6 Şubat 2023’te yaşanan, resmi verilere göre 53 binden fazla can kaybına, 11 ilde ağır yıkıma neden olan ve 13 milyon kişinin hayatını doğrudan etkileyen depremlerde hayatını kaybedenler anıldı. Binlerce kişi depremlerin ikinci yılında, saat 04.17’de enkaza karanfil bıraktı, kent meydanlarında yürüdü ve yitirdikleri için gözyaşı döktü. Yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür, katıldığı bir programda, “Önce deprem olsun, sonra gerekeni yaparız” yaklaşımının devam ettiğini söyledi. Afetlere dirençli kentlerin önemine dikkat çeken iklim STK’ları ise aynı felaketin yaşanmaması için önerilerde bulundu.
6 Şubat 2023’te yaşanan Kahramanmaraş merkezli iki depremde resmi verilere göre, 53 binden fazla kişi yaşamını yitirdi. Deprem, 11 ilde ağır yıkıma neden olmakla birlikte 13 milyon kişinin hayatını doğrudan etkiledi.
Depremlerin ikinci yılında felaketten en çok etkilenen illerden biri olan Hatay’da, gece 04.17’de bir anma programı düzenlendi. İki farklı toplanma alanı belirlenen kentte, yoğun güvenlik önlemleri alındı. Harbiye Bulvarı’nda düzenlenen vali, kaymakam ve kimi bakanların da katıldıkları anma alanına giden bütün giriş ve çıkışlar kapatıldı. Giriş ve çıkışlar tek bir noktadan yapıldı. ANKA’nın haberine göre 6 Şubat Platformu’nun çağrısıyla Rana Apartmanı önünde toplanan binlerce kişinin Köprübaşı’ndaki anmaya katılmak için yürüyüşüne izin verilmedi. Yurttaşlar bu duruma tepki gösterdi. Bir Hataylı, “Biz acımızı niye istediğimiz gibi yaşayamıyoruz? Sabahtan beri ağlıyoruz” dedi.
Adana’da 96 kişinin yaşamını yitirdiği Alpargün Apartmanı’nın olduğu alanda anma etkinliği düzenlendi. Gaziantep Valiliğince, merkez Şehitkamil ilçesinde 6 Şubat 2023’teki depremlerde, altı bloktan dördü yıkılan ve 134 kişinin hayatını kaybettiği Ayşe Mehmet Polat Sitesi’nde anma programı düzenlendi. Adıyaman’da, binlerce kişinin katılımıyla “Sessiz Yürüyüş” düzenlendi. Valilik önünde bir araya gelenler, kentin simgesi olan ve aradan geçen iki yıla rağmen 04.17’yi gösteren saat kulesine kadar ellerinde karanfil ve bayraklarla yürüdü.
Depremin merkez üssü Maraş’ın Pazarcık ilçesinde hayatını kaybedenler de anıldı. Maraş’ta 146 kişinin yaşamını yitirdiği Hamidiye Sitesi’nde ve 45 kişinin yaşamını yitirdiği Saitbey Sitesi’nde yakınlarını kaybedenler, enkaz alanında adalet nöbeti tuttu. Malatya’da da depremlerde yaşamını yitirenler için bir anma programı düzenlendi. 17 kişinin hayatını kaybettiği Hayat Sitesi alanında buluşan bir grup, meşale yakarak alana karanfil bıraktı, saygı duruşunda bulundu.
Osmaniye’de afetin meydana geldiği saat 04.17’de anma programı yapıldı. 128 kişinin yaşamını yitirdiği Metin Tamer Sitesi’nde yakınlarını kaybedenler bir araya gelerek anma töreni düzenledi. Kilis’te ise Cumhuriyet Meydanı’nda bir anma programı düzenlendi. Diyarbakır’da hayatını kaybeden 411 kişi, 77 kişiye mezar olan Serin-2 Apartmanı’nın enkazının kaldırıldığı alanda düzenlenen etkinlik ile anıldı.
Prof. Dr. Naci Görür: “Önce Deprem Olsun, Sonra Gerekeni Yaparız Yaklaşımı Devam Ediyor”
Yerbilimci Prof. Dr. Naci Görür, Kafa TV YouTube yayınında açıklamalarda bulundu. İzmir’in deprem üretme kapasitesine sahip birçok kaynağa sahip olduğunu ve bu nedenle oldukça hassas bir bölgede yer aldığını dile getiren Görür, “Ege’de olan depremlerin tümü İzmir’i etkiler” dedi.
İzmir’de, 7 büyüklüğünden büyük depremler üretebilecek en az 15 aktif fay hattı olduğunu söyleyen Görür, bu fayların ne zaman kırılacağına dair yeterli araştırma yapılmadığını vurguladı. Görür, “Bu faylar kesinlikle deprem üretecek ancak ne zaman olacağı hakkında elimizde bilgi yok. Yine de ‘Önce deprem olsun, sonra gerekeni yaparız’ yaklaşımı devam ediyor” diye konuştu.
Konuşmasında örnekler veren Görür, “Erzincan’da 7 büyüklüğünde bir deprem olmuşsa, 1939’un üzerine artı 250 yıl koyarak benzer büyük bir depremi bu bölgede bekleyebilirim. Adapazarı’nda ise en son deprem 1967’de olmuştu, aynı şekilde artı 250 yıl eklediğinizde büyük bir depremi o tarihte bekleyebilirsiniz” dedi.
Adıyaman Belediye Başkanı: “Adıyaman’da 56 bin Kişi Hâlâ Konteynerde Yaşıyor”
Gazete Duvar’ın haberine göre, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, 6 Şubat depremlerinde yıkım uğrayan Adıyaman’da altyapı sorunlarının devam ettiğini söyleyerek 56 bin kişinin hâlâ konteynerde yaşadığını ifade etti.
TEMA: “Sorunlar İnsan Sağlığını, Doğayı ve Kültürel Mirası Tehdit Ediyor”
Sosyal medya hesabından bir açıklama yayımlayan TEMA Vakfı, “Şubat 2023’te meydana gelen ve Akdeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerini etkileyen depremlerde hayatını kaybeden yurttaşlarımızı saygı ve rahmetle anıyor, depremden etkilenen ve yaralarını sarmaya devam eden herkese bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz” ifadelerini kullandı.
Açıklamada, felaketin üzerinden iki yıl geçtiği ancak bölgede yaşam mücadelesinin devam ettiği belirtildi. Barınma, plansız yapılaşma, altyapı ve enkaz sorunlarının insan sağlığını, doğayı ve kültürel mirası tehdit ettiğinin vurgulandığı açıklamada, bu acıların bir daha yaşanmaması için şu önerilerde bulunuldu:
- Deprem riski taşıyan bölgelerde planlama ve yapılaşma deprem gerçeğine uygun olmalı
- Yapı stokları düzenli olarak denetlenmeli,
- Afet yönetim planları acilen hayata geçirilmeli,
- İl afet atık planlarının hazırlanarak enkaz atıkları doğaya zarar vermeyecek şekilde yönetilmeli.
WWF Türkiye: “Kayıplarımızın Acısı Sadece Düştüğü Yeri Yakmıyor”
“Kayıplarımızın acısı sadece düştüğü yeri yakmıyor” diyen WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) yaşam hakkını denetimsizliğe ve sorumsuzluğa kurban etmeyen, afetlere dirençli bir gelecek için Yeşil İyileşme çağrısında bulundu.
WWF-Türkiye’nin açıklamasında, “6 Şubat depremlerinin ikinci yılında kayıplarımızın acısı yüreğimizde. Bu acı, yaşadığımız tüm kayıplarda bir kere daha tüm Türkiye’yi sarıyor. Deprem, yangın, sel… Doğanın gücü insan etkisi ile afete dönüşüyor. Sebep: Bilime dayalı karar alma, denetleme ve yaptırım yetersizliği” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, Kartalkaya’da geçtiğimiz günlerde meydana gelen yangın hatırlatılarak 6 Şubat’ta olduğu gibi, bilimsel veriler üzerine inşa edilen kurallara uymamanın ve ihlallere yeterli denetim ve yaptırım uygulanmamasının doğurduğu ağır sonuçlara işaret edildi.
Güvenli yarınlar için tüm Türkiye’nin sorumluluk almaya mecbur olduğunun vurgulandığı açıklamada, “Her kayıp bize doğaya uyumlu ve dirençli yaşam alanlarının önemini bir kez daha gösteriyor” denildi. Açıklama, “Birinci derece deprem kuşağında bulunan ülkemizde yeniden benzer bir felaket yaşanmaması için; yangınların önlenmesi ve en az hasarla atlatılması için; iklim kriziyle günlük gerçeğimiz haline gelen aşırı hava olaylarına hazırlıklı olabilmek için; heyelanlar, toprak kaymalarından sonra ‘keşke’ dememek için, Yeşil İyileşme ile afetlere dirençli yaşam alanları oluşturma ve yeniden ayağa kalkma çağrımızı yineliyoruz” çağrısı ile son buldu.