#ekoIQ | Sürdürülebilirlik Hakkında Her Şey

“Dünyayı Çikolatayla Değiştirebiliriz”

Gerçekten enteresan bir iddia ama yağmur ormanlarında üretilen bir çikolata markası, bu işi ciddiye alıyor gibi. Duygusal bir bağla üretilen Original Beans çikolatası, tüketiciyi doğrudan ve duygusal olarak ormanla ilişkilendirmeyi hedefliyor ve her paket çikolata için yağmur ormanlarına bir kakao ağacı dikiyor. Markanın kurucusu ve eski Birleşmiş Milletler görevlisi Philipp Kauffmann’a bu iddialı sözün arka planını sorduk ve karşımıza büyük büyükbabadan yadigâr bir 21. yüzyıl hikayesi çıktı…
Berkan ÖZYER

Daha önce Birleşmiş Milletler’de çalıştı­ğınızı biliyoruz. Hangi noktada BM’deki işinizi bırakıp doğa ile ilgili bir şey yap­maya karar verdiniz? Motivasyonunuz neydi?
Esasında BM’deki görevimde zaten doğa­yı korumaya yönelik bir konuda çalışıyor­dum. 1990’larda bir internet şirketi geliş­tirdikten sonra 1998’de doğayı korumayı, kariyerimin temel hedefi yapmaya karar verdim. Ve gönülden bir girişimci olarak BM’deki görevimi, başarılı bir iş modeline dönüştürmek istedim. Bu vizyonun sonu­cunda ortaya çevrenin korunmasına ve mükemmel tada adanmış bir şirket çıktı: Original Beans çikolatası.

Doğadaki bunca kaynak arasında neden çikolatayı seçtiniz?
Kakao, yağmur ormanlarının sihirli bir ağacı. Doğadaki en lezzetli meyvelerden birini sunuyor. Dolayısıyla tedarik zinciri, dünyanın en önemli ekosistemine uza­nıyor. Özellikle hoş lezzetli türler, eğer başarılı şekilde seçilip işlenirse baş dön­dürücü aromalar, olağanüstü çikolatalar sunuyor. Original Beans çikolatalarının tadına bakan biri çekirdeklerin kaynağını merak etmeye, hatta belki üretim döngü­sünü ve buna dahil olan çiftçileri önemse­meye başlıyor. Yani tüketiciyi doğrudan ve duygusal olarak ormanla ilişkilendiri­yoruz. Bu yüzden çikolata yapmayı seçtik. Çünkü çikolata doğayı insanların dama­ğında canlandırıyor. Original Beans’te ka­kaoyu, karşılığında doğaya bir şey vermek istediğimiz muhteşem bir hediye olarak değerlendiriyoruz.
Satılan her bar çikolata için çiftçilerin yeni bir ağaç dikmesini sağlıyoruz. Bunları tarla­larımıza değil, doğrudan ormana ya da ka­kao koruluklarına dikiyoruz, çünkü kakao ağacı, en iyi olarak diğer ağaçların gölge­sinde büyüyen bir gölge âşığıdır. Bu yön­temle ormanların azalmasını radikal oranda azaltabiliyoruz. Ve ormanları daha fazla ko­ruyup genişlettikçe, dünyamızın iklimini ve biyolojik çeşitliliğini iyileştiriyoruz.

Original Beans’i doğa ve sürdürülebilir­lik konusunda özel yapan nedir? Doğa ve yağmur ormanlarına katkınız nedir?
Original Beans’e dair özel olan şey, bizim bütünsel yaklaşımımız ve uygulamaları­mız. Ekoloji ve ekonomi arasında tekrar doğru bir denge kurmak için tüketimimiz­le üretimimiz arasındaki boşluğu kapatan onarıcı bir tedarik zinciri oluşturduk. Ge­zegendeki en önemli yağmur ormanların­da, çok fakir bir nüfusla ve bazen yerliler­le birlikte çalışıyoruz. Milyonlarca ağacı kaynağında koruyup yenilerini dikiyoruz (bir bar çikolata – bir ağaç). Tedarik zin­cirimizle, saldığından daha fazla karbon emen bir ürün sunuyoruz. Ürünün pake­tinin bahçelerde gübre olarak kullanabil­mesinden ötürü atık bırakmıyoruz. Tabii ki, ofislerimiz yeşil binalarda yer alıyor, organik besleniyoruz, IT hizmetini yeşil web servisinde sunuyoruz ve hepimiz -Amsterdam’da– bisiklet kullanıyoruz. Be­nim bir arabam yok mesela.

“Dünyayı çikolatayla değiştirebiliriz” di­yorsunuz. Bunu nasıl yapacağız?
Her birimiz doğayı korumaya ve dünyada daha iyi iklim elde etmeye keyif alarak katkı sunabiliriz. Tek yapmamız gereken doğru satın alma tercihlerinde bulunmak, örneğin çikolata konusunda. Bir çikolata âşığı bir bar Original Beans satın aldığın­da, o kişi aynı zamanda sürdürülebilir ta­rım yöntemlerini ve yağmur ormanlarına yeni bir ağacın dikilmesini destekliyor. Ve bu ağaç, paketin arkasındaki kod sayesin­de internetten takip edilebilir. Herkesin doğa korumacısı olamayacağını anlıyo­rum ama herkes her gün ne tükettiğine dikkat edebilir.

Dünyada milyonlarca çikolata markası var. Reklamcılık anlamında kendinizi diğer şirketlerle nasıl ayrıştırıyorsunuz? Bu kadar marka arasında insanları satın alma için ikna etmek çok zor olmalı.
Sırrımız şu: Eğer biri bizim sürdürülebi­lirlik önceliklerimizden ikna olmuyorsa, çikolatalarımızın sıra dışı tadıyla ikna olacaktır. Mesela, bizim çikolatalarımızı kullanan Michelin yıldızlı pek çok resto­randa bu durum var. Bunlardan çok azı bizimle Sustainable Restaurant Associa­tion ya da Considerate Hoteliers ağları üzerinden iletişime geçti.
Bizim ödüllü çikolatalarımız üretildikle­ri toprakların tadını taşıyorlar. Dahası, saflıklarını korumak için asgari derecede maddeyle, kakao ve ham şeker kamışı ile üretiliyorlar.

Oluşturduğu tedarik zinciri açısından bakıldığında Original Beans sürdürülebi­lirlik konusunda söyleyecek çok şeye sa­hip. Deneyimlerinizden hareketle, sizce şirketler sürdürülebilir olmaya nereden başlamalı? İlk adım ne olabilir?
Sürdürülebilirlik yolunda hepimiz önce­likle şu mevcut gidişatı anlamalıyız: Do­ğayla dengeli biçimde tamamen dönüşen bir toplum ve ekonomi. Zararı azaltmak mükemmel ama yeterli değil. Şirketler ve markalar, topluma katkı sağlayabile­cekleri ciddi bir vizyona ihtiyaç duyuyor. Böyle vizyoner işleri Silikon Vadisi’nden biliyoruz ama örneğin Yeşil Vadi’nin de kurulması gerekiyor. Dolayısıyla önce gi­dişatı anlamak, sonra uygulama. Uygula­ma kısmında, ürünün her parçası, tedarik zincirinin her adımı gözden geçirilmeli. Tarımda fosil yakıt olmadan organik gıda üretip ardından fosil yakıtla nasıl paketle­me yapılabilir? Sonrasında da nasıl buna sürdürülebilir diyebilirsiniz? Bu yarım ka­lan bir yaklaşım. Son olarak ortaklarınızın da aynı değerleri paylaştığı bir değer zin­ciri kurmanız gerekiyor. Böyle bir ortak değer zincirinde, partnerlerinizin girdi ve çıktılarına güvenebilirsiniz.

Son olarak ne zaman ülkemizde çikola­talarınızı yiyebileceğiz?
Umarım en kısa sürede! Önümüzdeki haftalar ve aylarda Türk partnerlerle ta­nışıp Original Beans ürünlerini ülkenizde de çikolata âşıklarına sunabilmeyi umu­yorum. Ve zirvede ekonomiyi ekolojiyle tekrar dengeye getirme mücadelesine Türkiye’nin nasıl baktığını öğrenme şan­sım olacak.

EkoIQ Editör