Türkiye’nin ilk net sıfır olma hedefini açıklayan kampüsüne sahip Sabancı Üniversitesi, bu doğrultuda çalışmalarına hızlı bir şekilde devam ediyor. Sabancı Üniversite’nin sürdürülebilirlik çalışmaları hakkında konuştuğumuz üniversitenin Genel Sekreteri Ali Çalışkan, “Kampüsümüz, kendi enerjisini üreterek elde ettiği tasarrufla tüm enerji kullanımını %100 yeşile dönüştüren bir kampüs olma özelliğine sahip. Bununla birlikte bir yıl içerisinde kampüsümüzdeki tüm bina çatılarına güneş panelleri kuracağız” diyor.
Sabancı Üniversitesi’nin sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarından bahsedebilir misiniz? Sürdürülebilir bir kampüs olmak adına neler yapıyorsunuz?
Sabancı Üniversitesi olarak öğrenci, akademisyen ve çalışanlarımıza yeşil bir kampüs sunuyoruz. Mevcut doğal güzellikleri geliştirip doğanın bize sunduklarını titizlikle koruyoruz. YÖK’ün “Vakıf Yükseköğretim Kurumları 2020” raporunda; Sabancı Üniversitesi, 1.163.697 m2’lik toplam alanı içerisinde %83’lük açık ve yeşil alanı (976.173 m2) ile öğrenci başına en fazla yeşil alana (234 m2) sahip olan vakıf üniversitesi olarak yer aldı.
2000 yılından beri “Ağaç Dikme Günleri” düzenliyoruz. Kampüsümüzde 100’den fazla doğal, 150’yi aşkın yeni dikilmiş bitki türü ve 350’den çok alt türden yaklaşık 170 binin üzerinde bitki bulunuyor. 1000’in üzerinde Japon Süs Kirazı ağacı (Sakura) kampüsümüzde yer alıyor. Bununla birlikte Sabancı Üniversitesi’nin Tuzla’da yer alan kampüsünü net sıfır yapmayı amaçlıyoruz ve çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Kampüsümüzde ayrıca toplam elektrik ihtiyacımızın önemli bir bölümünü karşılayan Güneş Enerjisi Santralı ile Kojenerasyon sistemi de bulunuyor. Ayrıca, Ayvalık Küçükköy’de bulunan Sabancı Üniversitesi Yaratıcı Teknolojiler Atölyesi’nde de sürdürülebilirlik adına önemli bir çalışma yürütüyoruz. Sabancı Üniversitesi olarak Enerjisa Enerji ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile birlikte Ayvalık Küçükköy’ü sürdürülebilir enerji temelli bir turizm uygulama merkezi ve yeşil destinasyon haline getirmek için SENTRUM isimli bir projede yer alıyoruz. Çok kısa sürede hayata geçirdiğimiz ve proje sonuçlarını gözlemleyebildiğimiz SENTRUM projesinin yeşil turizmi desteklemek için öncü olacağına inanıyoruz.
Sabancı Üniversitesi olarak uzaktan eğitimi desteklemenin yanı sıra gerçek bir kampüs üniversitesiyiz. Tuzla’da yer alan kampüsümüzde online ve hibrit eğitim için teknik altyapıyla donatılmış 77 sınıfımız bulunuyor. Hibrit eğitim için kampüsümüze önemli miktarda yatırımlar gerçekleştirdik. Pandemi döneminde 77 sınıfın tümünde fiziki dersler yapılırken aynı anda uzaktan bağlanan öğrencilerin de derslerini takip etmelerini sağladık. 2700’ün üzerinde yatak kapasiteli yurtlarımız, çok geniş kapsamlı Bilgi Merkezimiz ile Türkiye’nin en gelişmiş kampüsüne sahibiz. Tuzla Kampüsümüzün yanı sıra en üst düzey teknolojik altyapıya sahip ve Türkiye’de bir ilk olan Altunizade Dijital Kampüsü de geçtiğimiz yıl faaliyete başladı. Yenilikçi bir eğitim anlayışına sahip olan kampüsümüzdeki tüm sınıflarda Hyflex teknolojisi bulunuyor. Öğrenciler Hyflex teknolojisiyle sınıftaymış hissi yaratan bir dijital ortamla derslere bulundukları yerden katılabiliyorlar.
Türkiye’nin ilk net sıfır karbon hedefini açıklayan kampüsüne sahipsiniz. Hangi tarihte karbon nötr olmayı hedefliyorsunuz ve bu doğrultuda nasıl çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz?
Sabancı Üniversitesi olarak enerji ve iklim konularına uzun süredir öncelik veriyoruz. Tuzla’da bulunan Sabancı Üniversitesi kampüsünü net sıfır yapmayı hedefliyoruz. Gerekli planlamaları ve çalışmalarımızı tamamladık. Bunları hızlıca hayata geçirerek net sıfır hedefimize en kısa zamanda ulaşmayı hedefliyoruz.
Yenilenebilir enerji konusunda üniversite kampüsünde nasıl çalışmalar yürütüyorsunuz? Bu alandaki hedeflerinizden bahsedebilir misiniz? Enerjisa ile gerçekleştirilen bir Yeşil Enerji Anlaşması da mevcut. Anlaşmanın detayları neler?
Üniversitemiz sahip olduğu güneş enerjisi altyapısı ile de tam anlamıyla yeşil bir kampüs. Enerjisa Enerji ile gerçekleştirdiğimiz Yeşil Enerji Anlaşması ile şebekeden kullandığımız enerjinin tamamını yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılayacağız. Buna göre 2022 yılında 5980 MWh’lık elektrik enerjisi kullanımını yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılamış olacağız. Türkiye’de ve yurt dışında pek çok üniversite tarafından örnek alınan Tuzla kampüsümüzde ayrıca Enerjisa ile birlikte kurulumunu gerçekleştirdiğimiz ve toplam elektrik ihtiyacının %60’ını karşıladığımız Güneş Enerjisi Santralı ile Kojenerasyon sistemi de bulunuyor. Bununla birlikte kampüsümüzdeki tüm bina çatılarına bir yıl içerisinde tamamen güneş paneli kurmuş olacağız. Böylelikle kampüsümüzdeki toplam güneş enerjisi kapasitesini 1 MW’a çıkaracağız. Üniversitemiz 170 binin üzerinde bitkinin ve doğal bir göletin bulunduğu; kendi enerjisini üreterek elde ettiği tasarrufla tüm enerji kullanımını %100 yeşile dönüştüren bir kampüs özelliğine sahip.
Türkiye’deki üniversitelerin sürdürülebilirlik çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sürdürülebilirlik çalışmalarını üniversitemiz dışında birçok üniversite de son yıllarda gündemlerinde önemli bir yere taşıdı. Hem kampüs alanlarında hem de öğrencilere dokunan birçok başarılı uygulamanın hayata geçirildiğini gözlemliyoruz. Önümüzdeki dönemde benzer çalışmaların giderek artmasını bekliyoruz.