#ekoIQ Biyoçeşitlilik “Daha Sürdürülebilir Bir Dünyanın İnşasına İlerliyoruz”
Biyoçeşitlilik

“Daha Sürdürülebilir Bir Dünyanın İnşasına İlerliyoruz”

sürdürülebilir

Biyoçeşitliliği korumak, sürdürülebilirliği sağlamak ve doğanın sessiz dilini anlamak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. 2023 yılı İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı’nın Erken Aşama Kategorisi’ni kazanmış olmamız da ne kadar doğru bir yolda olduğumuzu bize bir kez daha gösterdi. 

Yazı: Gökçe Aydan IŞIK, MIMBIOSIS Kurucu Ortak gokce.isik@mimbiosis.com

Sizleri yalnızca bir girişim değil, aynı zamanda bir yaşam felsefesi olan MIMBIOSIS’in dünyasına davet etmek istiyorum. MIMBIOSIS’in kurucusu olarak doğayla iç içe olmanın, teknolojiyi biyolojik çeşitliliği koruma amacıyla kullanmanın ve sürdürülebilir kalkınmayı ilke edinmenin bir yansıması olan bu yolculukta hissettiğim derin bağlılığı, heyecanı ve sorumluluğu paylaşmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum.

Biyoçeşitlilik: Dünya Mirasının Toplamı

Dünya, üzerinde binlerce farklı canlı türünü barındıran benzersiz bir evrende dönüp duruyor. Biyoçeşitlilik ise bu eşsiz çeşitliliğin ta kendi. Dünyanın yaşam formlarındaki tüm mirasın toplamı, içinde biz de bir türüz. E. O. Wilson’un ifadesiyle biyoçeşitliliği incelediğimiz, koruduğumuz zaman büyük faydasağlarız. Ancak onu görmezden gelip bozarsak büyük bir tehlikeye maruz kalırız. Bu düşünceyi Vandana Shiva’nın sözleriyle destekliyoruz: “Biyoçeşitliliği geliştirmek ve korumak günümüzde bir lüks değil, hayatta kalmak için bir zorunluluktur.” İşte bu öncelik, MIMBIOSIS’in var oluş amacını belirliyor.

MIMBIOSIS olarak hem çevre kirliliği ile mücadele etmeyi hem de biyoçeşitliliği, yaşamı korumak için etkili ve yenilikçi bir çözüm sunmayı amaçlıyoruz. Bu nedenle iki kritik konuya yoğunlaşıyoruz: Tekstil atığı ve plastik atığı.

Tekstil Endüstrisinin Atık Sorunu

Tekstil endüstrisi dünya ölçeğinde endüstriyel atıkların %20’sini oluştururken çevreye salınan toksik kimyasallardan da sorumlu. Bu soruna Türkiye’de tekstilsektöründe yer alan aile işimizden dolayı birinci elden çocukluğumuzdan bu yana şahitlik ediyoruz. Diğer yandan plastik köpüklerin fosil yakıtlara olan bağımlılığının artmasıyla dünya genelindeki çöplük alanlarının %30’unu işgal ettiğini ve bu plastiklerin toprak ve su sistemlerinde yüzyıllar boyunca çözünmeden kalması sonucu mikroplastik birikimine yol açtığını da biliyoruz. Küresel atık probleminin yarısını oluşturan bu sahneyi biyo-devrim ile dönüştürmek ve döngüsel bir iş modeli ile desteklemek için buradayız.

Karbon Negatif Biyomateryaller

Biyoçeşitliliği düşündüğümüzde, kendimizi doğanın muhteşem bir ağının parçası gibi hissediyoruz. Bu ağın her bir ipliği, birbirine bağlı canlıların etkileşimiyle örülü. Bu ağın gücü, aynı doğanın dayanıklılığı gibi etkileyici. İşte MIMBIOSIS, bu doğal ağın bir yansıması.

Fabrikalardan çıkan tekstil atıklarını mantarların ağsı kök sistemi olan miselyum ile dönüştürerek plastik köpük yerine kullanılabilen karbon negatif, %100 biyoçözünür ve sürdürülebilir biyomateryaller üretiyoruz. Materyallerimiz, plastik köpüğe oranla %30 daha yüksek basınç dayanımı, akustik ve termal yalıtım kapasitesi, yangın geciktirme ve suya karşı dayanıklılık gibi üstün teknik özellikleri ve plastik köpüklere nazaran karbon negatif oluşu sayesinde ambalaj, inşaat ve otomotiv sektörlerinde kullanılanplastik köpüklere sürdürülebilir bir alternatif oluşturuyor. Endüstriyel uygulamalarından sonra yaşam döngüsünün sonunda materyallerimiz toprakta yalnızca iki ayda biyolojik olarak bozuluyor ve gübre görevi görerek toprağın verimini artırıyor. Bu, yalnızca alternatif bir çözüm değil. Aynı zamanda endüstriyel malzeme dönüşümünün de bir örneği. Doğanın bize sunduğu bilgeliği ve dengeyi anlamak, bu ilkeyi ürünlerimize taşımak için çalışıyoruz. Yalnızca sürdürülebilirliği değil, aynı zamanda insanlığın yeniden doğayla bağını canlandırmayı amaçlıyoruz. MIMBIOSIS olarak mantarların ve alglerin gizemli dünyası geleceğe baktığımız bir pencere ve üretimimizin kalbinde yer alıyor.

Erken Aşama Kategorisi’ni Kazandık

Biyoçeşitliliği korumak, sürdürülebilirliği sağlamak ve doğanın sessiz dilini anlamak için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. 2023 yılı İbrahim Bodur Sosyal Girişimcilik Programı’nın Erken Aşama Kategorisi’ni kazanmış olmamız da ne kadar doğru bir yolda olduğumuzu bize bir kez daha gösterdi.

Bizimle bu yolculuğa katılan her bireye, geleceğe katkı sağladıkları için teşekkür ediyoruz. Birlikte daha yeşil, daha sürdürülebilir bir dünyanın inşasına ilerlerken geleceğin parlak ışığına olan inancımızı daha da güçlendiriyoruz.

About Post Author