“Acıyı anlamakla birlikte, umut olmadan da değişim olmaz. Umut harekete geçme; hayat enerjisidir. Koşul ne olursa olsun, yola devam etme gücü verir. Genelde bu iki özellik gençlerde yan yana geliyor.”
Yazı: Gülin YÜCEL, Brika Sürdürülebilirlik gulin@brikasurdurulebilirlik.com
“ZAMAN, DOĞRU ŞEYİ YAPMAK İÇİN HEP DOĞRU ZAMANDIR” demiş Martin Luther King, Jr. Her zorluğa rağmen hayalini ve ümidini kaybetmeden doğru olan için mücadele vermiş… Doğru şeyi yapmayı seçmek bir tercihtir. Ve bazen bu hiç kolay değildir. Tarih doğru olmayan şeylerle dolu olsa da, doğruluk her zaman burun farkıyla öne geçmiş ve insanlık tarihi başka bir sayfaya doğru evrilmiş. Yıkım sonsuz olarak devam etmemiş. İnsan zekası, bunu yaratıcılık ile birleştirerek farklı bir boyuta taşımış.
Yıkıcı Yaratıcılık Üzerine “Yaratıcı Yıkım” kavramı 20. yüzyılda ortaya çıkmış ve farklı formlara bürünerek günümüze kadar ulaşmıştır. Graham Green, II. Dünya Savaşı öncesi ve sonrası değişen değerler ve farklı sınıfların ayrılıkları üzerine gelişen “The Destructors” hikayesinde, her yıkımın yeni bir düzene geçmede bir yaratıcılık ürünü olduğunu söyler (“Destruction is a form of Creation”, “The Destructors”).
“Yıkıcı yaratıcılık” 2000’ler girişimcilik dünyasında inovasyonun temeli olarak görülür. Rekabeti farklı bir boyuta çeken bu girişimler, toplumlar için “net negatif etkileri” olan ürünler yerine “faydalı inovasyonlar ve teknolojiler” ile düzeni farklı bir boyuta çeker. “Yıkıcı inovasyon” ise küçük ve daha az kaynağı olanın büyükler karşısında “oyunu değiştiren olmak” şeklinde kullanılır. Amaç odaklı girişimler (örneğin Patagonia, 7th Generation, Ben&Jerry’s, Interface, The Body Shop…) büyüklerin oyununu değiştiren ve sonrasında büyükler tarafından örnek alınanlar olmuştur.
Doğruluk–yıkım–yaratıcılık (inovasyon)–değişim düzlemi tarih boyunca ilerlemenin olmasına yol vermiştir.
Kim Bu “Değişim Liderleri”?
Peki, kim bunu sağlayan “değişim liderleri”? Neyi farklı düşünmüşler, yapmışlar da farklı bir noktaya gelmişiz? Buna daha detaylı bakmakta fayda var… Bu kişiler kesinlikle bir kurumun, şirketin, ülkenin başında olanlar değil sadece. Nerede olursa olsun, değişimin peşinde olanlar. Bu arayışta iki özelliğe sahipler:
- Toplumların (ve tüm canlıların) çektikleri acıyı görüyorlar.
- Bu acıların sona ermesinin mümkün olduğuna yönelik umut besliyorlar.
Acıyı görmek ve anlamak, değişim için gerekli başlangıç noktası. 13. yüzyılda Hz. Mevlana, “Sıtmadan, safradan hiç eser bırakma da alemden şeker lezzeti bul” diyerek, hayattan keyif almanın yolunun dünyadaki acıya son vermek olduğunu söylemiştir (Mesnevi, 2/1946). 1964’te Mississippi‘de oy hakkı için savaşan aktivist Fannie Lou Farmer ise “Önümüzde uzun bir savaş var ve bu sadece benim savaşım değil; ister siyah ister beyaz olun, ben özgür olana kadar hiçbiriniz özgür değilsiniz” der.
Acıyı anlamakla birlikte, umut olmadan da değişim olmaz.
Umut harekete geçme; hayat enerjisidir. Koşul ne olursa olsun, yola devam etme gücü verir. Genelde bu iki özellik gençlerde yan yana geliyor. Hem farklı bakış açıları ile hayatı (ve bizleri) sorguluyorlar hem de dönüşüm için gerekli enerjiye sahipler. İşte bu yüzden gençleri sosyal (ve çevresel) değişimlerin ön sıralarında görüyoruz.
Machiavelli, dönüşümün cesaret gerektiren bir liderlik olduğundan; toplumlara yeni bir düzen önermenin önünde zorluk, şüphe ve tehlike içerdiğinden bahsetmiş. Bu yol hiçbir zaman düz olmamış.
Gandhi ise toplumların bu değişim için liderlere değil, organizasyon becerisine sahip insanlara ihtiyacının olduğuna; işbirlikteliğinin değişim için şart olduğuna dikkat çekmiş (Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları 17 bunun etrafındadır).
Kimileri için içgüdüsel kimileri için ise beceri gerektiren bir şey olsun –değişim liderleri dünyaya, topluma ve düzene farklı bakabilen ve inisiyatif alabilen kişilerden oluşuyor.
Kutup Yıldızı Nerede?
Acıyı gördük ve umudumuz da var. Peki, nasıl ilerleyeceğiz? Öncelikle herkesin kutup yıldızını görmesi gerekir -ya da bilinen şekli ile vizyonu tanımlamak. Sonrasında değişime yönelik bir hareket planı (veya strateji) ve değişim sebebini tanımlamak gereklidir. Ancak bundan sonra herkes ile konuşulacak bir zemin hazırlanır ve diğerlerinin desteği sağlanabilir. Şunu unutmamak lazım -gerçek herkese farklı açılardan gözükebilir, tıpkı bir pırlantanın kesitleri gibi. Bunu anlamak ve gerçek bir diyalog üzerinden “kutup yıldızı”nın adresini tanımlamak lazım.
Değişim Yolunda Neler Var?
Değişim asla düz bir yol değil. Yol kazaları olabilir; yöntemler işlemez, taahhütler yeterli olmaz, anlaşmalar sanıldığı gibi oluşmaz… Bu durumda değişiklikler gereklidir. Gerekirse başlangıca kadar geri gidilip bazı şeyler tekrar düşünülmelidir. Popüler adı ile “dirençlilik” olarak geçse de yol kazalarını hafif atlatmanın yolu “hacıyatmaz” olmak. Herkes düşebilir -burada önemli olan ne hızla geri kalktığımız ve yola devam ettiğimizdir. En sıkça yapılan hata, amaca yönelik olduğunu düşünerek herkesin ayrı bir tarafa koşmasıdır. Enerji bölünür ve sonuçta bir arpa boyu ilerleme sağlanmaz. Diğer yanda bazen küçük bir damla genişleyen büyük halkalara dönüşebilir. Bu etkiyi yaratacak damlayı (ya da kaldıraç noktalarını) tanımlamak önemli. Bazen de hızlı gitmek için çok yavaş gitmek gerekir. Değişim toplumların hem akıllarına hem de kalplerine girmek ile ilgilidir. Gerektiği kadar zaman koymak lazım. Herkesi olduğu yerden yakalayıp değişime yönlendirmek kısmı ise gerçek bir zanaat. Yaratıcı olmak kadar duygulardan anlayabilmeyi de gerektiriyor.
Değişim Liderle mi Olur?
Hayır, liderlerle olur… Doğrunun peşinde koşmaya niyetli ve umutlu herkes liderdir. Toplumların önünü açan, acıyı azaltanlarla olur. İçindeki ışığı paylaşanlarla olur.
Ve olur… (Çünkü hep olmuş).
Gülin Yücel / 19 Mayıs 2023