#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
marketler

Discount ve Ulusal Marketler Tekelleşiyor

“Son beş yılda, discount ve ulusal marketler 20 binden fazla yeni mağaza açtı. Önümüzdeki beş yıl içinde sayılarının 55 bini aşması bekleniyor” diyen Türkiye Perakendeciler Federasyonu Başkanı Düzgün, tekelleşmeye doğru giden mağazalaşma konusunda önlem alınması gerektiğini söyledi.  

Türkiye Perakendeciler Federasyonu’nun (TPF) öncülüğünde her ay farklı bir ilde düzenlenen toplantıların sonuncusu Diyarbakır’da gerçekleşti. Güneydoğu PERDER’in ev sahipliğinde, Greenpark Otel’de yapılan etkinliğe TPF Yönetim Kurulu ve Güneydoğu PERDER üyelerinin yanı sıra Batman, Cizre, Mardin, Elazığ ve Diyarbakır’dan sektör temsilcileri katıldı.

Enflasyon baskısının tüketicileri her geçen gün olumsuz etkilediğini, en çok etkilenen sektörlerin başında da gıda perakendesinin geldiğini belirten TPF Başkanı Ömer Düzgün; “Son beş yıllık alışveriş davranışlarına baktığımızda, artan gıda fiyatlarıyla birlikte tüketiciler ilk tepkisini zincirin son halkası olan bizimle paylaşıyor. Vatandaşlarımız haklı. Vatandaşlarımız daha fazla tasarruf edebilmek için market sepetini 6-7 farklı noktadan dolduruyor” dedi.

“Vatandaşlarımızın Algıları ile Oynanıyor”

“Böylesine hassas bir dönemde yerel zincirler olarak tekelleşmeye doğru giden mağazalaşma konusunda, discount marketler ve ulusal zincirlerin mağaza açılışlarına yönelik bir önlem alınması gerektiğinin tekrar altını çizmek istiyoruz” uyarısında bulunan Düzgün şunları söyledi: “Son beş yılda, discount ve ulusal marketler 20 binden fazla yeni mağaza açtı. Önümüzdeki beş yıl içinde ulusal ve discount marketlerin sayısının 55 bini aşması bekleniyor. Başka bir deyişle, Türkiye’de yaklaşık her 2 bin kişiye bir market düşerken, discount ve ulusal marketlerin agresif büyüme stratejileri bazı ilçelerde bu sayıyı 500’e kadar düşürdü” dedi.

Private label ve düşük gramajlı ürün uygulamalarına dikkat çeken Düzgün, “Market raflarında özel üretim, eşdeğer alternatiflerinin sunulmadığı ürünlerle ne yazık ki vatandaşlarımızın algılarıyla oynanıyor. Üstelik bilinen markalı ürünlerle karşılaştırıldığında, özel markalı ürünlerin düşük gramajlarla discount marketlerinin raflarında yer alması, aslında gizli bir fiyat artışına neden oluyor ve vatandaşlarımız tarafından indirimli olarak algılanabiliyor. Mağaza açılış kriterlerinin yanı sıra standart gramaj uygulamasına geçilmesi, tüketici mağduriyetini önleyebilir” dedi.

“Yaklaşık 10 milyar ton Gıda Çöpe Gidiyor!”

Tüketim alışkanlıkları ve gıda israfına vurgu yapan Düzgün, alışveriş alışkanlıklarımız ve özellikle gıda israfı konusunda daha dikkatli olmamız gerektiğini belirtti. “Büyüklerimizin bizlere öğrettiklerini yeniden hatırlamalı ve yeni nesillere bu bilinci aşılamalıyız” diye konuşan

Düzgün, Birleşmiş Milletler raporuna göre son 10 yılda Türkiye dahil birçok ülkede yaklaşık 10 milyar ton gıdanın çöpe gittiğine dikkat çekti. Düzgün şunları söyledi: “Maalesef gıda israfının %40’ından fazlası evlerde çöpe atılan yiyeceklerden kaynaklanıyor. Ekmeğimiz, sebzelerimiz, unlu mamullerimiz çöpe gidiyor. Sebze ve meyveler tarladan sofralara gelmeden israf oluyor. Gıda haricinde elektrik, su, doğalgaz, akaryakıt gibi alanlarda da tasarruflu olmalı, israfı önlemek için hep birlikte çaba göstermeliyiz. Marketlerden alınan her gereksiz ürün arz-talep dengesini bozarak fiyatları artırıyor. Toplumsal bir gayretle bu israfı önleyebiliriz. Tasarruf önlemleriyle ülkemizin pek çok ihtiyacını karşılayabiliriz.”

EkoIQ Editör