Doğa Derneği, “Anadolu’nun doğasını savunabilme konusunda önemli bir dava” olduğunu belirterek 29 Temmuz 2022 tarihinde yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği’nin hukuka aykırı maddelerinin iptali için Danıştay’da dava açtı.
Doğa Derneği, 29 Temmuz 2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği’nin hukuka aykırı maddelerinin iptali için Danıştay’da dava açtı.
Doğa Derneği’nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, “Yürürlüğe giren yeni yönetmelik, hem doğayı yok edecek projelere kolaylıklar getiriyor hem de bu projelere karşı mücadeleyi de zorlaştırıyor” denildi.
Dava dosyasını, Doğa Derneği hukuk danışmanları Av. Özlem Altıparmak ve Av. Cem Altıparmak, Hukuk ve Doğa Okulu katılımcılarından bir grup gönüllünün de katılımıyla hazırladı.
Söz konusu davanın, “Anadolu’nun doğasını savunabilme konusunda önemli” olduğunun belirtildiği açıklama metninde, ÇED yönetmeliğindeki değişiklikleri ve davanın kapsamını anlatan yayına Doğa Derneği’nin web sayfasından ulaşılabileceği bilgisi de paylaşıldı.
Doğa Derneği’nin açıklamasında aşağıdaki görüşler dile getirildi:
“Doğamızı yok eden projelere yeni hukuki düzenlemelerle imtiyazlar tanınmasını kabul etmiyoruz. ÇED yönetmeliği, canlı ve cansız tüm varlıkların haklarını gözetecek şekilde düzenlenmelidir. Doğanın haklarını savunmaya ve mevzuat değişikliklerini takip etmeye devam edeceğiz.”
Av. Cem Altıparmak ÇED Davaları ile İlgili Bilgi Verdi
Doğa Derneği avukatı Cem Altıparmak konuyla ilgili açıklamasında, “ÇED yani çevresel etki değerlendirmesi, yapılacak projelerin doğaya ve projenin çevresine olan etkisini değerlendirilmeyi amaçlar. Eğer projenin çevreye olumsuz bir etki yapma ihtimali varsa bunun için alınacak önlemleri belirler. Ancak bu süreçlerin, projelerden etkilenecek canlı, cansız her türlü varlığın haklarını korumada etkisiz kaldığını hep birlikte deneyimliyoruz. Bu yüzden ÇED mevzuatından kaynaklanan hukuki uyuşmazlıklar ve ÇED kararlarına karşı açılan davalar, doğa koruma mücadelesinde en çok açılan davalar listesinde ilk sırada yer alıyor” dedi.
“Gezegenimiz Büyük Bir Yok Oluşun Eşiğinde”
Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç şunları söyledi: “Bu davayı, sadece şirketlerin haklarını artırmaya yönelik olan ve doğanın haklarını yok sayan yönetmelik değişikliğine karşı açtık. Gezegenimiz büyük bir yok oluşun eşiğinde. Bu yok oluşu körükleyen projelere yeni hukuki düzenlemelerle imtiyazlar tanınmasını kabul etmiyoruz. ÇED süreçleri biyolojik çeşitliliği, Önemli Doğa Alanları, kırsal üretimleri ve yerel ekonomileri doğrudan etkileyen süreçler. Doğanın haklarını savunmaya ve mevzuat değişikliklerini takip etmeye devam edeceğiz.”
Doğa Derneği’nin kamuya yönelik yaptığı bilgilendirme ise şu şekilde:
2014 Yılı ÇED Yönetmeliği Yürürlükten Tamamen Kaldırıldı
Temmuz ayında yapılan yeni değişikliklerle, ÇED süreçlerine halkın katılımı ve bilgiye erişimi konusundaki düzenlemeler sınırlandı. Doğa savunuculuğu yapan sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri, barolar gibi yapılar, ÇED süreçlerinin dışında tutuldu. Paydaş Katılım Planı yani ÇED sürecine kimlerin dahil edileceği görevi, yatırımcının çalışacağı özel şirkete verildi. Projeleri ÇED süreçlerinin dışında tutacak yeni düzenlemeler yapıldı. Tüm bu değişikliklere karşı Doğa Derneği hukuk danışmanları Danıştay’da dava açtı. Söz konusu davanın başvuru dosyası, bu konuda çalışan hukukçulara ve doğa savunucularına emsal olması amacıyla bir yayın haline getirildi. Doğa Derneği’nin web sitesinde herkesin erişimine açıldı.
Yeni yönetmelikte “Halk” tanımından “ulusal mevzuat çerçevesinde bir veya daha fazla tüzel kişi veya bu tüzel kişilerin birlik, organizasyon veya gruplar” ifadeleri çıkarıldı. Doğanın haklarını savunan meslek örgütleri, barolar, sivil toplum kuruluşları gibi yapılar, ÇED süreçlerinin dışında tutulmuş oldu.
Doğanın Haklarını Yok Sayan Projelere Yeni İmtiyazlar Tanındı
ÇED aşamaları tamamlanan bir projede, normal şartlar altında beş yıl içerisinde yatırıma başlanılması aksi durumda ÇED kararı geçersiz kalırken, yeni yönetmelik ile halkın verilen kararlara karşı kazandığı davalar ve yargısal süreçler mücbir sebep kabul edildi. Belirli sürede başlamazsa izni iptal olacak projelerin süresi uzatılmış oldu. Bu düzenlemeyle idarenin yargısal denetimi işlevsizleştirildi. Dava neticesinde alınan kararlar hiç yokmuşçasına yatırımcıya ek süre tanınır hale geldi.
Projeleri ÇED süreçlerinden muaf tutmak için;
- Madencilik projeleri kapsamında, yıllık 400.000 ton ve üzeri kapasiteye sahip kırma eleme tesisleri ÇED süreçlerinin dışına çıkarıldı.
- Taş kömürü ve bitümlü maddelerin gazlaştırılması ve sıvılaştırılması projelerinde, ÇED sürecine tabi olması gereken günlük 50 ton kapasite alt sınırı 500 tona çıkarıldı.
- Toplu konut projelerinde, ÇED sürecine tabi olması gereken 200 konut alt sınırı 300 konuta çıkarıldı.
- Mermer ve dekoratif taşların kesme, işleme vs tesislerinde, ÇED sürecine tabi olması gereken yıllık 5.000 m3’lük kapasite alt sınırı 10.000 m3’e çıkarıldı.
- Atık su artıma tesislerinde, ÇED sürecine tabi olması gereken kapasite alt sınırı 10.000 m3/günden 30.000 m3’e çıkarıldı.