Doğaya Fiyat Biçilebilir mi? Biçilmeli mi? – Prof. Dr. Erhun Kula

İngiltere’nin saygın çevre gazetecilerinden George Monbiot’nun The Guardian gazetesinde 6 Ağustos’ta yayınlanan yazısı önemli bir tartışmanın fitilini ateşledi: “Doğaya Fiyat Biçilebilir mi?”
Yanıt gelmekte gecikmedi; hem de gedikli bir çevre eylemcisi, yazar ve sürdürülebilirlik uzmanı Tony Juniper’dan. Yine The Guardian’da yayınlanan makalenin başlığı “Doğaya Fiyat Biçilmeli!” idi. Juniper, Monbiot ve benzer yaklaşımlara sahip olanların argümanlarının, doğayı sonuna kadar sömürmeye niyetli çevrelerin ve iklim inkarcılarının ekmeğine yağ sürdüğünü iddia ediyordu.
Bu iki önemli makale, internetten yayın yapan Yeşil Gazete’te birer gün arayla, Buket Ulukut’un çevirisiyle yayınlandı. Tartışma öyle kolay kapanacak gibi durmuyor; önümüzdeki dönemde de sık sık bu konu gündeme gelecek gibi…
EKOIQ olarak şimdilik bu konudaki iki temel metni (Yeşil Gazete’nin izniyle) ve aldığımız farklı görüşleri sunuyoruz ama bu tartışmayı devam ettirmenin anlamlı olacağını düşünüyor; bu konudaki görüşlerinizi ulaştırmanızı bekliyoruz…

Amaç Satmak Değil, Korumak
Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi İdari İlimler Fakültesi öğretim üyesi, Prof. Dr. Erhun Kula’nın uzmanlık konuları; yatırım analizi, çevre ve doğal kaynaklar ekonomisi ve mikro iktisat. 1992 yılında yazdığı Economics of Natural Resources and the Environment (Çevre ve Doğal Kaynaklar Ekonomisi) Çince dahil birçok dile çevrilen ve çeşitli dünya üniversitelerinde ders kitabı olarak okutulan Kula, “Monbiot, konuyu yanlış anlamış; çevre varlıklarının değer tespiti, onu satmak değil, korumak içindir” diyor.
George Monbiot mealen diyor ki, “doğayı sermayeleştirecekler, kademeli olarak özelleştirip satacaklar”. Bence Monbiot konuyu çok yanlış anlamış çünkü mesela İngiltere’nin meşhur Gulf Stream sıcak su akıntısı vardır. Bunu satamazsınız. Güneşe, rüzgâra fiyat biçemezsiniz. Aklı başında kimse de böyle bir şey iddia etmiyor.
Çevre varlıklarının değer tespiti 1980’lerden beri konuşulmaya başlanmış bir konu ve amacı çevreyi, doğayı satmak değil, korumak. Diyelim ki X birimli bir çevre değeri var ve tahribat sebebiyle kaybolmak üzere. Korunması için de belli bir paraya ihtiyaç var. Hükümetler şu soruyu sorar: “Bu doğal alanı korumaya değer mi?” Yani diyelim ki o alanın korunması için 1 milyon dolara ihtiyaç var. O bölgenin korunmasının halk için sağlayacağı fayda 1 milyon doların üstünde mi? Araştırılan konu bu.
Çünkü korumaya karar verdiğinizde bu işi gene halkın vergileriyle yapacaksınız. İskoçya’da bulunan Kraliçe Elizabeth ormanının korunması için bu hesaplama yapıldı. Ben zaten bu ormanların satılacağını sanmıyorum çünkü Lordlar Kamarası’nın birçok üyesi orman sahibi.
Galler bölgesinde bulunan Swansea şehrinde 19. yüzyılın sonunda yapılmış bir tekstil fabrikası var. Korkunç çirkin bir bina. Belediye yıkılmasına karar verdi. Bir yıl boyunca kıyamet koptu, “Bu fabrika bizim için endüstriyel, tarihsel bir değerdir” diye. Hâlbuki hangi değerlerin korunması gerektiği konusunda doğru karar vermek için, doğru tercihler kullanmak gerekiyor. Pozitif bir örnek olması açısından da başka bir örnek vereyim: Yunanistan’ın kuzeyindeki bir sit alanının imara açılması planlanıyordu. Bölgenin değerlemesi yapıldı ve imara açılmasından vazgeçildi.

EKOIQ Dergisi Kasım 2012 Sayı: 23
Doğanın Fiyatlanması Neden Şimdi Tartışılıyor? –  Yar. Doç. Dr. Ahmet Atıl Aşıcı
Ölü Bir Gezegende Ekonomi Yoktur! – Ömer Madra
Sadece Parasal Boyutu Ölçü Almak da Çok Sorunlu – Prof. Dr. Fikret Adaman, Doç. Dr. Begüm Özkaynak
Cevabı Bulacağımız Yer Ekonomi Değil Bence – Jo Confino

Önerilen makaleler