emisyonları 2023’te Rekor Seviyeye Çıktı

Öte yandan Küresel Karbon Projesi’nin ön değerlendirmesine göre, fosil yakıtlardan kaynaklanan küresel karbon emisyonları 2023’te rekor seviyelere ulaştı. Türkiye ise 2022’de 400 milyon ton karbon emisyonu ile küresel olarak en çok emisyona sebep olan ülkeler sıralamasında 15. sırada yer alıyor.

Araştırma ekibinde Exeter Üniversitesi, East Anglia Üniversitesi (UEA), CICERO Uluslararası İklim Araştırmaları Merkezi, Münih Ludwig-Maximilian Üniversitesi ve dünya çapında 90 başka kurum yer aldı. Yıllık Küresel Karbon Bütçesi, fosil karbondioksit ( CO2 ) emisyonlarının 2023 yılında, 2022 yılına göre %1,1 artışla 36,8 milyar ton olacağını öngörüyor. Fosil CO2 emisyonları Avrupa ve ABD de dahil olmak üzere bazı bölgelerde düşerken, genel olarak artıyor – ve bilim insanları fosil yakıtları azaltmaya yönelik küresel eylemin tehlikeli iklim değişikliğini önlemek için yeterince hızlı gerçekleşmediğini söylüyor.

Arazi kullanım değişikliğinden (ormansızlaşma gibi) kaynaklanan emisyonların bir miktar azalacağı tahmin ediliyor, ancak bu emisyonlar halen mevcut yeniden ağaçlandırma ve ağaçlandırma (yeni ormanlar) seviyeleri ile dengelenemeyecek kadar yüksek. Rapor, toplam küresel CO2 emisyonlarının (fosil + arazi kullanım değişikliği) 2023 yılında 40,9 milyar ton olacağını öngörüyor. Bu, 2022 seviyeleri ile hemen hemen aynı ve 10 yıllık bir “platonun” parçası ve küresel iklim hedeflerine ulaşmak için acilen ihtiyaç duyulan emisyonlardaki keskin düşüşten çok uzak.

Türkiye’deki 13 Yerel Kurum Kömürden Adil Çıkış Talep Etti

Bununla birlikte Anadolu’da yaşam alanlarını ve geleceklerini kömürün ipoteğinden kurtarmak için mücadele eden ve Kömürden Adil Çıkış: Hedef 2030 kampanyasını sürdüren Türkiye’nin 11 kentinden 13 yerel kurum bir açıklama yaptı.

Açıklamada, dünyanın dört bir yanında yaşam alanlarını fosil yakıtlara karşı savunan yerel halklar, demokratik kitle örgütleri ve iklim aktivistleri ile ortak bir mücadele içinde olunduğu belirtildi. “Küresel iklim hareketinin bir parçası olarak COP28’de fosil yakıtların kullanımının sonlandırılmasına yönelik somut taahhütler verilmesini bekliyoruz” denilen açıklamada, bilimin net bir şekilde atılması gereken adımları gösterdiğinin altı çizildi.

Emisyonlar 2030’a Kadar 2010’a Göre %45 Oranında Azaltılmalı

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Küresel ortalama sıcaklık artışlarını 1,5 derece sınırında tutabilmek için emisyonların 2030’a kadar 2010’a göre %45 oranında azaltılması ve 2050’de net sıfır emisyona ulaşılması gerekiyor. Seragazı salımlarının mecburi sıfırlanmaya gideceği bir süreçte bu hedefin gerçekleşmesi ancak başta kömür olmak üzere fosil yakıtlardan çıkışla mümkün.”

Türkiye’nin iklim zirvesinde bu zamana dek aldığı kararları eleştiren kurumlar, “Bu bilimsel gerçeğe rağmen COP 28’de Türkiye’nin Küresel Durum Değerlendirmesi toplantısında ‘kömürden çıkış’ karşısında tutum almasını kabul etmemiz mümkün değildir” denildi.

Açıklama şu şekilde devam etti: “Kömürü el üstünde  tutan bu enerji politikası ne bilimle uyuşmaktadır ne de iklimi, doğayı, halk sağlığını önceleyen bir vizyon sunmaktadır. Unutulmamalıdır ki sıklığı ve şiddeti gün geçtikçe artan iklim krizinin faili başta kömür olmak üzere fosil yakıtlardır. Bugün 50’nin üzerinde ülke yaşanabilir sağlıklı bir gelecek için kömürden kademeli çıkış için adımlar atarken ülkemizin kömürden çıkmama konusunda diretmeye devam etmesi iklim krizi çağının gerçekleriyle örtüşmemektedir.“

Açıklamada ayrıca, bugüne kadar yapılan çalışmaların Türkiye’de kömürden adil bir çıkışı merkezine alan ve toplumun gerçek enerji ihtiyacına yönelik bir enerji dönüşümünün 2030’a kadar mümkün olduğunu gösterdiğine yer verildi.

Kömürden Adil Çıkış Hedef 2030 imzacısı 13 kurumun talepleri şöyle:

  • Kimsenin işsiz, güvencesiz, sağlıksız, enerjisiz kalmadığı; planlı ve kademeli; ekolojik, ekonomik, sosyal açıdan adil bir kömürden çıkış planı hazırlansın.
  • Türkiye’nin Ulusal İklim Eylem Planı kömürden çıkış planını da kapsayacak şekilde güncellensin.
  • Sıklığı ve şiddeti gün geçtikçe artan aşırı hava olaylarını ve afetleri, iklim krizinin daha da derinleşmesinin önüne geçerek durdurabiliriz. Bunun için her ülkenin üstüne düşen sorumluluğu yerine getirmesi şartıyla hâlâ bir fırsatımız bulunuyor. Yaşanabilir, iklim dostu bir Türkiye için bu fırsatı değerlendirelim, 2030’a kadar kömürden adil çıkışa yönelik politikaları daha geç olmadan bir an önce başlatalım.

About Post Author