#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

COP28’de Kaçan Fırsatlar Neler?

COP28 sonrası, Paris Anlaşması’nın 6. maddesi hâlâ belirsizliğini koruyor ve küresel karbon ticareti için rehberlik edecek güçlü bir çerçeve oluşturulması için daha fazla çalışma gerçekleştirilmesi gerekiyor.

Yazı: Av. Cenk NARTER

COP28’de, Paris Anlaşması’nın 6. maddesi kapsamında ortaya konulan temel metinler kabul edilmedi. Ancak, piyasa temelli olmayan mekanizmalara dair bir anlaşmaya varılabildi.

Paris Anlaşması’nın 6. maddesi ülkelerin iklim hedeflerine ulaşabilmesi adına başvurabileceği gönüllü işbirliği süreçlerine ilişkin ilkeleri sağlayan dokuz paragraftan oluşuyor. Bu madde, ülkelerin ve işletmelerin iklim hedeflerini karşılamaları ve sürdürülebilir politikalara geçiş sürecini hızlandırmaları için temel bir fırsat olarak değerlendiriliyor. Ülkeler, Paris Anlaşması’nın 6. maddesi kapsamında üç ana aracı kullanabilir.

Paris Anlaşması’nın 6. maddesi temel olarak uluslararası karbon kredilerini düzenlerken madde içeriği kapsamında; madde 6.2. taraf ülkeler arasında yapılacak olan ikili anlaşmalar yoluyla, madde 6.4., Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekretaryası (United Nations Framework Convention on Climate Change-UNFCCC) tarafından geliştirilecek merkezi karbon piyasası yoluyla ve madde 6.8. ise piyasa temelli olmayan mekanizmalarla uluslararası işbirliği sağlanmasını hedefliyor.

Paris Anlaşması’nın 6. maddesini ayrıntılı şekilde inceleyecek olursak, madde 6.2. kapsamında, ülkelerin karbon ticareti adına iki taraflı ve gönüllü anlaşmalar yapmalarına, ticaretlerini raporlamalarına ve bunları Ulusal Katkı Beyanlarına (Nationally Determined Contribution-NDC) yönelik olarak kullanmalarına izin veriliyor.

6.2. madde, seragazı emisyonları için ulusal muhasebe sistemini belirleyerek ve ülkelerin ortak prensipleri benimsemelerini sağlayarak kredilerin sınır ötesi ticaretine olanak tanıyor. Yıllar süren müzakerelerin ardından, 6.2. maddeye olan talep, birçok gelişmekte olan ülkede karbon piyasası altyapısının eksikliği nedeniyle sınırlı kaldı.

Glasgow’dan Sonra Müzakereler Hız Kazandı

Paris Anlaşması’nın 6.4. maddesi ise, yüksek kaliteli karbon kredilerinin onaylanması, doğrulanması ve verilmesi için yeni bir UNFCCC mekanizması oluşturuyor. Bu çabaların merkezinde, ülkelerin iklim hedeflerini artırmaları ve ulusal eylem planlarını daha uygun finansal maliyetler uygulamalarına olanak sağlamak üzere Paris Anlaşması’nın 6.4. maddesi kapsamında konumlandırılan BM’nin yeni yüksek bütünlüklü karbon kredilendirme mekanizması bulunuyor. Sürdürülebilir Kalkınma Mekanizması (Sustainable Development Mechanism-SDM) olarak bilinen bu karbon kredilendirme mekanizmasının, Kyoto Protokolü kapsamında kurulan Temiz Kalkınma Mekanizması’nın (Clean Development Mechanism –CDM) yerine geçmesi hedefleniyor.

SDM, Paris Anlaşması’nın 6. maddesinde belirlenen işbirlikçi yaklaşımların hayata geçirilmesine ve taraf olmayan paydaşların da iklim eylemine dahil edilmesine yönelik daha geniş çabaları destekliyor. SDM, İklim Eylemi için Devlet Dışı Aktör Bölgesi (Non-State Actor Zone for Climate Action-NAZCA) platformunu yönetirken, COP sekretaryası tarafından denetleniyor ve üç Kyoto mekanizması olan CDM, Ortak Uygulama (Joint Implementation-JI) ve Uluslararası Emisyon Ticareti’nin (International Emissions Trading- IET) uygulanmasını destekleyen, ülkeler arasında seragazı emisyonlarının azaltılmasına yönelik bir ticaret mekanizması oluşturuyor. SDM ile kamu ve özel sektör kuruluşlarının emisyon azaltım kredilerinin UNFCCC Sekretaryası altında merkezileştirilmesi ve uluslararası olarak ticareti söz konusu olacak.

Diğer taraftan madde 6.8, emisyon azaltımı ve uyumu desteklemek için piyasa temelli olmayan stratejileri içeriyor. Piyasa temelli mekanizmalardan ayrı olarak emisyon azaltımlarında NDC’lerine ulaşmaları için finansman desteği ve teknolojik destekler gibi destekler çerçevesinde işbirliği yapma fırsatları sağlıyor.

Birkaç yıl boyunca devam eden müzakerelerin ardından 2021 yılında Glasgow’da gerçekleştirilen COP26 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda ülkeler, UNFCCC kapsamında uluslararası karbon piyasası mekanizmalarını yönetecek ve uygulayacak bir kurallar paketi üzerinde anlaşmaya vardı.

Bu anlaşmanın akabinde karbon piyasalarını düzenleyen kurallara ve bunların uygulanmasına ilişkin usule yönelik müzakereler COP27’de ve COP28’de de devam etti.

Kaçan Fırsatlar Neler?

COP28’in; bu kritik konulara ilişkin anlaşma sağlanması, Paris Anlaşması’nın uygulanması ve küresel iklim çabalarının güçlendirilmesi açısından ve belirtilen konulardaki belirsizliklerin giderilmesi, güçlü bir çerçeve oluşturulması, ülkelerin uluslararası alanda karbon ticaretine ilişkin şeffaflık ve güvenilirlik konusundaki taahhütlerini pekiştirmesi ve iklim hedeflerine ulaşma yolunda güvenilir bir mekanizmanın oluşturulması açısından kritik bir önemi vardı.

COP28’in başlangıcında, Dubai’de proje metodolojilerine ilişkin yönergelere ve Paris Anlaşması madde 6.4.’e ilişkin bir anlaşmaya varılacağına dair olumlu bir bakış açısı bulunuyordu. Madde 6.4.’ün işlevsel hale getirilmesi, BM’nin uygunluk kurallarına karar vermesiyle birlikte, küresel karbon piyasası kapsamında yeni bir yapı sunarak kredilere yönelik yeni taleplerin söz konusu olmasını sağlayabilirdi.

COP28’in sona ermesiyle birlikte, Paris Anlaşması’nın 6. maddesi ve özellikle de 6.2. ve 6.4. maddeleri üzerindeki belirsizlik devam ederken, teknik sebeplerden ötürü taraflar arasında bir uzlaşma sağlanamadı ve karbon giderimi, şeffaflık ve iklim hedefleri konularında bazı ülkelerin metin üzerinde çatıştığı görüldü. COP28’de müzakerelerin ilk haftasında, yetkilendirme süreçleri, kayıt sistemleri entegrasyonu, teknik raporlama, elektronik tablolar ve web tabanlı platform geliştirilmesi gibi konularda görüşmeler gerçekleştirildi.

Ayrıca, gözden geçirme süreçleri de detaylı bir şekilde ele alındı.

Bu süreç, özellikle güvenilirlik sorunlarıyla karşı karşıya kalan gönüllü karbon pazarı için kritik bir dönem olup birçok projenin ve karbon kredisinin medya ve ilgili çevrelerden gelen eleştirilere maruz kalmasına, likiditenin hızla düşmesine ve güvenin azalmasına yol açtı.

Ülkelerin; müzakerecilerin Paris Anlaşması 6.4. maddesinin uygulamaya konulmasına yönelik kılavuz üzerinde ve ülkeler arası karbon kredi anlaşmalarını belirleyen 6.2. madde altındaki temel detaylarda anlaşmaya varılamamasına rağmen, Paris Anlaşması’nın 6.2. maddesi kapsamında sınır ötesi işbirliğine ve pilot uygulamalara devam edecekleri ifade edildi. İlaveten, COP28’de taraflarca, 6.8. madde üzerinde bir anlaşma sağlandı ki bu madde ülkelere ulusal katkı beyanlarına ulaşma konusunda karbon piyasalarına bel bağlamadan işbirliği yapma fırsatı sunuyor.

Kabul edilen metin kapsamında, UN web tabanlı platformun geliştirilmesi tamamlanacak ve bu mekanizma en geç 2024 Haziran’ında faaliyete geçirilecek. Gelişmiş, güvenilir ve etkili bir karbon ticaret sistemi oluşturmak, uluslararası alanda ortak çabaları gerektirirken, bu alandaki belirsizliklerin giderilmesi, ilerlemenin önündeki engelleri kaldırmak için oldukça büyük bir önem arz ediyor.

Paris Anlaşması’nın 6.2. ve 6.4. maddeleri üzerinde anlaşma sağlanmaması, iklim değişikliği ile mücadelede uluslararası işbirliğini ve karbon ticaretini etkileyebilecek önemli sonuçlara yol açabilir. Madde 6.2, ülkelerin karbon ticareti için ikili anlaşmalar yapmasını sağlayarak uluslararası işbirliğini destekliyor. Ancak bu maddenin üzerinde anlaşma sağlanamaması, ülkeler arasındaki işbirliğini zorlaştırabilir ve iklim hedeflerine ulaşmada ortak çabaların azalmasına neden olabilir. Madde 6.4.’e yönelik anlaşma eksikliği, dekarbonizasyon çabalarını desteklemek ve uluslararası bir emisyon ticaretini düzenlemek konusunda güçlükler yaratabilir.

İlaveten anlaşmazlık, karbon piyasalarının oluşturulması ve işleyişi konusundaki belirsizliği artırabilecek ve bu durum özellikle gelişmekte olan ülkelerin iklim projelerini finanse etme konusunda güçlük yaşamalarına neden olabilir.

Öte yandan madde 6.4.’ün işler hale getirilmemesi, dekarbonizasyon projelerinin onaylanması ve uygulanmasında da gecikmelere neden olabilir. Bu da seragazı emisyonlarının azaltılması için planlanan projelerin zamanında başlatılamamasına ve hedeflere ulaşmada gecikmelere yol açabilir. Madde 6.2. ve 6.4.’teki belirsizlik, özellikle gelişmekte olan ülkelerin karbon piyasalarına ve iklim projelerine katılımını azaltabilir. Bu durum, adil bir dönüşüme katkıda bulunan ülkelerin finansal destek ve teknolojik transfer açısından eksik kalmasına yol açabilir. Ayrıca, özel sektör katılımını ve yatırımlarını olumsuz etkilemesi mümkün görünüyor.

Sonuç olarak, COP28 sonrası, Paris Anlaşması’nın 6. maddesi hâlâ belirsizliğini koruyor ve küresel karbon ticareti için rehberlik edecek güçlü bir çerçeve oluşturulması için daha fazla çalışma gerçekleştirilmesi gerekiyor.

Bu yazı ekoIQ’nün 109. sayısında “COP28’de Paris Anlaşması Madde 6 Kapsamındaki Gelişmeler başlığıyla yer almaktadır. 

EkoIQ Editör