#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Dahiyane Bir Fikir: “15 Dakikalık Kentler”

Eylül 2015’te Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri; Aralık 2015’te Paris İklim Anlaşması; Ekim 2016’da HABİTAT 3’ün Yeni Kentsel Gündemi Birleşmiş Milletler’e üye ülkeler tarafından kabul edildi. Ve sürdürülebilir, yaşanabilir kentler konusu dünya gündemine oturdu. Pandemi bize kentlerin yapısını, yaşam tarzımızı değiştirmemiz ve kentlerimizin sürdürülebilirliğine odaklanmamız gerektiğini hatırlattı. Haziran ayında bu konuyu 15 Dakikalık Kent modelini geliştiren, Paris Sorbonne Üniversitesi İşletme Fakültesi öğretim üyesi Profesör Carlos Moreno ile konuşma fırsatım oldu. “Girişim, Bölge ve İnovasyon” kürsüsünün kurucusu ve Bilimsel Direktörü Moreno’nun uzmanlık alanı karmaşık sistemler kontrolü. Geliştirdiği “İnsani Akıllı Kent” ve yaşayan kent vizyonuyla çığır açan Moreno’nun “15 Dakikalık Kentler”ini tartışmanın ve gündeme getirmenin tam zamanı…

Yazı: Sibel Bülay
sibel.bulay@gmail.com

15 Dakikalık Kent Nedir?
Kentlerin 6 ana işlevi vardır: Haysiyetli yaşam, iyi çalışma şartları, ihtiyaçlarını karşılama, eğitim, iyi olma hali  (dirlik) ve eğlenme. 15 Dakikalık Kent modeli 15 dakika içinde yürüyerek veya bisikletle gidebileceğimiz mesafe içinde bu 6 işleve kendi semtlerimizde ulaşabilmemizi hedefliyor. Bugün bu hizmetlere, özellikle de işyerine ulaşabilmek için kent içinde saatlerce yol kat ediliyor. 15 Dakikalık Kent’te insanlar yolda kaybedilen zamanı, kendilerine, ailelerine, arkadaşlarına, komşularına ayırabiliyor. “Nasılsın?” sorusuna stres içinde “koşturuyorum” cevabını vermek yerine birbirine “merhaba” diyecek vakti buluyor.
Mahalle içinde ulaşım yürüyerek veya bisikletle sağlandığında sokaklarda daha az araç olduğu için mahallelerde insanlara daha çok alan ayrılıyor. Yollar daha güvenli oluyor. Araç trafiği azaldıkça gürültü azalıyor; sokaklar sakinleşiyor, daha huzurlu bir ortam oluşuyor. Dolayısıyla da kentler sakinleşiyor.
Mahalle içinde tüm ihtiyaçları karşılayabilmek için alan kullanımını yeniden düşünmek gerekiyor. Örneğin okul binaları okul yılı boyunca sadece gündüz kullanılıyor; yazın kullanılmıyor. Halbuki okul binalarını, spor salonlarını, kamu binalarını çok işlevli semt evi olarak kullanmak mümkün. Gençlik merkezi, kültür merkezi, FabLab olarak hizmet verebilir. Binalar çok işlevli olunca da daha çok hizmeti daha az alanda sunmak mümkün. Şehirler 15 Dakikalık Kentlerden oluştukça bunlar sürdürülebilir toplu taşıma ağlarıyla birbirine bağlanarak çok merkezli, sürdürülebilir, yaşam kalitesi yüksek metropoller gelişecek.

Nasıl Gelişti?
“İlk araştırmalarım kentlerde yaşayanların yaşam kalitesini artırmak için yeni teknolojilerin geliştirilmesi konu-sunda oldu. Bu alanda öncülerden biriyim. O zamanlarda biz teknolojiyle kentleri yönetebileceğimizi düşünüyorduk.
Zamanla kentlerin kompleks/karmaşık sistemler olduğunu, kentleri dönüştürmenin ve yaşam kalitesini iyileştirmenin yolunun salt teknoloji olmadığını gördüm. Yaşam kalitesini iyileştirmek için üç konunun insan yaşamı üzerindeki etkilerini anlamak gerek. İlki iklim değişikliği ve doğal çevre. İkincisi ekonomi. Kentlerde değer oluşturulduğu gibi yoksulluk da kent ekonomisinin gerçeği. Üçüncü konu ise kapsayıcılık. Kentlerimizde ötekileştirmenin yaşam kalitesi üzerinde olumsuz etkisi büyük. Şu bir gerçek: Kentin altyapısı ne kadar akıllı olursa olsun, iklim krizi, ekonomik eşitsizlik ve ötekileştirme sorunlarını çözemez. Daha insancıl ve hareketli kentler ancak dayanışma, iyilik ve halkın yerel yönetimin karar sürecine katılımıyla gerçekleşir. Yapay zeka ve algoritmalarla gerçekleşemez. Hiç kimseyi ötekileştirmeden, her kesimden insanın katılımıyla birlikteliği, çevreyi, eşitliği ön planda tutan yeni, insancıl kent kültürü geliştirmeliyiz. 15 Dakikalık Kent modeli bu çalışmalar sonucu gelişti”.

Yaşam Kalitesi
Modern zamanlarda kentlerimiz yoğun üretim ve tüketim üzerine kuruldu. Yaşam kalitesini belirleyen önemli öğelerden biri zaman. Kendimize ayırabileceğimiz zaman yok oluyor, hatta oldu bile. 20-30 yıldır ailemize, arkadaşlara ayıracak vaktimiz yok. Vaktimizi işe, üretime, tüketime harcıyoruz. Zamanı tekrar kontrolümüz altına almalıyız. Kendimize, ailemize arkadaşlarımıza, komşularımıza, hatta mahallemize vakit ayırmalıyız. Sosyal ayrıştırmanın bir nedeni de birbirimize ihtiyacı olanlara ayıracak vaktimizin olmaması. Bu nedenle zaman çok önemli bir öğe.
“Yaşam tarzımızı değiştirmemiz gerek ve ben küçük değişimlerden bahsetmiyorum. Radikal paradigma değişikliği gerek. Çalış, çalış sonra gereksiz alışverişle kazandığını harca. Ben başka amaçlar yeğlerim. Daha insancıl hedefler yeğlerim. Bunun için de zaman lazım”.
Daha insan odaklı, daha iyi bir yaşam için sosyal kapsayıcılık da önemli bir öğe. Kadın, erkek, yaşlı, genç, engelli, varsıl, yoksul; hep birlikte, huzur içinde yaşamak durumundayız. Bunun için de birbirimizi tanımak gerekiyor. Zamanın yanı sıra kentin yapısı da bu konuda önemli bir etken. Araba bizi çevremizden koparıyor. Ama 15 Dakikalık Kentlerde ulaşım yürüyerek, bisikletle dolaşarak sağlandığından mahallede yaşayanlarla karşılaşıyor, onları tanıma fırsatımız oluyor. Buna zaman da eklenince sosyal ilişkiler güçleniyor, birbirimize ve mahallemize bağlanıyoruz. Farklılıklar karşısında daha hoşgörülü olabiliyoruz.

İklim Değişikliği
İklim değişikliği dünyada yaşamı tehdit eden sorunların başında geliyor. Bu sorun bizim yaşam tarzımızdan kaynaklanıyor. Çoğumuz da kentlerde yaşadığımızdan, çözümleri de kentlerde aramak gerekiyor. Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo bunu anladığından, 2015’te COP toplantısı Paris’te yapılırken buna paralel olarak Yerel Yöneticiler için İklim Zirvesi’ni düzenledi.
Kentlerin seragazı salımlarını azaltmak için geliştirdikleri yol haritalarında ulaşımın rolü büyük (Geçen sayıdaki yazımda bu konuyu ele almıştım). 15 Dakikalık Kentler’de ihtiyaçlar yürüyerek veya bisiklet ile karşılandığından, karbon ayakizi küçülüyor. Bu da kentlerin seragazı salımlarını azaltma hedefiyle örtüşüyor.

İş Ortamı
Kentsel yaşam paradigmasını değiştirmenin en önemli öğelerinden biri iş ortamı. 15 Dakikalık Kent modeli oluşmaya başladığında çalışma modellerimizi değiştirmek gerektiğine dikkat çekmiştim. En büyük zaman kaybı işe gidip gelirken geçen zaman. İş kavramının değişmesi için kültürel bir devrim gerekiyor. 21. yüzyılda hizmet ekonomisine geçiyoruz. Ama hala 20. yüzyıl şartlarında çalışıyoruz. Ekonomik hareketliliğin temeli üretim. İnsan gücü ise insanların işyerine gitmesini gerektiriyor. Ama 21. yüzyılda hizmet ekonomisine geçiş yeni iş modellerinin oluşturulmasına kapı açıyor. İnsanların bir saat yolda geçirip işyerinde bilgisayarın karşısına oturup çalışması son derece anlamsız.
“Pandeminin ilk etkisi çalışma paradigmasının 48 saat içinde radikal değişime uğraması oldu. Bütün CEO’lar, CTO’lar, bütün yöneticiler bir araya gelse bile böyle bir değişimi gerçekleştiremezdi. Bu dijital değişim COVID-19 sayesinde gerçekleşti. Artık farklı iş modelleri geliştirip uygulamaya koyabiliriz. Bu ortamda hiyerarşik yapıları geride bırakabiliriz. Artık insanların tepesine dikilerek güç alan yöneticilerin rolünü tekrar düşünmeliyiz. Yönetici rolünü yeniden düşünmek gerek. COVID-19 kişisel sorumluluk almamıza neden oldu. Kişisel sorumluluk üzerine kurulu sistemler geliştirmeliyiz. İş dünyasında çalışanların iş ilişkileri yeniden tasarlanmalı; yeni sosyal ilişki ağları oluşturmalıyız. Geçen yıl insanlar bana 15 Dakikalık Kent modelinin ütopya olduğunu söylüyorlardı. Benim önerilerim hemen uygulanacak öneriler değil. Bunlar farklı bir geleceğe yönelik yol haritalarının, yeni paradigmaların oluşmasını sağlamaya yönelik öneriler. Tarih bize değişimin mümkün olduğunu gösteriyor. Önümüzdeki aylarda yeni yeni iş modelleri gelişecektir”.

Paris
2014’te seçilen Paris’in Belediye Başkanı Anne Hidalgo 2020’de belediye başkanı seçimlerinde tekrar aday oldu. Profesör Moreno, Sorbonne’daki görevi dışında 2015’ten beri Başkan Hidalgo’nun akıllı kentler danışmanı. Ve Hidalgo’nun 2020 seçim programının temelinde Profesör Moreno’nun “Ville Du Quart D’Heure”, yani 15 Dakikalık Kent, modeli var.
Hidalgo iklim değişikliğini çok önemsiyor ve ilk seçildiği günden beri bu konuda önemli adımlar attı. Özellikle de kent içi ulaşımdan kaynaklanan salımları azaltmak için attığı adımlar dikkat çekiyor. Çok kirleten araçların kent içinde kullanımı yasaklandı. Paris’in ortasından geçen Sen Nehri’nin her iki kıyısındaki otoyollar trafiğe kapatıldı. Kent merkezinden geçen bazı altı şeritli yollar yeniden düzenlendi. Araba kullanımına iki şerit ayrıldı; bir şerit otobüs kullanımına, bir şerit de bisikletlere. Diğer iki şerit yeşillendirildi ve kaldırımlar genişletildi.
15 Dakikalık Kent modeli yaya ve bisiklet ulaşımına öncelik verdiğinden, Hidalgo’nun hedefi 2024’e kadar Paris’in her sokağına bisiklet yolunun yapılması. 650 kilometrelik bisiklet yolu ağı için bütçede 350 milyon Avro ayrılacak. 15 Dakikalık Kent modelini uygulamak için arazi kullanımı yeniden düzenlenecek. Kamu alanları ve binaları farklı kullanımlara açılacak. 60 bin araçlık park yeri kaldırılacak. Okulların yanındaki sokaklar “çocuk sokaklarına’’ dönüştürülecek. Okullar hafta sonları ve tatil günlerinde mahallenin kullanımına açılacak. Daha çok yol araç trafiğe kapatılacak. Mahallelerde küçük esnaf teşvik edilecek. Hidalgo, “15 Dakikalık Kent”in çok güçlü bir yerel yönetim imkanı sunduğunu da düşünüyor.
Tüm hizmetler mahalle bazında karşılanacağından, yerel hizmetlerin yönlendirmesinde halk yetkilendirilecek. Bugün Paris’te “katılımcı bütçe” uygulanıyor ve yatırım bütçesinin %5’i halk tarafından yönlendiriliyor. 15 Dakikalık Kent uygulamasıyla beraber bu %25’e çıkartılacak.
Şehirleri çevreye ve insanlığa duyarlılığın buluştuğu yerler olarak gören Hidalgo, 15 Dakikalık Kent modelini bu
görüşün uygulaması olarak benimsiyor.

Diğer Kentler…
Profesör Moreno, pandemi süresi başladığından beri şehirlerin 15 Dakikalık Kent modeline olan ilgisinin de artmaya
başladığını anlatıyor. “Bu konuda bilgi isteyenlerin yanı sıra bunu uygulamak için arayan kentler oldu. Tabii bu ilgi ve uygulama konusunda yardımistenmesi beni çok mutlu ediyor”.
İtalya’da özellikle 15 Dakikalık Kent fikrini uygulamak isteyen kentler var. Milano Belediye Başkanı Giuseppe Sala, Nisan’da Milano’da 15 Dakikalık Kent vizyonunu uygulamaya koyacaklarını açıkladı. “İtalya’nın ekonomi başkenti olan Milano’nun kararı çok önemli. Ayrıca ben de gurur duydum çünkü Sala benim çalışmalarımdan etkilendiğini,
o nedenle bu kararı aldığını söyledi”.
Avustralya’nın Melbourne kentinde geçen yıl yapılan oylamada halk “20 Dakikalık Mahalle” uygulamasını kabul
etti. Kanada’nın Ottawa kenti ve İskoçya’nın Edinburgh kenti de 15 Dakikalık Kent uygulamasını başlattı. Bugün çok sayıda kent bu modeli tartışıyor, kısmen de olsa uygulamaya başladı: Portland, Kopenhag, Utrecht bunlardan birkaçı. Çok sayıda kentte sokaklar araba trafiğine kapatılıyor ve bu alanlar halkın kullanımına açılıyor.Araç odaklı kentlerden insan odaklı kentlere geçiş var. Ve bu geçişin yol haritası ise 15 Dakikalık Kent modeli.

COVID-19 Sonrası
“15 Dakikalık Kente büyük ilgi var, çünkü COVID-19 sonrası büyük değişim gerekiyor. Eski paradigmalarla devam edemeyiz. Kentlerde trafik tıkanıklığından kaynaklanan hava kirliliği sağlığımızı tehdit ediyor ve zaman kaybına neden oluyor. Kentsel yaşam çok yoğun ve böyle yaşamaya devam edemeyiz. İlk ikaz iklim krizi oldu. Bu konu dünyada yeni bir hareketliliğin başlamasına neden oldu. Yaşam tarzımızı değiştirmek gerektiği mesajı dünyanın her yerine yayıldı, yayılıyor. Bugün ise pandemi bize aynı mesajı veriyor. Değişim gerek.

İnsanlar da değişim istiyor. Bizim görevimiz çözüm üretmek. Hemen, şimdi. Yarın bakarız deme lüksümüz kalmadı.

 

Bizi sosyal medyada takip etmek için tıklayın: LinkedIn | Instagram | Twitter | Facebook

Sibel Bülay

Akıllı Şehirler Danışmanı | Yaşanabilir Kentler