Küresel seragazı emisyonlarının %3’ünden deniz taşımacılığı sorumluyken bu tür taşımacılıkta hava kirleticilerin 2030’a kadar %50 azaltılması hedefleniyor. 2024 teması “Geleceği Yönlendirmek: Önce Güvenlik!” olan Dünya Denizcilik Günü’nde iklim kriziyle mücadele kapsamında, alternatif yakıt kullanımından denizlerin, deniz kaynaklarının ve deniz çevresi çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilirliği gibi alanlardaki çalışmaları teşvik etmeye yönelik adımlar atılıyor.
Her yıl Eylül ayının son perşembe günü, “Dünya Denizcilik Günü” olarak kabul ediliyor. Bu yıl 26 Eylül tarihine denk gelen gün, ilk olarak 1978 yılında, Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde danışmanlık hizmeti veren bir ajans olan Dünya Denizcilik Örgütü’nün (IMO) 20. kuruluş yıldönümüne ithafen başlatıldı.
Sürdürülebilir deniz taşımacılığı ve sürdürülebilir denizciliğin gelişimi konularında farkındalık yaratmayı amaçlayan günle, BM 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’ne bağlı olarak gemilerin, iklim kriziyle mücadele kapsamında, alternatif yakıt kullanımı ve yakıt kullanım etkinliği, denizlerin ve deniz kaynaklarının ve deniz çevresi çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilirliği gibi konularda çalışmalar da teşvik ediliyor.
IMO, bu özel günün 2024 teması olarak “Geleceği Yönlendirmek: Önce Güvenlik!” başlığını belirledi. Temayla IMO’nun deniz taşımacılığında güvenliği ve emniyeti artırma, deniz ortamının korunması ile birlikte hızlı teknolojik değişim ve yenilikleri güvenli bir şekilde öngören düzenleyici gelişim sürecini sağlama çalışmaları yansıtılıyor. SKA’larla da bağlantılı olan temayla, özellikle iklim değişikliği ile mücadele; okyanusları, denizleri ve deniz kaynaklarını korumak öne çıkıyor.
Yılda 250 milyon Metreküpten Fazla Atık Su Denizlere Bırakılıyor
Günümüzde deniz taşımacılığı, küresel seragazı emisyonlarının neredeyse %3’ünü oluşturuyor. Gemi kazaları ise deniz kaplumbağaları, penguenler ve foklar gibi en az 75 deniz türünü etkiliyor. Ayrıca deniz taşımacılığından dolayı okyanuslara yılda, mikroplastikler, kirleticiler ve patojenler içeren 250 milyon metreküpten fazla atık su deşarj ediliyor.
Tüm bu tehlikelerden yola çıkılarak geçen yıl Dubai’de düzenlenen COP28 iklim zirvesinde deniz taşımacılığının karbondan arındırılmasının yanı sıra deniz biyoçeşitliliğinin ve ekosistemlerinin korunması amacıyla, “İnsanlar ve Doğa için 2030 Deniz Taşımacılığı Paktı” kuruldu. Girişimle temel olarak şunlar hedefler belirlendi:
- Arıtma sistemlerinin %100 etkinliğini sağlamak ve IMO’nun su altı kirlenmesini önleme kılavuzlarını zorunlu hale getirerek istilacı türlerin yayılmasını sınırlamak.
- Hava kirleticilerinde %50 azaltıma gitmek.
- Deniz koruma alanlarında deniz taşımacılığı için yüksek standartlar belirleyerek ve “Özel Hassas Deniz Alanları”nın sayısını dört katına çıkararak deniz koruma odaklı çalışmak.
- 2030 yılına kadar dünya genelinde deniz taşımacılığında kullanılan ağır yakıt yağının (HFO) yasaklanması, sızıntı risklerini azaltmak ve tüm küresel deniz taşımacılığı için tehlikeli yakıt kullanımını ortadan kaldırmak.
Birçok Ülke Yeterli Adım Atmıyor
Öte yandan IMO, tüm deniz kirliliği kaynaklarının etkili kontrolünü teşvik etmek, atık ve diğer maddelerin denize dökülmesi ile deniz kirliliğini önlemek için tüm pratik adımları atmaya çabalamasına rağmen gelişmekte olan birçok ülke, farklı nedenlere bağlı olarak bu adımları eksiksiz şekilde uygulamakta zorlanıyor. Bu bağlamda IMO, kendine üye ülkelerin belirlenen yol haritalarına uyumunu sağlamak amacıyla, Entegre Teknik İşbirliği Programı (ITCP) oluşturdu. Program; bu ülkelerin sürdürülebilir kalkınmalarını ve deniz çevresi koruma çabalarını desteklemek, nihayetinde daha temiz sulara ve kıyılara, sürdürülebilir bir turizme ve balıkçılığa, aynı zamanda entegre bir kıyı yönetimine ulaşma yolunda hayati bir önem taşıyor.