#ekoIQ Araştırma Ekonomik Stres İş Verimliliğini Düşürüyor
Araştırma

Ekonomik Stres İş Verimliliğini Düşürüyor

İş dünyasında devam eden dönüşüm, şirketler ile birlikte çalışanların yaşamlarını, sosyoekonomik durumlarını ve duygularını da etkiliyor. Yeni bir araştırmanın sonuçlarına göre, Türkiye’deki çalışanlar işlerinin geleceğine dair oldukça endişeli. Araştırma, ekonomik stres altındaki çalışanların dikkatlerinin iş yerinde diğerlerine kıyasla beş kat daha fazla dağıldığını da gösteriyor.

PwC Türkiye’nin her yıl tekrarladığı Geleceğin Çalışma Hayatına Dair Umutlar ve Endişeler araştırmasının 2023 sonuçları açıklandı. Araştırmaya göre, iş dünyasında devam eden dönüşüm, hem çalışanlar hem de şirketler için belirsizliklerin hakim olduğu bir ortamda sürüyor. Bununla birlikte küresel ve yerel ölçekte yaşanan gelişmeler iş dünyasının yanı sıra çalışanların kişisel yaşamlarını, ekonomik stres durumlarını ve duygularını doğrudan etkiliyor.

Çalışanlar Değişim Konusunda Hemfikir

Araştırmaya göre Türkiye’deki çalışanlar, önümüzdeki beş yılda işlerinin gerektirdiği becerilerin önemli ölçüde değişeceğine, global tabloya göre daha fazla inanıyor. Araştırmaya katılan çalışanların çoğunluğu değişim konusunda hemfikir. Bununla birlikte, üçte birinin bu değişimin nasıl olacağına dair net bir fikri bulunmuyor. PwC uzmanlarına göre bu durum, çalışanların yeni becerileri kazanmaya yeterince hazırlıklı olmamalarına yol açabilir.

Araştırma sonuçlarına göre Türkiye’deki çalışanların kariyerlerindeki ilerlemelerini etkileyecek ilk yetkinlik eleştirel düşünme yeteneği. Global tabloda bu seçenek ikinci sırada yer alırken esneklik ilk sırada bulunuyor. Eleştirel düşünme, global ölçekte ikinci sırada yer alırken sonraki üç maddede Türkiye’deki çalışanların dünyadaki çalışanlarla benzer düşündüğü görülüyor. İşbirliği yeteneği, liderlik yeteneği, analitik/veri yetenekleri ilk beşi oluşturan diğer başlıklar olarak öne çıkıyor.

İşverenlerin Z jenerasyonuna yönelik gelişim inisiyatiflerinin hedef kitle tarafından fark edildiği göze çarpıyor. İşverenleri tarafından önümüzdeki beş yıl içinde kendi kariyerleri için en önemli olacak yetenekleri uygulayabileceği iş fırsatlarının sıklıkla sağlandığını söyleyen Y jenerasyonu katılımcıların oranı %35 iken, X jenerasyonu katılımcıların oranı %47, Z jenerasyonu katılımcıların oranı ise %56.

Yapay Zeka Türkiye’de Yolun Başında

ChatGPT gibi üretken yapay zeka uygulamalarının şirketlerde kullanılmaya başlanmasına yönelik hem Türkiye özelinde hem de global ölçekte bir iyimserlik olduğu görülüyor. Genel beklenti pozitif olmakla birlikte kullanım tarafında henüz yeterli oranda bir deneyimden söz etmek mümkün değil. Araştırma katılımcılarının yarıdan fazlasının işlerini yaparken yapay zeka araçlarını hiç kullanmadığı ya da nadiren tercih ettiği görülüyor. Bu durum, yapay zekanın iş yaşamındaki potansiyelini gerçekleştirme noktasında Türkiye’de yolun başında olunduğunu gösteriyor.

Çalışanların yapay zekadan beklentilerinde ise verimlilik artışı dikkat çekiyor. Katılımcılar, büyük ölçüde yapay zekanın iş yerinde üretkenliği ve verimliliği artırmaya yardımcı olacağını düşünüyor. Yapay zekanın yeni beceriler öğrenme fırsatı yaratacağına inananlar da çoğunlukta. Katılımcılar ayrıca yapay zekanın, normalde öğrenebileceklerinden emin olmadıkları yeni becerileri öğrenmelerini gerekli kılacağına inanıyor. Mevcut işini etkilemeyeceğini düşünenler, yapay zekanın mevcut işinin yerini alacağına inananlar ile yapay zekanın işinin doğasını olumsuz yönde değiştireceğinden endişe edenler ise daha azınlıkta.

İnovasyon Kültürü Yeterince Desteklenmiyor

Araştırma günümüzde önemi giderek artan kurum içi inovasyonun çalışanlar gözünde nasıl değerlendirildiğini de ortaya koyuyor. Buna göre inovasyon kültürü, çalışan bağlılığı ve dönüşüm için kritik olan denemeler yapmak, fikirleri tartışmak veya mevcut durumu sorgulamak için aksiyonlar konusunda yöneticilerin çalışanları yeterince desteklemediği düşünülüyor. Araştırma bulguları, bu ortamın çalıştıkları şirkette olmadığını düşünenlerin şirket değiştirme olasılığının daha yüksek olduğunu da gösteriyor.

PwC’nin çalışanların finansal sağlığına ilişkin yakın zamanda yaptığı global araştırma, ekonomik stresin insanların duygusal ve fiziksel sağlıklarına zarar vermenin yanı sıra üretkenliklerine ve bağlılıklarına da zarar verdiğini gösteriyor. Ayrıca araştırma, finansal açıdan stresli çalışanların iş yerinde dikkatlerinin diğerlerine kıyasla beş kat daha fazla dağıldığını gösteriyor.

Finansal durumlarıyla ilgili soruyu yanıtlayan ve finansal sorumluluğu bulunan katılımcıların %58’inin hane geliri, temel ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra birikim, tatil gibi harcamalar yapmaya yetmiyor. Araştırmaya katılan çalışanların %11’i birden fazla işte çalıştığını söylüyor. Bu oranın, her ay faturalarını ödemekte zorlanan (%26) veya çoğu zaman ödeyemeyen (%30) kişiler için daha da yüksek olduğu görülüyor.

Yurt Dışı Tercihleri ile Finansal Sebepler Yakından İlişkili

Araştırma sonuçları, farklı jenerasyonların beklentilerinin ve almayı düşündükleri aksiyonların önemli seviyede değişkenlik gösterdiğini ortaya koyuyor. Örneğin X jenerasyonundaki çalışanların %32’si önümüzdeki 12 aylık dönemde zam isteyeceklerini, Y kuşağındaki çalışanların %45’i şirket değiştirmeyi düşündüğünü, Z kuşağındaki çalışanların %65’i ise yurt dışı fırsatları değerlendirmek istediklerini ifade ediyor.

Şirket değiştirmeyi düşünenlerle yurt dışı fırsatları araştıranların çoğunlukla hane halkı geliri ile temel ihtiyaçlarını karşılayamayanlardan oluşması, bu tercihlerin finansal sebeplerle yakından ilişkili olduğunu gösteriyor.

About Post Author