#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
Deştin

Deştin’deki Çimento Fabrikası Mücadelesinde İfade Verenlerin Sayısı Artıyor

Deştin’deki Çimento fabrikasına karşı eylem yapan yurttaşlar ifade vermeye çağrılıyor. MUÇEP Menteşe Meclisi eşsözcüsü Fidan Eroğlu, “Çimento yıkım projesine karşı vermiş olduğumuz ve bilim insanlarınca da doğrulanan mücadelemizle ilgili hiçbir arkadaşımız suçlanamaz, yargılanamaz” dedi.  

Deştin köylüleri başta olmak üzere Muğlalılar, yapılmak istenen çimento fabrikasına karşı 3 Nisan 2023’de bir protesto başlatmıştı. Çimentocu firmaya malzeme taşıyan kamyonların geçeceği yolu Bayır’da keserek protesto gerçekleştirilmişti. Eylemin beşinci gününde sabaha karşı 04.30’da jandarmanın müdahalesiyle 11 kişi gözaltına alınmış ve eylemi destekleyen 110 kişi hakkında  “Kanuna Aykırı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Düzenleme,Yönetme, Bunların Hareketlerine Katılma” suçlamasıyla soruşturma açılmıştı.

Soruşturmayı yürüten Muğla Cumhuriyet Savcılığı 110 kişinin anayasal gösteri yapma hakkını  kullandığı gerekçesiyle takipsizlik kararı vermişti. Ardından yapılan basın açıklamasında Deştin Çevre Platformu, MUÇEP Menteşe Meclisi ve Bayır Çevre Komitesi tarafından “Yargıya güvenin son derece zayıfladığı bu günlerde Muğla Cumhuriyet Savcılığı’nın hukuka uygun olarak verdiği bu kararı takdirle karşılıyor, diğer hukukçulara örnek olmasını diliyoruz” denmişti.

Takipsizliğin Ardından Halk İfadeye Çağırılıyor

Bir süre sonra birçok direnişçi savcılığa , TCK 109 “Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu”, TCK 117 “İş ve Çalışma Hürriyetini İhlali Suçu” ve TCK 265/1 “Kamu Görevlilerine Karşı Görevi Yaptırmamak için Direnme Suçu” işlediği gerekçesiyle ifadeye çağrıldı.

Yalnızca Deştin’den 45 kişi ifade verdi. Yaşam savunucuları ifade için çağırılmaya devam ediyor. Deştin köylülerinin verdiği ifadenin ardından açıklama yapan Muğla eski milletvekili Av. Burak Erbay, “Her şeye rağmen biz umudumuzu korumaya devam ediyoruz. Topraklarımıza, ormanlarımıza, ağaçlarımıza, suyumuza sahip çıkmaya devam ediyoruz” derken; “Bugün ifade veren 45 kişi içerisinde; 60-70 yaşında teyzelerimiz, gözü görmeyen teyzelerimiz, hasta teyzelerimiz, hatta jandarmaya direnildiği söylenen gece orada olmayan teyzelerimiz bile var. Ama biz bu olumsuzluklara rağmen geleceğimize sahip çıkmaya devam ediyoruz” dedi. Bilirkişi raporuna da değinen Erbay, “Bilirkişi raporunda, yapılmak istenen fabrikanın usülsüz, yanlış olduğu açık ve net bir şekilde ortaya konmakta. Yatağan’dan yetkililere sesleniyoruz. Artık bu zulme bir son verin ve verilen bilirkişi raporuna göre bu fabrikanın ruhsatlarını iptal edip bir an önce durdurulmasını sağlayın” dedi.

“ÇED Olumlu” Raporu İptal Edilmeli

Deştin Çevre Platformu, MUÇEP Menteşe Meclisi ve Bayır Çevre Komitesi’nin 1 Haziran’da yaptığı açıklamada, Muğla İdare Mahkemesi’nde açılan ÇED İptal davasında bilirkişi heyetinin hazırlamış olduğu raporu 8 Mayıs’ta öğrendikleri ifade edildi. Basın açıklamasını yapan MUÇEP Menteşe Meclisi eşsözcüsü Fidan Eroğlu, raporu inceleyen tüm uzmanların büyük bir uzlaşıyla iddiaların hepsini doğruladıklarını ve ÇED Olumlu kararı hakkında olumsuz görüş sundukları belirtti. Yapılan basın açıklamasında Eroğlu; “Bizler aynı iddiayı 1,5 senedir yetkililere anlatmaya ve bu yıkım projesini durdurmaya çalışıyoruz. Mahkeme bu bilirkişi raporunu temel alarak gecikmeden yürütmeyi durdurma kararı vermeli ve bakanlığın verdiği ÇED Olumlu raporunu iptal etmelidir” dedi.

Eroğlu, Menteşe Belediyesi’nin de gecikmeden çimentocu şirkete verdiği yapı inşaat ruhsatını iptal etmesi gerektiğinin altını çizdi ve ÇED raporunu hazırlayan ve onaylayanların yargılanması gerektiğini şu şekilde ifade etti: “Çimento yıkım projesine karşı vermiş olduğumuz ve bilim insanlarınca da doğrulanan mücadelemizle ilgili olarak hiçbir arkadaşımız suçlanamaz, yargılanamaz. Yargılanması gereken gerçekleri çarpıtarak hazırlanmış ve halktan gizlenerek onaylanmış ÇED raporunu hazırlayanlar ve bunu onaylayanlardır.”

Çevrenin korunmasının devletin yanı sıra yurttaşların da hak ve görevi olduğunu belirten Eroğlu, yaşam alanlarını korumanın ve sağlıklı bir çevrede yaşamanın anayasal ve yasal bir hak olduğunu hatırlattı. Bu hakları doğrultusunda mücadele ettiklerini söylerken, “Bizlere isnat edilen bütün suçlar düşürülmeli, çimentocu şirket yetkilileri yargılanmalıdır” dedi.

EkoIQ Editör