#ekoIQ Atık Elektronik Atıklar Ekosistemlerin Sağlığını Tehdit Ediyor
Atık

Elektronik Atıklar Ekosistemlerin Sağlığını Tehdit Ediyor

elektronik atık

Elektronik atıklar (e-atık) hem işletmeler hem de bireyler için giderek artan bir sorun haline geliyor. Küresel E-atık İstatistikleri Ortaklığı, 2019 yılında dünyada 53,6 milyon metrik ton e-atık üretildiğini ortaya koyuyor. Bu miktarda bir e-atık, dünyadaki her kişi başına yaklaşık 16 kilo anlamına geliyor ve bir yılda 263 olimpik yüzme havuzunu doldurabiliyor.

Yaşam tarzlarımızın ve çalışma şekillerimizin gelişimi, teknolojik ilerleme ve gelecek nesillerin gelişen istek ve gereksinimleriyle şekilleniyor. 2023 yılındaysa bu iki temel faktörün her zamankinden daha fazla birbiriyle bağlantılı olduğu görülüyor. Z kuşağı ile Y kuşağı teknolojiyi kullanarak sektörleri köklü değişikliklere uğratıyor ve kendi değerleriyle uyumlu hale getiriyor. Sürdürülebilirlik ise bunların başında geliyor.

“Tüketiciler Çevreye Daha Duyarlı Olma Eğilimi Gösteriyor”

Dell Technologies EMEA Müşteri Çözümleri Grubu Kıdemli Başkan Yardımcısı JG Pons, “Tüketiciler satın alımlarında çevreye daha duyarlı olma eğilimi gösteriyor ve uzun ömürlü ürünlere daha fazla yatırım yapıyor. Örneğin, geçen yıl Birleşik Krallık’ta tüketicilerin %38’inin daha dayanıklı ve daha uzun ömürlü ürünleri daha fazla ödeme yaparak tercih etmesi, tüketicilerin daha sürdürülebilir ürünlere ve bunu sağlayabileceğine güvendikleri markaların teknolojilerine öncelik vermeye başladığını gösteriyor.Ancak bu sadece tüketici satın alımlarında gördüğümüz bir eğilim değil. Y kuşağı BT satın alma pozisyonlarında yer almaya başladıkça ve Z kuşağı da çalışma hayatına katıldıkça, karbon azaltmagirişimlerinden yenilenmiş ve geri dönüştürülmüş teknoloji cihazlarının daha fazla kabul görmesine kadar sürdürülebilir satın almanın işletmeler için giderek daha önemli hale geldiğinin işaretlerini şimdiden görüyoruz” dedi.

“E-Atıklar Giderek Artan Bir Sorun Haline Geliyor”

Daha sürdürülebilir olma yolundaki işletmeler için en önemli alanlardan birinin teknoloji varlıkları olduğuna dikkat çeken Pons, “e-atıklar hem işletmeler hem de bireyler için giderek artan bir sorun haline geliyor ve ekosistemlerimizin sağlığını tehdit ediyor. Küresel E-atık İstatistikleri Ortaklığı, 2019 yılında dünyada 53,6 milyon metrik ton e-atık üretildiğini ortaya koyuyor. Bu miktarda bir e-atık, dünyadaki her kişi başına yaklaşık 16 kilo anlamına geliyor ve bir yılda 263 olimpik yüzme havuzunu doldurabiliyor” şeklinde konuştu.

Birçok yeni cihazın tasarımlarının merkezinde daha fazla enerji ve kaynak verimliliği olacak şekilde üretildiğini belirten Pons, “Sektörün yeni cihazları tasarlama ve üretme yaklaşımı önemli bir değişimden geçiyor ve sorumlu kaynak kullanımına giderek daha fazla önem veriliyor. Bu, geri dönüştürülmüş malzemelerin ve biyoplastiklerin sürece dahil edilmesinin yanı sıra daha verimli ürün performansı elde edilmesini de içeriyor” dedi. Ürünlerini daha enerji verimli olacak şekilde tasarladıklarını dile getiren Pons, birlikte daha fazla değişim yaratabileceklerine inandıkları için işbirliklerine de önem verdiklerini dile getirdi.

“Yenilenmiş bir cihaz satın almak sorumlu bir seçim olarak karşımıza çıkıyor” diyen Pons şunları söyledi: “İşletmeler bu cihazları, onaylı bir bayi aracılığıyla veya doğrudan üreticiden satın alarak hem tasarruf sağlayabiliyor hem de e-atık havuzuna gidecek olan bir cihazı satın alarak çevresel ayakizlerini azaltabiliyor.Teknoloji yenileme, döngüselliğe yatırım yapmak isteyen işletmeler için uzun zamandır sürdürülebilir bir model olarak kullanılıyor. Ancak bu durum geçmişte, çalışanların, özellikle hibrit veya uzaktan çalışan bir ekibin parçası olarak, verimli bir şekilde çalışmalarını sağlayan yeni cihazlardan yararlanamayabileceği anlamına geliyordu. İyi haber şu ki, geri satın alma ve tamir edilebilmesi için tasarım yapma gibi yenileme girişimlerinin artması, aynı üst seviye özelliklere sahip daha yeni modeller de dahil olmak üzere satın alınabilecek çok çeşitli cihazların olduğu anlamına geliyor.”

About Post Author