#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
deprem

Deprem Felaketinin Yaralarını Birlikte Saracağız!

Depremler Türkiye ekonomisini derinden etkiledi. Felaketin ülkemizin GSYH’sinde neden olduğu katma değer kaybının %0,5 olabileceği öngörülüyor. Depremlerden etkilenen illerde halkın %50’si büyük yara aldı ve/ veya hayatını kaybetti. Kentlerden ciddi bir göç yaşandı. 

YAZI: Emine Erdem, KAGİDER Yönetim Kurulu Başkanı

6 Şubat 2023’te Türkiye, uzun süredir görmediği şiddette bir deprem felaketi yaşadı. Aynı gün içinde meydana gelen iki deprem ve artçı sarsıntılar, 11 ilimizi etkiledi; 50 bin yurttaşımızı kaybettik ve çok ağır maddi hasar meydana geldi. Yaşadığımız, çağımızın en büyük doğal afetlerinden biriydi. Doğaldı, ama afet olmak zorunda değildi. Depremlerde 50 bin insanımızı yitirmemiz, evlerimizin yıkılması bizim kaderimiz değil, artık bunu kabul etmek zorundayız. Bundan sonraki süreçte mesele yalnızca depreme dayanıklı daha sağlam binalar, yaşam alanları kurmak değil. Toplum olarak deprem merkezli, kaderciliğe yer vermeyen bir zihniyet dönüşümünü başarmalıyız. Hayatımızı bilime inanarak şekillendirmemiz gerekiyor. Esas mesele budur.

Depremler Türkiye ekonomisini derinden etkiledi. Felaketin ülkemizin GSYH’sinde neden olduğu katma değer kaybının %0,5 olabileceği öngörülüyor. Depremlerden etkilenen illerde halkın %50’si büyük yara aldı ve/veya hayatını kaybetti. Kentlerden ciddi bir göç yaşandı. Bu kentleri tekrar ayağa kaldırmak, insanların yıkılan hayatlarını, geçim kaynaklarını yeniden canlandırmak, kısacası toparlanmak için çok çalışmamız gerekiyor.

Tüm insani krizlerde olduğu gibi doğal afetin getirdiği bu krizde de kadın ve kız çocuklarının, erkekler ve erkek çocuklarından daha farklı şekilde etkilendiklerini biliyoruz. Daha hassas ve savunmasız olan bu grubun karşılaştığı güçlükler genellikle yaş, engellilik hali, etnik köken ya da din gibi diğer faktörler nedeniyle daha da ağır bir hal alabiliyor. Bölgenin 15 milyonluk nüfusunun yarısını kadınlar ve kız çocukları oluşturuyor. Özellikle kadınları tekrar ayağa kaldırmak ve iş hayatına dahil etmek için hepimize çok iş düşüyor.

Kadın Girişimciler Zor Durumda!

Afet bölgesinde faaliyet gösteren kadın girişimciler depremlerden çok ağır etkilendi. Onların ihtiyaçlarını tespit etmek amacıyla Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) ve Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) Türkiye işbirliğinde bir çalışma yürütüldü. Çalışma kapsamında, depremlerden etkilenen illerde KAGİDER veri tabanında bulunan 120 girişimci kadın ve kadın kooperatifi tek tek arandı. 73 kişiye ulaşılarak ihtiyaçlarının tespitine yönelik anket yapıldı. Görüşme yapılan kadınlar arasında üretim faaliyetinde bulunanların %49’u, stoklu ürünü olduğunu belirtiyor. Stoklu ürünlerin çoğunluğunu İmalat-El Yapımı Hediyelik Ürünler, Tekstil ve Gıda sektörleri oluşturuyor.

Görüşülen girişimci kadınların %50’den fazlası depremlerden önce Gaziantep ve Hatay illerinde yaşıyordu. Deprem nedeni ile kadınların %5’i firmalarını taşımak zorunda kalırken girişimci kadınların %21’i ailenin geçimini tek başına üstlenmek durumunda kaldı. Konuşulan girişimci kadınların %6’sı deprem bölgesine dönmeyeceklerini belirtirken %5’i dönüp dönmeme konusunda kararsız olduklarını vurguluyor.

Çalışmaya katılan girişimci kadınların yaklaşık %85’iüretime/hizmete ara vermiş̧ durumda. Ara verenlerin %44’ü deprem sonrasında yeni ürün üretimine/yeniden hizmete başlayamadıklarını belirtiyor. “Deprem sonrasında üretime/hizmete tekrar başladınız mı?” sorusuna “Hayır” cevabı verenlerin çoğunluğu mekan ve ekipmanlarının ağır hasarlı olduğunu ifade ediyor. Deprem sonrasında girişimci kadınların %63’ü bakım yükümlülüklerinin arttığını kaydederken bu yükümlülüklerini sırasıyla çocuk, yaşlı ve engelli bakımı olarak aktarıyor.

Yapılan çalışmanın gösterdiği gibi deprem bölgesinde ihtiyaçlar büyük. Uzun soluklu iyileşmenin temelinde istihdamın sağlanması ve mevcut üretim potansiyelinin desteklenerek kapasitesinin artırılması yer alıyor. Hızlı toparlanma, ekonomik büyüme ve kalkınma konusunda kadınların potansiyelini görmezden gelemeyiz. Sürdürülebilir ekonomik büyüme ve kalkınma hedeflerineulaşmak, ancak kadınların aktif katılımıyla mümkün. Bu nedenle depremlerden doğrudan veya dolaylı olarak etkilenen bölgelerdeki kadınların, kadın kooperatiflerinin ve kadın girişimcilerin desteklenmeleri çok önemli.

Beslenme, barınma, sağlık gibi acil ihtiyaçlarını giderdikten, aile ve mülkiyet güvenliğini de sağladıktan sonra depremlerden etkilenen kadınların yeniden istihdama dahil olmaları gerekiyor. Bu bakımdan, insanlar bölgeyi terk etmeden oradaki iş imkanlarını güçlendirmek ama bu arada da onların yaşam alanlarının yeniden kurgulanmasını hayata geçirmek çok önemli. Bu noktada STK’lar da seferber olmalı. Bunu desteklerle ve dayanışmayla yapacağız.

Doğru Kamu Politikaları Toparlanma Sürecini Destekler

Depremlerden etkilenenlerin istihdamında devletin vergi teşviklerinde bulunması, SGK işveren paylarında indirim ve destek uygulamaları işverenler için büyük bir önem arz ediyor. Öte yandan istihdam edilecekleri illerde barınma sorunu yaşanabileceği için, uzaktan çalışma da önem kazanacak. Ancak elbette ki, bu süreçte uzaktan çalışma için gerekli altyapıların sağlanması lazım.

Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’yle birlikte depremlerden etkilenen ve OHAL kapsamında bulunan kentler için belirli şartlar altında işten çıkarma yasağı ve kısa çalışma ödeneği uygulaması başlatıldı. Bu kapsamda işçiler brüt maaşlarının %60’ı kadar aylık ödeme alacak. Bu tür desteklerin sürdürülebilir olması depremden zarar görenlerin ekonomiye katılımlarını desteklemek için çok önemli. Aynı zamanda, deprembölgesinde kalanlar kadar farklı illere göç etmiş gençleri, girişimcileri, çalışanları ve işverenleri de destekleyecek çalışmalar yapılmalı; bölgede yapılacak ekonomik yatırımlarla yeniden kalkınma sağlanarak göç edenlerin geri dönmeleri teşvik edilmeli.

Yaraların Sarılması için Çalışıyoruz

Depremin ilk gününden itibaren dayanışma içinde yaralarımızı sarmak ve tekrar ayağa kalkmak için KAGİDER, TURKONFED ve Habitat Derneği’nin inisiyatifi ile iş dünyasını harekete geçirmek için bir konsorsiyum oluşturduk. Bu konsorsiyuma Sektörel Dernekler Federasyonu SEDEFED, Arya Women, Endeavour Türkiye, İzmir Sanayici ve İş İnsanları Derneği İZSİAD, Sürdürülebilir Kalkınma Derneği SKD, İnsani Gelişme Vakfı INGEV ve Aile İşletmeleri Derneği TAİDER katıldı. Yaptığımız toplantılarla ihtiyaçları tespit ederek üyelerimize çağrıda bulunduk ve eksikleri hızla tamamlayarak bölgeye ulaştırdık.

Pandemi sürecinde hepimiz uzaktan çalışmayı test ettik ve mümkün olduğunu gördük. Aynı metot oralarda, binalar, işyerleri kurulana kadar daha yaygın olarak kullanılmalı. Buna destek olmak üzere girişimcilik ekosisteminin önemli dört-beş kurumu ile yaptığımız işbirliği ile öncelikle beş il olmak üzere depremlerden etkilenen 11 ili, ardından da göç alan illeri de kapsayacak şekilde AVM ya da çadır kentlerde ortak çalışma alanları oluşturarak ekonominin tekrar canlanmasına odaklanacağız. Bu sayede insanlar işini kaybetmeden, uzaktan çalışmaya devam edebilecek.

KAGİDER’in bir mottosu var: Kadından Almalı, Memleket Kazanmalı. Bu mottoyu bölge için mutlaka uygulamalıyız. Ayrıca, kadın girişimcileri, kadın kooperatiflerini güçlendirecek ticaretin kadınları.com portalımız var. Portalda yer alan, deprem bölgelerindeki işyeri sahibi olan kadınlar ve kadın girişimciler ile temasa geçip ayağa kalkabilmeleri için neler yapacağımızı planlamaya başladık. Kurumların, ihracatçıların tedarik zincirlerine depremlerden etkilenen kadınları da dahil etmeliyiz ki kalkınmayı hep birlikte sağlayabilelim.

Kamu yönetimi, iş dünyası, STK’lar ve sorumluluk sahibi bireyler olarak hep birlikte çalışarak bölgeyi de Türkiye’yi de tekrar ayağa kaldıracağız. KAGİDER bu mücadelenin ön saflarında yer alacak.

Emine Perviz Erdem

KAGİDER Yönetim Kurulu Eski Başkanı