#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey
dünya

“Dünya Isınıyor ve Sorumlusu Biziz!”

Sabancı Üniversitesi’nin düzenlediği “İklim Değişiminin Tarımsal Üretim Sistemlerine Etkileri” temalı seminerde konuşan Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Levent Öztürk, Dünya’nın ısındığına dikkat çekerek “Seragazları neredeyse bizim şu anda yaşadığımız son yüzyıl içerisindeki bir derecelik artışı çok iyi tarif edebiliyor. Demek ki sorumlusu biziz” dedi ve ekledi: “Seragazları son yüzyılda hiç görmediğimiz şekilde arttı. 280’lerden şu anda bugün itibarıyla 421 ppm’e kadar artmış durumda karbondioksit.”

Sabancı Üniversitesi’nin düzenlediği Teknolojinin Gücüyle Geleceğe Webinar Serisi’nin 2023 programının ikincisi gerçekleşti. Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi (MDBF) Dekanı Erkay Savaş’ın açılış konuşmasını yaptığı seminere Sabancı Üniversitesi MDBF Öğretim Üyesi Levent Öztürk konuşmacı olarak katıldı. “İklim Değişiminin Tarımsal Üretim Sistemlerine Etkileri” temalı seminerde, iklim değişiminin tarımsal üretim sistemlerine etkilerine güncel örneklerle ışık tutuldu.

“Sıcaklıklar Artarken Karbondioksit Miktarı da Artıyor”

Sabancı Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erkay Savaş, “Dünya’da sıcaklıklar artarken havadaki karbondioksit miktarı artıyor. Bunun tabii ki üzerimizde çeşit çeşit etkileri var. Bunlardan biri de tarımsal üretime etkileri. Tarımsal sistemlerimizi değiştirmemiz gerekiyor mu? İyi yönde mi etkileyecek kötü yönde mi etkileyecek bunları konuşmamız ve üzerine düşünmemiz gerekiyor” dedi.

Dünyanın “Taşıma Kapasitesi”

Sabancı Üniversitesi MDBF Öğretim Üyesi Levent Öztürk, 1968 yılının insanlı uzay ziyaretlerinin başlangıcı ve uzaydan çekilen Dünya fotoğrafının birçok hareketin de öncüsü olduğunu hatırlatarak şunları söyledi: “Ben bir biyolojik terimle başlamak istiyorum. ‘Taşıma kapasitesi’ bir biyolojik terimdir. Her türlü ortam, her türlü ekosistemin bir taşıma kapasitesi var. O ortamda bir organizmadan ve bir ekosistemden bahsettiğimizde hep bir taşıma kapasitesinden söz ederiz. Bu bir petri kabı kadar küçük olabilir veya içinde tüm canlılarla birlikte yer alan bir gezegen kadar da büyük olabilir.”

“Peki, gezegenin taşıma kapasitesi insanlar için ne kadar?” sorusunu soran Öztürk konuşmasına şöyle devam etti: “Aslında bu soruyu sadece ben değil, Birleşmiş Milletler bile sormuş ki önceden önlem alalım diye. Yapılan çeşitli araştırmaların sonunda ‘Dünya’nın kaynakları sınırlı olsa olsa 4 milyar insan yaşayabilir’ derken, optimist olanlar ‘16 milyar insan rahat rahat yaşar bu gezegende’ diyor. Dünya’nın taşıma kapasitesi yaklaşık 10 milyar diyebiliriz. Peki, bu 10 milyar insana ne zaman ulaşacağız? Değişik hesaplama yöntemleriyle 2050 ile 2060’ların ortasında bir yerde Dünya’nın, gezegenimizin taşıma kapasitesine erişeceğini biliyoruz.”

“Dünya Isınıyor!”

Şu anda 8 milyar civarında olan Dünya nüfusunun çevreye etkilerinin olduğuna dikkat çeken Öztürk, “Dünya ısınıyor. Peki bu ısı artışının sebebi nedir?” diyerek, şöyle devam etti:

“Sebebine baktığımızda bunun aslında doğal sebepleri olabilir. Mesela Dünya’nın Güneş etrafındaki çizdiği yörünge. Yaklaşıyor, uzaklaşıyor kısmen değişebiliyor yıllar içerisinde ama o kadar da etkili olmadığını görüyoruz. Başka ne olabilir? Mesela Güneş’teki değişen olaylar; Güneş fırtınaları. Bunun da etkisinin ama çok ciddi anlamda bu gözlemlerin tarif etmediğini görüyoruz” dedi.

Başka doğal etmenlerden, çok büyük olanlardan örneğin volkanik aktivitelerden söz eden Öztürk, “Volkanik aktiviteler yani küresel ısınmayı bir kenara bırakın aslında soğumaya bile neden olabiliyor. Çünkü çıkarttığı kükürt ve diğer partiküllerin atmosferde soğuma etkisi bile yaptığı biliniyor. Bunların hepsini toplasanız bile tüm natural faktörler Dünya’daki ısı değişimini bize anlatamıyor” şeklinde konuştu.

“Sorumlusu Biziz!”

“Seragazları neredeyse bizim şu anda yaşadığımız son yüzyıl içerisindeki bir derecelik artışı çok iyi tarif edebiliyor. Demek ki sorumlusu biziz” diyen Öztürk, konuşmasını şöyle noktaladı: “İnsan kaynaklı ve en büyük bunu açıklayan nedense seragazları. Seragazları içerisinde en büyük etkiye sahip olan karbondioksit. Son yüzyılda hiç görmediğimiz şekilde arttı. 280’lerden şu anda bugün itibarıyla 421 ppm’e kadar artmış durumda karbondioksit. Ve bunun ne yaptığını da artık iyi biliyoruz artık. Güneş’ten gelen enerji aslında bir şekilde Infrared radyasyon olarak uzaya geri yansıyacağına bu karbondioksit ve diğer yanındaki seragazları sayesinde tutularak atmosferin ısınmasına neden oluyor. Sadece karbondioksit artacak olsaydı aslında bitkiler bundan çok mutlu olacaktı. Fakat iklim değişikliği öyle bir şey ki sadece karbondioksit artışıyla gelmiyor. Bunun yanında yağışlardaki düzensizlikler, kuraklıklar, yüksek sıcaklıklar asıl sorunlar bunlardan kaynaklanıyor.”

EkoIQ Editör