Büyük çoğunluğu gelişmekte olan ya da az gelişmiş olan Güney ülkeleri arasındaki işbirliği giderek büyüyor. Bu ülkelerin kendi kendine yeterliliğini teşvik etmek ve onları güçlendirmek, yaratıcı kapasitelerini geliştirerek kalkınma sorunlarına çözümler bulmalarına yardımcı olmak için yürütülen işbirliği 12 Eylül günüyle tüm dünyaya duyuruluyor.
Güney ülkeleri arasındaki siyasi, ekonomik, sosyal, kültürel, çevresel ve teknik alanlarda geniş bir işbirliği çerçevesinde “dayanışmayı” temsil eden Güney- Güney işbirliği, iki taraflı, bölgesel, iç bölgesel veya bölgeler arası temelinde gerçekleşmeye devam ediyor.
Birleşmiş Milletler (BM) de bu ülkeler arasındaki işbirliğinin önemini vurgulamak, düşük gelirli ülkelerin kalkınma hedeflerine ulaşmalarını desteklemek amacıyla 12 Eylül gününü “Güney- Güney İşbirliği Günü” olarak kabul ediyor. Günle son yıllarda güney bölgeleri ve ülkeleri tarafından ekonomik, sosyal ve politik gelişmeler konusunda farkındalık yaratmak amaçlanıyor. İşbirliği ruhunu güçlendirmek amacıyla BM adına faaliyet gösteren Güney-Güney İşbirliği Ofisi (UNOSSC) 2024’ün 12 Eylül temasını, “Güney-Güney İşbirliği ile Daha İyi Bir Yarın” olarak belirledi.
Güney ülkeler arasındaki ticaret her zamankinden daha yüksek seviyede seyrederken, toplam dünya ticaretinin de çeyreğinden fazlasını oluşturuyor. Güney’den yapılan doğrudan yabancı yatırım çıkışları, küresel akışların 3’te 1’ini temsil ediyor.
Güney-Güney işbirliği bir yandan da söz konusu ülkelerin ulusal refahlarını, kendi kendine yeterliliklerini ve 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi dahil olmak üzere önlerine koydukları kendi kalkınma hedeflerine ulaşmalarına yönelik katkıda bulunmayı amaçlıyor.
Üçgen İşbirliği de Devrede
Güney-Güney işbirliğinin bir diğer modeli de “üçgen işbirliği” olarak biliniyor. Bu işbirliğinde geleneksel bağışçı ülkeler ve çok taraflı kuruluşlar, Güney-Güney girişimlerini finansman, eğitim, yönetim ve teknolojik sistemler sağlama gibi çeşitli desteklerle kolaylaştırmaya çalışıyor.
Güney-Güney İşbirliği’nin temel amaçları işe şunlardan oluşuyor:
- Gelişen ülkelerin kendi kendine yeterliliğini teşvik etmek ve güçlendirmek; yaratıcı kapasitelerini geliştirerek kalkınma sorunlarına çözümler bulmalarına ve bu sorunları ele almak için gerekli stratejileri formüle etmelerine yardımcı olmak.
- Gelişen ülkeler arasında ortak bir kendine yeterlilik anlayışını teşvik etmek ve güçlendirmek, deneyimlerin paylaşımı yoluyla ortak sorunlar hakkında daha fazla farkındalık sağlamak ve mevcut bilgiye daha geniş erişim sağlamak.
- En az gelişmiş ülkelerin, kara ülkelerinin, küçük ada devletlerinin ve örneğin doğal afetler ve diğer krizlerden en ciddi şekilde etkilenen ülkelerin sorunlarını ve gereksinimlerini tanımak ve bunlara yanıt vermek, ayrıca bu ülkelerin uluslararası ekonomik faaliyetlere daha yüksek bir katılım derecesine ulaşmalarını sağlamak.