Her yıl 14 Mart tarihi Dünya Nehirler için Eylem Günü olarak kabul ediliyor. Başta iklim değişikliği olmak üzere insan faaliyetleri nedeniyle büyük risk altında bulunan nehirler, son küresel verilere göre 2023 yılında en kurak yılı yaşadı. Bu duruma dikkat çekmek amacıyla Dünya Nehirler için Eylem Günü’nün 2025 teması da “Nehirlerimiz, Geleceğimiz” olarak belirlendi.
Günümüzden 28 yıl önce Brezilya’nın Curitiba kenti, gezegenimizin su kaynakları üzerine önemli bir buluşmaya ev sahipliği yaptı. 20 ülkeden temsilcilerin katılımıyla ilk Uluslararası Barajlardan Etkilenen İnsanlar Toplantısı gerçekleştirildi ve bu toplantıda 14 Mart tarihi “Dünya Nehirler için Eylem Günü” olarak kabul edildi. Gün, yıllar içinde küresel çapta bir etkinliğe dönüştü.
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından resmi olarak tanınmasa da, bu özel günle, barajların nehirleri engellemesinden, bu tatlı su kaynaklarının biyoçeşitlilikten tarıma kadar sağladığı faydalara dikkat çekilmeye çalışılıyor. Bununla birlikte nehirlerin iklim değişikliği ve sanayi yüzünden nasıl bir risk altında bulunduğuna dair farkındalık yaratılıyor. Ayrıca nehirlerle doğrudan bağlantılı olarak su hakkı ve yönetimi, iklim krizi ve kentleşme konuları da gündeme getiriliyor.
Nehirlerin korunması Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA’lar) açısından da önemli. Dolayısıyla bu özel günle, 2030 yılına kadar herkes için güvenilir ve karşılanabilir içme suyuna evrensel ve adil erişim sağlamanın yanı sıra tatlı su kaynaklarını oluşturan ekosistemleri korumak ve restore etmek amacına da özel bir vurgu yapılıyor.
Hem Biyoçeşitlilik hem de Medeniyet Kaynağı
Dünya Nehirler için Eylem Günü’nün 2025 teması ise “Nehirlerimiz, Geleceğimiz” olarak belirlendi. Temayla nehirlerin gezegenimizin sağlığı ve dünyadaki tüm yaşamı desteklemedeki rolüne dikkat çekilerek, küresel çapta özgür akışlı nehirleri savunan, su haklarını koruyan ve nehir yönetiminde yerel seslerin duyulmasını savunan insanlara beraber hareket etme çağrısı yapılıyor.
Dünya çapında ilk medeniyetler nehirler etrafında kurulup büyüdü. Nehirler yaşamın devamlılığı için hayati bir öneme sahip. Ancak tüm önlemlere rağmen bu tatlı su kaynaklarındaki türler, iklim değişikliği, aşırı su kullanımı ve kirliliğin birleşimi nedeniyle 1970’ten bu yana %83 oranında azalma gösterdi. Latin Amerika, Afrika ve Asya’daki tüm nehirlerin yaklaşık üçte biri, patojenik kirlilikten ciddi şekilde etkilenmiş durumda. Şiddetli ve orta dereceli tuzluluk kirliliği, tüm nehirlerin yaklaşık %10’unu etkilerken, bu durum tatlı su kaynaklarını içme ve tarım için kullanılamaz hale getiriyor.
Nehirler Son 30 Yılın En Kurak Dönemini Yaşıyor
Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) Ekim 2024’te yayımladığı Dünya Su Kaynaklarının Durumu Raporu’nda nehirler için durumun hiç de iç açıcı olmadığı görülüyor. Raporda 2023’ün, küresel olarak nehirler için 30 yılı aşkın süredir en kurak yıl olduğu vurgulanıyor ve talebin arttığı bir dönemde su mevcudiyetinde kritik değişikliklere işaret ediliyor.
Kuzey, Orta ve Güney Amerika’nın geniş bölgelerinin, 2023 yılında şiddetli kuraklık ve azalmış nehir debisi koşulları yaşadığını ifade eden raporda, Mississippi ve Amazon havzalarının su seviyelerindeki rekor düşüklükler de belirtiliyor. Yanı sıra Asya ve Okyanusya’da, Ganj, Brahmaputra ve Mekong gibi önemli nehir havzalarının neredeyse tüm havza bölgelerinde normalin altında koşullar yaşadığı aktarılıyor. Raporda ayrıca dünya genelinde su kaynaklarının son 33 yıldaki en kurak seviyeye ulaştığı, yaklaşık 3,6 milyar insanın yılda en az bir ay suya yetersiz erişim tehdidiyle karşı karşıya olduğu ve bu sayının 2050 yılına kadar 5 milyara çıkmasının beklendiği ifade ediliyor.