Deştin’de yapılmak istenen entegre çimento fabrikasına karşı açılan davada mahkeme ÇED Raporunu iptal etmişti. Muğla Büyükşehir Belediyesi Meclis Toplantısı’na katılan köylüler yapılmak istenen fabrikanın imar planlarının da iptal edilmesi için çağrıda bulundu.
Deştin ve Bayır’ın ortak sınırında, Tekağaç Mevkiinde kurulması planlanan Entegre Çimento Fabrikası ve Hammadde Ocakları Projesine için hazırlanmış ve bakanlıktan onay almış ÇED Raporunun iptali için dava açılmıştı. Menteşe Kent Konseyi, Akdeniz Yeşilleri Derneği ve köylülerin açtığı dava sonucunda 7 Eylül’de mahkeme ÇED Raporunu iptal etti. Perşembe günü Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde Muğla Büyükşehir Belediyesi Meclis Toplantısı yapıldı.
Deştin köylüleri, fabrikanın imar planlarının da iptal edilmesi gerektiğini vurgulamak üzere meclis toplantısına katılmak istedi. Ancak, toplantı başlamadan önce kimlik kayıtları not edilerek içeri alındıkları için Deştin köylülerinin büyük bir bölümü toplantı salonuna giremeden toplantı başlatıldı. Çekim yapılmaması uyarısı yapılan toplantıda köylüler ve toplantı arasında barikat kuruldu. Fabrikanın imar planının iptali önerisini sunan İyi Parti Meclis Üyesi Gürsel İnce’nin önerisi hakkında gündeme alınmama kararı verilmesinin üzerine köylüler halka barikat kurulmaması gerektiğini savunarak barikatı açtı. Barikatın açılması sonrasında çevik kuvvet ekiplerinin geldiği alanı köylüler, “Deştin Çayı özgür akacak” sloganı ile terk etti.
Bakanlık Eleştirildi
Slogan atarak alandan ayrılan köylüler sonrasında buluşarak bir basın açıklaması gerçekleştirdi. MUÇEP Menteşe Meclisi, Deştin Çevre Platformu ve Bayır Çevre Komitesi öncülüğünde yapılan açıklamada, ÇED raporunun iptali sonrası Menteşe Belediyesi’nin inşaat alanında tespit ve mühürleme yaptığı, ardından da Yapı İnşaat Ruhsatını iptal ettiği hatırlatıldı. Geçmişten günümüze bakanlık hakkında eleştirilerin de yapıldığı açıklamada; “Şimdiye kadar bir sürü isim değişikliği yapmış ve son olarak da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği ismini alan bakanlığımızda tek değişmeyen şey çevreyi değil, sermaye çevrelerini korumasıdır. Bu bakanlık 17 sene önce de çimentocuların hazırladığı 52 maden ocağı ile büyük çoğunluğu orman olan 36.000 dönümlük alanı yok edecek olan 1. ÇED Raporu’na onay vermiş, Deştin köylülerinin açtığı dava sonucu iki ayrı bilirkişi heyetinin vermiş olduğu olumsuz rapor sonucu 1. ÇED Raporu iptal edilmişti. Köylüler karşı çıkmasa ve dava açmasaydı, 36.000 dönümlük orman ve verimli tarım arazileri şu ana kadar maden ocaklarınca yok edilmiş, yerine krater çukurları açılmış olacaktı” cümlelerine yer verildi.
“Yine aynı firma tarafından hazırlanmış ve şu an iptal ettirilmiş olan 2.ÇED raporu iptal edilmeseydi, 13 hammadde ocağı ile %90 verimli orman alanı 7751 dönümlük bir alanı krater çukurlarına döndürmeyi planlıyorlardı” denilen açıklamada; ormanın, çevredeki tarım alanlarının, su kaynaklarının, zeytinciliğin ve arıcılığın bitmesinin köylerin açlığa, sefalete ve göçe zorlanması, tozdan dumandan insanların ve çevrenin sağlığının bozulmasının çimentocu şirketin ve onlara destek veren bakanlığın umurlarında olmadığı paylaşıldı.
Açıklamada, bakanlığın bu tutumu devam ettirmesi sonucunda çimentocu şirketin bakanlık tarafından onaylanmış üçüncü, dördüncü ÇED ile tekrar karşılarına çıkabileceğinin altı çizildi ve “tüm Muğlalılar olarak bu yıkım projesinden tam olarak kurtulmak istiyorsak çimentocu şirkete yeniden doğuş imkanı sağlayan Entegre Çimento Fabrikası amaçlı İmar Planları iptal edilmeli” denildi.
“Bu Karar Kanuna Aykırı”
2.ÇED nedeniyle imar planlarının iptali mahkeme tarafından kaldırılınca Büyükşehir Belediyesi ve Menteşe Belediyesi tarafından daha önce verilen imar planları iptal kararı kaldırılmış ve imar planları tekrar geçerli hale getirilmişti. Bu kararın da kanuna aykırı olduğu dile getirilen açıklama şöyle devam etti: “Belediye Meclisince iptal edilmiş ve askı sürecince itiraz edilmeyip iptali onaylanmış İmar Planları, yenisi yapılmadan ve gerekli onay sürecinden geçmeden sadece iptal kararını kaldıran meclis kararı ile tekrar geçerli hale getirilemez. Bu yapılan işlem usulsüzdür, hukuksuzdur. Görüldüğü üzere, imar planlarının sürüyor olmasının tek hukuki dayanağı bu ikinci ÇED Olumlu raporunun olmasıdır. Bu ikinci ÇED, Menteşe Kent Konseyi, Akdeniz Yeşilleri Derneği ve Köylülerin açtığı dava sonucu iptal ettirilmiştir. Böylece bugün geçerli olan imar planlarının hukuki dayanağı ortadan kaldırılmıştır. Bu yüzden büyükşehir belediyemiz tarafından Entegre Çimento Fabrikası amaçlı 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planları ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planları İptal edilmelidir.”
İdari paralellik ilkesi gereğince planların onama ve iptal yetkisinin belediye meclislerinde olduğu, bakanlık onayı gerekmediği ifade edilen açıklamada, belediyelere bu yetkinin bakanlıkça değil, yasalarca verildiği ve belediyelerin de bakanlığın da yasalara uyması gerektiği vurgulandı: “İptal ettirilmiş olan 1.ÇED de, 2.ÇED de bakanlık tarafından olumlu bulunmuş ÇED’lerdir ve bilimsel verilerden ne kadar uzak olduğu bilim insanları ve bilirkişiler tarafından doğrulanmış ve mahkemeler tarafından iptal edilmiştir. Buna onay veren en küçüğünden en büyüğüne kadar bütün bürokratlar yargılanmalıdır. Ormanları Orman Bakanlığı eliyle, Çevreyi Çevre Bakanlığı eliyle yok eden bakanlıklara danışmaya gerek yoktur. Yasaları sürekli çiğneyen, çimentoculara onay veren, Bargilya Tuzla sulak alanının yok edilmesine göz yuman, Akbelen ormanlarının yok edilmesini onaylayan bakanlık mı belediyelerimize doğru yolu gösterecektir?”
Belediye Meclisleri “Topu Taca Attı”
Açıklamada ayrıca, Belediye Meclislerinin yasalara uyarak imar planlarını iptal etmesi yerine bakanlığa görüş sorması yoluna gitmesi de “topu taca atmak” olarak değerlendirildi ve bunun nedenin ise, “çimentoculara zaman kazandırmak, yeni bir ÇED ile gelirlerse işin önünü açmak” olduğu söylendi.
Belediye Meclis üyelerine de çağrı yapılan açıklamada, “Belediye Meclis üyeleri olarak gerçekten Çimento Yıkım Projesine karşı çıkıyorsanız, 30 senedir, çeşitli şekillerde karşımıza çıkan bu canavarın başının tamamen ezilmesi için üzerlerinize düşen sorumlulukları yerine getirmelisiniz. Bunun yolu da imar planlarının geri dönüşü olmayacak şekilde iptal edilmesinden geçer” cümleleri aktarıldı.
İmar planları hakkında bilgi de verilen açıklamanın sonunda şu cümlelere yer verildi: “1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planından da, iptal edildiği için yeniden yapılacak olan 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planlarından da bahsi geçen alanın Sanayi Alanı olarak gösterilmesi kaldırılmalıdır. Entegre Çimento Fabrikası amaçlı imar planları plan hiyerarşisi içinde üst ölçekten alt ölçeğe doğru değil, aşağıdan yukarıya doğru oluşturulmuştur. 2007 yılında Entegre Çimento Fabrikası amaçlı 1/5000 ve 1/1000 ölçekli İmar planları hazırlanmış, daha sonra 2011 yılında 1/100.000 ölçekli plana işlenmiştir. Bizler Muğlalılar olarak, bundan sonraki süreçte hem Büyükşehir Belediye Meclis üyelerini hem de Menteşe Belediye Meclis üyelerini takip listemize alıyoruz. Meclis üyeleri üzerlerindeki sorumluğu kimseye atmamalı, herkes kendi vicdanını ve aklını kullanarak, Muğlalılara karşı sorumluluklarını yerine getirmelidir.”