Son 40 yıldır Türkiye’de doğanın yok edilişi hızlanarak artıyor. Özellikle son yıllarda o kadar hızlandı ki, gün geçmiyor bir taş ocağına karşı ayaklanmış halk, dere ve nehirlerde toplu balık ölümleri, şehirlerin son kalan yeşil alanlarında AVM, otel, gökdelen, hatta camii inşaatları, doğal alanlardan geçen yollar, termik santrallara kurban edilen zeytinlikler, tarım arazileri, temiz enerji kaynağı rüzgar santralları yüzünden kesilen ormanlar, kamulaştırılan tarım arazileri ile karşılaşıyoruz. Bu hızlı yok oluşa, internet sayesinde artan sosyal medya iletişimiyle daha da fazla tanık oluyoruz.
Bazılarımız için haberler son derece moral bozucuyken, bazılarımız sadece üzülmekle kalmıyor, harekete geçiyor. Change.org’da açtıkları kampanyalar, insanların bu doğa katliamlarını geniş kitlelere duyurmalarını ve nerede olursa olsunlar tepki göstermelerini sağlıyor. Böylece toplanan imzalarla, bu haberleri etraflarına yayıyor ve doğanın yok edilişi geniş kitlelerce daha da kabul edilmez hale geliyor.
Vatandaşlar, Türkiye’deki gelişmelere tanıklık ediyorlar. Böylece örneğin Prof. Dr. Mustafa Sarı’nın Van’da kurduğu “Doğa Gözcüleri Derneği”nin ruhu bütün Türkiye’ye yayılabiliyor. Yerel dernekler, artık Change.org’u kullanarak yerel sorunlarını bütün ülkeye yayma şansına sahipler. Dolayısıyla imzacıları sayesinde kendi medyalarını yaratıyor ve güncellemeler vasıtasıyla olumlu-olumsuz bütün gelişmeleri imzacılarıyla paylaşabiliyorlar.
Bu gelişmeler karşısında artık iktidar sahipleri, siyasi partiler, belediyeler, karar vericiler ve şirketler, halkın tepkisiz olmadığını izleyerek durumun farkına varmaya ve kendilerine yönelik başlatılan bu kampanyaları birer halkoyu gözüyle görmeye başlıyor. Bunu görmek istemeyen siyasetçiler, bir süre sonra sonuçlarını sandıkta, şirketler satış rakamlarında görecek. Çünkü bu kampanyalarla halk, karar vericilerin yaptığı doğa katliamlarına tanıklık ediyor ve doğanın gözcüleri olarak engellemek için elinden geleni yapıyor. Halkın bu tanıklığı ve tepkisi sayesinde doğa katliamları ve bunu yapanlar unutulmayacak.
Not: Bu sayfalara yansımasını istediğiniz kampanyalarınızı bizimle paylaşmak isterseniz, İletişim Sorumlumuz Sırma Süren ile sirma@change. org’dan bağlantıya geçebilirsiniz.
Emirgan Parkı’nı da AVM İnşaatına Kurban Vermeyelim
İbrahim Betil, İstanbul’un son yeşil alanlarından olan Emirgan Parkı’nın da betona kurban gitmemesi için Change.org’da imza kampanyasını başlatmış. Çeşitli basın organlarında bu yeşil alanda da son zamanlarda Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi bir AVM ve rezidans inşaatının başlayacağı haberi sosyal medyada hızla yayıldı. Bunun üzerine Betil, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ve Başkan Kadir Topbaş’a hitaben kampanyasını başlattı. “İstanbul’un doğal, kültürel varlıkları içinde yer alan Emirgan Parkı, Emirgan Korusu’nun TOKİ tarafından AVM ve rezidans olmasını engelleme çağrımızdır. Bu şehrin seçmenlerinin sesini duyun, bu girişimi durdurmanızı istiyoruz.” Emirgan Parkı’nı siz de yeşil olarak görmeye devam etmek isteyen 5000’den fazla kişiye katılmak isterseniz, change.org/emirganparki üzerinden imzanızı verebilirsiniz.
Kuito Atık Gemisi’nin İzmir’de Yeri Yok
Aliağa Çevre Platformu, Angola açıklarında uzun yıllar ham petrol işleyen ve radyoaktif atık yüklü olduğu ileri sürülen Kuito adlı gemi, söküm için İzmir’in Aliağa ilçesi açıklarına getirilince, Platform insan sağlığı için ciddi tehdit oluşturacak bu geminin sökümünün durdurulmasını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan talep eden bir kampanya başlattı. Platform, kampanyayla ilgili olarak şu açıklamayı yapıyor: “Kuito adlı petrol tankeri, 1979 yılından beri faaliyet göstermekte olup, şu ana kadar 1 milyon 400 ton varil petrol taşımıştır. Bu tanker, kısa bir süre sonra Aliağa Gemi Geridönüşüm tesislerine getirilerek sökümü yapılacaktır. Gemi sökümünün çevresel etkileri ile ilgili Aliağa halkının çekinceleri bulunmaktadır. Aliağa bölgesi; çevrede bulunan rafineri, termik santral ve demir çelik sanayii gibi çok sayıda sanayi tesisi nedeniyle yüksek oranda kirleticiye maruz kalmaktadır. Bölgedeki çevre kirliliği, insan yaşamı için asgari şartları sağlamamakta, sınırları aşmaktadır. Bütün bu riskler değerlendirildiğinde bizler, Aliağa halkı olarak bu geminin üzerindeki kimyasal kirleticilerin cins ve miktarlarının bilirkişi raporuyla belirlenmesini ve halka açıklanmasını talep ediyoruz. Raporlama sonucunda tankerdeki kirlilik miktarının insan sağlığını tehdit edecek boyutta olduğu anlaşılır ise geminin bölge sınırlarından çıkarılmasını talep ediyoruz. Bu geminin bölge halkı için muhtemel bir tehdit olduğunu düşünüyoruz. Çocuklarımızın ve şehrimizin geleceği için hepinizi birlikteliğe davet ediyoruz. Bu yüzden Kuito gemisinin sınırlarımızın dışına çıkması için bir imza da sen ver.” Bu kampanyaya Change.org üzerinden imza verebilirsiniz.
CHP Belediyesi, Levent’in Yeşilini Talan Etme!
Çağdaş Levent Derneği, bir dönem İstanbul’un yeşil semtlerinden olan ancak şu an büyük betonarme binalara kurban gitmiş Levent semtinin daha fazla zarar görmemesi için kampanya başlatmış. Dernek, Cumhuriyet Halk Partisi ve CHP Belediye yönetimine karşı yürüttükleri kampanyada, bölgede devam eden doğa katliamı ve çarpık kentleşmeye dur denilmesini talep ediyor: “İşyerine dönüştürülen binalarda katledilen ağaçlara rağmen Levent hâlâ yeşil ve gökdelenlerin gölgesinde, kurtarılmayı bekleyen bir vaha gibi duruyor.
50’li yıllarda kurulan ve 70’li yıllardan beri Geleceğe İntikal Ettirilecek Prestij Mahallesi ve doğal SİT statüsünde olduğu halde, rant peşinde koşanlara çanak tutan ve yasal engellere rağmen Beşiktaş Belediyesi’nin göz yumması sonucu yıllardır artan bir hızla işyerine dönüşüm neticesinde konutlar artık azınlığa düşmüş durumda. Ağaç çeşitliliğiyle övünen mahallede yeşil gitgide azalıyor. İşyerleri, ağaçları kesip bahçeleri otopark alanına çeviriyor. Mahalle sakinleri, oy verdiği CHP tarafından sırtından hançerlendiğini hissediyor ve isyan ediyor. Sesini duyurmak için Kılıçdaroğlu’na derdini anlatmaya çalıştıysa da duyarsızlık devam ediyor. Gezi Parkı’na yapılan çevre ve yeşil karşıtı imar düzenlemelerine karşı çıkan, Ankara’daki Saraçoğlu Mahallesi için mangalda kül bırakmayan CHP, koskoca Levent Mahallesi’ne karşı yapılan saldırıya karşı Üç Maymunu oynuyor adeta. Siz de bu olumsuz duruşa ‘hayır’ diyerek Türkiye Cumhuriyeti’nin bu ilk planlı mahallesinin yok olmasının önüne geçilmesine destek verin.” Şu ana kadar 700 kişi tarafından imzalanan kampanyaya Change.org’dan destek olabilirsiniz.
15 Bin Kişi Kapadokya’daki İnşaatları Durdurmayı Başardı
“Kapadokya için korkuyoruz. Bölgenin gittikçe artan hızla betonlaşmasından korkuyoruz. Büyük sermayeli inşaat firmalarının Kapadokya’nın tarihi ve kültürel geçmişini hiçe sayan saldırılarından korkuyoruz. Uygunsuz ve çirkin yapılaşmalardan korkuyoruz. Kapadokya’nın milyonlarca yılda oluşmuş doğasının bir gecede yok edilmesinden korkuyoruz. Gözlerini kâr hırsı bürümüş insanların umursamazlığından ve kültürsüzlüğünden korkuyoruz” diyen Ayça Olcaytu İşçen, herkesi Kapadokya’nın geleceği için bir imza vermeye çağırıyordu. İşçen, “Arinna Otel inşaatı” ve “CCR Otel inşaatları” olarak bilinen inşaatların derhal durdurulmasını, koruma amaçlı imar planı onaylanmamış olan Nevşehir’in Uçhisar beldesinde bu ölçekte inşaatlara nasıl onay verildiğinin araştırılmasını ve inşaatların projeye uygun yürütülüp yürütülmediğinin incelenmesini sağlamak amacıyla imza toplamaya başlamıştı. Kendisine destek olan 15 bin kişi, bu otel inşaatlarını durdurmayı başardı ve konuyu yargıya taşıyarak kampanyalarının başarısını Ağustos 2013’te ilan etti.
Change.org’da Kampanya Başlatmak İçin Ne Yapmak Gerekiyor?
www.change.org sitesine girin, Kampanya Başlat kutucuğuna tıklayın; aşağıdaki soruların olduğu formu doldurun, Kurallar bölümünü dikkatlice okuyun; sonra isterseniz fotoğraf veya video ekleyip kampanyanızı başlatın.
1- Başlatacağınız kampanya kime yönelik? Biliyorsanız birey, kurum ya da hükümet organının adı ve varsa e-posta adresini yazın.
2- Muhataplardan ne talep ediyorsunuz?
3- Bu kampanya sizin için neden önemli? Bir başka deyişle, insanlar bu kampanyaya neden destek vermeli?
İmzalarla birlikte siteye giren herkes kampanyanızı görebilir; her imza veren de kendi sosyal medya hesaplarından arkadaşları ve takipçileriyle paylaşabilir. Kampanyanızın muhatabına ilk imzalayan 50 kişinin imzasını içeren bir e-posta gider. Sonrasında da düzenli olarak kampanyanızın durumuna dair bilgilendirme e-postaları iletilir.