#ekoIQ İklim “Dönüşüm Küresel Olmak Zorunda”
İklim

“Dönüşüm Küresel Olmak Zorunda”

ABD’de Demokratik Parti içinde ilerici bir dönüşüm yaratmayı hedefleyerek 2017’de oluşturulan ilerici siyasi eylem komitesi Justice Democrats ile Yeşil Yeni Düzen’in geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması için çalışan New Consensus’un kurucularından Zack Exley, aynı zamanda ABD Vermont Senatörü, başkan aday adaylarından Bernie Sanders’a da 2016’daki kampanyasında başdanışmanlık yaptı. Exley, karşı karşıya olduğumuz tehditle mücadele için ekonomik dönüşüm, bunun için de yatırım yapmanın kaçınılmaz olduğunu söylüyor.

YAZI: Nevra YARAÇ

Paris Anlaşması, IPPC raporu, okul boykotları ve Yeşil Yeni Düzen… İklim eyleminin -aslında olması ge­rektiği gibi- ivmelendiği bir döneme tanıklık ediyoruz. Bütün bu gelişme­ler ışığında bu eylemin geleceği ko­nusunda ne düşünüyorsunuz?

Dünyanın dört bir yanından, farklı geç­mişlere sahip insanlar başımızın belada olduğunu kabul etmeye başlıyor. Dün­yanın büyük bir bölümü zaten uzun süredir iklim değişikliği, işgal, savaş ve yoksulluk nedeniyle ciddi sıkıntılar yaşıyor. Ancak şimdi karşımızda, elitle­rin ve zengin ülkelerde yaşayan raha­tı yerinde orta sınıf mensuplarının da çocuklarının ve torunlarının hayatları­nı değiştireceğini fark ettiği bir tehdit söz konusu. Belki de New York, olası fırtınalar nedeniyle yaşanabilir bir şe­hir olmayacak. Yıllardır, bilimkurgu filmlerinde New York genellikle deni­ze karşı yapılmış büyük bir setin arka­sında resmedildi. Şimdi de insanlar bu dünyanın gerçekten gelmekte olduğu­nu fark ediyor ve işin aslı, böyle bir set çekmenin hiç yolu yok. Sandy Kasır­gası metro seferlerini durdurduğunda bunu hissettiler. Başka bir fırtına kent­te tüm hayatı durdurabilir. Ve burası New York, yani, küresel mali ve siyasi gücün merkezlerinden biri olarak bu tehdit hakkında elitleri de kazanmanın özellikle önemli olduğu New York.

Protesto hareketleri, ABD’deki iklim aktivistlerinin iklim değişikliği konu­sunda kazanan bir eylemi nasıl ortaya koyacakları üzerine düşünme eğilim­lerini yansıtıyor. Ancak tarihte protes­to hareketlerinin ekonominin yapısını değiştirdiği bir zamana rastlamak pek mümkün değil. Belki bir ya da iki yasa­yı değiştirebilirler. Ya da iktidardaki bir partiyi bir diğeriyle değiştirebilirler. Ama ekonominin tamamını değil. Bu nedenle elitlerin bu konuya bakışları­nı değiştirmeleri çok önemli. Gelecek; iklim değişikliğine nasıl çözüm buluna­cağı konusunda halklar, partiler, hare­ketler ve elitler arasındaki mücadele ile belirlenecek.

Eski/mevcut “düzen”in işlemediği­ni görüyoruz. Yeni, yeşil, hatta daha da yeşil bir düzene ihtiyacımız var. Ocasio-Cortez’in sunduğu Yeni Yeşil Düzen iklim değişikliğinin yanında sağlık, eğitim, adil ücretler gibi un­surlarla yeni bir sosyal, ekonomik ve çevresel düzen getiriyor. Sizce bu. ABD sınırlarını aşıp tüm ülkeler ta­rafından benimsenmeli mi? Neden?

Dönüşüm küresel olmak zorunda. Ve birçok ülke halihazırda ekonomileri­ni dönüştürmede ABD’nin çok daha önünde gidiyor. Ama kimse olmamız gereken noktanın yakınından geçen bir şey yapmıyor. Yani, evet, küresel bir dönüşüme ihtiyacımız var. Ama dünya ulus devletler halinde düzen­lenmiş durumda. Dolayısıyla değişim, kendi ekonomileri üzerine çalışan, bu­nun için birbirine yardım etmeyi, fikir alışverişi yapmayı öneren uluslardan gelecek. ABD Yeşil Yeni Düzeni öze­linde bir dış politika benimsemeyi çok isterdik. Ama dünyanın dört bir yanın­da bir sürü şeyi yüzümüze gözümüze bulaştırdıktan sonra, hele ki on yıllardır dünyanın en büyük seragazı üreticisi olarak, diğer ülkelere ekonomilerini “yeşile” dönüştürmelerine nasıl yardım edeceğimizi söyleyebilecek pozisyonda değiliz. Yeşil Yeni Düzen’i başlatırsak ve diğer ülkelerdeki hareketlerden ve partilerden ABD’nin nasıl yardım­cı olabileceğine dair talepler alırsak, önerilerde bulunmaktan memnuniyet duyarız.

Thomas L. Friedman 2007’de yaz­dığı makalesinde Yeşil Yeni Düzen’e çağrı yapıyordu. Friedman’ın tarifi ile Ocasio-Cortez’in teklifi arasındaki farklar neler?

Friedman, Yeşil Yeni Düzen’i telaffuz eden ilk isim değildi. 20 yıl önce Mark Hertsgaard bunu yaptı. Friedman, Ye­şil Yeni Düzen’e doğrudan karşı çıktı diyebiliriz. Yeşil Yeni Düzen ile kastet­tiği karbon ve diğer “teşviklere” büyük vergiler getirilmesiydi. Hükümetin özel sektör ile bir yatırım stratejisi ge­liştirmesine karşıydı. Oysa ekonomiyi “yeşil” bir dönüşüme götürecek her­hangi bir planın merkezinde bu yer alıyor.

Yeşil Yeni Düzen’in çok farklı yorum­layanlar oluyor. Kimileri liberal kimi­leri de sosyalist olarak değerlendiri­yor. Aynı zamanda eleştiriler de var. Bu farklı bakış açılarını nasıl değer­lendiriyorsunuz?

Önemli olan farklılıklar, ideolojik olanlar değil. Gerçek fark, ekonomiyi dönüştürmek için yatırım yapmamız gerektiğini anlayanlar ile fosil yakıtları yasaklayabileceğimize ya da düzenle­me getirebileceğimize ve diğer gerekli bütün değişikliklere düzenleme getire­bileceğimize inananlar arasında. Ama bu işlemiyor. Yatırım yapmak zorun­dayız.

Önümüzdeki süreçte Yeşil Yeni Düzen’in “fark yaratanlar” aktörleri kimler olabilir sizce?

Başkanlık için yarışan Demokratlar­dan gözünüzü ayırmayın. Bakalım Ye­şil Yeni Düzen’in en büyük destekçisi kim olacak? Ayrıca İngiltere’de Jeremy Corbyn’i de izlemek gerek. Önümüz­deki genel seçimlerde iklime ve bunun için gereken yatırımlara odaklanacak mı, göreceğiz…

About Post Author