Doğa Dostu, Hijyenik, Sürdürülebilir Kutular

Türkiye’de 1968 yılından bu yana oluklu mukavva ambalaj sektöründe faaliyet gösteren Olmuksan International Paper’ın yenilenebilir kaynaklardan ürettiği ambalajlar, doğada kendi kendine yok oluyor, temizlik ve hijyen gerektirmeyişiyle su, deterjan ve işçilik giderlerinden tasarruf sağlıyor. Şirketin Türkiye Genel Müdürü Ergun Hepvar, ürünlerinin yarattığı faydayı, sürdürülebilir ormancılığın önemini, geridönüşüm konusunda farkındalığın artması için atılması gereken adımları anlattı.
Nevra YARAÇ

Ambalaj çözümleriniz çevre, eko­nomi ve sağlık açısından hangi noktalarda fark yaratıyor?
Olmuksan International Paper olarak, İstanbul’da merkez ofis; Edirne’de geridönüşümlü kağıt üreten bir fabrika; Adana, Bursa, Çorlu, Çorum, Gebze ve İzmir’de bulunan altı kutu tesisimizde 1000’i aşkın çalışanımızla Türkiye’nin tüm bölgelerinde yer alan müşterilerimi­ze hizmet veriyoruz. Dünyanın en büyük kağıt ve ambalaj üreticilerin­den olan International Paper’ın bir parçası olması, pazardaki konumu­muzu sağlamlaştırırken farklı seg­mentlerdeki müşterilerine yönelik hizmet seviyesini güçlendiriyor. Çevre uyumu en yüksek ambalaj türü olarak nitelendirilen oluklu mukavva dünyada 150, Türkiye’de 60 yıldan bu yana faaliyet gösteren bir sektör. Ambalaj çözümlerimizin sürdürülebilirliğe en belirgin katkı­sı oluklu mukavvanın geridönüşüm özelliğine sahip olmasıdır. Ambalaj­larımız yenilenebilir kaynaklardan üretilir. Doğada kendi kendine yok olur. Çevre dostudur. Temizlik ve hijyen gerektirmeyişiyle su, deter­jan ve işçilik giderlerinden tasarruf sağlar. Kutular katlanmadan, yani açık halde sevk edildiği için depo ve nakliye giderlerinden de önemli oranda tasarruf sağlar. Yoğun şekil­de hizmet verdiğimiz ve fark yarattı­ğımız sektörlerin başında, ağır sana­yi, yaş meyve sebze, beyaz et ve et ürünleri ile gıda sektörleri geliyor. Ağır Sanayi Ambalaj Çözümleri, Olmuksan’ın sahip olduğu ve sektör içinde farklılaştığı alanların başında geliyor. Bu segment altında makine ve yan sanayi, otomotiv bileşenleri, kimya sanayi, tarım mahsulleri ve iş­lenmiş gıda üreticilerinin ürünlerini koruma, taşıma, dolum ve boşaltım gibi tedarik zinciri gereksinimlerini karşılayan ambalaj çözümlerini ta­sarlıyor ve üretiyoruz. Ağır sanayi ürünlerine yönelik üç katmanlı kraft liner oluklu mukavva inovatif tasarımlarımız, ahşap, plastik ve me­tal gibi geleneksel malzemelerin de yerini alıyor.

Oluklu mukavva, özellikle gıda gü­venliği açısından ne gibi faydalar getiriyor?
Kırk yılı aşkın süredir yaş meyve-sebze sektöründe faaliyet gösteren bir şirketiz. Köklü deneyimimiz sayesinde müşterilerimizin tedarik zinciri gereksinimlerini çok iyi an­layarak tasarım, baskı, termin vemakine gereksinimlerine dair en uygun ambalaj çözümlerini sunu­yoruz. Koca bir karpuzla hassas bir kiraz için aynı ambalajı kullana­mazsınız. Dalından rafa çıkana ka­dar her biri kendine has zorluklar getirir. Bu nedenle bu sektörde fa­aliyet gösteren müşterilerimiz hem kaliteli ambalaja hem de üst düzey hizmete gereksinim duyar.
İtalya’daki Bologna Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen yeni bir araştırma ile oluklu mukavvanın muadillerine göre daha hijyenik ve güvenli bir alternatif olduğu teyit edildi. Araştırma sonuçlarına göre oluklu mukavva kutular, meyveler için +3 gün daha uzun raf ömrü vaat ediyor. Oluklu mukavva kutu üretim proseslerinde 180-200 de­receye ulaşan ısıl işlem sonucunda kutular hijyenik hale geliyor. Yük­sek sıcaklık sonucunda ambalajdan gıdaya mikrobiyal çapraz bulaşmayı (kirlenmeyi) azaltarak, gıda kaynaklı oluşan hastalık riski de azaltılıyor. Böylece daha sağlıklı olan meyvele­rin raf ömrü artıyor, meyveler taze­liğini, kokusunu, görünümünü ve tadını muhafaza ediyor.
Geçtiğimiz Kasım ayında ABD’nin Arkansas Üniversitesi Gıda Bilim­leri Bölümü tarafından yapılan bir diğer araştırma ise tipik endüstriyel temizleme prosedürlerinin tekrar kullanılır plastikleri sterilize etmede başarısız olduğunu ortaya koydu. Bu araştırmanın sonuçlarına göre, temizlik sonrasında dahi plastik ka­salarda salmonella hücresi bulunu­yor. Bakteriler çatlaklarda ve yarık­larda saklanıyor; bu da endüstriyel temizleyicilerin bakterilere ulaşma­sını zorlaştırıyor. Plastiğin sterilize edildikten sonra %99,5 oranında temizlendiği iddia edilse de geride kalan %0,05’lik oran dahi milyonlar­ca hücreyi barındırabiliyor.

Türkiye’deki üretim tesislerinizde hammaddenizi nasıl elde ediyorsunuz?
Sürdürülebilirlik politikamız doğ­rultusunda, ana hammaddemiz olan kağıdı yurtiçi ve yurtdışından Orman Koruma ve Gözetim Zinci­ri Sertifikasyonu (FSC ve PEFC) olan üreticilerden tedarik ediyoruz. Edirne’de faaliyet gösteren geridö­nüşümlü kağıt üretim fabrikamız, Olmuksan International Paper’ın geridönüştürülmüş kağıt tedarikçi­sidir. Buradan toplam kağıt ihtiyacı­mızın yaklaşık dörtte birlik kısmını temin ediyoruz. Edirne ve altı farklı ilde faaliyet gösteren tüm kutu fab­rikalarımız da FSC ve PEFC sertifi­kalarına sahiptir.

Sürdürülebilir ormancılık anlayışı­nın yaygınlaştırılması için nasıl bir yol izleniyor? Sizin bu konudaki çalışmalarınız nelerdir?
Dünya karalarının %30’undan faz­lası, yaklaşık 4 milyar hektarlık bir alan ormanlarla kaplı.
Dünyada neredeyse herkes, geze­genimizdeki yaşam için ormanların kritik öneme sahip olduğunu bilse de, sürdürülebilir ormancılığın de­vasa faydalarının çok kişi tarafından bilindiği söylenemez. Üretken or­manlık alanlar, yani çalışan orman­lar, aralarında odun lifi, rekreasyon, vahşi yaşam, estetik, temiz su ve orman ekosisteminin diğer değer­lerinin de bulunduğu birden fazla kaynak oluşturmak üzere aktif ola­rak yönetilir. Duyarlı bir şekilde yö­netildiklerinde, çalışan ormanlar bu önemli kaynakları devamlı olarak ve sürdürülebilir bir şekilde üretebilir.
Sürdürülebilir Orman Yönetimi uygulamalarında ülke durumunun analiz edilmesi, karşılaşılan sorun­ların belirlenmesi ve çözüm öneri­lerinin geliştirilmesi gerekli. Ayrıca, sürdürülebilir ormancılık yönetimi ile ilgili olarak akademik düzeyde  ve araştırma kuruluşları tarafından bugüne kadar yapılan bilimsel çalış­maların sonuçlarında da ilginç veri­lere rastlamak mümkün. Dünyanın değişik bölgelerini içeren süreçler­de sürdürülebilir orman yönetimi­nin bölge şartlarına uygunluğu ile “Sürdürülebilir Orman Yönetimi Ölçüt ve Göstergeleri”, bölgesel ve yöresel düzeylerde belirlenmeye çalışılıyor. Sürdürülebilir orman­lar, yani aktif ve duyarlı bir şekilde üretilip yönetilen ormanlar üretim sektörü için bilinen en etik ve en avantajlı kaynak. Olmuksan Inter­national Paper olarak, Sorumlu Lif Tedarik Politikamızda yasadışı kesim yapılan ormanlardan, yüksek koruma değerinin yönetim aktivite­leriyle tehdit edildiği ormanlardan ya da tehlike altındaki ormanlardan gelen lifleri bilerek satın almaya­cağımız belirtilir. Tüketiciler de odun bazlı ürün kullandıklarında, toprak sahiplerine çalışan ormanla­rı çalıştırmaya devam etmeleri için doğrudan finansal bir teşvik vermiş olurlar.

2020 yılına kadar gerçekleştirece­ğiniz sürdürebilirlik hedeflerinizi “Ortak İyilik İçin Ortak Hedefleri­miz” olarak adlandırıyorsunuz. Bu hedeflerinizi ve ulaşmak için attı­ğınız adımları anlatabilir misiniz?
Oluklu mukavva ambalaj sektörü, tüm endüstrilerin büyümesinde kilit katkı noktasıdır.
Hızlı inovasyonun damga vurduğu, her gün yeni baskı unsurları ve ger­çeklerle yüzleştiğimiz bir zamanda yaşıyoruz. Etik değer pusulamızı şaşırmamak için sırtımızı sağlam, kalıcı ve zaman içinde kendini ka­nıtlamış temel değerlere yaslıyoruz. Hedeflere ulaşırken izlediğimiz yolun da elde ettiğimiz başarı ka­dar önemli olduğuna inanıyoruz. Tedarikçiler, müşteriler ve diğer iş ortaklarımızla adalet ve dürüstlük temelinde iş yapar, dünyanın her yerinde insan haklarını koruruz. Ay­rıca doğal kaynaklara yatırım yapıp onları sorumluluk bilinciyle yönete­rek çevreye saygı gösterir ve koru­ruz. Amacımız; insanların her gün kullanmak zorunda olduğu ürünleri üretmek için yenilenebilir kaynak­lar kullanarak, hem bugün hem de gelecek nesiller için dünyayı daha iyi bir yer haline getirmektir.
International Paper geçtiğimiz Mart ayında Holmen Paper’ın Mad­rid’deki kağıt fabrikasını satın aldı ve satın almanın ardından bu tesi­si geridönüşümlü kağıt üretmek üzere yeniden yapılandırarak son teknolojilerle donatacağını açıkladı. Madrid’deki Holmen Paper kağıt fabrikasının satın alınması bizim, Türkiye de dahil olmak üzere EME­A’daki tüm pazarlarda oluklu mu­kavva alanındaki taahhüdümüzün bir kanıtıdır. Aynı zamanda geridö­nüşüm ve çevre bilinci açısından da oluklu mukavva alanında geleceğe yönelik önemli bir yatırımdır.
Sürecin tamamlanmasının ardından 2017’de Holmen kağıt fabrikasını dönüştürerek 380 bin metrik ton kapasitelik geridönüştürülmüş ka­ğıt üretmeyi planlıyoruz.

Çalışanlarınızın ve tüm paydaşla­rınızın sürdürülebilirlik kavramını içselleştirmesi için nasıl uygulama­lar hayata geçiriyorsunuz?
Ana stratejilerimizin en temel par­çası, ürünlerimizi sağlıklı ve güvenli bir çalışma ortamında üretmek, do­ğal kaynakları akıllıca kullanmak ve çevre koruma ile ilgili performansı­mızı sürekli iyileştirmektir. Atıkları­mızı azaltıp, doğal kaynakların ko­runmasına katkıda bulunmak için geri kazanımı sağlamak ve uygun prosedürleri izleyerek malzeme, enerji ve su tüketimini en aza indir­gemek, çevreye duyarlı bir üretim için mümkün olan en iyi teknolojile­ri kullanarak tüm çalışanların çevre ve güvenlik sorumluluklarının bilin­cine varmalarını ve bunun gereğini sözleşmelerinin bir parçası olarak yerine getirmelerini sağlamak çevre politikalarımızın en önemli unsurla­rındandır.

Yürütmekte olduğunuz sosyal so­rumluluk projeleri ile yarattığınız etki ne oldu bugüne dek? Bundan sonrası için yeni projeler söz ko­nusu mu?
Olmuksan International Paper ve iştirakleri Dönkasan ve Doğal Kağıt kurumlarınca, ilköğretim okulla­rında geridönüşüm bilinci ve çevre farkındalığı oluşturma anlamında pek çok eğitici faaliyet yürütüldü. STK’lar ve belediyelerle beraber yürüttüğümüz projelerimiz de oldu. Bu projelere gelecekte de kesintisiz olarak devam edeceğiz. Projeleri­mizin etkin ve kalıcı olabilmesinin, bireylerin bir yaşam biçimi olarak konuyu benimsemelerini kolaylaş­tırmanın yolunun da yasal düzen­lemelerden geçtiğini görüyoruz. Ayrıca, bir kamu spotu projemiz var. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile birlikte yürüteceğimiz projenin konusu kağıt ve ambalaj atıklarının geri kazanımı/yeniden kullanımı ile ilgili.
Özel Sektör Gönüllüleri Derneği ile birlikte gerçekleştirdiğimiz “Ka­ğıdı Yaşatalım Projesi” bizim için oldukça gurur verici bir işti. 2007 yılında temelleri atılan projede yak­laşık dört yılda sekiz farklı bölgede 13 bine yakın ilkokul çağındaki ço­cuğa ulaşma fırsatı bulduk ve onla­ra geridönüşüm ve çevre bilincinin aşılanması ile ilgili bilgiler verdik. Tamamen Olmuksan çalışanların­dan oluşan bir gönüllüler grubu ile gerçekleştirilen proje aynı zamanda müşterilerimiz tarafından da ödül­lendirildi. İşin toplumsal faydasının yanı sıra çalışanlarımız boyutunda da gönüllülük kültüründe yer alma, ekip bilinci, görev dışına çıkarak ço­cuklarla vakit geçirme gibi oldukça güzel kazanımları oldu.

Türkiye’de kağıt ve ambalaj atık­larının geri kazanımı/yeniden kullanımı konusunda kurumsal ve bireysel düzeyde yeterli farkında­lığın olduğunu gözlemliyor musu­nuz? Farkındalık yaratılması için ne tür çalışmalar yapılabilir?
Bu konuda STK’lar tarafından ya­pılan araştırmalar bireylerin eğitim ve sosyo-kültürel durumlarının farkındalık düzeylerini etkilediğini ortaya koymakla birlikte, farkında­lık düzeyinin tam olarak bireylerin davranış biçimlerine yansımadığını da gösteriyor. Davranış biçimleri­ni etkileyen en önemli etken ise, bireyden ziyade yaşadığı çevrede kurulan sistemler ve uygulamalar olarak karşımıza çıkıyor. Örneğin geridönüşüm bilincine sahip ya da öğrenmiş bir çocuğun okulunda veya evinde kağıt veya ambalaj atı­ğını ayrı biriktirme imkanı bulama­ması veya bu imkanın ona sağlan­maması gibi… Eğitim faaliyetleriyle farkındalık çalışmalarının yanı sıra, STK’ların ve özellikle belediyelerin, atığın oluştuğu noktada ayrıştırıl­masını destekleyecek uygulamaları paralel yürütmesi ve teşvik etmesi gerekir.
Kurumlar açısından bakıldığında farkındalığın daha yüksek olduğu, görünen ve kabul edilen bir gerçek. Geri kazanım ve yeniden kullanımın sosyal ve çevresel kazanımlarını vurgulayan, destekleyen ve kendine hedefler belirleyerek bir vizyon oluş­turan kurumların başarısı, bilinirliği artıyor ve toplumda güven sağlı­yorlar. Bu aynı zamanda rekabette avantaj sağlayacak ekonomik bir değer kazanımını da ifade ediyor.
Farkındalığı yüksek, sosyal ve çev­resel yönlerini ön plana çıkaran kurumların uygulamalarına bak­tığımızda, genelde yasal düzenle­meler nedeniyle bazı farklılıklar görebiliyoruz. Örneğin faaliyetleri sonucunda ambalaj atıkları üreten bir işletme düşünün. Bu atıkların (atık halinde bile) ekonomik bir de­ğeri vardır fakat firmanın “Ambalaj Atıkları Yönetmeliği gereği” bunları bedelsiz olarak belediye sistemine vermesi gerekmektedir. Sosyal so­rumluluk ilkelerince bunu yerine getirmesi gereken firma şu şekilde etkilenebiliyor: Firmanın atıklarını ayrıştırma ve biriktirme için har­cadığı çaba ve para bir maliyettir. Gelir elde edebileceğini bilmesine rağmen, atıklarının geridönüşüme bedelsiz şekilde dahil olmasının serbest ticarete ve rekabete uy­gun olmadığını düşünüp ambalaj atıklarını ayrıştırmadan sisteme vermeyi uygun görebilir. Konuyla ilgili düzenlemeler yapılması, bu tür yaklaşımların ortadan kaldırılmasını sağlayacaktır.

Önerilen makaleler