13 Ekim “Uluslararası Afet Riskini Azaltma Günü”nün bu yılki teması “Dayanıklı Bir Gelecek için Yeni Nesli Güçlendirmek” olarak belirlendi. Tema, çoğu iklim değişikliği tarafından tetiklenen ve etkileri ağırlaşan afetlerin, en çok da çocukların ve gençlerin refahını tehdit ettiğine dikkat çekiyor. UNICEF’e göre, dünya genelinde yaklaşık 1 milyar çocuk, iklimle ilişkili afetler de dahil olmak üzere iklim etkileri nedeniyle son derece yüksek risk altında bulunuyor.
Afetler, yoksul ve gelişmekte olan ülkeleri orantısız bir şekilde etkiliyor. Özellikle ölüm oranları, yaralı sayısı, yerinden edilen ya da evsiz kalan insanlar, ekonomik kayıplar ve kritik öneme sahip altyapıdaki zararlar açısından bu ülkeler için ciddi sonuçlar doğuruyor. Son yıllarda iklim değişikliği nedeniyle ortaya çıkan aşırı hava olaylarının beraberinde getirdiği afetler bu tür ülkeleri daha fazla etkilediğinden kapasite geliştirme, uluslararası işbirliği ve afet önleme ve afete dayanıklılık daha da önem kazanıyor.
Bu bağlamda 18 Mart 2015 tarihinde gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler (BM) Afet Riskini Azaltma Konferansı’nda, “Sendai Afet Riskini Azaltma Çerçevesi 2015-2030” kabul edildi. Afet risklerini önlemek ve mevcut afet risklerini azaltmak için hedefler içeren Sendai Çerçevesi, afet riskinin daha iyi anlaşılmasını, yönetişimin güçlendirilmesini, dayanıklılık için yatırımların yapılmasını ve iyileştirme çabalarını içeriyor.
Afet Önleme Kültürü Geliştirilmeli
Birleşmiş Milletler, her yıl 13 Ekim tarihini “Uluslararası Afet Riskini Azaltma Günü” olarak kabul ediyor. Afet riskini tamamen ortadan kaldırmak imkansız olsa da önleme ve hazırlık çalışmaları ile yerel toplulukların dayanıklılığını büyük ölçüde artırmak mümkün. Bu hedefle farkındalık çalışmalarının yapıldığı günün 2024 teması ise “Dayanıklı Bir Gelecek için Yeni Nesli Güçlendirmek” olarak belirlendi.
Tema, çoğu iklim değişikliği tarafından tetiklenen ve etkileri ağırlaşan felaketlerin, en çok da çocukların ve gençlerin refahını tehdit ettiğine dikkat çekiyor. UNICEF’e göre, dünya genelinde yaklaşık 1 milyar çocuk, iklimle ilişkili afetler de dahil olmak üzere iklim etkileri nedeniyle son derece yüksek risk altında. Ölüm ve yaralanma riskinin ötesinde, herhangi bir afetin ardından çocuklar; eğitim, beslenme, sağlık hizmetleri ve koruma konularında kesintiler gibi zincirleme etkilere maruz kalıyorlar. Dolayısıyla tema, çocukları afetlerden korumak için ülkelere çağrıda bulunuyor. Çağrı ile ülkelerin ulusal ve yerel afet riskini azaltma stratejilerini tasarlarken çocukların savunmasızlıklarını ve ihtiyaçlarını dikkate almaları gerektiğini hatırlatıyor. Çağrı, Sendai Çerçevesi’nin Ara Değerlendirme Politika Bildirgesi’nde de yer alan, gençlere yönelik, “tam, eşit, anlamlı ve kapsayıcı katılımını” ve “afet önleme kültürünün” teşvik edilmesini talep eden çağrılarıyla da uyumlu yürüyor.
UNDP: 2023 Türkiye Depremlerinden Sonra Kimse Geride Bırakılmamalı
Afet riskini azaltma konusunda, özellikle bir deprem ülkesi olarak Türkiye’nin karnesi ise hiç iyi değil. Bu durumu en son geçen yıl Şubat ayında, 15 milyondan fazla insanın yaşadığı Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Osmaniye, Hatay, Kilis, Malatya ve Elazığ’ı kapsayan 11 ilde yaşanan büyük depremler bir kez daha gözler önüne serdi.
50 binden fazla insanın ölümüne, 3,3 milyon kişinin yerinden olmasına ve 2,3 milyonun da çadır kampları ve konteyner yerleşimlerinde yaşamasına, 300 binden fazla binanın yıkılmasına ve yıkılmak zorunda kalmasına neden olan depremlerin ardından, BM Kalkınma Programı (UNDP) birtakım teklifler ve proje önerileri geliştirdi. “Türkiye Depremleri İyileşme ve Yeniden İnşa Değerlendirmesi” (TERRA) adıyla bir ön değerlendirme hazırladı. TERRA, UNDP desteğiyle tamamlandı ve BM ajansları, Dünya Bankası ve Avrupa Birliği ile koordineli olarak gerçekleştirildi.
TERRA, Türkiye için iyileşme ve yeniden inşa maliyetlerini 103,6 milyar ABD doları olarak öngörürken, bu miktar Türkiye’nin 2023 için öngörülen GSYİH’sinin %9’una denk geliyor.
TERRA, yeniden inşa çabalarına yön verecek beş ilkeyi ise şöyle belirledi:
- Dayanıklı yapıların, kurumların ve toplulukların yeniden inşa edilmesi.
- Eğitim, politikalar ve uygulamalarda afet riskinin azaltılmasına odaklanmak.
- Depremden etkilenenlerin katılımıyla hesap verebilir kararlar almak.
- Tüm yardım, iyileşme ve yeniden inşa çabalarında kimsenin geride bırakılmaması.