#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

Dünya Nüfusu Sağlıklı ve Refah İçinde Yaş Almalı

2030 yılında dünya genelinde her altı kişiden birinin 60 yaşında veya daha büyük olacağı tahmin edilirken 2050’ye gelindiğinde, 60 yaş ve üzeri dünya nüfusunun da 2,1 milyar olması bekleniyor. Bu eğilimden yola çıkarak “Uluslararası Yaşlı Bireyler Günü”nün 2024 temasıyla yaşlı nüfusa yönelik bakım ve destek sistemlerinin güçlendirilmesine vurgu yapılıyor.

Biyolojik anlamda yaşlanma, zaman içerisinde farklı moleküler ve hücresel hasarların birikiminin etkisiyle gerçekleşiyor. Bu durum fiziksel ve zihinsel kapasitede azalma ile birlikte hastalık risklerinin de artışına neden oluyor. İşitme kaybı, katarakt ve görme kusurları, sırt ve boyun ağrısı, osteoartrit, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), diyabet, depresyon ve demans ise yaş aldıkça görülme sıklığı artan hastalıkların önde gelenlerini oluşturuyor. Hatta zamanla birden fazla hastalığı aynı anda yaşama olasılığı da artıyor. Ayrıca yaşlılıkla beraber bu bireylerin son yıllarını yoksulluk içinde yaşama riskinin artış gösterdiği de gözleniyor.

Nüfusun yaşlanması dünya genelinde toplumsal yapıları şekillendiren önemli bir küresel trend haline geldi. Doğumda yaşam beklentisi artık dünyanın yarısında 75 yılı aşmış durumda. Bu, 1950’ye kıyasla 25 yıl daha uzun bir süre anlamına gelirken 2030 yılına varıldığında, 60 yaş üstü yaşlı bireylerin dünya genelinde genç nüfusu geçmesi bekleniyor.

2030 yılında, dünya genelinde her altı kişiden birinin 60 yaşında veya daha büyük olacağı tahmin edilirken 2050’ye gelindiğinde, 60 yaş ve üzeri dünya nüfusunun da 2,1 milyar olması, 80 yaş ve üzerindeki bireylerin sayısının ise 426 milyona ulaşması bekleniyor.

Nüfus yaşlanması, yüksek gelirli ülkelerde başlamışken son yıllarda düşük ve orta gelirli ülkelerde de büyük bir dönüşüm yaşanıyor. 2050 itibarıyla, 60 yaş ve üzerindeki dünya nüfusunun üçte ikisinin düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşaması bekleniyor.

Yaşlanan nüfusun artışıyla birlikte bu nüfusun sağlıklı ve refah içinde yaş alması Birleşmiş Milletler’in (BM) de uzun süredir gündeminde. BM, 2021-2030 yılları arasını “Sağlıklı Yaşlanma On Yılı” ilan ederek yaşlı bireylerin, ailelerinin ve yaşadıkları toplulukların yaşamlarını iyileştirmek amacıyla Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) ile de uyumlu bir şekilde, hükümetleri, uluslararası ve bölgesel organizasyonları ve sivil toplum kuruluşlarını (STK) bu yönde çabalara teşvik etmeye çalışıyor.

BM on yıl hedefinden önce de 14 Aralık 1990’daki Genel Kurulu’nda 1 Ekim tarihini “Uluslararası Yaşlı Bireyler Günü” olarak belirlemişti. Günle yaşlanmanın getirdiği zorluklara karşı, yaşlı bireylerle uyumlu sosyal ağlar ve fiziksel ortamlar yaratmaya ve onların sağlıklarını korumaya yönelik farkındalık oluşturmaya çalışılıyor.

Bakım ve Sağlık Sistemleri Güçlendirilmeli

Küresel anlamdaki demografik değişim, hem resmi hem de gayriresmi ortamlarda ücretli ve ücretsiz destek için geniş bir ihtiyaç yelpazesini kapsayan bakım verme alanını önemli ölçüde dönüştürdü. Yaş alan nüfusun artışına paralel olarak kapsamlı sağlık hizmetleri, bakım ve sosyal destek hizmetlerine yönelik artan talepten yola çıkılarak, Uluslararası Yaşlı Bireyler Günü’nün 2024 teması olarak, “Onurlu Bir Şekilde Yaşlanmak: Dünya Genelinde Yaşlı Bireyler için Bakım ve Destek Sistemlerinin Güçlendirilmesinin Önemi” başlığı belirlendi.

Tema kapsamında geriatri ve gerontoloji alanında eğitim ve öğretim fırsatlarının genişletilmesi, küresel bakım iş gücü eksikliğinin ele alınması ve bakım verenlerin çeşitli katkılarının tanınmasının acil bir ihtiyaç olduğu vurgulanıyor. Ayrıca hem bakım verenlerin hem de bakım alanların insan haklarının korunmasının önemine de dikkat çekilecek ve yaş alan bireylerin onurunu, inançlarını, ihtiyaçlarını ve mahremiyetini gözeten, birey merkezli bakım yaklaşımlarını teşvik etmek amaçlanıyor.

Tüm iyi niyetli girişimlere rağmen dünya çapında yaşlıların genellikle zayıf veya bağımlı ve topluma yük oldukları varsayımı genel bir eğilim olarak varlığını koruyor. Bir tür “yaşçılık” olarak da tanımlanan bu tutum nedeniyle yaşlı bireylerin ayrımcılığa uğramasını ve sağlıklı yaşlanma fırsatlarını kaçırmalarını engellemek politika yapıcıların önemle üzerinde durması gereken bir mesele.

Türkiye’de Yaşlı Nüfus Oranı Çift Haneyi Gördü

65 yaş üstü nüfusun oranı Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkede de artış gösteriyor. 2020’de %9,5 seviyesine yükselen bu oran, 2023’te %10,2’ye çıktı ve böylece Cumhuriyet tarihinde ilk kez çift haneyi gördü. Türkiye’de 2022 yılında 33,5 olan ortanca yaş, 2023 yılında 34’e yükseldi. Tahminlere göre Türkiye’de 2025 yılında 65 yaş ve üstü kişi sayısının 9 milyon 731 bin 422’ye yükselmesi ve bu sayının ilerleyen yıllarda giderek artması bekleniyor. Nüfus projeksiyonlarına göre yaşlı nüfus oranının 2030 yılında %12,9, 2040 yılında %16,3, 2060 yılında %22,6 ve 2080 yılında %25,6 olacağı öngörülüyor.