#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
dosya yesil finansmanin bugunu ve gelecegi

Dosya: Yeşil Finansmanın Bugünü ve Geleceği

Yeşil Finansın Standartları
Ekvator Prensipleri
2006 yılının Temmuz ayında kamuoyuna açıklanan ve 10 milyon dolar ya da daha fazla maliyetli projelerin toplumsal ve çevresel standartlarını belirleyen Ekvator Prensipleri, finansal endüstride sürdürülebilir proje finansmanı için gerekli altın standartlar olarak kabul ediliyor.

Yeşil finansman kriterleri denince bu işin standartlarını belirleyen en önemli belgeler arasında sayılan Ekvator Prensipleri, proje finansmanı sırasında ortaya çıkacak toplumsal ve çevresel etkilerin tespit, tayin, değerlendirme ve yönetimi için gerekli standartları belirIiyor. Ekvator Prensipleri, mantık olarak bir miktar yeşil etiketlere (ecolabel) benziyor. Nasıl ki, yeşil etiketler çeşitli sektörlerin yeşil standartlarını belirliyorsa Ekvator PrensipIeri de finanse ediIen projeIerin topIumsaI ve çevreseI etkilerini gündemine alıyor. Ekvator Prensiplerini ecolabellarla benzer kılan diğer bir unsur da gönüllülük esasına dayanması. 2006 yılının Temmuz ayında kamuoyuna açıklanan Ekvator Prensipleri, Uluslararası Finans Kurumu (IFC) performans standartlarını ve Dünya Bankası’nın Çevresel Sağlık ve Güvenlik tüzüklerini baz alıyor. Ekvator Prensipleri ilk olarak küresel düzeyde aralarında ABN AMRO, Barclays, Citigroup gibi bankaların da dahil olduğu 10 finans kuruluşu tarafından uygulamaya konuldu ve 10 milyon doları geçen her projeye uyguIanabiIiyor.

Ekvator’un 10 Ana Kuralı: İnceleme ve Kategorilendirme
Mali oIarak desteklenmesi istenen bir projeniz varsa ilk olarak, Ekvator Prensipleri Finans Kuruluşları (EPFI) arasına katılmak için başvurmanız ve kabul edilmeniz gerekiyor. Ardından Dünya Bankasının finans kuruluşu olan Uluslararası Finans Kurumu (IFC) tarafından belirlenen toplumsal ve çevresel etkiIerin değerIendirilme kriterlerine göre bir inceleme yapılıyor. İnceleme bittikten sonra sıra sınıflandırmaya geliyor. Ekvator Prensipleri uyarınca üç ana kategori var: A Kategorisi olarak sınıflandırılan projeler beIirgin, geri dönülemez, emsalsiz çevresel ve toplumsal etkilere sahip projelerdir. B Kategorisine sahip oIan işler daha sınırlı, genellikle bölgesel, sonuçları geri döndürülebilir çevresel ve toplumsal etkilere sahip projelerdir. C Kategorisine dahiI oIanlarda ise toplumsal, çevresel etkiler minimal düzeydedir, ya da hiç yoktur.

Toplumsal ve Çevresel Değerlendirme
Proje kategoriIeri belirlendikten sonra değerlendirme aşamasına geçilir. Değerlendirme aşamasında projenin topIumsal ve çevresel etkileri belirlenir. DeğerIendirme böIümü mevzubahis etkilerin nasıl azaltılabileceğine ve yönetiIebiIeceğine dair öneriIeri de içermek zorundadır. Bu değerlendirme ilk olarak var olan toplumsal ve çevresel dayanakları ortaya koyar. Sonraki aşamada uygun alternatifler ve çözüm önerileri sıralanır. Seçenekler ortaya konduktan sonra ise bu önerilerin hukuka ve konuyla ilgili uluslararası sözleşmelere uygunluğu gözden geçirilir. Alternatifler belirlenirken toplum sağlığı, insan hakları ve güvenlik gibi kıstaslar da dikkate alınır. Bu kıstaslar sıralanırken gündeme alınması gereken alt başlıklar kültürel değerlerin korunmasından, yangın güvenliğine, çalışan sorunlarından atık yönetimine kadar genişleyebilir.

Kullanılabilir Toplumsal ve Çevresel Standartlar
OECD ülkesi olmayan ülkeler ve Dünya Bankası Kalkınma Göstergelerinin standartlarına göre yüksek gelirli sayılmayan OECD ülkelerinde değerlendeğerlendirme, IFC Performans Standartları ve endüstriye yönelik EHS kılavuzuna göre yapılacaktır. IFC Standartları iş ve çalışma şartlarını kirlilik, toplum sağlığı, güvenlik, arazi alımı, zorunlu iskanla ilgili standartları belirler. EHS ise sanayiye özel teknik standartları ortaya koyar.

Eylem Planı ve Yönetim Sistemi
OECD üyesi olmayan ülkelerin ve Dünya Bankası Kalkınma Göstergelerinin standartlarına göre yüksek gelirli sayılmayan OECD ülkelerinin kredi kullanıcıları bir Eylem Planı hazırlarlar. Eylem Planı çevresel etkilerinin nasıl geri döndürülebileceği üzerine tanım ve bilgileri içerir.
İyileştirici adımları belirler ve yan etkilerin denetim altına alınabileceği tedbirleri ortaya koyar. Krediyi alan kuruluşlar değerlendirmede belirlenen sorunlara dair bir Toplumsal ve Çevresel Yönetim Sistemi oluştururlar.

Denetim ve Şeffaflık
Bütün A ve B Kategorisi projeleri için hükümet, proje sahibi veya bağımsız kuruluş tarafından belirlenen bir uzman, projenin nüfuz ettiği bölgede danışmanlık hizmeti verir.

Şikâyet Mekanizması
Projenin inşası ve yürütülmesine toplumsal katılımın sağlanabilmesi için yöneticiler bir şikâyet birimi oluşturur. Böylece hem şeffaflık ilkesi gözetilebilecek hem de yapılan işten etkilenen bireylerin endişelerine yönelik anında çözümlerin ortaya konulmasına olanak sağlanacaktır.

Bağımsız İnceleme
Hangi kategoriye dahil olduğunu gözetmeksizin bütün projelerin EPFI ve Ekvator Prensiplerine uygunluğunun bağımsız bir uzman tarafından incelenmesi gerekir.

Taahhüt
Ekvator Prensiplerinin en önemli dayanaklarından biri de proje sahibinin taahhütlerinin kapsamıdır. Yapılan iş ilk olarak ev sahibi ülkenin hukuki düzenlemelerine uygun olmalıdır. Projeyi üstlenen kuruluşlar Eylem Planına uygun olarak hareket edeceğini taahhüt edebilmelidir. Kuruluşlar EPFl’IerIe beraber belirledikleri aralıklarla yapılan projenin hukuka ve Eylem Planına uygunluğunu belgelemek yükümlülüğüne sahiptir. Kuruluşlar bu taahhütleri sağlayamadığında EPFl’Ier ilk olarak kuruluşların bu taahhütlere uymasını sağlamaya çalışır. Çözüm sağlanamadığında EPFl’Ierin hukuki yollara başvurma vardır.

Bağımsız İzleme ve Raporlama
Alınan kredinin kullanım süresi boyunca EPFl’ler düzenli bir izleme ve raporlamanın devamlılığını temin etmek zorundadır. Bu yüzden EPFl’ler izIeme ve raporlamaya yönelik bağımsız uzmanların atanmasını veya borçluların ehil ve tecrübeli bir bağımsız uzmanı muhafaza etmesini sağlar. UzmanIar eIde ettikleri enformasyonları EPFl’lerle payIaşır.

EPFI Raporlamaları
Ekvator PrensipIerini uyguIayan EPFI’ler yılda en az bir kere uygulama süreçIeri ve tecrübeIerini halka açık olarak raporlamakla mükelleftir.


Janna Fortmann: EBRD Kredileri, KOBİ’ler için İdeal
Avrupa Kalkınma Ve İmar Bankasının Türkiye bürosu Turseff Proje Direktörü Janna Fortmann, “Türkiye çok dinamik bir ülke. Yenilenebilir enerji konusunda da büyük bir atılım var. Türkiye’ye getirdiğimiz 200 Milyon Dolarlık kredinin, bu konuda önemli bir katkı sağlayacağına inanıyoruz” diyor.

Bize EBRD hakkında genel bir bilgi verebilir misiniz?
EBRD 2004 yılında sürdürülebilir enerji yatırımlarını desteklemek için kuruldu. O dönemde bu proje için 1,3 milyar dolarlık bir sermaye konuldu. EBRD kuruIduktan sonra iIk sürdürüIebiIir enerji tesisIeri Romanya ve BuIgaristan’da kuruIdu. SürdürüIebiIir enerji modelleri artık rüştünü ispatlamış durumda. Sözkonusu yatırımlar için gerekli olan sermayeyi, anlaşma yaptığımız ulusal bankalara veriyoruz, onlar da yatırımcılara dağıtıyorlar.
EBRD, müşterilerine bankalara dağıtılan kredinin yanı sıra bir de teknik danışmanlık paketi sunuyor. Böylece bankaIar sürdürüIebiIir enerji için verdikleri borçları ürün portfolyolarına entegre edebiliyorlar. Örneğin KOBİ’Iere verilen kredileri düşünün. Bundan yirmi yıl önce hiçbir bankanın KOBİ departmanı yoktu. Belki bundan 5 sene sonra bankaların sürdürülebilir enerji (SEFF) departmanları kurulacak. Teknik danışmanlığın bir parçası da bu. Bizim verdiğimiz bu hizmet sayesinde bankalar kredi verecekleri kurumla ilgili daha doğru analiz yapabilecekler. Müşteri bankaya gelecek, başvuru formunu dolduracak. Nasıl bir proje yapacağını, ne kadar enerji tasarrufu sağlayabileceğini anlatacak. Başvuru formu, uzman mühendisler tarafından da incelenecek ve kredi verilip verilmeyeceğine ona göre karar verilecek. Örneğin bir tekstil firması çok enerji kaybettiği için hava kompresörlerini değiştirmek istiyor. Mühendisimiz o fabrikaya gidiyor ve diyor ki “tamam bunu yapalım ama genel havalandırma sistemini de baştan kuralım” çünkü tekstil fabrikalarında kaybolan enerjinin yüzde 40’ı havalandırma sistemleri yüzünden kayboluyor.

Bu yüzden mi verdiğimiz hizmeti “Kredinin de ötesinde” sözleriyle tanımlıyorsunuz?
Evet, çünkü biz bu son derece önemIi danışmanlık hizmetini bedelsiz veriyoruz. Bu danışmanlık hizmetlerinin bedeli faiz oranına da yansıtılmıyor çünkü bizim için önemli oIan projenin düzgün yürümesi.

Peki EBRD, proje yapacağı ülkeleri nasıl seçiyor?
EBRD genelde Doğu Avrupa ve Orta Asya ülkelerinde faaliyet yürütüyor. Bu ülkelerin enerji kullanımında ne kadar etkin olduğuna bakıyor. Enerji tasarrufu ya da yenilenebiIir enerji kullanımı açısından ne tür potansiyeller olduğu araştırılıyor. EBRD’nin yaptığı iş sadece enerji yatırımı değil, EBRD şirketlerin kendilerini geliştirebilmesine de yardım etmeyi hedefliyor. Türkiye’ye henüz böyle bir hizmet sunamadık çünkü sadece 1,5 senedir Türkiye’de çalışıyoruz.

Peki, çalıştığınız ülkelerde kredi verdiğiniz projelere örnek verebilir misiniz?
Örneğin 5 bin tane ineği olan bir üretici bize bir biyogaz projesiyle geIdi. Bir çiftlikte eğer 1000 inekten fazlası varsa o tesis, hayvanların gübresinden yararlanarak kendi bağımsız enerji sistemini oluşturabilir. Seracılık işiyle uğraşanlar da çok fazla katı atık üretir. Bu yüzden yenilenebilir enerjiye rahatlıkla yatırım yapabilir. Mesela Kazakistan’da bir tavuk çiftIiği sahibi biyogaz sistemi kurmak istiyordu. Alman bir mühendisle anlaştılar ve bizden kredi istediler. Başvurunun uygunluğunu belirlemek için yolladığımız mühendis projeye karşı çıktı: “Tavuk gübresinden biyoyakıt üretmek mantıklı değildir; ondan en iyi yararIanmanın yolu organik gübre üretmektir.” Ortak oIması düşünülen Alman firması bu durumdan pek hoşlanmadıysa da önerdiğimiz sistem hem çiftlik sahibinin parasının cebinde kaImasını sağladı hem de daha doğru bir çözüm uygulanmış oldu. Başkaları tarafından finanse ediIen biyogaz sistemlerinin düzgün çaIışmadığı, kredi veren bankaların mutsuz oIduğu durumlar da oldu. Türkiye’de de benzer problemler yaşanıyor; bu konuda kredi veren bankalar ikircikli davranıyorlar. “Çok büyük yatırımlar yapıyoruz ama çok fazIa sorun çıkıyor” diyor. Uzmanlar da biyogaz sistemlerinin fazlasıyla hassas oIduğu konusunda hemfikir. Tesis kurulduktan sonra düzgün çaIışması için altı ay geçmesi gerekiyor. Ayrıca kaynak akışını çok iyi yönetmek gerekiyor. Örneğin bir ineği antibiyotikle beslemişseniz ve onun dışkısı sisteme karışmışsa fermentör tıkanıp, kapanıyor. Fermentörü temizIediğiniz zaman ise sistemin tekrar çalışır hâIe geImesi için bir altı ay daha gerekiyor. Bu yüzden uzmanIarımız çiftIikIerin genel işleyiş sürecini de inceliyor. Çiftliklerde antibiyotik kullanan çiftçilere “Sıcak fermentör kullanmayın, Iüzumu yok. Daha basit mekanizmalar kurun. Üstelik daha ucuza mal oIur. Enerji çıktısı da gene aynı olur” diyoruz.

Türkiye’de hangi alanlardan başvuru bekIiyorsunuz?
Her alandan bekliyoruz aslında. Türkiye’de müthiş bir bilinç var. Enerji maliyetleri söz konusu olduğunda bayağı iyi geribildirim alıyoruz. Çünkü artık bütün sektörler enerji maliyetlerini düşürdükçe kârlarını daha çok artırabileceklerini anladılar. O yüzden bu konuda epey hassaslar. Yenilenebilir kaynaklara yönelik, özellikle hidroelektrik gücüne epey bir ilgi var. Tabii HES’lerin kurulu gücüyle iIgili sınırlarımız var.
Türkiye 50 megawattık hidroeIektrik gücünü yenilenebilir enerji olarak kabul ediyor ancak sanırım bu sınır AB üIkeleri için 10 MW.
Bizim sınırımız da 10 megawatt. Büyük barajlara kredi vermiyoruz çünkü çevre için zarar veren projeIleri desteklemiyoruz. Çin’de yaşanan felaketlerin başka yerlerde de yaşanmasını istemiyoruz. Küçük şirketlerin kredilere teknik know-howlara daha çok ihtiyacı var. En çok geribildirim aIdığımız sektörlerden biri de gıda üreticileri, Makine üretimi yapanlar… Aslında oldukça geniş bir sektör yelpazesine sahibiz.

Kimler EBRD’den kredi alabiliyor?
Biz büyük şirketIerin yatırımına kredi vermiyoruz çünkü onların zaten para sorunları yok. Şirketin 249’dan fazIa çalışanı olmamalı; yıllık cirosu da 50 miIyon Euro’yu aşmamalı. Kısacası bizim hedefimiz KOBİ’Ier. Ayrıca kamu kuruluşarına da kredi vermiyoruz. En az yüzde 51’i özel mülkiyet olmak zorunda. Bir de petrol, tütün ve akolle ilişkili sektörleri finanse edemiyoruz.

Başvuru için koşullar nedir?
Şu anda kredi kulanmak isteyen şirketler hem Türkiye’de partnerimiz oIan dört bankayı (Garanti, Denizbank, Akbank, Vakıfbank) hem de bizi arayabilirler. İnternet sitemiz de yayına başladı. Proje sahipleri önce bankayla konuşuyor. Sonra o proje her halükarda bize geliyor. Başvuru sahibi ilk bize gelse bile onlara önce bankalarını seçmelerini söylüyoruz. Çünkü mali olarak şirketin kredi almaya uygun olup olmadığına bankalar karar verir. Bizler de işin teknik analizini yaparız. Türkiye çok enerji harcayan ve enerji maliyetleri yüksek olan büyük bir ülke. Mesela yapılan tetkikler sonucu, Antalya’daki otellerin çamaşırhanelerinde yüzde 40-50 enerji tasarrufu yapılabileceği ortaya çıktı. Gıda sektörü de, çiftlikler de yenilenebilir enerjiyIe çalışabilir. Özellikle çiftIiklerde sistem bir kere kurulduğu zaman o çiftIik tamamen enerji bağımsız bir kimlik kazanıyor. Bir daha hiçbir enerji harcaması yapmak zorunda kaImıyorsunuz.


AKBANK: Akbank’ın Hedefi “Gelecek Nesiller İçin Daha Yaşanabilir Bir Dünya”

Yeşil finansman konusunda ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Akbank KOBİ Bankacılığı olarak, müşterilerimizin çevreyi koruma bilinci ile gerçekleştirecekleri faaliyetlerinin finansmanı amacıyla Akbank Enerji Dostu Kredi’yi hayata geçirdik. Kredi; enerji verimliliğinin artırılması ve enerji maliyetlerinin azaltılması amacıyla işyeri, fabrika gibi ticari gayrimenkullerin ısıtma, soğutma, elektrikli motorların ve aydınlatma sistemlerinin yenilenmesi, dış cephelerin yalıtılması ve çevreci enerji kaynaklarına yönelinmesi için firmalarca kullanılıyor.
Enerji Dostu Kredileri, yatırım ve işletme sermayesi kredileri olmak üzere iki başlık altında müşterilerimize sunuyoruz. Kredi kapsamında, müşterilerimizin enerji verimliliği yaratmaya yönelik harcamalarının yanısıra yenilenebilir enerji yatırımlarını proje bazında değerlendiriyoruz. Proje kredilerini maksimum 2 yıl ödemesiz dönem olmak üzere, 7 yıla varan vadelerle müşterilerimize sunuyoruz. Müşterilerimizin Enerji Dostu Krediden yararlanmak için yaptıkları yatırımların “Enerji Verimliliği” amaçlı olduğunu gösteren belge ve faturalarını Bankamıza vermeleri yeterli.
Akbank Enerji Dostu Kredi ile aynı zamanda bireylerin ve apartman/site yönetimlerinin ısı ve yakıt tasarrufuna yönelik yalıtım, mantolama, güneş enerjisine geçiş, doğalgaz dönüşümü ve benzeri her türlü harcamaları için de uygun finansman koşulları ile kredilendirme sağlıyoruz. Böylelikle hem bireylerin enerji maliyetlerini azaltan hem de çevreye katkı sağlayan bir finansman sunuyoruz. Kredi kapsamında bireysel başvuru yapan apartman sakinlerinden kimlik, adres ve gelir belgeleri gibi standart başvuru evraklarına ek olarak enerji tasarrufuna yönelik harcamaya dair faturayı istiyoruz. Apartman veya sitelerin yönetimlerinden gelen kredi taleplerinde ise apartman yönetimine dair kat malikleri listesi, yönetim planı, kat malikleri kurul kararı, temlik belgesi gibi belgeler ve yine harcamaya ait fatura talep ediliyor. Enerji kredisi kapsamında 60 ay vadeye kadar kredilendirme imkânı sunuyoruz.
Ayrıca, Akbank olarak enerji sektörüne yatırım yapmayı planlayan firmalara, projeye özgü uzun vadeli proje kredileri tesis ederek sektöre destek oluyoruz. Farklı teknolojilerin kullanımı ve geliştirilmesi, yerli üretimin artırılması, ülkemizin enerji ticaret merkezi olma potansiyelinden en iyi şekilde yararlanılması adına, proje bazlı finansman modelleri oluşturarak yatırımcı firma tercihleri ve ihtiyaçları doğrultusunda esnek faiz ve anapara geri ödemeli proje kredileri sağlıyoruz. Yenilenebilir enerji projelerine öncelik vermekle beraber, çevreye duyarlı ve ülkemiz için faydalı olabileceğini düşündüğümüz her türlü enerji projesinin finansmanında yer almak istiyoruz. Enerji konusunda yapmış olduğumuz çalışmalar arasında doğal gaz dağıtım merkezleri, termik santralleri, hidroelektrik santralleri (HES), rüzgâr enerjisi santralleri (RES) ve jeotermal enerji santralleri (JES) proje finansmanları sıralanabilir.

Hangi uluslararası finans kuruluşlan ile çalışıyorsunuz?
Dünya Bankası Temiz Teknoloji Fonu (CTF) ve Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ortak programı olan Sürdürülebilir Enerji Finansmanı Kredisi (TURSEFF) kapsamında EBRD ile imzaladığımız kredi anlaşması ile sürdürülebilirlik alanındaki faaliyetlerimize bir yenisini ekledik. TURSEFF kredisinden sağlanan kaynağı, Türkiye’de enerji atığını azaltma yoluyla karbon miktarının düşürülmesine yardım ederek işletmeler ve konutlar tarafından yapılacak KOBİ’lerin yenilenebilir enerji yatırımlarını ve enerji verimliliği projelerini finanse etmek için kullanacağız.

Kurum bünyesinde, sürdürülebilirliğe dair neler yapıyorsunuz?
Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya hedefiyle yola çıkan Akbank, Ocak ayında, Karbon Saydamlık Projesi’ni (CDP) Sabancı Üniversitesi ile birlikte Türkiye’de hayata geçirmeye başladı. Şirketlerin, karbon salımlarını açıklamaya davet edildiği projenin ilk yıl raporu, bu yılın son çeyreğinde lanse edilecek.
Akbank olarak, CDP Türkiye’ye sponsor olmakla birlikte, CDP’ye raporlama da yapıyoruz. Bu kapsamda; Karbon emisyonu azaltım hedeflerimizi belirlemiş ve hem merkez binalarımızda, hem de yaygın şube ağımız boyutunda emisyon azaltımı kapsamında aksiyon planları geliştirmiş durumdayız.
Sürdürülebilirlik alanında birçok alanda önemli adımlar atmış olduğumuza inanıyoruz: Yönetim Kurulumuza bağlı olarak oluşturduğumuz Kurumsal Yönetim ve Sosyal Sorumluluk Komitesini 2009 yılında hayata geçirdik. Türkiye’de GRİ (Global Reporting İnitiative) raporu veren ilk mevduat bankası olan Akbank, ayrıca Birleşmiş Milletlere Küresel İlkeler Sözleşmeler kapsamında İlerleme Raporu veren ilk bankadır.

Sürdürülebilirlik ve çevreyle ilgili imzaladığınız sözleşmeler veya anlaşmalar var mı?
Akbank’ın, insan hakları, çalışma koşulları, çevre ve temiz toplumla ilgili evrensel ilkelere olan bağlılığının en büyük kanıtı, kurumsal sosyal sorumluluğun dünya çapındaki en önemli belgesi Küresel İlkeler Sözleşmesini (Global Compact) imzalaması. Bu imza ile Akbank, insan haklarına saygılı, güvenli ve nezih iş ortamı sağlamak, çevreyi korumak, şeffaf kurumsal yönetimi kapsayan politika ve uygulamalarla, çalışanlara ve topluma, sürdürülebilir değer ve fayda sağlamak gibi konularda sorumluluk alıyor.
Günümüzde şirketlerin, yaratmakta oldukları değeri “sürdürülebilir” hale getirmeleri ancak tüm paydaşlarının, içinde bulundukları toplumun ve çevrenin geleceğini gözetmeleri, bu konuda iyileştirici, geliştirici aksiyonlar almaları ile mümkün. Kurulduğumuz günden beri sürdürülebilir değer yaratma Akbank’ın önceliği olmuştur. Bu farkındalıkla Akbank olarak mevduat bankaları arasında ülkemizde bir ilk olan GRİ formatındaki sürdürülebilirlik raporumuzu yayınladık. Rapor tüm dünyada yaygın biçimde kabul gören GRİ raporlama standardı ile hazırlandı. Bizim için de ilk olan bu raporda Akbank’ın sosyal, çevresel ve yaygın ekonomik sorumluluk alanları anlatıldı.


 GARANTİ: Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere: “Enerji Verimliliği Konusunda Uygun Krediler Sunuyoruz”
Garanti, işletmesinin faaliyetlerinde verimlilik artışı sağlamayı amaçlayan, üretim sürecinde harcanan enerjiyi azaltarak tasarruf etmek isteyen ve enerji verimliliği, ısı yalıtımı konularında yatırım yapmayı planlayan müşterilerine, uygun koşullarla kredi kullanma imkanı sunuyor. Enerji verimliliği kredileri, Türkiye Özel Sektör Sürdürülebilir Enerji Finansmanı Programı (TURSEFF) kapsamında, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) ile Dünya Bankası liderliğinde, kalkınma bankaları ve uluslararası kamu kuruluşları tarafından kurulan Temiz Teknoloji Fonundan (Clean Technology Fund CTF) temin edilen kaynak aracılığıyla kullandırılıyor.
KOBİ’lere, özellikle zor zamanlarda ihtiyaç duydukları desteği, mümkün olan en iyi koşullarla sağlamaya çalıştıklarım belirten Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere, “Yurtdışı kaynaklı prestijli fonlara aracılık ediyoruz. Enerji verimliliği konusundaki yeni kanuni düzenlemelerin hayata geçirilmesi sırasında da KOBİ’lerin yanında olacağız. Bu sayede işletmelerin enerji verimliliğiyle elde edecekleri tasarrufu yeni yatırımlara dönüştürebileceklerini, başta enerji olmak üzere, kaynaklarını daha etkin ve verimli kullanabileceklerini düşünüyoruz” dedi.
Enerji verimliliği kredilerinden faydalanmak isteyenlere, Garanti Bankası aracılığıyla TURSEFF uzmanları tarafından teknik danışmanlık hizmeti veriliyor. 300.000 doların üzerindeki projeler için ücretsiz teknik danışmanlık hizmeti tercihe bağlı olarak sunuluyor; 1 milyon doların üzerindeki projeler için danışmanlık firmasının projeyi kontrolü zorunlu olup, hizmet yine ücretsiz olarak veriliyor.
Garanti müşterilerinin “Enerji Verimliliği Kredileri”nden faydalanarak finanse edebileceği harcamalar:
• Enerji tasarrufu sağlayan ısıtma, soğutma, sıhhi havalandırma ve klima sistemleri kurulumu
• Mevcut cihazların A sınıfı enerji tüketen cihazlarla değişimi
• Üretim sürecinde kullanılan makine ve ekipmanın enerji verimliliği sağlayacak şekilde yenilenmesi
• Basınçlı hava sistemlerinin, buhar dağıtım sistemlerinin, güç dağıtım sistemlerinin, eski gaz kazanlarının yenilenmesi
• İsınma ve sıcak su için güneş paneli sistemi kurulması
• Aydınlatma sistemlerinin enerji tasarrufu sağlamak üzere yenilenmesi
• Pencere, çatı, dış duvar, kapı, döşeme temel yalıtım ve mantolama uygulamaları
• Vana, havalandırma, iklimlendirme kanalları, sıhhi sıcak su üreticileri, depolama üniteleri ve mekanik tesisat ekipmanları için yalıtım yapılması
• Yenilenebilir enerji (hidroelektrik, rüzgar, güneş vb.) projeleri

Bankaların ÇSY Performansını Kim Merak Ediyor?
2008’de başlayan küresel ekonomik kriz, bankacılık sektörünün daha şeffaf ve hesap verebilir olması gereğini ortaya koydu. Giderek artan sayıda paydaş, bankaların sadece finansal değil, çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) performanslarını da iyileştirip kurumun sürdürülebilirliğini nasıl sağlayacakları konusunda kamuoyuna açıklama yapmaları gerektiği konusunda hemfikir. Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerdeki bankalar bu beklentiye Kurumsal Sorumluluk veya Sürdürülebilirlik Raporu adı verilen dönemsel ve gönüllü olarak yayınladıkları raporlar ile cevap veriyorlar.
Sürdürülebilirlik raporlaması sürecini stratejik olarak ele alan bankalar, ÇSY (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) risk ve fırsatlarını iyi yöneterek finansal performanslarına dolaylı ve dolaysız yollardan bazı katkılar sağlarlar:
■ Sorumlu uluslararası yatırımcı ve kreditör kaynaklarına erişim olanağı
■ Topluma katkı yoluyla bankanın kamuoyundaki itibarının yönetilmesine destek
■ Sorumlu pazarlamacılık anlayışı ve finans hizmetleriyle müşteri memnuniyetine katkı
■ işletme giderlerinden tasarruf (örneğin enerji verimliğinin artması)
■ “Etik veya çevreye duyarlı”müşterileri kazanma ve memnun etme
■ Nitelikli çalışanların tercih ettikleri işveren olma ve çalışan verimliliği arttırma
■ inovasyonu teşvik etme (örneğin çevre odaklı yeni ürün geliştirme)
■ Kanun koyucu ve piyasa düzenleyici kurumlarla iyi ilişkileri koruma.
IFC (International Finance Corporation), EBRD (European Bank for Reconstruction and Development – Avrupa imar ve Kalkınma Bankası) ve AFD (Agence Française de Developpement – Fransız Kalkınma Ajansı) gibi uluslararası kalkınma bankaları, tahsis ettikleri krediler çerçevesinde kapsamlı ÇSY performans raporlaması beklentisi içerisindeler. Diğer taraftan giderek artan sayıda uluslararası kurumsal yatırımcı, ÇSY kaynaklı risklerin yatırım portföylerinin performansını etkileyebileceğinden yola çıkarak, bu bilgileri yatırım yaptıkları bankalardan istemekteler. Bu bağlamda ÇSY kaynaklı risklere örnek olarak BP’nin bu yıl Meksika Körfezinde yol açtığı petrol sızıntısı ve şirketin düşen pazar değeri verilebilir. 2005 yılında 12 ülkeden 20 yatırımcının imzası ile hayata geçen UNPRI (Birleşmiş Milletler Sorumlu Yatırım inisiyatifi) sermaye piyasalarındaki oyuncuları sorumlu yatırımcı olmaları yolunda motive ediyor. Bugün UNPRI 776 imzacıyla (ki bunlar arasında ticari bankalar, emeklilik fonları ve yatırım şirketleri yer alır) yaklaşık toplam 20 trilyon USD değerindeki varlığı temsil ediyor. Bu yatırımcılar yatırım yaptıkları şirket ve bankalardan ÇSY performanslarını yönetmelerini ve performanslarını raporlamalarını talep ediyorlar. Yatırımcıların artan ilgisine paralel bir gelişme de Bloomberg ve ThompsonReuters bilgi bankalarının terminallerine sırasıyla toplam 3000 ve 3500 dünya şirketinin ÇSY performans bilgisini yüklemiş olması. Bu sayı giderek artacak ve halka açık Türk şirket ve bankalarının ÇSY performansları da zaman içinde bu terminallerde yer alacak. Ayrıca Banktrack gibi uluslararası Sivil Toplum Kuruluşları da bankacılık sektörünün iklim değişikliği, etik bankacılık ve insan hakları gibi konular üzerinde doğrudan veya müşterileri aracılığıyla dolaylı olarak sebep oldukları etkilerini takip ediyor ve kamuoyunu bilgilendiriyor.

Nasıl Raporlanır?
Güvenilir sürdürülebilirlik raporu yayınlamak isteyen bankalara, öncelikle ÇSY sorumluluklarını üçlü denge içinde yönetmeleri önerilir. işe risk içerebilecek ve öncelikli ÇSY unsurlarını tespit etmekle işe başlayabilirler. Ardından kredi politikalarına söz konusu risk unsurlarını entegre etmeleri gerekir. Basiretli bir risk yöneticisinin artık örneğin, “iklim değişikliği veya iş güvenliği ve sağlığı konuları belirli sektörleri ve projeleri nasıl etkiler? Tahsis edilen kredilerin geri dönüşüne tesir edebilecek riskler faktörleri nelerdir? Bu unsurların risk primine etkisi ne olmalıdır?” gibi sorulara makul cevaplar verebilmesi gerekmektedir. Bu tarz veya benzeri bir risk yönetimi sürecinin sonucu olarak da yapılanlar ve kaydedilen gelişmeler faaliyet raporunda veya ayrı bir rapor yoluyla dönemsel olarak duyurulmalıdır.
Dünya’da en saygın ÇSY raporlaması çerçevesi olan GRI (Global Reporting Initiative) Sürdürülebilirlik Raporlaması ilkeleri pek çok şirket ve bankaya rehberlik etmeyi sürdürüyor. Sözkonusu ilkelere www.globalreporting.org adresinden hem Türkçe hem de ingilizce olarak ulaşılabilinir. Ülkemizde de paydaşların beklentilerine cevap veren, itibar edilebilir ve şeffaf sürdürülebilirlik raporu yayınlayan finans kuruluşlarının sayısının artması dileğiyle.

Sürdürülebilirlik Raporlaması Nedir?
Bir kurumun çevresel, sosyal, ekonomik ve yönetişim konularındaki stratejisini, yönetim sistemini ve yaptığı uygulamaların sonuç ve etkilerini paydaşları (yatırımcılar, müşteriler, çalışanlar, tedarikçiler, kamu yönetimi, düzenleyici otorite vs.) ile paylaşmasıdır.

Çevresel

  • Atık
  • Doğal kaynak kullanımı(su, enerji)
  • Karbon emisyonları
  • Biyoçeşitlilik
  • Ürün sorumluluğu

Ekonomik

  • Kurumsal yönetişim
  • Yasal uyum
  • iş etiği kuralları
  • Risk yönetimi
  • Yolsuzluk
  • Paydaşlar üzerindeki ekonomik etki

Sosyal

  • insan Hakları
  • İK yönetimi
  • iş sağlığı ve güvenliği
  • Müşteri hakları
  • Sorumlu pazarlamacılık
  • Topluma katkı

Özlem Çevik Koper ve Bahar Keskin CSR Consulting Turkey


 HALKBANK: Halkbank Hazine Yönetimi ve Uluslararası Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Süleyman Aslan: “Enerji Verimliliği ve Yenilenebilir Enerji Adında Özel Bir Kredi Paketi Oluşturuyoruz”

Yeşil finansman konusunda ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Hızlı tüketim ile fosil yakıt rezervlerinin azalması ve artan çevre kirliliği, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeyi zorunlu kılıyor. Çevre kirliliği, ısı dengesinin bozulması gibi dünya için son derece hayati konulardaki tartışmalar gündemde giderek daha fazla yer işgal ediyor.
Biz de misyonumuz ve sosyal sorumluluk anlayışımız paralelinde politika üretmeye devam ediyoruz. Bu kapsamda dünyanın doğasını korumaya hizmet eden finansman imkanları bünyesinde daima mevcuttu, ancak bunlar yakın döneme kadar çevre ve yenilenebilir enerji kredileri olarak adlandırılmamaktaydı. Öte yandan yatırım kredilerinin çevre açısından değerlendirilmesi kriter olarak daima kredi değerlendirme süreçlerinde mevcuttu. Ancak özellikle geçtiğimiz 5-6 yıllık dönemde çevrenin korunmasına hizmet eden ürünler geliştirildi, tüm yatırım kredilerimiz “çevre koruma, yenilenebilir enerji” sektörlerini de finanse edecek şekilde dizayn edildi. Hatta “Enerji Verimliliği ve Yenilenebilir Enerji” adım taşıyan özel kredi paketi oluşturulmaya başlandı.
Şimdiye kadar toplam kurulu gücü 785 MW olan ve yılda 3 milyar kwh/yıl enerji üretim kapasitesine sahip 44 adet proje değerlendiren Bankamız, uygun projelere yaklaşık 230 milyon USD tutarında orta ve uzun vadeli finansman desteği sağladı.
Yenilenebilir enerji yatırımları kredilerinin vade yapısı projeye göre belirleniyor.
2-3 yılı ödemesiz dönem olmak üzere 10 yıla kadar vade imkanı sunuluyor.

Hangi uluslararası finans kuruluşları ile çalışıyorsunuz?
Avrupa Yatırım Bankası, Dünya Bankası, Fransız Kalkınma Ajansı, sürekli işbirliği içinde olduğumuz uluslararası finans kuruluşları arasında yer alıyor. Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası işbirliği yaptığımız bir diğer kuruluştur. Bu işbirliklerini yeni kuruluşlar (EBRD, İslam Kalkınma Bankası gibi) ile geliştirme yönünde girişimlerimiz mevcuttur.
Halen aktif olarak çalıştığımız uluslararası finans kuruluşlarından bugüne dek temin edilen kaynak yaklaşık 1,5 milyar USD düzeyindedir. Bu kurumlardan temin ettiğimiz orta ve uzun vadeli, uygun koşullu kaynakları imalat sanayi, tarım/tarımsal sanayi, turizm, eğitim, sağlık ve enerji sektörlerinde faaliyet gösteren/gösterecek KOBİ’lere uzun vadeli ve uygun faizli yatırım ve işletme kredisi kullandırıyoruz.
Günümüzde önemi giderek artan yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği konularında firmaların finansmana erişimi de önemli bir husustur. Bu kapsamda, Fransız Kalkınma Ajansı ile 100 Milyon EURO tutarlı “yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği” yatırımlarının finansmanına özgü uygun koşullu yeni bir kredi programı için görüşüyoruz. 2010 yılı son çeyreğinde imzalanması öngörülen bu programdan sadece enerji verimliliği sağlayan ve yenilenebilir enerji yatırımı niteliğindeki projelere kaynak aktarılacaktır. Tek başına enerji sektörüne kullandırılacak bu kaynağın yanı sıra program kapsamında firmalara ücretsiz eğitim ve teknik danışmanlık hizmeti de sunacağız.

Kurum bünyesinde, sürdürülebilirliğe dair neler yapıyorsunuz?
Türkiye’nin lider KOBİ bankası olarak KOBİ’lerimize sadece finansal destek vermekle kalmıyor, aynı zamanda üretim koşullarım dünya standartlarına uygun hale getirmelerini sağlama yolunda çalışmalar yapıyoruz. Bu kapsamda Fransız Kalkınma Ajansı’nın işbirliğiyle KOBİ’leri kurumsal sosyal sorumluluk, çevre, iş sağlığı ve güvenliği konularında bilinçlendirmeyi amaçlayan KOBİ Dönüşüm adım verdiğimiz bir proje yürütüyoruz.
2008 yılında başlayan ve 2011 yılsonuna dek devam edecek Halkbank Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) projesi kapsamında ücretsiz olarak düzenlenen ve tüm ilgililere açık olan “KSS, Çevre, İş Sağlığı ve Güvenliği” konulu konferanslar kapsamında “sanayide enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji” konuları da anlatılıyor.
KOBİ Dönüşüm projesi kapsamında şimdiye kadar 8 ilde düzenlediğimiz eğitim konferanslarına yaklaşık 2500 KOBİ temsilcisi ve ilgililer katıldı. Firmalara OHSAS 18001 veya İSO 14001 yönetim sisteminin kurulmasına yönelik bir yıllık ücretsiz da-nışmanlık hizmeti verilmeye başlandı. 82 KOBİ’nin işyerinde çevre, iş sağlığı ve güvenliği ile enerji verimliliği konularında bir günlük ücretsiz uygulamalı eğitim ve iş yeri durum tespiti çalışmaları yapıldı. Bu firmalarda çalışan 1250 kişi ücretsiz eğitimlerin sonunda sertifika almaya hak kazandı. Projemiz 2010-2011 boyunca devam edecek.


 Türk Ekonomi Bankası (TEB)
“Enerji Verimliliği ve Yenilenebilir Enerji Yatırımları İçin Yeni Bir Kredi Hazırlığı İçindeyiz”

Türk Ekonomi Bankası olarak, sürdürülebilirlikle bağlantılı olarak hangi uluslararası finans kuruluşları ile çalışıyorsunuz?
TEB olarak sürdürülebilirlik ve çevre konularında çeşitli uluslararası finans kuruluşları ile işbirliği yapıyoruz. Bunların arasında Dünya Bankası, IFC ve AFD gibi kurumlar bulunuyor.

Sürdürülebilirlik ve çevre ile ilgili imzaladığınız ulusal ve uluslararası sözleşmeler veya anlaşmalar var mı?
AFD ile enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji projelerini desteklemek amacıyla işbirliğimiz bulunuyor. Müşterilerimizin enerji verimliliğini amaçlayan projeleri ile yenilenebilir enerji kaynaklarım kullanan enerji projelerini uzun vadede ve uygun koşullarla finansmanım sağlıyoruz.

Yeşil finansman konusunda ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji yatırım kredisi ile ilgili yeni bir kredi hazırlığı içindeyiz. Yine AFD kaynaklı olarak finanse edilecek bu kaynağın yarısının KOBİ’lere tahsis edilmesi planlanmaktadır. Bu kredi kapsamında ayrıca KOBİ’lere enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji yatırımları ile ilgili danışmanlık hizmeti ile değerlendirme raporunu da sağlıyor olacağız. Enerji verimliliği ile ilgili yasal yaptırımların daha yeni yeni uygulanıyor olması nedeniyle KOBİ ölçeğindeki firmalarda enerji verimliliği bilinci henüz yerleşmiş değil. Ancak biz banka olarak krediyi verirken aynı zamanda bu bilincin yerleşmesine de katkıda bulunmak istiyoruz. Bu amaçla kredi kullanan müşterilerimiz için enerji verimliliği konusunda bilinçlendirme eğitimlerini düzenliyor olacağız.
Ayrıca bireysel müşterilerimiz için enerji tasarrufu sağlamaya yönelik yalıtım, doğalgaza geçiş gibi harcamalar için “Enerji Tasarrufu İhtiyaç Kredisi”, çevrenin korunmasına katkı ilkesiyle, geri dönüşümlü malzemelerle üretilen ve düşük yakıt tüketimi ve emisyon sağlayan hibrit araç almak isteyen müşterilerimize “Hibrit Taşıt Kredisi” veriyoruz. Ayrıca organik üretim yaparak insan sağlığına ve çevre bilincine katkıda bulunan üreticilere işletme giderleri için uygun vade ve faiz koşullarıyla “Organik Tarım Kredisi” kullandırıyoruz.

Kurum bünyesinde, sürdürülebilirliğe dair neler yapıyorsunuz?
ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi’ni uygulayan ilk ve tek özel mevduat bankası olarak ana çevresel hedefimiz karbon ayak izini azaltmaktır. Bu hedefi destekleyecek şekilde kendimize doğal kaynak tüketimlerinin azaltılması, kâğıt ve toner tüketimlerinin azaltılması gibi alt hedefler koyduk.
Bu hedeflerimizin gerçekleştirilmesi adına özellikle en yüksek tüketim kalemimiz olan kâğıt tüketimini minimuma indirgeyebilmek adına belgesiz işlemler projesini hayata geçirdik. Ayrıca binalarımızda enerji ve su tasarrufuna yönelik teknik ekipmanlar kullanılarak doğal kaynak tüketimlerinin azaltılması hedef-lenmiştir. ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi kapsamında oluşturduğumuz Atık Yönetim Sistemi ile atıklarımızı lisanslı kuruluşlara vererek geri dönüşümlerini sağlıyoruz.
Yeşil ekonominin şüphesiz en önemli unsurlarından enerji verimliliği ve yenilebilir enerji alanında, kendi binalarımızdaki bir dizi uygulamanın yam sıra, Fransız Kalkınma Ajansı ile müşterilerimizin enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji yatırımlarım finanse etmek amacıyla uzun vadeli kredi görüşmelerimiz devam etmektedir. KOBİ ve kurumsal firmalarımızın enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji konusunda ihtiyaçlarım uzun vade ve düşük faiz ile karşılamayı hedefliyoruz. Yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarımn önemine inanan TEB, güneş enerjisi ile çalışan şube modelini (Solar Şube) ve yine güneş enerjisi ile çalışan Mobil ATM’i hayata geçiren ilk Türk Bankası oldu. Bu proje dünyamıza yıllık 113 ağaç etkisi yaratacaktır.
Çalışanlarımızın Şirket içi İnovasyon portalına girdikleri 700’ye yakın çevre ve tasarruf konulu önerileri değerlendirerek; içlerinde “333 şubemizin tabelalarım gece 12 sabah 6 saatleri arasında aydınlatmama” uygulamasının da yer aldığı bir dizi uygulamayı hayata geçirdik.
Çevreye duyarlı bir kurum olarak çalışanlarımızın, tedarikçilerimizin ve müşterilerimizin de çevre konusunda bilinçlendirilmesine yönelik bir e-öğrenme programı hazırlayıp tüm tedarikçilerimiz ve tebblog sosyal ağıyla tüm toplumla paylaştık.


 
TÜRKİYE İŞ BANKASI: İş Bankası, Enerji Üretim Santrallerine Önemli Bir Finansman Desteği Sağlıyor

Yeşil finansman konusunda ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
2014 yılından itibaren ülkemizde enerji açığı yaşanacağı öngörülmektedir. Özellikle ülkemizin yenilenebilir enerji potansiyelinin harekete geçirilmesi ve enerji arzının yerli kaynaklarla çeşitlendirilmesi, söz konusu projelere finansman sağlanabilmesi için yasal düzenlemelerin yapılması büyük önem taşıyor.
İş Bankası’nm enerji üretim santrallerine verdiği finansman desteği önemli boyutlara ulaşmıştır. Bankamızca enerji projelerinin finansmanına başladığımız 2001 yılından günümüze kadar toplam 34 adet yenilenebilir enerji üretim projesi finanse edilmiş olup, söz konusu projelerden bir adedi jeotermal santral, 33 adedi ise hidroelektrik santraldir.
Yenilenebilir Enerji projelerinin finansman yapısı Bankamız tarafından enerji yatırımlarının finansal, sektörel ve hukuki analizi konusunda uzmanlaşmış, yetkin bir kadroya sahip olan “Proje Finansmanı Grubu” bünyesinde oluşturulmakta ve söz konusu finansman paketleri ön inceleme safhasından başlayarak kredi vadesi boyunca titiz bir izleme süreciyle yönetilmektedir. 2000 yılından bu yana bu konudaki yetkinlik ve tecrübesini geliştirmiş olan grubumuz her türlü proje finansmanı işlemine liderlik edebilecek birikime sahiptir.
Bugüne kadar yaklaşık 2000 MW kurulu güçte yenilenebilir enerji santralleri için yaklaşık 1,2 milyar dolarlık bir finansmanı sağladık. Önümüzdeki dönemlerde piyasalardaki beklentilerin iyileşmesi ve henüz Meclis komisyonunda bulunan yeni Yenilenebilir Enerji Kanunu kapsamında yenilenebilir kaynaklardan üretilen enerjiye devletin sağlayacağı alım garantileri paralelinde özellikle yenilenebilir enerji projelerine olan finansman desteğinin artırılması ve Bankamızın yenilenebilir enerji portföyünün güneş, rüzgâr ve jeotermal santralleri de kapsayacak şekilde genişletilmesi öngörülmektedir.

Hangi uluslararası finans kuruluşları ile çalışıyorsunuz?
Bankamız, firmaların özellikle yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği gibi alanlardaki yatırımlarının finansmanına yönelik olarak, uygun vade ve faiz oranı ile fon imkânı sağlayan Avrupa Yatırım Bankası (AYB) ve Avrupa Kalkınma ve Yatırım Bankası (EBRD) gibi uluslararası finans kuruluşları ile çeşitli anlaşmalar imzalamıştır. Bu kapsamda gerek bu kuruluşlarla gerekse Dünya Bankası’na bağlı alt kuruluşlar ve Fransız Kalkınma Ajansı AFD’nin yan kuruluşu olan Proparco gibi benzer amaçlarla finansman imkânları sağlayan kuruluşlarla sürekli temas sağlanmakta, müşterilerimize uygun koşullarda fon sağlama imkânları değerlendirilmektedir.

Kurum bünyesinde, sürdürülebilirliğe dair neler yapıyorsunuz?
Sürdürülebilir yaşam için çevre bilincinin geliştirilmesi, doğal hayatın korunması amacıyla TEMA ile Çevre ve Orman Bakanlığının işbirliğinde 81 İlde 81 Orman projesini yürütmekteyiz. 2008 yılsonunda başlayan ve bir ağaçlandırma seferberliğine dönüşen proje kapsamında, beş yıl içinde, üç bin futbol sahası büyüklüğünde alana iki milyonu aşkın fidan dikilecek.
Ayrıca uluslararası sivil toplum kuruluşu Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) tarafından, dünyamızı tehdit eden küresel iklim değişikliğine dikkatleri çekmek için 2007 yılından beri düzenlenen Dünya Saati Eylemi’ne yüksek enerji kullanımına bağlı olarak ortaya çıkan karbon saliminin azaltılmasına dikkat çekmek amacıyla, yaklaşık üç yıldır Genel Müdürlük binamız, şubelerimiz ve iştirak şirketlerimizin dış cephe ışıklarını kapatarak katılıyoruz. Bununla birlikte İş Bankası Kültür Yayınları ile de çevre bilincine destek veriyoruz. Kültür Yayınları, TEMA Vakfı ile yaptığı işbirliği kapsamında Worldwatch Enstitüsü’nün “Dünyanın Durumu” ve “Suları Nasıl Tükettik” adlı iki kitabını yayınladı.
Çevreye Yatırım Fonu çevre bilincinin geliştirilmesi ve doğal hayatın korunması ihtiyaçlarından hareketle ülkemiz ve dünyanın geleceğine yatırım yapma özelliğini taşımaktadır. Türkiye’de bugüne kadar kurulmuş ilk çevre fonu olmakla beraber, çevresel sorunlara duyarsız kalmak istemeyen yatırımcılar için bir taraftan yatırım seçeneği oluştururken diğer taraftan da çevreye yatırım yapma imkânı sunmaktadır.
Doğal hayatın korunması amacıyla yürüttüğümüz bir diğer bir uygulama ile kredi kartı hesap özetlerini elektronik posta yoluyla almayı tercih eden müşterilerimize 5 TL MaxiPuan hediye edilmekte ya da MaxiPuan hediyesi yerine kendi adlarına fidan dikilmesi seçeneği sunulmaktadır. Fidan dikimini tercih eden müşterilerimiz adına TEMA Vakfı tarafından adlarına bir adet fidan dikilmekte ve fidan dikim sertifikaları müşterilerimizin elektronik posta adreslerine gönderilmektedir.


TSKB: TSKB Genel Müdürü Halil Eroğlu: “Çevre Temalı Kredilendirme Çalışmalarına 2000’lerden Önce Başladık”

Yeşil finansman konusunda ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Biz Banka olarak Türkiye’nin yeşil ekonomiye geçişinde hem ürünlerimiz hem kendi iç uygulamalarımızla örnek olmaya çalışıyoruz. Türkiye’de ilk “çevre temalı” kredilendirme çalışmalarına 2000’li yıllardan önce başladık, bunu yenilenebilir enerji yatırımlarının finansmanı takip etti ve 2009 yılından da başlayarak enerji verimliliği yatırımlarının finansmanına başladık. Banka olarak bugüne kadar demir çelik, petrokimya, plastik, kâğıt gibi sektörlerde 8 farklı enerji verimliliği projesini finanse ettik. Ayrıca, tüm atıkların ekonomiye geri kazandırılmasına özel hassasiyet gösteriyoruz ve bu çerçevedeki yatırımları da finanse ediyoruz. TSKB, 2010 yılının Nisan ayı itibariyle, 200’ün üzerinde yenilenebilir enerji projesini inceleyerek, toplam 83 adet yenilenebilir enerji projesini finanse etti. Finansman sağlanan projelerin toplam kurulu gücü ise 2260 MW’a ulaşıyor. Bu projelere TSKB tarafından aktarılacak toplam tutar 1,3 milyar ABD Doları. Finanse edilen projelerden 640 MW kurulu güce sahip 23 adedi tamamlanarak elektrik üretmeye başladı. TSKB’nin finanse ettiği yenilenebilir enerji projelerinin faaliyete geçmesi ile Türkiye’nin sera gazı salınımı 5,3 milyon ton diğer bir deyişle %1 azalacak.

Hangi uluslararası finans kuruluşları ile çalışıyorsunuz?
TSKB olarak; Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası, Avrupa Konseyi Kalkınma Bankası, Fransız Kalkınma Ajansı ve Alman Kalkınma Bankası’ndan sağladığımız yenilenebilir enerji, enerji verimliliği, çevre ve KOBİ kredileri ile çevre ve enerji yatırımlarını destekliyoruz.
TSKB olarak UNEP Fİ’ya (Birleşmiş Milletler Çevre Programı Finans Girişimi) üye tek Türk bankasıyız. UNEP Fİ’ya üye olarak, çevreye ve sürdürülebilir kalkınmaya duyarlı uluslararası kuruluşlar arasında yerimizi aldık. TSKB, 2008, 2009 ve 2010 yıllarında Financial Times ve İFC tarafından üç yıl üst üste Doğu Avrupa Gelişmekte Olan Ülkeler kategorisinde “Yılın Sürdürülebilir Bankası” ödülüne layık bulundu. Ayrıca 2007 başında İSO 14001 Çevre Yönetim Sistemi sertifikasını alan ilk Türk bankası olduk.

Kurum bünyesinde, sürdürülebilirliğe dair neler yapıyorsunuz?
TSKB olarak biz de çevresel etkilerimizi azaltmaya çalışıyoruz. 2006 yılından beri karbon ayak izini ölçen sanırım Türkiye’deki tek kuruluşuzdur. 2009 yılında karbon emisyonumuzu bir önceki yıla göre %45 azalttık, daha da azaltacağız. Aynı dönemde enerji tüketimimizi %10 düşürdük.
2009 yılı ortasından itibaren yeşil enerji kullanıyoruz, tüm elektrik ihtiyacımızı serbest tüketici statüsü ile bir yenilenebilir enerji firmasından tedarik ediyoruz. Özetle TSKB sadece yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği projelerini finanse etmiyor, kendisi de yeşil enerji kullanıyor, enerji verimliliği projeleri yürütüyor…
2007 yılından beri yürüttüğümüz sosyal sorumluluk projelerinde “Önceliğimiz Çevre” diyerek, Türkiye’de çevre bilincini artırmaya yönelik platformlar oluşturmayı hedefleyen kapsamlı ve uzun soluklu çalışmalara imza attık. Bu kapsamda hayata geçirdiğimiz www.cevreciyiz.com ve www.cevreciyiz.tv kanalından yürüttüğümüz sosyal sorumluluk projeleri ile toplumsal bilinci artırmaya çalışıyoruz.

Kurumsal sürdürülebilirlik raporlaması yapıyor musunuz?
TSKB olarak Türkiye’nin bankacılık alanında ilk sürdürülebilirlik raporunu yayınlayan banka olduğumuzu öncelikle belirtmek isterim. Türk bankacılık sektörü açısından ayrı bir değere sahip olan raporumuz, aynı zamanda dünya çapında kabul görmüş ve standart hale getirilmiş tek sürdürülebilirlik raporu çerçevesi olan GRİ (Global Reporting İnitiative) onaylı ilk rapor olma özelliğine sahip.
Türkiye’nin sürdürülebilir kalkınma modelini desteklemek, istihdamı korumak ve artırmak, iklim değişikliğine yönelik yürütülen mücadelede rol almak, ülkemizde düşük karbon ekonomisine dayalı bir sanayiye geçişe katkıda bulunmak hedeflerine uygun olarak hazırladığımız raporda, TSKB’nin sürdürülebilirlik için yaptığı tüm çalışmalar ve gelecek planlarına ayrıntılarıyla yer verdik.
Ayrıca çevre politikaları çerçevesinde, çevre üzerindeki etkimizi en aza indirmek ve tükenebilir kaynakları özenli kullanmak konusunda gösterdiğimiz özeni “Sürdürülebilirlik Raporu”muzda da göstererek; raporu kâğıda basmak yerine paydaşlarımızla sadece interaktif yöntemlerle paylaştık.


VakıfBank: VakıfBank Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Bilgiç: “Türkiye’nin Çevre Bankacılığı’nı 2008 Yılında İlk Biz Başlattık”

Yeşil finansman konusunda ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
VakıfBank, 2008 yılında Türkiye’nin ilk Çevre Bankacılığı’nı başlatmış ve yeni Bankacılık konseptiyle çevreye değer veren müşterilerine kapsamlı “Çevre Bankacılığı Hizmeti” sunmaya başlamıştır.
Çevre Bankacılığı ile çevreye dost ürün, hizmet ve yatırımlarda kullanılmak üzere müşterilerimize kaynak sağlanmakta ve uzman danışmanlık hizmeti verilmektedir.
Çevre Bankacılığı kapsamında kullandırdığımız;
• Çevreci Araç Kredileri ile, daha az yakıt tüketerek daha az karbon salınımı yapan araçların alımı finanse edilmektedir. Bu kapsamda, marka sınırlaması olmadan, benzinli araçlarda 100 km’de 6 litreden daha az yakıt tüketen, dizel araçlarda ise 5,3 litreden daha az yakıt tüketen bütün binek ve hafif ticari araçlar ile Euro 4 ve Euro 5 standartlarını taşıyan ağır vasıta araçların alımı kredilendirilmektedir.
• Çevreci Teknoloji Paketi ile Energy Star etiketli bilgisayar, yazıcı, monitör, tarayıcı, fax ve fotokopi gibi enerji tasarruflu ürünlerin alımı finanse edilmektedir.
• Çevreci Yalıtım ve Tasarruf Paketi ile enerji tasarruflu aydınlatma ürünlerinden, ısı ve elektrik üretimi sağlayan güneş pilleri ve panellerine, ısıtma ve soğutma sistemlerinden, binaların yalıtımında tasarruf sağlayan, çevreyle dost malzemelere kadar geniş bir yelpazenin finansmanı sağlanmaktadır.
• Çevreci Turizm Kredileri ile, turizm sektöründe faaliyet gösteren firmaların, enerji ve su tasarrufu sağlamaya yönelik yatırımları finanse edilmektedir.
• Yenilenebilir Enerji Kredileri ile, alternatif enerji kaynaklarına (Güneş, enerji ve su) yapılan yatırımlar finanse edilmektedir.

Bugüne kadar bu alanlarda bireysel ve kurumsal olarak toplam ne kadar kredi kullandırdınız?
Bugüne kadar, yenilenebilir enerji yatırımlarının finansmanı amacı ile 400 milyon USD’nin üzerinde; KOBİ segmentli ve bireysel nitelikli müşterilerimizin çevreci ürün, hizmet ve yatırımlarının finansmanı amacı ile 100 milyon USD’nin üzerinde kredi kullandırılmıştır.

Bu alanda hangi uluslararası finans kuruluşları ile çalışıyorsunuz?
VakıfBank Dünya Bankası, EBRD, EIB (European Investment Bank) ve CTF (Clean Technology Fund) ile çevreci ürün, hizmet ve yatırımların düşük maliyetli kredilerle finanse edilmesine yönelik çalışmalara devam etmektedir. Ayrıca Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın (EBRD) Türkiye Sürdürülebilir Enerji Finansman Programı (TURSEFF) kapsamında yapılan kredi kullandırımlarına aracılık etmekteyiz. Program kapsamında ticari ve küçük ölçekli yenilenebilir enerji yatırımlarının yanı sıra; konut ve yapı sektörlerinin ısı sistemlerinin iyileştirilmesi ve ısı kontrolünün yapılması, çift camlı pencere, zemin-duvar-çatı izolasyonu gibi enerji tasarrufu sağlamaya yönelik yatırımları da finanse edilebilmektedir. Aynı program kapsamında uygun üretici ve tedarikçilerden temin edilecek yenilenebilir enerji teknolojisi ekipmanlarının finansmanı da mümkündür. TURSEFF Programı’nın en büyük avantajlarından biri de firmalara uzman bir kadro tarafından ücretsiz teknik danışmanlık hizmetinin verilmesidir. Bu hizmet sayesinde program projelere finansman sağlamının yanı sıra çevre bilincinin gelişmesine de katkıda bulunmaktadır.


YapıKredi: Yapı Kredi Kurumsal İletişim Yönetimi KSS Projeleri Yöneticisi Nurcan Erhan: “Toplumsal Hayata Maksimum Katkı Yapmayı Amaçlıyoruz”

Sürdürülebilirlikve çevreyle ilgili imzaladığınız ulusal ve uluslararası sözleşmeler veya anlaşmalar var mı?
Yapı Kredi olarak, ana hissedarlarımız UniCredit Group ve Koç Holding’in Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni imzalamış olmaları nedeniyle imzacı olarak kabul edilmekteyiz. Bu doğrultuda, iş dünyasında daha etik uygulamaları yerleştirmeyi amaçlayan Küresel İlkeler Sözleşmesi’ni benimsemiş olup çalışmalarımızı bu ilkeler doğrultusunda yürütmekteyiz. Diğer Koç Topluluğu şirketleri gibi biz de Koç Holding tarafından 2008 yılında küresel ilkelerin takibi için oluşturulan portala ilgili dataları düzenli olarak eklemekteyiz.
Global Compact, özel sektöre insan hakları, çalışma standartları, çevre ve yolsuzlukla mücadele konularında önemli yükümlülükler getiriyor. Bu anlamda imzaladığımız Global Compact’m insan haklarına saygı, güvenli iş ortamları, çevrenin korunması, kurumsal yönetimin sağlanması gibi politika ve uygulamalar, aynı zamanda sürdürülebilir kalkınmanın da anahtarları olduğunu düşünüyoruz.
Bunun yanında Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) önderliğinde tüm dünyada küresel iklim değişikliğine dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirilen “Dünya Saati” (Earth Hour) hareketine her sene olduğu gibi bu yıl da Genel Müdürlük ve diğer binalarımızda ışıkları kapatarak destek verdik.

Kurum bünyesinde, sürdürülebilirliğe dair neler yapıyorsunuz?
Yapı Kredi olarak “bir bankadan fazlası” olmayı ve bu bağlamda ticari faaliyetlerimiz dışında da değer yaratmayı hedefliyor ve bu doğrultuda ilişkide bulunduğumuz tüm paydaşların çıkarını gözeterek toplumsal hayata maksimum katkı yapmayı amaçlıyoruz. Bu nedenle yalnızca müşterilerimizin finansal beklentilerini karşılamakla kalmayıp, sosyal sorumluluk bilinciyle hareket ederek çevrenin korunmasına katkı sağlamaya çalışıyoruz. Ayrıca banka olarak kurumsal sürdürülebilirlik raporu da hazırlıyoruz.
Smırsız Mavi: Yapı Kredi olarak DenizTemiz Derneği / TURMEPA işbirliği ve Milli Eğitim Bakanlığı’nm da desteğiyle ilk ve ortaöğretim çağındaki öğrencileri, doğal varlıkları korumak konusunda bilinçlendirmek amacıyla “Sınırsız Mavi” projesini 2006 yılında hayata geçirdik. Projede ilk aşamada öğretmenlere daha sonraki aşamada ise öğretmenler aracılığıyla öğrencilere; denizlerin özellikleri, denizde yaşayan canlılar, karalar ve denizler arasındaki etkileşim ve deniz kirliliğini önlemek amacıyla kişilerin üzerine düşen görevler gibi pek çok farklı konuda bilinçlendirici dersler verildi. Projedeki hedefimiz 28 kıyı ili ve Van’da, 6 milyon 600 bin ilk ve ortaöğretim öğrencisine ulaşmak…
Bugüne kadar 4 milyon 500 bin öğrenciye ulaşan “Sınırsız Mavi” eğitimlerinde denizlerin özellikleri, denizde yaşayan canlılar, karalar ve denizler arasında etkileşim, deniz kirliliğine karşı alınacak önlemler ve bu konuda bireylerin üzerine düşen görevler anlatılıyor.

Kâğıt Tasarrufu Projesi: Yapı Kredi olarak, bünyemizde özellikle doğal kaynakların tasarruflu kullanılmasını sağlamak için çalışmalar yapıyoruz. Kâğıt Tasarrufu Projesi ile kâğıt tüketimimizi yüzde 30’lar seviyesinde azaltmış bulunuyoruz. Ayrıca yılbaşı ve diğer özel günlerde yapılan ajanda ve kart gönderimini dört yıldır elektronik ortama aktardık. Yapılan ölçümlemelere göre yalnızca bu kararla yılda 55 bin ağacı kesilmekten kurtardık.

“Ekstreler Ağaç Olsa” Kampanyası: 2009 yılında “Ekstreler Ağaç Olsa” isimli bir kampanya başlattık. Perakende Bankacılık Yönetimi’nin önderliğinde TEMA işbirliğiyle hayata geçirdiğimiz kampanya ile 1 milyon elektronik hesap özeti talimat adetine ulaştık. 2009 yılında yalnızca bu çalışmalarla yaklaşık 27 bin ağacı daha kesilmekten kurtardığımızı gösteriyor. Bu kampanya kapsamında çağrı merkezi, şube ve direkt satış ekipleri tarafından alman hesap özeti talimatları, Mayıs ayında yapılan dikimle Tekirdağ’da 6 bin fidanlık World Ormanı’na dönüştü.

Çınar Mortgage ve Çam, Meşe, Ardıç Paketleri: Bireysel, KOBİ ile konut sahibi olmak isteyen müşterilerimiz için hazırladığımız Çınar Mortgage, Çam, Meşe ve Ardıç paketlerini bu ürünlere örnek gösterebiliriz. Bu paketleri alan ilk 150 bin müşterimiz adına TEMA Vakfı tarafından birer fidan dikilmesini sağlıyoruz. 2010 yılı sonuna kadar 150 bin fidan dikimi hedeflenen proje kapsamında, Tekirdağ, Antalya, Konya ve Urfa’da ormanlar oluşturuldu.

EkoIQ Editör